Reye Dayalı Tefsir Rivayetlerini İnceleme
Reye dayalı tefsiri kınayan bir düzüne rivayet vardır. Bu rivayetlerin çoğu mürsel198 ve bazıları da zayıftır.199 Bunlar arasında sadece bir rivayet senet açısından muteberdir. Bu rivayette Peygamberin (s.a.a) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: “Benim kelamımı (Kurân’ı) kendi reyine göre tefsir eden kimse bana iman etmemiştir.”200
Bu husustaki rivayetler farklı ibarelerle gelmiş olsa da maksada delalet açısından hepsi birdir. Bu yüzden onları zikretmekten kaçınıyoruz.201 “تفسیر به رأی/Reye dayalı tefsir” kavramındaki maksadın aşikâr olması için “rey” sözcüğü ve cerr harfi olan “ba” harfinin manası belirlenmelidir. “Rey”,202 bir kişinin fikirsel çalışması sonucunda elde ettiği inanç ve görüştür. İster bu görüş akli bir delille elde edilmiş olsun, ister nakli bir belgeye dayanmış olsun; ister gerçeğe mutabık veya muhalif, isterse de kati veya zan ya da istihsan haddinde olsun, fark etmez. Bazen zan ve istihsan yani kişisel beğeni ile elde edilen görüş hususunda kullanılır.203 Rey sözcüğü karine bulunduğunda mecazi anlamda akıl ve tedbir manasında kullanılır. Eğer “ayn/göz” kelimesine izafe edilirse “Rey’ul-ayn”204 görmek manasına gelir. Buraya kadar söylenenlerin ışığında, rivayetlerde geçen “rey” kelimesi “ayn” sözcüğüne izafe edilmediği ve mecazi anlamda kullanıldığına dair bir karine bulunmadığı için kişinin içtihatla ve düşünce çabası sonucu seçtiği görüş manasına gelmektedir.
Edebiyat kitaplarında cerr harfi olan “ba” harfi için çeşitli manalar zikredilmiştir. Bu manalar içerisinden “tefsir be rey” rivayetlerindeki anlama en münasip olan mana “sebebiyet”, “istiane/yardım” ve “ikinci meful için tediye görevi” anlamlarıdır. Eğer “ba” sebebiyet anlamında ise müfessir kendi seçtiği görüş sebebiyle Kurân’ı tefsir etmekte ve ayete ona göre anlam vermektedir. Böyle bir müfessirin Allah’ın maksadını anlayıp, keşfetme peşinde olmadığı açıktır. O kendi görüşünü teyit etme makamında ve Kurân ayetlerini kendisi için referans edinmektedir. Doğal olarak kınanmayı da hak etmektedir. Bu durumda “reye dayalı tefsir” rivayetlerinin mefhumu İmam Ali’den (a.s) nakledilmiş şu ifadeler olur: “Kurân’ın hidayet ve maarifini kendi heva-heveslerine tabi ettiler.”205 Hâlbuki müfessir öncelikle Allah’ın maksadını anlamalı, daha sonra kendi görüşlerini onunla değerlendirmeli, ayetlerle uymadığı takdirde onu yanlış bilmelidir. Nitekim Hz. Ali de (a.s) şöyle buyurmuştur: “Kurân’a aykırı düşen görüşlerinizi suçlayın.”206
“ba” harfi “istiane/yardım” manasında kullanılırsa bu durumda maksat şu olur: Müfessir, ayetleri muhavere kaideleri, Arap edebiyatının kuralları ve mevcut karinelerden yardım alarak tefsir etmek yerine kendi görüşünün yardımıyla tefsir etmektedir. Böyle bir müfessirin de Allah’ın maksadını anlamak peşinde olmadığı oldukça açıktır ve böyle bir tefsir kınanmaya layıktır. Elbette eğer müfessirin nazarındaki görüş, ayetlere bağlı veya bağlı olmayan karinelerden sayılacak alenî esaslar veya akli açıdan sarihe yakın ya da doğruluğu kabul edilmiş nakli delillerden olursa, ayetlerin tefsirinde onlardan yardım almakta hiçbir sıkıntı yoktur hatta zarureti de vardır. Fakat böyle bir tefsire de “müfessirin reyi” denilmesi üzerinde düşünülmelidir. Zira bir kişinin rey ve görüşü, herkesin anladığı derecede bedihi ve apaçık olan, gerekli mukaddimeler dikkate alındığında ulaşılan ve kabul edilen nazariyeler olamaz. Çünkü bu tür görüş ve mukaddimeler sahih olup tüm akıl sahiplerinin üzerinde ittifak ettiği konulardandır. Onlar kelamın anlaşılmasında mevcut karineleri göz önünde bulundururlar ve bunu özel bir görüş olarak saymazlar. Oysaki “tefsir be rey” ifadesindeki reyden maksat müfessirin özel görüşüdür.
“ba” harfinin üçüncü manasına göre “tefsir be rey”den maksat şudur: Müfessir ayetin tefsirinde ayetin manasını beyan etmek yerine kendi görüşlerini ortaya koyar ve ayet ile kendi görüşlerini örtüştürmeye çalışır. Bu durumda da o, metni anlamak yerine kendi reyini sunmak peşindedir ve hiç şüphesiz böyle bir tefsir kınanmıştır.
Dostları ilə paylaş: |