53. El-KAVİ
Her şeye gücü yeten, kudretli, 1150 pek güçlü. 1151
Her şeyi takdirine uygun olarak yaratan, her şeyi bilen ve bütün noksanlıklardan münezzeh olan Cenab-ı Hak, her şeye gücü yeten kudret sahibidir.
Şimdi şu ayeti kerimedeki bu isme dikkat edelim.
"Âd kavmine gelince, yeryüzünde haksız yere büyüklük tasladılar ve: Bizden daha kuvvetli kim var? dediler. Onlar kendilerini yaratan Allah'ın onlardan daha kuvvetli olduğunu görmediler mi? Onlar bizim âyetlerimizi (mucizelerimizi) de inkâr ediyorlardı." 1152
"El-Kavi" ismi şerifi Kur'ân-ı Kerim'de 9 kere zikredilmiştir. Allah'ın bu güzel ismi, "Kaviyyu, Şedidu'1-ikab" (O, cezası şedid herşeye gücü yetendir) şeklinde, Enfâl: 8/2 ve Gâfir: 40/22’de geçmektedir.
El-Kaviyyu'1-Aziz (Her şeye gücü yeten, yegâne galib) şeklinde, Hûd, 11/66; Hac: 22/42, 19; Hadid: 57/25; Mücadele: 58/21; Ahzab: 33/25'te geçmektedir.
"Bu, Allah'ın dinine ve peygamberlerine gayba inanarak yardım edenleri belirlemesi içindir. Şüphesiz Allah kuvvetlidir, daima üstündür." 1153
Allahu teâlâ kaviy'dir, hiçbir zaman kendisine dermansızlık erişmez. Kuvvet, tam bir kudretin ifadesidir. Yâni "Allah kaviy'dir" demek kudret-i tâmme sahibidir demektir. O'nun kudreti de öteki sıfatları gibi nâ-mütenâhîdir, tükenmez, gevşemez, hudut içine sığmaz, ölçüye gelmez.
Allahu teâlâ kayıtsız şartsız, her şeye kaadirdir ve hiçbir şey Allah'a karşı kaadir değildir. Allah'ın kudreti bahsinde zorluk, kolaylık bahis mevzuu olamaz. Bir çimen yaprağını yaratmakla, kâinatı yaratmak birdir. Biri zor, biri kolay değildir. Yaratılmışların isterse milyarlarca emsalini yaratır ve yine de kudretinden bir zerre eksilmez. Hâsılı, Allahu teâlâ'ya. göre ağır ve yorucu bir iş yoktur. Hâdisâtı ezelî takdiri uyarınca yürütmek, mahlûkâtını hıfzetmek, amellerini zaptetmek O'na ağır gelmez. Ne kadar güç, ne kadar büyük olursa olsun, bir işi yapmak için kuvvet ve kudretin yetersizliği yüzünden zorlanmaktan ve kendisine herhangi bir sebeple bir durgunluk ve gevşeklik ârız olmaktan münezzehtir. 1154
54. EL-METÎN
Her şeye gücü yeten, kudretli, 1155 çok sağlam. 1156
Noksan sıfatlardan münezzeh olan Allah, bedenlerin ve ruhların gıdasını veren ve her şeye gücü yetendir O'nun güç ve kudreti asla noksanlaşmaz.
İbn-i Abbas (r.a.), ayeti kerimelerde geçen "el-Metin", "eş-Şedid" anlamındadır" diyor. Onun için "O her şeye gücü yeten kudretli anlamında "el-metinu'l-kavi'" denilir. Mecazi olarak "benim görüşüm kuvvetli" manasında "Ra'yî metinun" denilir.
Allahu Tealâ'nın el-Metin ismi kuvvet ve kudretinin şiddetini gösterip sağlamlık ve metanet anlamlarına gelir. Allah kainatı idare ederken hiçbir şekilde yorgunluk göstermez, kuvveti eksilmez. Bu isim Allah'ın güç ve kudretini mübalağalı bir şekilde ifade eder. El-Metin Kitab-ı Mübin'de bir kere zikredilmiştir.
"Şüphesiz ki rezzak, kuvvet sahibi ve metin olan ancak Allah'tır." 1157
Allahu teâlâ kuvvet ve kudretinde metindir. (El-Kaviy) ismi, kudretinin kemalini ifade ettiği gibi, (El-Metîn) ismi de kuvvetinin şiddetini bildirir. Allahu teâlâ hem Kaadir, hem Kaviy, hem Metîn'dir. Hiçbir iş O'na meşakkat vermez, hiçbir hâl O'nu âciz bırakmaz, hiçbir kimsenin yardımına muhtaç olmaz, hiçbir kimse Onun irâdesine karşı gelemez, hiçbir kimse O'nun kudretinden kurtulamaz.1158
Kula Gereken Şey:
Allahu teâlâ'nın rahmeti vardır, gadabı da vardır. Sevdiklerine ulaştırmak istediği rahmetini önliyecek bir kuvvet ve kudret olmadığı gibi, gadab ve intikamından kurtaracak bir kuvvet de yoktur.
O hâlde bir kul, istediği lûtf ve inayeti ancak Allah'tan beklemeli; korkusu ve endişesi de ancak Allah'ın gadabını icâbettiren şeyler olmalıdır. Bu suretle, gönülde Allah'tan başkasından korkuyu kaldırmak ve ümidi kesmek, yüreklerin bütün ümitlerini ve korkularını Allah'a bağlayabilmek, olgunluktur. 1159
55. EL-VELÎ
Yardımcı ve dost 1160, iyi kullarına dost. 1161
Noksan sıfatlardan münezzeh olan Allah, kullarının bütün işlerinin mütekeffilidir. Allah salih kullarının velisi, kendisine itaat edenlerin yardımcısıdır. Bu ise; Allah'ın dostlarına yardım etmesi, düşmanlarını kahreyleme şeklinde tecelli eder. "El-Veli" dostları tarafından sevilen, onları günahlarından kaçındırmak suretiyle dostlarına yardım eder. Bir manası da kullarının işlerini üzerine Allah ve tekeffül edip özellikle onlara lütuf ve ihsanda bulunan" demektir.
"El-Veli" sözlükte "yakınlık, yardım ve birinin işini üstlenme" demektir. Onun için "Teba ada ba'del veli", "yakın olduktan sonra uzaklaştı" demektir. "El-Veli" Kur'ân-ı Kerim'de 13 kere zikredilmiştir.
1. "Allah inananların dostudur. Onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır."1162
2. “Allah mü’minlerin dostudur." 1163
3-4. "Yoksa Allah'tan başka veliler mi edindiler? Veli yalnız Allah'tır.”1164
5. "O, övgüye lâyık velidir." 1165
6. "Allah muttakilerin velisidir.1166
7. "Allah dost olarak yeter." 1167
8. "Sizin dostunuz (veliniz) ancak Allah'tır, Resulüdür ve iman edenlerdir." 1168
9. "Sen bizim velimizsin, bizi bağışla ve merhamet et. Sen bağışlayanların en hayırlısısın." 1169
10. "(Melekler de:) Sen yücesin, bizim dostumuz onlar değil, sensin, diyecekler." 1170
11. "Rableri katında onlara esenlik yurdu (cennet) vardır. Ve yapmakta oldukları (güzel) işler sebebiyle Allah onların dostudur." 1171
12. "Ey gökleri yerleri yaratan! Sen dünyada da ahirette de benim sahibimsin. Beni müslüman olarak öldür ve beni sâlihler arasına kat!" 1172
13. "Allah gerçek dosttur." 1173
Evet; Allahu teâlâ sevdiği kullarının dostudur. Onlara yardım eder, sıkıntıları, darlıkları kaldırır, ferahlık verir, hidâyet eder, dünyâca, âhiretce iyi işlere muvaffak kılar, her çeşit karanlıklardan kurtarır, nurlara çıkarır, gönüllerini nurlandırır, bu sayede o gönüller, hayâtı bugünün dar çemberi içinde sıkışık görmezler, ezellere, ebedlere uzanır; ezellerin, ebedlerin hâkimi bulunan Allahu teâlâ'yı bilir, birliğini tanır, ancak O'na kul olmak şerefiyle, yerin ve göklerin esrarından nice hikmetlere erer. Allah dostlarının kulağı da nurludur, gözleri de, işittikleri, gördükleri her şeyden ibretler sezer, yüzleri de nurludur; onları görenler Allah'ı hatırlarlar.
Allah dostları, Allah'tan başka dost tanımadıkları ve Allah'ın rızâsına muhalefetten korkup korundukları ve Allah'tan başka hiç kimseden korkuları veya bekledikleri olmadığı ve Allah da kendilerine dost olduğu için, artık onlara ne korku vardır, ne de hüzün. Onun için herkesin korktuğu zaman onlar korkmazlar, herkesin tasalandığı zaman onlar tasalanmazlar. Allah'ın va'di böyledir. Allah'ın sözünü değiştirecek, hükümden düşürecek, meselâ, Allah'ın korkma, mahzun olma dediğini korkutup mahzun edebilecek hiçbir hâkim kuvvet bulunmıyacağı gibi, Allah teâlâ'nın kendisi de asla va'dinden dönmez, sözünü yerine getirir. 1174
Kula Gereken Şey;
Allah'ın dostluğunu kazanmağa çalışmaktır. Allah'ın dostluğunu kazanan, başka dost aramağa muhtaç olmaz, Allah'ın dostluğunu kazanmak, Allah dostlarının sıfatlariyle sıfatlanmağa bağlıdır. Onların başlıca sıfatları:
Tam bir îmânla Allah'a gönül bağladıkları gibi, O'nun emirlerini, hükümlerini yerine getirirler; Allah'ın rızasına uymıyan hallerden dâima korunur ve şüpheli şeylerden sakınır dururlar. 1175
Dostları ilə paylaş: |