Tecrübeye dayalı dini araştırmalar şu noktayı vurgulamaktadır; toplum bireyleri düşünsel ve zihni yetenek açısından yeksan değillerdir. Zekâ seviyesi, hızlı geçiş, netice alma gücü, yeni yorum getirme, hafıza ölçüsü vb. konular muhtelif fertlerde farklı düzeylerdedir. Bir grup, deha diye tabir edilen oldukça üst merhalededir. Bazıları normal düzeyin altındadırlar. İnsanların çoğu ise orta düzeydedirler. Gerçi insanların tümü, bu yeteneklerden, mükellefiyetin; övgü ve yerginin, mükâfat ve azabın şartı olan en az miktarına sahiptirler. Ayrıca bu yetenekler güçlendirilebileceği gibi taz’if de edilebilir. Fakat bireylerin bundan olan nasiplerindeki fark kesindir. Bu yeteneklere sahip olma konusundaki şiddet ve zaafın her metni başta Kurân-ı Kerim’i daha dakik ve kâmil anlamadaki etkisi de inkâr edilemez bir gerçektir. Bu yeteneklerin Kurân’ı anlamadaki rolüne ilave olarak dini beyanlar esasına göre, ihlâsla Allah yolunda gayret sarf etmek ve ilahi inayetler de Kurân’ı daha kâmil anlamayı armağan etmektedir; bu da fertlerde farklıdır. Binaenaleyh ihlâs ve Allah yolunda çaba sarf etmek sonucu hâsıl olan Allah’ın özel inayeti de ayetleri daha kâmil şekilde anlamada etkilidir.