Lügat İlmine Gereksinimin Delili
Kurân-ı Kerim, kendi maksatlarını beyan ederken son derece zengin bir dil olan Arapçanın eşanlamlı, yakın anlamlı ve ortak anlamlı kelimelerinden faydalanmış, olağanüstü fesahat ve belagati ile mecaz, istiare ve kinayeden bolca istifade etmiştir. Lügat metinleri, Fıkh’ul-lügat ve Furuk’ul-lügat, Garib’ul-Kurân kitapları bu manaların hududunu belirleme yönünde yapılmış çalışmalardır.
Öte yandan Kurân ayetlerinin tefsirini anlamak, kelimelerin kullanıldıkları manayı keşfetmeye; onların vahyin indiği zaman istifade edildiği hakiki, mecazi ve istiare anlamlarından haberdar olmaya bağlıdır; ta ki onların aşikâr olmasının ardından muttasıl ve munfasıl karinelerin de dikkate alınmasıyla Allah’ın maksadı olan mana veya mısdak belirlenebilsin.
Lügat kaynakları çoğunlukla zikri geçen hususları birbirinden ayırmamış ve kelimelerin tüm manaları ve kullanım alanlarını, onların türünü belirlemeden zikretmişlerdir. Onların türünü beyan ettikleri bazı yerlerde ise görüş farkı olduğundan işe şahsi içtihat da karışmıştır. Bu yüzden müfessirin, mezkûr konulara ulaşabilmesi için dilbilimcilerin onları keşfetmede esas aldığı kaide ve kuralları ihtiva eden lügat kaynaklarından haberdar olması ve bunları dakik bir şekilde uygulamaya koyması gerekir. Daha önce de işaret edildiği gibi bizim burada “lügat ilminin bilinmesinden” kastettiğimiz şey bu kaide ve kuralları bilmektir.1008
Dostları ilə paylaş: |