Sarf İlminin Tefsirdeki Kullanım Yerleri
1- Yapılan açıklamalar dikkate alındığında sarf ilminin en önemli rolü, kelimelerin manalarını anlayabilmek için onların heyet ve yapısını tanımaktır. Şunu bilmekteyiz ki kelimeler için öngörülmüş her bir yapıda özel bir mana dikkate alınmıştır. Mesela; sıfat-ı müşebbehe sübuta delalet etmektedir; mübalağa vezinleri, vasıflandırmada büyük ve çok göstermeye delalet etmektedir; tasgir, fert veya bir şeyi küçük göstermek ve bazen de (“buneyye/oğulcuğum!” kelimesinde olduğu gibi) mahabbet ve sevgi için kullanılır.
Aynı şekilde vezinlerden her birinin özel bir manası vardır. O halde müfessir, Kurân lafızlarının manalarını bulmanın peşinde olduğuna göre hem lügat ilminden faydalanarak kelimelerin kök manasını elde etmeli, hem de sarf ilminden istifade ederek kalıpların manasına ulaşmalıdır.
2- Diğer dillerde olduğu gibi Arapçada da kelimeler birbirinden türetilmektedir. Binaenaleyh bir kelimenin asıl manasına ulaşabilmek, o kelimenin kökenini tanımaya bağlıdır. Bazen bir kelimenin kökeni üzerindeki ihtilaftan dolayı manasında da ihtilaf meydana gelmektedir. İşte bu konu, bazı kelimelerin tefsirinde ihtilaf ve tereddüdün oluşmasına yol açmıştır. Mesela; “Halil” sözcüğünün, mahabbet ve sevgi manasına gelen “hulleh” veya ihtiyaç anlamına gelen “helleh” kökeninden türetildiğini söylemişlerdir. Bu ihtilaf, “وَاتَّخَذَ اللَّهُ إِبْرَاهِيمَ خَلِيلً/Allah İbrahim’i kendisine dost edindi”1020 ayetinin tefsirinde müfessirlerin ihtilafa düşmesine sebep olmuştur. Müfessirlerin çoğu, ayette geçen “Halil” kelimesine “dost” manasını vermişlerdir.1021 Allame Tabatabai’nin de aralarında bulunduğu başka bir grup müfessir ise onu, “ihtiyaç sahibi” olarak tefsir etmişlerdir.1022
Aynı şekilde “Mesih” kelimesi “siyahet” veya “mesh” kelimelerinin birinden türetilmiş olabilir ve her birine göre birbirinden ayrı anlamlara gelmektedir.1023 Bu şekilde kelimenin kökenini bulmak sarfa dayalı tahlil gerektirir ve Yalnızca sarf ilmindeki kaideler yoluyla kelimenin kökü ve manasına ulaşılabilir.
Bu aşinalığın yanı sıra Kurân’daki “قِ”1024 veya “مُدَّكِرٍ”1025 gibi bazı kelimeler hususunda daha fazla zaruret doğmaktadır. Zira bu kelimelerde vücuda gelmiş çeşitli değişimler onlardaki durumu diğer kelimelerden biraz daha karmaşık hale getirmiştir. Binaenaleyh bu kelimelerin mastar ve kökünü anlamak ve geçirdiği değişimleri tanımanın sarf ilmine dayalı tahlile ihtiyacı vardır. Bu da sarf ilminden faydalanmak için bu ilimde derinleşmenin zaruretini ikiye katlamaktadır.
Elbette yukarıdaki açıklamadan kelimenin kökenini bulmanın her yerde etkili olduğu manasını çıkarmamak gerekir. Çünkü birçok yerde kelimelerin kökenini bulmanın Allah’ın maksadını anlamada hiçbir rolü olmadığı gibi bazen de asıl maksattan saptırıcı olabilmektedir.
3- Daha önce işaret edildiği gibi (ister isim olsun ister fiil) Arapça kelimelerin yapısı özel vezinler üzerine bina edilmiştir ve bunlardan her birinde özel mana ve nükteler vardır. Bunun yanı sıra bazı babların, özellikle de mezid olan babların müteaddit manaları vardır ve bunların hepsine aşina olmak Kurân’da kastedilen manayı bulmak için bir zarurettir.1026
Kurân-ı Kerim’de bazı fiillerin muhtelif bablarda farklı anlam ve nükteler taşıdığı bir gerçektir. Mesela; “tef’il” babında geçen “nezzele” fiili ile “if’al” babında geçen “enzele” fiili iki farklı manaya gelmiştir. Kökeni “nezele” olan bu fiil, “tef’il” babında Kurân’ın tedrici olarak nazil olduğuna, “if’al” babında ise Kurân’ın bir defada indirildiğine delalet etmiştir.1027
Aynı şekilde bazen müşahhas bir manası olan bir lafız muhtelif bablara gittiği için birbirine zıt manalar verebilmektedir. Mesela; “kıst” kökeninden ism-i fail olan “kasıt”1028 “zalim” anlamına gelirken başka bir heyetinde (“eksitu”1029 kelimesinde olduğu gibi) “adalet” anlamına gelmektedir.1030
4- Bir sözcüğün kullanım şeklini ve özel bir cer harfi ile müteaddi oluşunu bilmek; sözcüğün kendi asli harfleriyle mi yoksa başında kullanılan özel cer harfiyle mi tediye edildiğini, ona yüklenen manayı anlamak; ikinci durumda hangi mananın ona işrab edildiğine ulaşmak.
Sarf ilminde ifade edildiği gibi lazım (özneyle tamamlanan) fiil birkaç yolla1031, başta cer harfleri ile müteaddi (tümleç gerektiren) fiile dönüşür. Burada her fiil kendisine münasip manadaki cer harflerinden biriyle birliktedir ve çoğunlukla da o fiilin müteaddi oluşu bu harfle gerçekleşir.1032 Bazen bazı fiiller kendisine münasip harflerle müteaddi olmaz. Bu nokta o fiilin, bir başka fiilin manasını zımnına aldığına ve birinci zahiri anlamının kastedilmediğine karine olur. İşte bu yüzden de başka bir cer harfiyle birliktedir. Binaenaleyh fiillerin müteaddi oluş şeklini dikkate almak, kelimeden kastedilmiş manaya ulaşmak için zaruridir. Mesela;
Dostları ilə paylaş: |