Evl‹YÂ Çeleb‹ seyahatnâmes‹


Der-defter i esmâ i mahallât › kal‘a i miyân



Yüklə 6,32 Mb.
səhifə29/72
tarix27.07.2018
ölçüsü6,32 Mb.
#60056
1   ...   25   26   27   28   29   30   31   32   ...   72

Der-defter i esmâ i mahallât › kal‘a i miyân: Evvelâ Pafla mahallesi,

.................. (1.5 sat›r bofl)....................

Bu mahalleler içre olan hânedânlar Süleymân Hân'›n ibtidâ fethinde eyle ma‘mûr u müzeyyen etmifl kim cümle çârsû y› bâzâr› ve cemî‘i hânedân­lar› ve serâpâ flâhniflîn ve revzenleri billûr ve necef ve moran câmlar ile ârâste ve cümle evlerin sutûh dam u bâmlar› rusâs › hâs › nîlgûn ile pîrâste pi­rinçden sar› teneke ve k›rm›z› bak›r tahta ve kalayl› tenekeler ile örtülü hâneler imifl.

Ve cümle büyûtlar›n der [ü] dîvârlar› zer-ender-zer nakfl › bûkalemûn › ibret-nümûn evler imifl, ammâ hâlâ bu gûne nukûfl › garîbelerden ba‘z› hâ­nelerin kapular›nda ve rûy › dîvârlar›nda niçe yüz bin gûne eflkâl i garîbe musanna‘ timsâller vard›r.

Ve bu flehrin her köfle bafl›nda karflu karfluya üç dör[d] kat kal›n pranka demir zincîrler çekilirmifl, hâlâ yerleri âflikâredir. Ve her köfle bafl›nda evlerin birer kemerleri var. Kefere zamân› ol kemerler içinde sokaklara nâz›r iri saçma toplar› âmâde etmifl kim "Her kank› sokağa düflman yürüyüfl ederse mezkûr zincîrlerden atl› geçemeyüp yayanlar› top­lar›n güllelerinden helâk olalar" deyü yoluna hiyel ü fleytanatl› hâz›r-bâfl kal‘a etmifl. Hâlâ her kö­flede top delikleri zâhir ü bâhirdir.

Hamd i Hudâ bu re’y [ü] tedbîr ile âmâde olan kal‘a Süleymân Hân'›n eline suhûletle girüp derûn › hisârda olan köfle toplar› [âtefl] edüp(?) asker i İslâm k›r›l­ma­dan dest i İslâm'a girüp cümle hiyel ü fley­­ta­nat­lar› sû i tedbîr olup her iflleri küffâr›n mu‘at­tal oldu, zîrâ "El-abdü yüdebbiru vallâhu yukaddir"1, Cenâb › Kibriyâ'n›n takdîr i ezelîsinde bu kal‘a dest i İslâm'a girmek mukadder imifl kim elham­dülillâh hâzâ min fazli rabbî.

Ammâ be-kavl i müverrihân Süleymân Hân bu kal‘ay› dördüncü kerrede feth edüp Süleymân Pafla'y› vâlî i vilâyet etdikde bu flehri murâd [u] merâmlar› üzre cümle hâneleri ve âsâr › binâlar› ve gayri temâ­flâlar› ve krallara mahsûs bâğ › Merâmlar› ve sayd [u] flikârgâh nahlistân gül [ü] gülistân h›yâ­bâ­nistân­lar›n teferrüc etdikde bu flehr i Budin'e mahabbet edüp tâ Alaman diyârlar›n feth [ü] fütûh edince aslâ İslâm­bol'a gitmeyüp Budin'i taht › Âl i Osmân edüp sikke kesdirüp darbhâne peydâ etmek murâd edin­dikde hemân âk›l vezîr bir gece Budin'in bu orta­ hi­sâr›na yetmifl sek­sen yerden âtefl edüp harâb u yebâb eder.

Andan Süleymân Hân "Emir Hudâ'n›n" deyüp Rûm'a gider, ammâ yine bu flehir içre âsâr › kadîme­lerden niçe bin gûne ibret-nümâlar çokdur. Hudâ y› Müte‘âl dahi ziyâde amâr ede.



{Der-beyân › temdîh i tophâne i Budin}

Ammâ bu Ortahisâr'da mezkûr Pafla sarây›ndan ç›kup k›ble taraf›na üç yüz ad›m gidüp Tophâne meydân› kapusuna var›l›r. Bir gûne balvan mefle direklerinden ağaç kanatl› metîn kapudur. Bu bâb › kavîden içeri bir pâk ü pâkîze meydân › azîm etrâf›nda toplar dökecek kârhâneler ve tophâneler ve kumbarahâneler ve cebehâneler imâretleri var ve damlar alt›nda elli pâre balyemez toplar var kim her biri birer Rûm harâc› değer ve elli pâre flayka toplar var kim içlerine âdem s›ğar toplard›r. Ve gayri kolumburuna ve zarbuzan ve havân ve flâhî ve pranka ve saçma ve kumbara toplar›n›n hisâb›n Hudâ bilür.

Ve bu meydân etrâf›nda olan demir ve tafl top güllelerinin ve domuz ayağ› ve makas ve mekik ve muflkat ve kazan kumbaralar›n niçe bin envâ‘lar› dağlar gibi bu Tophâne meydân›nda y›ğ›l›d›r kim bu meydân› görmeyen ve bu tophâneye im‘ân › nazar ile nazar etmeyen cihânda bir fley görmüfl değildir. Hattâ bu Tophâne meydân› önünde iç kal‘a handak› üzre iç kal‘adan bu meydâna nâz›r top mazgal­la­r›nda âmâde toplar var kim her biri ejder i heft-ser-misâl [81b] bafllar›n kald›rup dur[ur].

Bu toplar› âk›bet-endîfl ve umûr-dîde cengâver ve dilâver ve serv[er]ler an›niçün bu meydâna nâz›r bu toplar› komufllar kim Allâhümme âfinâ, taflra Ortahisâr› düflman alup bu tophâneye ve bu iç kal‘aya gelirse bu Tophâne meydân›na nâz›r olan toplara âtefl edüp düflman› târumâr tu‘me i mûr [u] mâr etdirmek mülâhazas›yla bu toplar› bu meydâna nâz›r komufllar. Hakkâ ki isâbet etmifller.



{Der-vasf › iç kal‘a i Budin}

Ve bu Tophâne meydân›ndan iç kal‘a handak› üzre tafl köprü ile iç kal‘a kapusu iki kat metîn ü müstahkem demir kapulard›r kim taflra kapunun atebe i ulyâs› kemeri üstünde iki aded arslan › g›r­rende tasvîri var kim üstâd › mermer-bür bir esed timsâli eylemifl kim bi'l-mehâbe görenler ol sebû‘lar› zî-rûh zann eder. Tâ bu mertebe mu­sanna‘ gazanferlerdir.

Ve bu iç kal‘an›n iki kapusu aras›nda çâh › gayyâ ve derk i esfelden niflân verir bir zindân› var kim el-iyâzu billâh cümle mücrimleri ve cümle kanl›lar› ve cümle flehir a‘yânlar›n›n üsârâlar›n bunda haps ederler. Her sabâh yine lâz›m olan üsârâlar› ve salb u katl olunacak kâtil ve harâmîleri kemend ve dollâblar ile sicinden çeküp esîrleri sâhiblerine ve kâtilleri cellâdlara teslîm edüp cellâd­lar da kâtilleri teslîm i rûh etdirirler. Cemî‘i ser­had­lerin sicinle­rinde Budin sicni gibi amîk ve muzlim ve seccânlar› gibi zâlim ve gaddâr ve bî-rahm ve bî-amân kât›‘u'r-rahm zindânbânlar yokdur. Ve cümle pafla cellâdlar› da bunda sâkinlerdir.

Ve dahi bu iç kal‘an›n iki kapusu mâbeyni bir hayli vâsi‘ yer olup bu zindân etrâf›nda her gün bir bölük ağas› befl yüz aded cebe vü cevflene gark ol­mufl pür-silâh kal‘a kullar› bir gün bir gece âmâde olup nevbet beklerler. Ertesi ale's-sabâh bir gayri bölük ağas› gelir, kanûn budur.

Ve bu zindân kapusundan içeri aslâ evler yok­dur, bir vâsi‘ vâdîdir kim Bal› Pafla mey­dân› nâm›yla müte‘âref bir fezâ y› ma‘rekegâhd›r kim kâhîce Budin kullar› pafla üzre gulû etdikde bu Bal› Pafla mey­dân›na cem‘ olup fetret ü ›syân u tuğ­yân eder­ler. İslâmbol'da gûyâ Atmeydân› ve Etmeydân› gibi bir dernek ve güft ü gû yeridir.

Ve bu Bal› Pafla meydân›nda iki aded havân toplar› var kim mine'l-acâ’ibdir ve bir hammâm kubbeciği kadar tafldan bir top güllesi var, vâcibü's-seyrdir kim meydân›n tâ vasat›nda kubbe gibi durur mücellâ ve musaykal bir gülle i kebîrdir.

Bu Bal› Pafla meydân›n›n etrâf›nda topçular ve cebeciler odalar› ale't-tertîb binâ olunmufl odalard›r. Cümle yiğitleri dâ’imâ pür-silâh mevcûdlard›r.

Ve bu meydân›n flimâlinde Bal› Pafla kapusu, bir küçük ağaç kanatl› kapudur. Aflağ› varofla ener, ammâ bir gizli kapudur. Herkes bilmez ve herkes gelemez, zîrâ aslâ flâhrâh değildir. Ancak hîn i mu­hâsarada bundan aflağ› varofla imdâd gidüp gelmek içün Bal› Pafla ihdâs etmifl. Bir kapudur, ammâ hads etmifl, açm›fl, meğer kapanm›fl gerek­mifl. Ammâ bu kapudan aflağ› tâ Suluk kapusuna dek iki kat metîn kal‘a dîvâr›nda metîn ü müstahkem biri biri içinde göm­lekli kulleler ve kavî tabyalar üzre kara­vulhâ­ne­ler ve nevbethâneler vard›r.

Ve bu Bal› Pafla meydân›n›n k›bleye nâz›r bir metîn demir kapusu var, iç kal‘a kapusudur kim bu kapudan içeri bir meydân › azîm dahi var. Aslâ ev­ler yokdur, Kral Sarây› meydân› derler.

Evsâf › Sarây › K›z›lelma y› Budin

Evvelâ bu Sarây meydân›nda bir beyâz yekpâre mermerden bir havz › latîf var, an›n içinde husrevânî küpler kadar kabuklu sümüklü böcek tasvîrlerin üstâd › Macar › füccâr tuçdan döküp kabuğundan sümüklü böcekler boynuzlar›n ç›karup bafl göste­r­mifl. Bir gûne musanna‘ tasvîrler etmifl kim görenler gülmeden vâlih ü hayrân olur.

Ba‘dehu bu tuçdan sümüklü böceklerin sûret­leri üzre yine tuçdan bir kadeh i azîm edüp bir san‘at ile mezkûr böcekler üzre oturdmufl kim makdûr › befler değildir, zîrâ bu tuç kadehin içine otuz k›rk âdem s›ğar belki dahi ziyâde s›ğâr u kibâr âdem s›ğar, ammâ on dâne s›ğ›r s›ğmaz. Tâ bu mer­tebe vâsi‘ tuçdan bir münakkafl › ibret-nümûn bir kadeh i asfer-gûndur. Bu kadehin kenârelerinde âb › câ­riyelere münâsib lisân › Macarca ebyât [u] efl‘âr­lar tahrîr olunmufldur. Ve yine bu kadehin cânib i edvâr›nda mehîb ve mahûf bed-çehre dîv i sefîd kellelerinden aflağ› mermer havza taraf taraf mâ i sâfîler cereyân edüp anda sâkin olanlar mâ i zülâ­lin­den alup nûfl edüp isti‘mâl ederler.

Hattâ ke­fere za­mân›nda bu flazrevân›n dîv kellelerinden her bâzâr günleri ve her bed-nâm rûzlar›nda ve îd i Nasârâ'da mü[me]ssek eflribeler cârî olup cümle küffâr nûfl edüp def‘ i atflân eder­ler­mifl. Hâlâ fleker flerbeti mah­zen­leri durur. Bu mah­zenlerde gûnâ-gûn eflribeleri yapup aflağ›da bu havz›n fevvârelerinden pertâb edüp hav­zdan âyende vü revendegânlar nûfl ederlermifl, ammâ y›lda [82a] bir kerre küffâr›n haçlar›n suya b›rak­d›k­lar› günler İsvet Nikola rûhiyçün bu havz [u] flaz­revânlar›ndan la‘lgûn bâde i nâb pertâb edüp nûfl edenler mest i medhûfl [u] bî-tâb olurlarm›fl. Ammâ bu havzdan hâlâ cereyân eden âb › sâfîler bu Sarây meydân› alt›ndaki su sa[r]n›çlar›na gidüp leb-ber-leb oldukda mâh › Temmûz'da nûfl eden hayât › câvidân bulur, ammâ isrâf üzre sarf etmezler, zîrâ "Hîn i muhâ­sa­rada ahâlî i kal‘aya su lâz›md›r" deyü imsâk üzre sarf ederler.

Ve dahi Tophâne meydân› ve Bal› Pafla meydân› ve bu sarây meydân› alt› serâpâ tâk › Kisrâlar üzre zîr i zemîn sarn›çlard›r. Ve bu meydânlar›n ve etrâ­f›nda olan imâretlerin ve K›z›lelma sarây›n›n cümle dam u bâmlar›ndan nüzûl eden bârân › rahmetler bu zîr i zemîn sarn›çlarda cem‘ olup vakt i muhâsarada dollâblar ile çekilüp ehl i beled nûfl ederler azîm hayrâtd›r.

Ve bu merkûm havz›n önünde Murâd Pafla câmi‘i var. Gerçi küçükdür, ammâ gâyet flîrîn ve mu­­sanna‘ ve müzeyyen tafl minâreli bir câmi‘ i müm­tâzd›r, ammâ cemâ‘ati azd›r.

Ve bu câmi‘in önünde bir kapu dahi var, ana Uğrun kapu derler, bir metîn ve kavî hadîd cedîd küçük kapudur kim on kademe tafl nerdübân ile aflağ› varofla enilir, cânib i flarkdan taraf › flimâle meyyâl bir bâb › sağîrdir. Ve bu mezkûr havz›n câ­nib i cenûbunda, ya‘nî lodos rûzgâr› taraf›nda on kademe tafl nerdübân ile aflağ› hisârpîçeye andan bü­yük su kullesi yoluna enilir bir küçük demir kapudur. Atl› girüp ç›kmak mümkündür, ammâ us­ret çeker, piyâde âdemlere evlâ bi't-tarîk i âmd›r.

Bu mezkûr Uğrun kapunun iç yüzüne karîb Sarây meydân›na aç›l›r K›z›lelma Sarây›n›n kapusu­dur. Bu kapunun eğer tâkleri ve atebe i yemîn ü ye­sâr ve atebe i süflî ve ulvîsinde olan üstâd › mermer-bür kârlar›n ta‘rîf ü tavsîf eylesek gayri kâr › kitâ­betimizden kal›r›z. Hemân bir bâb › mu‘allâd›r kim gûyâ bâb › kal‘a i Bâbu'l-ebvâb'd›r.

Bu kapudan içeri girüp yukaru seksen kademe vâsi‘ tafl nerdübân ile bilâ-usret kral dî­vânhânesine ç›k›l›r bir dîvânhâne i âlîdir kim fe­lekde misli yok­dur. Sâfî k›rm›z› somâkî mermer üzre gûnâ-gûn nakfl › bûkalemûn nigârhâne i Çîne mânend bir eyvân › dîvânhâne i taht › Ungurus'dur. Her bir tâk › nüh-tâk › tumturak › revâklar› gûyâ tâk › Kisrâ'd›r.

Bunun der [ü] dîvâr›nda olan n[uk]ûfl › ibret-nü­mûnlar var kim H›tâyî kâğ›zlarda bu n[uk]ûfl › garîbe vü acîbeleri Erjeng ve Mânî ve Hassân ve Beh­zâd ve fiâhkul› ve Ağa R›zâ kalemin çekmede âcizlerdir.

Ve bu dîvânhâne i azîmin zemînini üstâd › flîrîn­kâr › mermer-bür envâ‘ › fusûs › mukavvim mah­­kûk › gûnâ-gûn ruhâm › ibret-nümûn › ma‘kûk ile ma‘kûd k›lm›fl kim hâlâ diyâr › Arab ve Acem'de böyle ruhâm döfleli bir eyvân yokdur. Hattâ bu hâ­nedân › kadîmin ba‘z› yerleri befler ve alt›flar ve ye­difler kat-ender-kat kasr › nüzhetgâh kûh › Havar­nak­lar var kim hâlâ edîm i arzda mânendleri yok­dur.

Yedi kral içün binâ olunan kasr › İremlerdir kim her birinin kubâblar›nda birer altun top oldu­ğ›yçün K›z›lelma Sarây› denildiği bâlâda endek mastûrdur, ammâ Ungurus krallar›na mahsûs olmak içün k›rk ayak tafl nerdübân ile urûc olunur bir kasr › serâmedi var kim evc i semâya ser çekmifl bir ser-bülend kasr › bî-mânendi var kim dillerde dâs­tând›r. Üstâd mühendis i bennâ var makdûrun sarf edüp bu kasr› bir tarz › acîb ü garîbe üzre tarh et­mifl kim flekl i müsemmeninden dahi aslâ bu kasr içre oturanlara âfitâb › âlem-tâb te’sîr etmez.

Kurflum örtülü bir mevzûn kubbesi üzre altun yald›zl› alem yerine altundan toplar› var. Cemî‘i revzenleri Peflte ve Keçkemet ve fiarkez ve Hatvan ve Vaç ve Eski Budin ve Kile sahrâlar› pâymâl i ri­mâl gibi nümâyând›r. Ve cümle kat-ender-kat üç yüz k›rk aded sağîr ü kebîr kâ‘alar› ve soffalar› ve hüc­releri ve eyvân ve dîvânhâneleri ve hammâmlar› ve f›s­k›y­ye ve havz [u] flazrevânlar› ile bezenmifl bir sa­rây › bî-bedeldir kim rub‘ › meskûnda buna hemtâ sarây › flâhâne yok­dur. Cemî‘i diyâr › kâfiristânda değil Belh u Buhârâ ve Hind ü Yemen ve M›s›r ve Irâk ve fiâm u Haleb ve Rûm'da K›z›lelma Sarây› nâm›yla müte‘âref bir binâ y› bî-hemtâd›r kim bu sarây › dil-küflâ sebe­biyle Budin'e K›z›lelma derler. Hattâ büyük dîvân­hânede celî hat ile K›z›lelma ol­duğuna târîhi bir mermer üzre merkûmdur:

Ey fleh kral›n bağr›n tîr i gama deldirdin

Ol kâfir i bed-hûy› kend’özine bildirdin

(   ) (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) dedi târîh

fiâh›m K›z›lelma'y› ayva-yile doldurdun.

Sene 928.

El-hâs›l bu sarây › dilcûy › behiflt-âbâd›n misli arâzî i ma‘mûrede yokdur. Âdem oğlan› bunun vaz‘ › binâs› beyân›nda âciz ü kâs›rd›r, zîrâ bu sa­rây › atîkde olan mergûb ve zîbâ san‘atlar ve gûnâ-gûn tasarruflar var kim cümle vassâflar an›n midha­tinde kilk i cevâhir zebânlar› batiyyü'l-harekedirler.

El-hâs›l bu kârhâne i [82b] kadîmin hüsn [ü] letâfeti ve kâr › zerâfeti vasfdan hâric ve beyândan âric bir mihmân-sarây › kârîdir, ›nk›râzu'd-devrân binâ y› sâbite ola dest i Âl i Osmân'da âmîn ve yâ Mu‘în.

Bu sarây › İremi seyâhat ile uğrayup temâflâ edenlere hafî değildir, lâkin bu kal‘a niçe kerre muhâsara görmek ile sademât › top › kûpdan bu sa­rây›n niçe yerleri münhedim olup yine amâr ol­mufldur, ammâ kâr › kadîmine göre amâr edeme­mifl­ler. Hâlâ bu sarâyda dizdârdan gayri bir ferd i âferîde yokdur. Hemân zevk u safâs›n dizdâr ağa eder, zîrâ bu sarây›n zîr i zemînlerinde olan tü­feng ve ok ve yay ve k›l›ç ve kalkan ve harba ve flifl ve m›zrak ve zemberek ve bârût ve h›flt ve balta ve nacak ve kazma ve kürek ve neft ve katrân ve zift ve niçe kerre yüz bin âlât › mühimmât › mühmelâtlar var kim hadd ü hisâb›n cebecibafl› ve dizdâr bilir. Ve bunda olan tuğulka ve cebe vü cevflen bir serhadde yok­dur. Bu cebehâne hazînesinin miftâhlar› cümle diz­dâr elinde olduğ›yçün dizdârlar bu sarâyda sâkin olurlar.

Ve bu sarây kurbundaki mehterhâne kullesinde her gece ba‘de'l-iflâ ve vakt i fiâfi‘î tokuzar kat mü­kel­lef ü mükemmel mehterhâne i tabl › Âl i Osmânî ça­l›n›r ve ba‘de'l-›flâ mehterhâne fasl›ndan sonra cemî‘i ebrâclarda her gece iki bin aded kal‘a nefe­rât­lar› tâ sabâha dak pür-silâh olup dîdebân ve nigeh­bân ve pâsbânlar "Allâh yeğdir yeğ" deyü fer­yâd edüp sâ‘at be-sâ‘at yigirmi aded kal‘a ağalar› falaka deyenekleriyle kol dolafl›rlar. Eğer bir nev­betçiyi hâb › nâzda bulursa hâbdan bîdâr edüp sek­sen aded deyenek urup uykusun açar, kanûnlar› budur, zîrâ bu kal‘a hasretü'l-mülûk bir kal‘a ol­mak ile cümle düflman bu kal‘an›n bir tafl›na bin bafl vermeğe cân atarlar.

Ve cânib i er­ba‘a­s›nda yetmifl aded kavm i düflmanlar› sayf [u] flitâda âmâde olup Budin'e nige­rândad›rlar. Hattâ diyâr › Alaman'da ve kal‘a i Beç'de ve kal‘a i Prak'da ve flehr i Kalle­vine'de olan kâfirlerin zamân › kadîmde dedeleri elinde Budin içre evleri olup hâlâ ol evler dest i İslâmda iken ke­fere zamân›nda ol evlerin sâhibleri olanlar›n evlâd­lar›ndan bir kefere müflis olsa, "Budin'de benim evim vard›r" deyü evinin hüccet temessükât›n› rehin verüp k›rk elli bin gurufl karz al›r ve "Benim Bu­dim'de evim var, milk emlâk sâhibiyim ve Budin'de be­nim bâğ›m yâhûd bir dükkân›m vard›r" deyü mu­râd edindiği gorofun ve irfleğin ve flaglar›n k›zlar›n­dan murâd edindiği k›z› al›r ve tereddüd et­meyüp fülûs i ahmer[e] muhtâc ve ac u zâc kefere ise de "Budin'deki milki yine bunundur" deyü ol kâfire k›z verirler, bu muhakkak seyr [ü] temâflâd›r.

İmdi kal‘a i Budin cemî‘i millet i Mesîhiyye beynlerinde tâ bu mertebe mu‘teberdir, ammâ yedi kral dahi Beç kral›na her bâr tagallüb edüp,

"fiu bizim Budim kal‘am›z› alal›m, K›z›lsarây'da oturup ömürde bir kerre ayfl [ü] iflret edüp Ger­zel­lez dağ›nda (   ) nâm b›trîkimiz ziyâret edelim" deyü yedi kral dahi Budin sarây›n arzu ederler.

Ammâ bu sarâya Gerz İlyâs dağ› pek havâledir, lâkin ol havâ­leleri def‘ içün bu sarây›n k›ble cânibi önünde iki kat metîn kal‘a dîvârlar› var kim yüzer ayak enli fieddâdî kal›n dîvârlard›r. Ve bu tarafda azîm tabya­lar üzre k›rkar ve ellifler pâre serâmed toplar› var kim Gerzellez dağ› havâlesinde bu toplar kufl kon­durmaz, değil ki düflman gelüp ol havâleye top çe­küp Budin'i döğe, ol muhâldir. Budin kal‘as› andan bâki pervâs› yokdur.

Ammâ illâ Muhanad bay›r› bağdalas› zemîni Budin'in öm­rüne girir mel‘ûn zemîn i havâledir, Hudâ h›fz ede, zîrâ cemî‘i zamânda "Küffâr gel­dik­de ol tarafdan kal‘a i Budin'i döğer" deyü nakl etdiler. İflte,



Belde i Budin'de Ortahisâr › üstüvâr›n cümle büyûtlar› ve mahallâtlar› ve kal‘a dîvârlar› ve cümle tabyalar› ve cümle (   ) aded kal‘a kapular› ve K›z›lelma sarây›na var›nca bu yüzden alâ kadri't-tâka tahrîr ve tavsîf olunup gayri hayrât [u] hasenât ve cevâmi‘ [ü] hammâmât ve hân u medrese ve imârâtlar› beyân eder

Evsâf › imârethâ y› Ortahisâr › Budin, ya‘nî cevâmi‘hâ y› mü’minân ve selâtîn i Âl i Osmân: Bu Ortahisâr içre cümlesi yigirmi bir aded mihrâb­d›r, ammâ cevâmi‘ i selâtîn [ve] vüzerâ [ve] vükelâ bunlard›r kim zikr olunur: Evvelâ

Süleymân Hân câmi‘i: Mâ-tekaddem (   ) (   ) nâm›nda bir kenîse i musanna‘ imifl. Ba‘de'l-feth Sü­ley­mân Hân bu deyrin derûnun mülevvesât › küfr i çirk i flirkden pâk edüp ma‘bedgâh › müsli­mîn eder. Hâlâ bir câmi‘ i münevverdir kim edîm i arzda nazîri yokdur. Beyt:

Ra’eynâ câmi‘u'd-dünyâ cemî‘an

Ve lâkin mâ ra'eynâ misle hâzâ

ebyât› bu câmi‘ i rûhânî [83a] hakk›ndad›r.

Bu câmi‘ i kadîmin k›ble kapusundan tâ mih­râba var›nca tûlu iki yüz ayakd›r ve arz› kâmil yüz ayakd›r. Ve bir minâresi var, zamân › kadîmde nâ­kûs çanl›ğ› imifl. İki yüz on kademe âlî serâmed mi­nâre i bâng › Muhammedî hânesidir. Hakîr bu minâreye urûc edüp flehr i Budin'i ve deflt i sahrâ y› Peflte'yi seyr [ü] temâflâ etdim. Bu minâre sâfî beyâz mer­merden kulle-misâl çâr-kûfle bir nakfl › bûka­le­mûn › ibret-nümûn minâre i mevzûn › musanna‘d›r.

Ve bu câmi‘in iki aded kapusu var, cânib i flarkdaki kapu üzre bir beyâz mermerden üstâd › kûh-ken mermer-bür bir kanatl› ejdehâ tasvîri ey­lemifl kim gûyâ zî-rûhdur. Ağz›n açup dörd ayakla­r›n gerüp kuyruğun k›v›rup durur. Bu ejdehâ önün­de bilâ-teflbîh Hazret i H›z›r bir at üzre süvâr olup elinde m›zrağ›yla ejdere bir sünü urup ejde­hây› at alt›na alup çiğner fleklinde bir gûne tasvîr eylemifl kim gûyâ henüz zî-r[û]hdurlar kim ejdehâ ile H›z›r Nebî savafl › perhâfl etmede flekilli tasvîr etmifl.

Hattâ hîn i fethde Ebussu‘ûd "Tasvîr harâmd›r, bu timsâli k›rmak gerekdir" dediklerinde Süleymân Hân › ârif nezâket edüp "Kimse bu sûretlere bak­ma­s›n­lar, müslim olanlar tan›mas›nlar" deyü gerdenin­den keflmîrî flâl›n ç›karup bu hey’etlerin üzerine örtdürüp k›rmadan halâs eder. Hâlâ vâcibü'l-iber sû­retlerdir, lâkin bu câmi‘ i pür-envâr kârgîr kubâbla ma‘mûr değildir. Cümle servî direkleri üzre nakfl › sihr-âsâr tavan › hemvâr üzre cümle imâretle­rinin sutûhlar› rusâs › hâs › nîlgûn ile mestûr bir câmi‘ i nûrun alâ nûrdur. Ebbedallâhu ilâ'nk›râ­z›'d-dev­rân. Andan,

Fethiyye câmi‘i: (   ) (   ) (   ) dir. Bu câmi‘ dahi kadîm i evvelde deyr i musanna‘ imifl. (   ) (   ) (   ) câmi‘ imifl, ammâ bu dahi Süleymâniyye câmi‘ine müflâbih tâbaka'n-na‘l bi'n-na‘l bir câmi‘ i beyz-âsâ ma‘bedgâh › münevverdir. Allâhu a‘lem bu iki câmi‘ bir üstâd ifli olmas› mübey­yen­dir, lâkin bu câmi‘in minâresinde bir büyük çanl› sâ‘at var kim sadâs› bir konak yerden istimâ‘ olu­nur. Cümle flehir câmi‘leri bu sâ‘ate amel edüp ezân › Muhammedîler tilâvet olunur, dakîka fevt etmez bir dürüst sâ‘at i Alaman'd›r. Andan,

Orta câmi‘: Bu dahi deyr i kadîm imifl. Hâlâ ma‘bedgâh › âbidân [u] sâcidând›r. Bu câmi‘ çârsû içinde olmağile cemâ‘at i kesîreye mâlikdir. Ve cânib i erba‘as› tarîk i âm olup flehrin tâ aynü'l-fi‘linde olmak ile Orta câmi‘ nâm›yla meflhûr ki­remit örtülü ve bir minâreli câmi‘ i müferrihdir. Andan,

Sarây câmi‘i: Bu dahi dest i küfrde iken bir ma‘bedgâh › Îsevî imifl. Hâlâ cemî‘i vüzerâ y› Budin bu câmi‘de edâ y› salât › Cum‘a ederler, zîrâ Pafla sarây›na karîb olmağile Sarây câmi‘i derler. Osmânl› tarz› bir musanna‘ minâresi var, ammâ bir musanna‘ mermer döfleli pâk haremi kapusu di­binde bir kurflumlu kubbe i âlî içinde Gâzî Ahmed Beğ medfûndur. Bu kubbe i pür-envâr›n atebe i ul­yâs› üzre celî hat ile târîhi budur:

Azm i gülzâr › cinân etdikde Bârî yâr ola

Evc i a‘lây› bu y›l Ahmed Beğ etdi âfliyân.

Sene (   )

Andan,


Kara Murâd Pafla câmi‘i: İç kal‘ada olduğu bâlâda mevsûfdur. (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) Bu Ortahisâr'da ma‘lûmumuz olan cevâmi‘ler bunlar­d›r ki zikr olundu.

Sitâyifl i mesâcidhâ y› muvahhidân: Kamusu on alt› aded mahalle mescidi ve cemâ‘at mezgiti ve buk‘a ve eyneleridir. Evvelâ Yeniçeri odalar› kur­bunda Ağa mescidi.

.................. (1 sat›r bofl)....................



Der-ilm i dârü't-tedrîs i âlimân › müfes­sirân: Dükelisi yedi aded medrese i muhaddisând›r. Cüm­le­den mükellef Yeni medrese Makbûl Mustafâ Pafla'n›nd›r. Ders i âm› Âsitâne taraf›ndan gelir. Ve (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) Ammâ mahsûs dârü'l-kurrâ ve dârü'l-hadîs imâretleri yokdur.

Der-mekteb i t›flân › ebcedhân: Hepsi alt› aded dâr › tahsîl i ulûm › mekteb i püserân › ciğer-kûfle i mahbûbând›r, ammâ cümle gulâmlar› gâyet necîb ü reflîd ve zekî g›lmânlard›r. Evvelâ Fethiyye mektebi ve Orta câmi‘ mektebi (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) (   )

Der-fasl › çârsû y› bâzâr [u] bezzâzistân: Bu Ortahisâr içre hepsi üç yüz elli aded ehl i h›ref dük­kânlar›d›r. Gerçi bezzâzistân› harâbd›r, ammâ bu fle­hir içre her ne gûne zî-k›ymet tefârûk istesen mev­cûddur. Süleymân Hân asr›nda bu sûk › sultânî bez­zâ­zistân›yla ol kadar ma‘mûr u müzeyyen imifl kim cemî‘i dükkânlar› la‘l u yâkût ve la‘l i Bedahflân ile müzeyyen olup incüden flebekeler ve bal›k diflin­den müflebbek tarab›zonlar ile tezyîn ol­mufl dekâkînler imifl, ammâ flimdi hemân bir flâh­râ­h›n yemîn ü yesâ­r›nda tertîb üzre binâ olunmufl sâde-rû dükkân­lar­d›r. Cümleden müzeyyeni attârlar çârsûsu. Ve ber­berlerin dükkânlar› gâyet müzey­yen dükkân › Süley­mâ­nî­lerdir.

Der-manzara i hân › hâcegân: Umûmisi befl aded vekâle i tüccârân › berr [u] bihâr sevdâgerân­d›r. Cümleden (   ) hân› (   ) (   ) [83b]

Der-vasf › çeflme-sâr › âb › revân: Olancas› bir aded çeflmedir. Ancak bu flehir bir yalç›n kaya ba­fl›nda bir kal‘a i âlî olmağile bunda sudan azîz bir hayrât [u] hasenât yokdur kim beher yevm on bin at yükü Tuna suyu k›rbalar ile tafl›yup bu kal‘a ahâlîsi saky olur.

Ancak bir çeflmesi var. Pafla sarây› câmi‘inin haremi kapusu dibinde Ahmed Beğ türbesi cen­binde bir lüleli bir aynü'l-hayât çeflme-sâr › ibret-nümâd›r kim suyunu aflağ› nehr i Tuna'dan bir üs­tâd › kâmil Fireng bu Orta kal‘aya ç›karm›fl kim ak›llar çâk olur.

Nehr i Tuna kenâr›nda bir kulle i azîm vard›r. Ol kullede gûnâ-gûn çarhlar› ve dollâblar› atlar çe­virdikçe çarhlar Tuna suyuna tokmaklar› biri biri akabince urdukça zor ile Tuna suyu su küpleri içine girüp yokufl yukaru flazrev[â]n gibi küpler içre su gürleyerek tâ Ortahisâr'da bu çeflmeden pertâb edüp ç›kar. Görmeğe muhtâç sihr i mübîn mertebesi bir san‘at › ibret-nümâd›r kim vasf›nda lisân kâs›rd›r, zîrâ m›sra‘:

fienîden key buved mânend-i dîde1

Der-hayrât › sebîlhâne i atflân: Bar›s› yetmifl befl aded selsebîl i cân-sitând›r. Evvelâ Süleymân Hân sebîli ve Ulama Pafla sebîli ve Arslan Pafla sebîli ve Ağa sebîli ve Koca Mûsâ Pafla sebîli ve niçe kur­flum örtülü sebîller vard›r, cümle sular› at sakkâ­lar›yla aflağ› nehr i Tuna'dan gelir.

Der-kayd › çâh › mâ i hânedân: Baradas› k›rk aded kesme kaya hânedân kuyular› vard›r. "Tâ kâfir zamân›ndan kalm›fld›r, niçesinin sular› Tuna'dan gelmifldir" derler, ammâ bu flehirde yüz yetmifl aded zîr i zemînde su sarn›çlar› vard[›r]. Cümle damlar­dan nâzil olan bârân › rahmet ol sarn›çlara cereyân eder.

Der-medh i hammâm › gâsilân › râhat › cân: Bu Ortahisâr'da ancak bir küçük hammâmdan gayri yok­dur. An›n dahi suyun Tuna'dan at sakkâlar› tafl›r­lar, ammâ be-kavl i a‘yân › vilâyet "Bu kal‘a­m›z­da yetmifl aded ev hammâmlar›m›z ve soba ger­mâb­­lar›m›z vard›r" derler, sahîhdir, zîrâ her evde soba mukarrer, ammâ bu mezkûr hammâm›n âb [u] he­vâs› hûbdur ve dellâkleri ve gayri hüddâmlar› mah­bûbdur. Ve bu flehir serâpâ kald›r›m döfleli flâh­râh › mergûbdur. Her bâr bârân › rahmet nâzil ol­dukda cümle sokaklar› süpürüp çirkâb › muzah­ra­fât­dan pâk ederler.

Bu Ortahisâr'›n havâs› gâyet latîfdir. Eflâtûn › İlâhî bu flehre gelüp yeni gûne t›ls›m eylemifldir. Evvelâ bu kal‘ada y›lan ve ç›yan ve akreb ve bö ve sovulcan ve sümüklü böcek olmaz. Hattâ sümüklü böcek t›ls›mât› mezkûr iç kal‘ada kral sarây› havl›­s›ndaki havz›n kademelerindeki sümüklü böcek tasvîrleri mutalsamd›r, ve's-selâm.

Bu Ortahisâr'›n niçe gûne amâristânlar› bu gûne ta‘rîf ü tavsîf olundu.


Yüklə 6,32 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   25   26   27   28   29   30   31   32   ...   72




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin