Tefsirde Sarf İlmine Müracaat Etmenin Zarureti
Kelimelerin yapısı ile manaları arasındaki irtibat dikkate alındığında şu çok açık olarak anlaşılmaktadır; ayetlerin tefsirinde ve Allah’ın maksadını anlamak için Kurân lafızlarının beyanında sarf ilmine ihtiyacımız vardır. Tefsir kaidelerinden bahsettiğimizde şu konuya işaret etmiştik: Her dilde olduğu gibi Arapçada da kelimelerin heyeti muayyen kaide ve kurallara dayanmak suretiyle belli bir mana veya manalar için vaz’edilmiştir. Binaenaleyh bir ayetin tefsirinde ve lafızların manasını bulmada, sözcüklerin kök manalarının yanı sıra kelimelerin yapısıyla da aşina olmak bir zarurettir. Tefsirde bu ilme ihtiyaç duyulmasının sebebi ise kelimelerin yapılarındaki çeşitlilikler ve bunlara uygun manaları anlamada müfessirin elini güçlendirmesidir.
Ayetler hakkında beyan edilmiş görüşleri değerlendirme konusunda da bu ilmin kaidelerinden yararlanılabilir. Bazı tefsirlerde görülen hataların bu ilimden nasipsizlik veya yeterli ölçüde derinleşmemiş olmanın sonucu olarak ortaya çıktığı gözden kaçmamıştır ve bu ilmin kaideleri dikkate alındığında yapılan hata oldukça aşikârdır. Mesela;
“يَوْمَ نَدْعُو كُلَّ أُنَاسٍ بِإِمَامِهِمْ/O gün insanlardan her topluluğu kendi imamlarıyla çağırırız”1016 ayetinde geçen “imam” kelimesini “üm” kelimesinin çoğulu olarak mana etmişlerdir. Hâlbuki “imam” kelimesi “üm” sözcüğünün çoğulu olmamakla birlikte tekil bir kelimedir ve “önder” anlamına gelir. Zamehşeri’nin de naklettiği bu zan, sarf ilmini bilmemekten kaynaklanmıştır.1017
Dostları ilə paylaş: |