ElektriĞİn tanrisi adi : Nİkola tesla suçU : İnsanliğa evrensel hizmet



Yüklə 0,53 Mb.
səhifə5/10
tarix25.01.2018
ölçüsü0,53 Mb.
#40653
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10

TÜRK HALKINI MEHMETÇİK KURTARDI




Sivil otoritenin 75 yıldır sürdürdüğü basiretsizliğe bir yenisi daha eklenirken, çaresizlik içindeki halkın imdadına Atatürk’ün mütevazı ve gururlu Mehmetçik’i yetişip yaraları sarmayı başardı.

Türkiye’de yaşanılan deprem felaketine karşın, hiç kimse yaşamlarını sürdürdükleri kentleri terk etmeyi bir an olsun düşünmedi. Bu üzerinde çok durulması gereken bir noktaydı. Depremden şans eseri sağ olarak kurtulabilenler, korkunç bir savaş sonrasını andıran hayalet kentlerde kendi topraklarında, doğup büyüdükleri, ilk aşk, çeşitli sevinçler, hüzünler ve en son korkunç felaketi yaşadıkları toprakları terk etmeyi hiç düşünmüyorlardı. Çünkü biliyorlardı ki; onlar bu topraklarda var olmuş, bu topraklarda öleceklerdi.


Yaşanılan korkunç depremin ardından ortaya çıkan sivil otorite boşluğu, deprem felaketinin dehşetini yaşayan halka, bir başka inanılmaz dehşeti yaşattı: Sahipsizliği!.. Bu ölüm kadar acı gerçekle sarsılan halkın imdadına Türk Ordusu yetişti. Demokratik, Laik ve Hukuk Devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nde ne yazık ki; sivil otorite varlığını göstermeyi, halka sahip çıkıp yaralarını sarmayı başaramadı. Ve 75 yıldır olduğu gibi yine halkın imdadına Atatürk’ün mütevazı ve güçlü askerleri yetişerek, sessizce duruma el koydu.
Genel Kurmay Başkanlığı depremin hemen ardından Trakya ve Bolu’dan 53 bin askeri harekete geçirerek deprem bölgelerine yönlendirdi. Ancak, sivil halkın yollarda oluşturduğu araç konvoyları yüzünden bölgeye 11 saat içinde ulaşılabildi.
Tam 74 tabur asker, felaket bölgelerine ulaşır ulaşmaz harekete geçti ve bir ekmeğin iki milyon liraya satıldığı yerlerde, halka dağıtılmak üzere bir anda ekmek, her türlü gıda maddesi, içecek, ilaç ve giyecek dağları oluştu. Öyle ki, sıcak havanın ve yardım malzemelerinin çokluğu nedeniyle pek çok gıda maddesi çöpe dönüştü.
En önemlisi enkaz ve kurtarma çalışmaları gerektiği biçimde yapılabilir hale gelirken. Bölgede doğan sivil otorite boşluğunun neden olduğu yağmalama ve can güvenliği sorunu bir anda yok oldu.
Sivil otoritenin olağanüstü hallerde “sıkı yönetim” ilân etme yetkisi bulunmasına karşın hükümet, böyle bir karar almayı bile düşünemedi. Ancak; Atatürk’ün gururlu ve mütevazı askerleri, bir kez daha Türk halkının yaralarını sarmayı ve ona sahip çıkmayı başardı.
Tüm dünyada demokrasi ve giderek artan özgürlük rüzgârları eserken, özürlü Türk demokrasisinin sorumlularının basiretsiz, rüşvet ve irtikaba gırtlağına kadar batmış, Sivil Otorite üyelerinin olduğu gerçeği bir kez daha su yüzüne çıktı.

31 Ağustos 1999


Saat 11.11’de, İzmit merkezli deprem 5.2 şiddetinde gerçekleşti. Pek çok kişi balkonlardan ve evlerinin pencerelerinden atlayarak yaralandılar.

07 EYLÜL 1999

Saat 14.56’da merkez üssü Atina olan deprem 5.9 şiddetinde gerçekleşti. Yunanistan’ın başkentinde pek çok binanın yıkılmasına ve can kaybına neden oldu.




09 EYLÜL 1999


Merkez üssü Gökçeada olan deprem, 4.9 şiddetinde gerçekleşirken, sarsıntı Yunanistan’dan da hissedildi. Çanakkale ve çevresindeki halkı sokağa döktü. Ancak, can ve mal kaybı olmadı.


13 EYLÜL 1999

Yeni öğretim yılının ilk gününde günlerdir tedirginlik içinde yaşam sürdüren halk, sık sık yinelenen “artçı deprem” sarsıntılarıyla yaşamaya alışmaya başlamıştı ki; 13 Eylül saat 14.58’de, 6 şiddetinde 20 saniye süren ve merkez üssü İzmit olan güçlü bir sarsıntısıyla paniğe kapılan pek çok kişi balkonlardan ve pencerelerden aşağıya atlayarak yaralandılar. Anne ve babalar bugün okula başlayan çocuklarının durumunu merak ederek okullara koşarlarken, Hükümet deprem bölgesindeki okullarda on gün süreyle “moral tatil” ilan etmek zorunda kaldı.


17 Ağustos 1999 tarihinde yaşanan depremden geriye hasarlı olarak kalan binalardan bazıları çöktü. Hasarlı binalardan eşyalarını kurtarmaya çalışan kişiler, enkaz altında kalarak yaşamlarını yitirdiler. Ölü sayısı on binleri buldu. Geride kalan yaralı ve deprem/zedeleri bekleyen çadırlarda aylarca sürecek olan sefalet ve acılı yaşamlar bekliyordu. Soğuk kış günlerinde kullanılmak zorunluluğunda kalınan “katalitik” sobaların neden olduğu yangınlarda çadırlarının içinde diri diri yanan çocukları için yürekleri yanıp tutuşan acılı annelerin feryatları evrende yankılandı ise de ateş yalnızca düştüğü yeri yaktı.

DEPREMİN PÜF NOKTALARI

Türkiye’de yaşanan deprem felaketi sigorta şirketlerinin gözlerini Körfez’e çevirmelerine neden oldu. Çünkü; deprem Türkiye’nin dev sanayi tesislerinin yer aldığı bölgeyi, Türkiye’yi kalbinden vurmuştu. Türkiye ise; kalbini sigorta ettirmeyi unutmamıştı. Bu nedenle sigortacılar Türkiye’nin yaşadığı felaketi en derinden hissedenler oldu.


Türkiye sanayisinin %45’ini oluşturan dev tesislerin özellikle İzmit Petrol Rafinerisi’nde yangın çıkmasının ardından depremden zarar görmemiş olsalar bile, doğabilecek patlamalar sonucunda yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Bu risk en çok sigortacıların uykularının kaçmasına neden oldu.
Sigorta şirketlerinin ödemek zorunda kalacakları maddi tazminat 54 katrilyon lirayı buluyor. Sigorta şirketleri bu parayı rahatlıkla karşılayabilecek güçte olduklarını soğukkanlılıkla dile getirmeye çalışırlarken, etkinliklerini kullanarak siyasi çevrelere ellerinden geldiğince baskı uyguladılar ve Türkiye’nin yardımına koşulmasını talep ettiler.

EN BÜYÜK YARDIM İSRAİL’DEN

İsrail, özellikle son yıllarda partneri olduğu Türkiye’nin yardımına koşup en büyük yardımı yapan ülke oldu. “Bizim için bir insan kurtarmak demek, dünyayı kurtarmak demektir” diyen, İsrail’li yardım ekibi, partnerleri Türkiye için, içtenlikle çırpınarak tüm dünyaya örnek bir insanlık dersi vermeyi başardılar.



DENİZ KUVVETLERİ TESİSLERİ ÇÖKTÜ

Gölcükte’ki Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı orduevi tesislerinin bir bölümü çökerek 250 kişi enkaz altında kaldı. Enkaz altında kalarak yaşamını yitiren Kasımpaşa Askeri Deniz Hastanesi’nin eski Başhekimi emekli Amiral Mahmut Çitilci de yaşamını yitirdi. Gölcük Tersane Komutanı Tümamiral Nadir Kınay’ın eşi ile Gölcük Ana Üs Komutanı Tuğamiral Özbek Gürgün’ün eşi de depremde yaşamlarını yitirdiler. Pek çok asker göçük altında yaşamını yitirirken 43 asker kurtarılabildi.




Yüklə 0,53 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin