Sonuçsuz Çabalar
Kurân İlimleri dalında uzman olan bazı kişi ve müfessirler, söz konusu sorunu halletmek için başka yollar takip etmişler ama bizim nazarımıza göre bu yollar her hangi bir netice vermemiştir. Şimdi burada bu çalışmalardan en önemli olanlarına değineceğiz.
Kıraatlerin Tevatürü
Bazı müfessir ve araştırmacılar yedi kıraatin (yani Abdullah b. Amir Dimeşki, İbn-i Kesir Mekki, Asim Kufi, Ebu Amr Basri, Hamza Kufi, Nafi Medeni ve Kesai Kufi’ye ait olan meşhur kıraatlerin) mütevatir olduğuna inanmaktadırlar.235 Eğer onların bu görüşü sağlam olursa Kurân-ı Kerim’i bu kıraatlerin her birine mutabık şekilde tefsir etmek gerekecektir. Sanki bu esasa dayalı olarak müfessirin biri tefsirinin önsözünde Kurân’ı bu yedi kıraatin dışında bir kıraate göre tefsir etmeme taahhüdünde bulunmuş.236 Fakat onların bu sözü eleştirilip, reddedilmiştir. Çünkü bu hususta iddia edilebilecek en fazla şey, bu kıraatlerin sözü geçen kârilerden olduğunun tevatürüdür. Gerçi bu tevatürün aslı da incelenmelidir ve hatta bazıları onu dahi hatalı kabul etmişlerdir.237 Fakat kârilerin sınıfına has ve onlardan önce sahabe ve Allah Resulünün (s.a.a) zamanına kadar olan kısımla ilgili hiçbir mütevatir nakil gelmemiştir; mevcut olanların tümü haber-i vahid olarak bilinen bir kişi tarafından nakledilen haber olup, hiç birisinin sıhhati üzerinde ittifak yoktur. Hatta bunlardan bazılarının senedinde derin şüpheler vardır.238 Ayrıca kıraat farkının manayı değiştirdiği bazı yerlerde bir ayetin muhtelif kıraatler esasına göre çeşitli kalıpları ve farklı manaları olması gerekmektedir.239 Gerçi bazı Ehl-i Sünnet âlimleri bunu kabullenmiş ve onu, “Kurân yedi harf üzerine inmiştir” rivayetlerinin mefhumu olarak saymışlardır.240 Fakat Şii rivayetlerinde bu görüş doğru kabul edilmemiş ve Kurân’ın yalnızca bir kıraati olduğu ve bir olan Allah tarafından indirildiğinden söz edilmiştir.241 Ayrıca muhtelif kıraatlerin birbirine zıt manalar verdiği bazı yerlerde242 bunu kabul etmek imkânsızdır. Bu yüzden İbn-i Tavus, Necm’ul-Eimme, Muhaddis-i Kaşani, Seyyid Cezairi, Vahid Behbehani, Zemahşeri, Razi, Zerkeşi gibi Sünni ve Şii araştırmacıların birçoğu kıraatlerin mütevatir olduğu görüşünü reddetmişlerdir.243
Binaenaleyh muhtelif kıraatlerle karşılaştığımızda (her ne kadar bu kıraatler yedi kâriden de olsa) onlar esas alınarak Kurân tefsir edilemez. Sadece muhtemel maksattan söz edilebilir. Çünkü onların hepsi gerçek Kurân değildir. Elbette eğer bu kıraatlerden bazıları meşhur olur, diğer kıraatler ise şaz sayılırsa, bu durumda meşhur kıraat muteberdir ve tefsir o esas alınarak yapılmalıdır.
Dostları ilə paylaş: |