Unto those who are Jews We forbade every animal with claws. And of the oxen and the sheep forbade We unto them the fat thereof save that upon the backs or the entrails, or that which is mixed with the bone. That We awarded them for their rebellion. And lot We verily are Truthful.
Şayet seni yalanlayacak olurlarsa, de ki: 'Rabbiniz geniş rahmet sahibidir. O'nun şiddetli çarpması, suçlu-günahkarlar topluluğundan geri çevrilemez.'
Edip Yüksel Meali
Seni yalanlarlarsa: "Rabbiniz geniş rahmet sahibidir ve O'nun cezası suçlu toplumlardan geri çevrilemez," de.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Eğer seni yalanladılarsa, de ki: "Rabbiniz geniş rahmet sahibidir. Bununla beraber O'nun azabı da suçlu toplumdan geri çevrilmez."
Süleyman Ateş Meali
Eğer seni yalanladılarsa, de ki: "Rabbiniz bol rahmet sahibidir. Fakat O'nun azabı da suçlu toplumdan geri çevrilmez (gazabı suçluların üzerine bir indi mi, onu kimse geri çeviremez)."
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Artık seni yalanlarlarsa şunu söyle: "Rabbiniz çok geniş bir rahmetin sahibidir. Ancak, O'nun azabı günaha batmışlar topluluğundan uzak tutulamaz."
Yusuf Ali (English)
If they accuse thee of falsehood, say: "Your Lord is full of mercy all- embracing; but from people in guilt never will His wrath be turned back.
M. Pickthall (English)
So if they give the lie to thee (Muhammad), say: Your Lord is a Lord of all embracing mercy, and His wrath will never be withdrawn from guilty folk.
En’âm Suresi 148
سَيَقُولُ
diyecekler ki
الَّذِينَ أَشْرَكُوا
ortak koşanlar
لَوْ شَاءَ
İsteseydi (tercih etseydi/HK)
اللَّهُ
Allah
مَا أَشْرَكْنَا
biz ortak koşmazdık
وَلَا آبَاؤُنَا
babalarımız da
وَلَا حَرَّمْنَا
haram yapmazdık
مِنْ شَيْءٍۚ
hiçbir şeyi de
كَذَٰلِكَ
öyle (demişlerdi) (bunun gibi/HK)
كَذَّبَ
yalanlayanlar da
الَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ
onlardan önce
حَتَّىٰ
nihayet
ذَاقُوا
tadmışlardı
بَأْسَنَاۗ
azabımızı
قُلْ
de ki
هَلْ
var mı?
عِنْدَكُمْ
yanınızda
مِنْ عِلْمٍ
bir bilgi
فَتُخْرِجُوهُ
çıka(rıp gösterece)ğiniz
لَنَاۖ
bize
إِنْ تَتَّبِعُونَ
siz uyuyorsunuz
إِلَّا
sadece
الظَّنَّ
zanna
وَإِنْ أَنْتُمْ
ve siz
إِلَّا
sadece
تَخْرُصُونَ
saçmalıyorsunuz
Türkçe Transcript (*)
Seyekûlu-lleżîne eşrakû lev şâa(A)llâhu mâ eşraknâ velâ âbâunâ velâ harramnâ min şey-/(in)(c) keżâlike keżżebe-lleżîne min kablihim hattâ żâkû be/senâ(k)kul hel ‘indekum min ‘ilmin fetuḣricûhu lenâ(s) in tettebi’ûne illâ-zzanne ve-in entum illâ taḣrusûn(e)
Ali Bulaç Meali
Şirk koşanlar diyecekler ki: 'Allah dileseydi ne biz şirk koşardık, ne atalarımız ve hiç bir şeyi de haram kılmazdık.' Onlardan öncekiler de, bizim zorlu-azabımızı tadıncaya kadar böyle yalanladılar. De ki: 'Sizin yanınızda, bize çıkarabileceğiniz bir ilim mi var? Siz ancak zanna uymaktasınız ve siz ancak 'zan ve tahminle yalan söylersiniz.'
Edip Yüksel Meali
Ortak koşanlar, "ALLAH dilemeseydi, ne biz, ne atalarımız ortak koşmaz ve hiç bir şeyi de haram etmezdik," diyeceklerdir. Onlardan öncekiler de azabımızı tadıncaya kadar aynı şekilde yalanlamışlardı. De ki: "Yanınızda bize göstereceğiniz her hangi bir bilgi var mı? Siz ancak zanna (şüpheli ve çelişkili rivayetlere) uyuyorsunuz ve siz sadece tahminde bulunuyorsunuz." *
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Allah'a ortak koşanlar diyecekler ki: "Allah dileseydi ne biz ortak koşardık, ne de atalarımız ortak koşardı, hiçbir şeyi de haram kılmazdık." Onlardan önce yalanlayanlar da böyle söylemişlerdi de sonunda azabımızı tatmışlardı. De ki: "Yanınızda bize çıkarabileceğiniz bir bilgi mi var? Siz, sadece zanna uyuyorsunuz ve siz sadece saçmalıyorsunuz."
Süleyman Ateş Meali
(Allah'a) Ortak koşanlar diyecekler ki: "Allah isteseydi ne biz ne de babalarımız ortak koşmazdık, hiçbir şeyi de haram yapmazdık." Onlardan önce yalanlayanlar da öyle demişlerdi de nihayet azabımızı tadmışlardı. De ki: "Yanınızda bize çıka(rıp gösterece)ğiniz bir bilgi (yazılı belge) var mı? Siz sadece zanna uyuyorsunuz ve siz sadece saçmalıyorsunuz."