Menzil i Çatalkend beli: Mukaddemâ evsâfı tahrîr olunmuşdur. Bir günde böyle güc ile asâkir i İslâm aşup andan yine cânib i şimâle ( ) sâ‘atde kal‘a i Hâtûniyye sol tarafımızda kaldı. Mukaddemâ bu dahi tahrîr olunmuşdur. Anı ubûr edüp yine taraf ı şimâle,
Menzil i karye i Kızıldepe, mastûrdur. Andan yine cânib i şimâle ( ) sâ‘atde,
Menzil i karye i azîm Göllü : [217b] Bu dahi Mardin hâki nevâhîlerinden olduğu bâlâda mufassal terkîm olunmuşdur. Andan yine cânib i şimâle ( ) sâ‘atde gidüp,
Menzil i kal‘a i Mardin i sedd i emîn: Bu şehre Mustafâ Paşa mehâbet ü dârât ve azamet ile bir alây ı azîm gösterüp girmişdir. Cümle ahâlî i Mardin'in zöhreleri çâk oldu. Meğer mukaddemâ Sincâr'a Urbân üzre gitdikde paşaya ri‘âyet etmemişler. Bu kerre ol kadar ta‘zîm ü tekrîm edüp akmişe i fâhire i didik ve abâyî ve harîr kahve makremeleri getirdiler kim Mustafâ Paşa ve tevâbi‘leri bây-ender-bây olup Mardin kavminden dahi pay aldılar. Hakîre dahi paşa "el-hedâyâ teşterek" diyerek me’kûlâtdan baklava ve börek ve çörek ve didik ve abâyî muhtım gül-reng serbendler ihsân etdi. ( ) Andan yine cânib i şimâla Mardin'den gidüp bir baş,
Menzil i Zırzıvân boğazı: Diyârbekir hâkinde bir mahûf u muhâtara boğaz olduğu bâlâda mevsûfdur. Andan yine şimâle ( ) sâ‘atde bî-hâsıl zemîn i yâbise ile gidüp
Menzil i karye i,
....................(1 satır boş)....................
Bu mahalde Diyârbekr'ün cemî‘i a‘yân u kibârı istikbâle çıkup ol kadar sükkerî hulviyyât ve katr ı nebât eşribeler getirdiler kim diller ile ta‘bîr olunmaz.
Andan ertesi gün sene 1065 mâh ı Recebü'l-müreccebinün yigirminci günü bir hây [u] hûy alây ı azîm ile bu kadar üserâlar ve bapırlar sekban u sarıcalar zincîrlerinde keşân-ber-keşân sürüyerek kal‘a i Diyârbekr'e mansûr u muzaffer dâhil oldukda paşanın râhına pâyendâz harîrler döşeyüp hoş-âmed kurbânları zebh olınup hakîre Balıklı ayazma kurbünde Osmân-Paşazâde hânesin konak verdiler.
Ertesi gün Gâzî Mustafâ hakîri da‘vet edüp mâl ı ganâ’imden Melek Ahmed Paşa efendimize borcun edâ etmeğiçün otuz yedi kîse hakîre verdi ve hakîrden temessük aldı. Ve iki tavla kısrak ve elli katâr urbân devesi ve yedi katâr katır ve on aded mahbûb Gürcî gulâmı ve yüz elli aded tengtir çadır ve onbeş aded nohûdî segbân u sarıca ve karakullukçu çergeleri ve on aded münakkaş âğavât çergeleri ve iki bin mikdârı Urbân gönderleri kim her birisi Bağdâd kargılarıdır. Ve hakîre bir kîse guruş ve bir küheylân at dahi verüp cümle eşyâları paşanın develerine tahmîl edüp üç bayrak segbân ı refîkler ta‘yîn eyleyüp hedâyâları ile ve tahrîr olan mektûb ı muhabbet-üslûbları ile bu hakîri paşa efendimize yollayup kendisi bile av tarîkile Şat cisrin ubûr edüp ol mahalde paşa ile ve cümle Diyârbekir a‘yâniyle vedâ‘laşup,
Diyârbekir'den Van'a revâne olduğumuz menâzilleri ve kılâ‘ [u] büldânları beyân eder ve eşkâl ı Şat keleğin ayân eder
Evvelâ Diyârbekir'den nehr i Şat üzre cisr i Kelek kim ( ) göz kantara ı musanna‘dır. Hasankeyfâ'ya ve Cezîre ve Musul'a ve Bağdâd'a Şat ile giden tulumdan kelek gemileri bu cisr dibinde binâ olınur tulumdan gemilerdir kim üzerleri tahta döşeli. Atlarınla ve sâ’ir bisâtınla ve niçe bin kantar bâr ı sakîlinle bu kelek gemilerine süvâr olup cânib i erba‘asında korkuluklarına girdebâlişlere dayanup tavla ve sadranc oynayarak yemîn ü yesârı temâşâ ederek ba‘zı imâr kendlere yanaşarak ve matbahında ta‘âm tabh olarak tâ Bağdâd'a ve Basra'ya varınca semâ‘ u safâ ederek selâmet gider bir tûrfe binâ tulum gemileridir. Ana mahsus üstâd kelekçi mellahları vardır. Diyârbekir'de bu mezkûr cisr dibinde niçe yüz kelek âmâdedir.
Bu hakîr ol cisri ubûr edüp cânib i şimâl ile taraf ı şark mâbeynine bir sâ‘atde gidüp,
Menzil i karye i Sa‘dî: Bir sahrâ-yı lâlezârda bâğlı u bâğçeli ma‘mûr Yarmenî köyüdür, ammâ hırsızı çokdur. Ol gice bir denk çadır uğurladup hamd i Hudâ yine bırakdırdık ve iki hırsız diri alup katl etdik. Andan yine cânib i şarka [( )] misilli ferahfezâlar ile ( ) sâ‘atde ( ),
Menzil i Çöldepe: Bir sahrâda amelî yığma depedir, kurbünde ma‘mûr kurâlar vardır. Cümle Diyârbekir vâlîlerinin atları bu sahrâda çayırlar ve tirfil ve yonca ve ayrık giyâhâtıyla meşhûr bir çemenzâr ı ma‘mûr vâdîlerdir. Bunda dahi kara hırsızı çokdur. Zîrâ diyâr ı Kürdistân'da Halitî ve Çekvânî ve Zıbarı ekrâdı kânıdır, gâfil yatmamak gerek ( ) ( ) ( ) ( ). Andan yine şimâle ( ) sâ‘atde,
Evsâf ı şehr i kadîm, makâm ı ârifîn ya‘nî kal‘a i atîk Miyâfârıkîn
hafazahullahu min âfâti'd-dehr, âmîn
Sebeb i tesmiyyesi ve galat ı meşhûru oldur kim bu kal‘a nehr i Şat ile nehr i Batmân mâbeyninde vâki‘ [218a] olup mâbeyn i nehreyni fark etdiğiyçün kal‘a i Mâ i fârıkaynn, derler. Kavm i Arab'da Mafrık ı Ermen derler. Gerçi arz ı mukaddesdendir ammâ hâk i Ermenîstân'da vilâyet i Kürdistân'dır. Kavm i Ekrâd bu kal‘aya Mefarıkın derler. Kavm i Ermen ( ) ( ) derler. Kavm i Acem kal‘a i Miyân-fark derler. Ya‘nî "Beli ince ayrılmış kal‘a" demek olur ve kavm i Yunaniyân ( ) ( ) derler. Kal‘a i kadîm ü şehr i azîm idi. İbtidâ binâsı Musul kal‘ası içinde medfûn olan Hazret i Circîs Nebî'nin ümmetlerinden Handik nâm bir melik binâsıdır kim Hazret i Circîs'in ta‘lîmiyle binâ olunmuşdur ve Hazret i Circîs bu şehir kavmine meb‘ûs olunup nübüvvetine imân getirmediklerinden mâ‘adâ Hazret i Circîs'i bu kal‘a hâ’ilindeki Mefârikîn cebeli üzre kırk kerre âteşe yakup hâkisterin bâda savururlardı. Cenâb ı İzzet rîha emr edüp gubâr ı Circîs'i cem‘ edüp yine Circîs Nebî hayât bulurdu. Niçe tefâsîrlerde ve niçe bin kütüb i mu‘teberelerde mastûrdur. Hâlâ Mefârikîn kal‘ası ensesinde olan kûh ı bâlâ üzre gubâr ı Circîs düşdüğü hâkde ve vücûd ı nâzenîni ihrâk olduğu hâk i anber i pâkde asla nebâtât [u] giyâhâtdan bir şey hâsıl olmaz. Ermen tâ’ifeleri ol türâb ı pâki yüzlerine sürüp ziyâret ederler.
Ba‘dehû bu kal‘a ahâlîsine Circîs Nebî bed-du‘â edüp Van deryâsı kenârında cebel i Sübhân'da bir ejderhâ zâhir olup bu şehrin cümle halkını hûra geçirüp kal‘ası mu‘attal kaldı. Ba‘dehû Buhtunnasr hûn ı Yahyâ Nebî talebiyçün hurûc edüp bu kal‘ayı münhedim etdi. Dest i Ermen'de yine imâr olup Âl i Abbâsiyân'da iken Hulâgû bu kal‘a kavmin helâk edüp kal‘asın dahi harâb etdi.
Ba‘dehû sene ( ) târîhinde Seyfüddevle ibn Hemedânî bu kal‘ayı imâr edüp Kürdistân ve Ermenîstân vilâyetlerine şa‘şa‘a saldı. Eyle imâr oldu kim hemân yetmiş bin alaca çapar atlı askeri var idi. Gayri cüyûşunun hisâbın Hudâ bilürdü. Asâkir i bî-pâyânının vefreti şundan kıyâs oluna kim rûz merre matbah ı Keykâvûs'unda kırk aded bâr ı şütür, aşına sarf olunup nökerlerine ta‘âm ı gûnâ-gûn bezl olunurdu. Hâlâ Seyfüddevle sarâylarının esâsları nümâyândır. Sene ( ) târîhinde bu kal‘ayı Timur ı sâhib hurûc harâb etmişdir. Hâlâ kal‘asının câ-be-câ rahnedâr yerleri zâhir ü bâhirdir.
Ba‘dehû sene 920 târîhinde Selîm Hân ı Evvel Çıldır gazâsı avdetinde Diyârbekr fethine Bıyıklı Mehemmed Paşa'yı serdâr edüp Diyârbekir'i feth etdikde bu kal‘ayı bâ-sulh Selîm Hân vezîri Ebû Şevârib ya‘nî Bıyıklı Mehemmed Paşa'ya teslîm eyleyüp Süleymân Hân tahrîri üzre Kara Âmid hâkinde sancak beği tahtıdır. Taraf ı pâdişâhîden beğinin hâssı ( ) yük akçedir. Beğine ber-vech i adâlet on kise hâsıl olur. ( ) aded erbâb ı timâr ve ( ) aded erbâb ı zu‘amâları cebelüleriyle sefer eşerler. Cümle ( ) aded müsellah asker i mükellef olur ve yüz elli akçe kazâdır ve nâhiyesi cümle ( ) aded kurâdır. Kadıya senevî üç aded kise hâsıl olur. Alâybeği ve çeribaşı ve muhtesibi vardır, ammâ müftî ve nakîbi ve sipâh kethudâyeri ve yeniçeri serdârı ve kal‘a dizdârı ve neferâtları ve cebehâneleri yokdur. Zîrâ iç il olmak ile neferâtlara ihtiyâcları yokdur. Lâkin mîr i livâsı tarafından kal‘ada birkaç topları var, rûz ı ıydde ve hilâl i mâh ı Ramazân nümâyân oldukda endâht edüp kurâlardaki müslimîni âgâh ederler.
Evsâf ı eşkâl i kal‘a i Meyâfârikîn: Müverrihân ı Rûm bu kal‘a hakkında cezîre i Şat ve nehr i Furât mâbeynindeki cezîre i azîm içredir deyü tahrîr etmişler ammâ galat ı fikr etmişler. Hakîr bu mahalde on sene mikdârı tek ü pûm vardır kim selîkam bu fenne düşmek ile kırat-be-kırat dakîkiyle ma‘lûmumdur. Nehr i Furât u Murâd Malatıyye kurbünde Kömürhânı cenbinde cereyân edüp kırk menzilde kal‘a i Kurna kurbünde nehr i Şatt'a munsabb olup Şattu'l-Arab olur ve nehr i Şat Diyârbekr'in Fızkayası dibinden geçüp iner, Hasankeyfâ ve Cizre ve Musul ve Bağdâd ve Kurna dibinde yine nehr i Furât'a rîzân olur. Bu kerre Diyârbekir'den cisri geçüp şimâle iki gün gidüp bu kal‘a i Mefârikîn'e gelir. Bu takdîrce bu kal‘a niçe Şat ile Furât mâbeynindeki cezîrede olmuş olur. Bu hakîr i pür-taksîr im‘ân ı nazar ile nazar edüp böyle gördük. Ancak bu kal‘a nehr i Şat ile nehr i Batmân mâbeyninde vâki‘ cezîrede mebnî olup nehreyn i azîmeyn mâbeynlerini fark etdiğiyçün Mâ-fârıkayn derler. Hakkâ ki böyledir. [218a]
Kal‘a i Mefârikîn'in esâs ı binâsı: Yine Mefârikîn dağının dâmeninde bir top menzili ba‘îde cânib i şarkîde bir düz vâsi‘ sehel mürtefi‘ çemenzâr zemînde şekl i murabba‘ Şeddâdî binâ seng-tırâş kal‘a i zîbâdır. Binâ-yı kadîm olmağile her taşı hammâm kubbesi ve fil i Mahmûdî cüssesi kadar vardır, ammâ dîvârlarının kaddi yigirmi zirâ‘dan âlî değildir, ammâ on beş zirâ‘ ı melikî arîz u metîn dîvâr ı kavîlerdir. Hatta Timur ı bî-nûr münhedim etmede usret çeküp hâli üzre bırağup gitmişdir. Cümle ( ) aded kapuları vardır. ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( )
Ve dâ’iren-mâdâr cirmi on bir bin adımdır, ammâ handakları rimâl i turâb ile memlû olmuşdur ve şekl i murabba‘dan şimâl i cenûba tûlânîce vâki‘ olmuşdur. Kal‘a i kebîr olmağile içinde imâreti gâyet kalîldir. Ancak bin mikdârı hâk i anber i pâk ile mestûr bâğlı u bâğçeli tahtânî ve fevkânî hâne i ma‘mûrlar vardır. Beğ sarâyı ve Sücâh Beğ sarâyı ( ) ( ) ma‘mûrdur. ( ) ( ) Câmi‘i,
....................(4 satır boş)....................
Çârsû-yı bâzârı azdır. Bu kal‘anın cânib i erba‘asında uyûn ı câriyeler cereyân edüp en uluca aynına Ayn ı havz derler. İskender i Kübrâ nûş edüp bir havz ı azîm binâ etdiğiyçün Ayn ı havz derler, hakkâ ki âb ı hayâtdan nişân verir billûr-misâl mâ i zülâldir. Bâğ u bâğçeleri ve hadîka i ravza i Rıdvânları reyy edüp iner, nehr i Şatt'a dâhil olur. Ve bu kal‘a i Mefârikîn hâkinde nehr i azîm Basinka'dır. Gerçi kal‘aya ba‘îddir ammâ bu hâkden tulû‘ edüp niçe kurâ vü kasabâtların mezâri‘âtların saky ederek İbn Ömer cezîresi üstünde cânib i şarkîsinde beş fersah mesâfe i ba‘îdede nehr i Dicle'ye ya‘nî nehr i Şatt'a dâhil olan âb ı hayâtın biri dahi bu nehirdir. Ve bu Mefârikîn dağlarından niçe uyûn ı câriyeler hurûc edüp ve uyûn ı bî-şumârlar ictimâ‘ olup kal‘a i Hısînkeyfâ'da Cezîre ve Musul'da birbirlerine vâsıl olurlar. Ve Zarbeyn i Alî ve Zarbeyn i Esfeleyn müstemed olup bu ikisi bilâd ı Ermenî'de olan uyûnlardan sonra Zarbeyn bir nehr i şedîd ve kaviyyü'l-cereyân olup dâ’imâ ra‘d-âsâ gürleyerek cereyân etdüğinden müverrihân ı Irâk zârib i mahbût (?) derler, kal‘a i Tikrit'e ve Bağdâd ve Vâsıt ve Batâyıh'da dahi niçe enhârlar Şatt'a mahlût olduğu bâlâda re’s i Şat mahallinde tahrîr olunmuşdur. Ve kal‘a i Mefârikîn'in âb u hevâsının letâfetinden Kürd mahbûbları meşhûrdur. Ve engürü dahi memdûhdur. Ve kal‘anın cânib i şimâli dağlardır ve dağlar üzre bâğlardır. Anınçün halkı kaviyyü'l-bünye olup sağlardır. Ve kal‘anın kıble tarafı sahrâlardır kim ( ) menzilde kal‘a i Hısînkeyfâ'ya varır ve cânib i şarkîsinde cisr i Batmân'ı ubûr edüp bir günde kal‘a i Hazzo'ya varır. Cânib i şimâle dağları aşup kal‘a i ( ) varır ve cânib i kıblesinde bir günde sür‘at ile Cizre'ye varılır. ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( )
Evsâf ı ziyâretgâh ı Mefârikîn: Evvelâ derûn ı kal‘ada eş-Şeyh Hazret i Necmeddîn Sûrânî, andan ziyâret i el-Melik Seyfüddevle ibn Hemedânî, bu kal‘ayı sonra binâ edendir, seng i mezârıyla ma‘lûm bir ziyâretgâh ı ünâsdır.
....................(4 satır boş)....................
Müverrih Mıkdısî kavli üzre ba‘de't-tûfân ı Nûh, imar olan şehr i Cûdî'dir, andan kal‘a i Sincâr'dır, andan bu kal‘a i Mefârikîn'dir ammâ şehr i Cûdî sâhibi Hazret i Nûh ümmetinden Melik Kürdim altı yüz sene mu‘ammer olup Kürdistân diyârların geşt [ü] güzâr ederek bu Mefârikîn'e gelüp âb u hevâsından hazz edüp bu zemînde sâkin olup evlâd [u] ensâbı gâyet [219a] çok olup lisân ı İbrî'den indiyyât bir gayrı lisân ı Turrehât peydâ etdi kim ne İbrî'dir, ne Arabî ve ne Pârisî ve ne lisân ı Derî'dir ve lisân ı Pehlevî'dir, ana hâlâ lisân ı Kürdim derler. Bu diyâr ı Mefârikîn'de peydâ olup hâlâ diyâr ı Kürdistân'da isti‘mâl olunan lisân ı Kürd Hazret i Nûh ümmetinden Melik Kürdim'den kalmışdır, ammâ vilâyet i Kürdistân dağistân u sengistân bilâd ı bî-pâyân olmağile on iki gûne lisân ı Ekrâd vardır kim birbirlerine elfâzları ve lehce i mahsûsaları muğâyirdir kim niçesi birbirlerinin kelimâtların tercümân ile anlarlar. Memâlik i azîmdir, bir ucu cânib i şimâlde diyâr ı Erzurûm'dan diyâr ı Van'dan diyâr ı Hakkarî ve Cizre ve İmâdiyye ve Musul ve Şehrezûl ve Harîr ve Ardalân ve Bağdâd ve Derne ve Derteng ve ta Basra'ya varınca yetmiş konak yer Kürdistân u sengistân add olunur kim Irâk ı Arab ile Âl i Osmân mâbeyninde bu kûh ı bülendler içre altı bin aded aşâ’ir ü kabâ’il i Ekrâd sedd i sedîd olmasa kavm i Acem diyâr ı Rûm'a istîlâ etmeleri emr i sehl idi.
İnşâallah mahalliyle altı bin aded mîr i aşâ’irleri dahi tahrîr etmeğe destime hâme i cevâhir-gûyâmı almışım, ammâ bu Kürdistân'ın arzı tûlu gibi vâsi‘ değildir. Cânib i şarkîsinde Acem hudûdunda Harîr ve Ardalân'dan hâk i Şâm ve hâk i Irâk ı Arab ki hâk i Haleb'dir, ol hâk i pâkeyne varınca Kürdistân'ın arzı yigirmi ve yigirmi beş konak ve ednâsı on beş konak yerlerdir. Ammâ bu kadar ülkeler içre beş kerre yüz bin tüfeng-endâz ümmet i Muhammed Şâfi‘îyyü'l-mezheb vardır. Ve cümle yedi yüz yetmiş altı pâre kal‘a add olunur kim cümle imârdır. İnşâallah kılâ‘ları dahi mahalleriyle tavsîf olunur. İnkırâzu'd-devrân Âl i Osmân ile şâh ı Acem mâbeyninde memâlik i Kürdistân mü’ebbed ola, âmîn,yâ Mu‘în.
Bu tahrîr olunan sevâd ı mu‘azzam olmağile elsine i muhtelifeleri vardır. Lisân ı Zaza ve lisân ı Lulu ve lisân ı Celve-yi Hakkarî ve lisân ı Avnikî ve lisân ı Mahmûdî ve Şirvanî ve Cizrî ve Pisanî ve Sincârî ve Harîrî ve Ardalânî ve Sûrânî ve Haltî ve Celvanî ve İmâdî ve lisân ı Rujikî vardır, ammâ lisân ı kadîm Arabî ve Fârisî ve Derî'dir. Zîrâ min Dakâyıkı'l-Hakâyık li-Kemâlpaşazâde kuddise sırruhu.
1
buyurmuşlardır. Ammâ lisân ı Kürd budur kim tahrîr olunur.
Evvelâ lisân-ı Ekrâd-ı Sûrân
yek
1
|
du
2
|
se
3
|
çâr
4
|
|
penç
5
|
şeş
6
|
Heft
7
|
heşt
8
|
|
nüh
9
|
deh
10
|
yânzde
11
|
dâzde
12
|
|
Lo Kirmançi varra runiti.
Sen Kürd gel otur.
|
Selâmet hate
Sağ geldin
|
Halite çiye?
Nedir hâlin?
|
Hoşî kılâvî
İyi hâlim
|
Herre şuğli hu
Git kendü işine
|
Hasbî suvariye
Ata bin
|
|
Varra rune
Gel otur
|
Varra hovar
Gel aşağı
|
Herre jor
Git yukaru
|
|
Herre bin
Git getir
|
Heye nân
Ekmek var mı?
|
heye
var?
|
|
Ce heye bin
Arpa varsa getir.
|
Mirişk heye bine
Tavuk varsa getir
|
Nizânim mirişk
Bilmem tavuğu
|
|
Tu darav dike
Sen yalan söylersin
|
Heye çendeke
Vardır satarsın
|
Nizânim hirre bin
Bilmem git getir
|
|
Rabım serite çâr tanikim beser-i hânîte
Kalkarım, başını dörd yerde yararım hân başıyçün.
|
|
Verre rûnî Kirmânç be-ser-i mîrîte
Gel otur Kürd, Beğ başıyçün.
|
|
verre
gel
|
herre
git
|
rabe
kalk
|
zânim
bilirim
|
|
nizânim
bilmem
|
nân
ekmek
|
av
su
|
gûşt
et
|
|
hingivî
bal
|
dibiş
bekmez
|
tirî
üzüm
|
zebeş
karpuz
|
|
hejir
incir
|
bazın
kavun
|
bizen
keçi
|
sîv
elma
|
|
işkuk
armud
|
sûz
kuru üzüm
|
gûz
ceviz
|
Şapik heye
Şalın var mı?
|
|
heye
vardır
|
Fürûşî
Satar mısın?
|
Fürûşîm
Satarım
|
Be çend fürûşek?
Neiçeye satarsın?
|
|
çârîk
kuşak
|
gupâl
çevgân
|
legân
Karda yürüyecek papuç
|
tahuk
kızak
|
hıyot
çadırlar
|
Çuma Cizîri
Cizre şehrine vardım.
|
Kelek berdânî
Gemileri koyvermişler.
|
Bû çiye gelendu ta hore
Niçün böyle etdin bana.
|
|
Îrû du rûje mekân-ı düre
Bugün iki gündür ki evinden uzakdır.
|
Î şev çe şeve şevege dârî
Bu gece ne gecedir ki böyle karanlıkdır.
|
|
Bârândı bârî
Ve yağmur yağar.
|
Şev ki hâciyân
Hacılar gecesinde.
|
|
Bejnik zirâve hâl halite
İnce boynunda benleri.
|
Gevher dû gûhân
Kulağında iki küpe.
|
|
Bu gûne niçe bin elfâz ı dürer-bârları vardır ki bu kadarca tahrîr olunup iktifâ olundu. [219b]
Der-fasl ı tetimme i kal‘a i Mefârikîn
....................(5 satır boş)....................
Kal‘a i Mefârikîn şimâlde ( ) sâ‘atde,
Evsâf ı ibret-nümâ-yı âsâr ı ebniyye i acîbe ve hayrât ı musanna‘ ı garîbe pesendîde i mühendisân ya‘nî vâcibü's-seyr cisr i Batmân
Evvelâ bu kantara i bî-adîlin altından cereyân eden,
Nehr i zülâl Batmân: ( ) ( ) ( ) ( ) kurbünde ( ) ( ) dağlarından gelüp bu püll i kûzahun altından ubûr edüp cânib i şarka ve kâh kıbleye cereyân ederek ( ) ( ) altında nehr i Şatt'a rîzân olur, ammâ bu cisr i Batmân altından ubûr etdikde eyle darb ı hiddet ile akar kim sâ’ikasından âdemin kulağı asamm olur. Zîrâ ol mahalle kûh ı bî-sütûn pârelerinden nişân verir kayalar üzerinden ubûr eder ve bu mahal Diyârbekir ve Mefârikîn'den Hazzo'ya ve Bitlîs'e ve Van'a ve gayrı diyâr ı Kürdistân'a memerr i nâs olduğundan nesl i Âl i Abbâsiyân'dan ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) hazretleri helâl i zülâl mâlından üç bin kîse masrûf edüp bu mahalle cemî‘i diyârın bennâ ü mi‘mâr [u] mühendislerin cem‘ edüp bir püll i azîm binâ etdirmişdir kim Anadolu diyârında cisr i Geyve ve cisr i Çâşnigîr ve püll i Osmâncık ve kantara i Amasiyye ve Adana köprüsü ve Misis sırâtı ve Hasankeyfâ cisri gibi niçe yüz cisr i ibret-nümâlar vardır ammâ bu cisr i Batmân'ın binâsı ve tarzı tavrı ve vaz‘ı esâsı ve kadd u kâmeti ve metâneti bir cisrde yokdur. Bu nehr i azîmin bir tarafı kayadır, bir tarafı rimâldir.
Üstâd ı bennâ "Bu nehr i mecnûn üzre bir göz cisr olmakdan gayrı ilâç yokdur", deyüp bu cisrin tarafeynine ol kadar metânet üzre vâsi‘ ve arîz rıhtım ve ıskara esâslar bırağup bir tarafdan bir tarafa tâk i Kisrâ'dan nişân verir bir göz inşâ etmişdir kim mesâfe i ba‘îdeden zıhgîr gibi nümâyândır. Cisrin bir çenesinden bir çenesine varınca kâmil yüz yetmiş üç adımdır. Gerçi diyâr ı Hersek'de Mostar köprüsü de bir gözdür ammâ bu cisr i Batmân hendese i batmanda gâyet ağır mosta[r]dır. Zîrâ bunda olan metânet ve istihkâm ve bunda olan hendese i zerâfet ve nezâfet i tâm bir cisr i benâmda yokdur. İmdi ey ihvân ı vefâ Hudâ âlimdir, bu ömr i girân-mâyeyi hâlâ seyâhatde ifnâ etmedeyiz, ammâ böyle bir mehîb u mahûf kantara görmedim. Hey’et ve hikmet okuyan ihtimâlci yârânlar bu cisrden geçmek ihtimâli yokdur. Niçesi tulumlar ile kelek ve pot yapdırup ubûr eder. Zîrâ ta zirve i a‘lâsına çıkdıkça cisrin kendiri bâr ı sakîl olmasın içün üstâd ı bennâ cisrin zirvesin incecik etmiş. Ol mahalden aşağı âdem bakmağa cür’et idemez, ammâ aşağıları gâyet vâsi‘dir ve iki tarafında kal‘a kapuları gibi demir kapuları vardır.
Bu kapulardan içeri yemîn ü yesârda cisrin temeli berâberliğinde cisrin altında hânlar vardır kim âyende vü revendegânlar yemîn ü yesârdan geldiklerinde mihmân olurlar. Ve cisrin kemeri altında müte‘addid hücreler vardır ve demir pençereli şâhnişînlerde müsâfirîn meks edüp kemerin karşu tarafındaki âdemler ile kimi musâhabet eder ve kimi şebeke ve olta ile balık avlarlar. Ve bu cisrin yemîn ü yesârında dahi niçe pencereli hücreler vardır. Üstâd ı şîrînkâr kasd edüp "Cisrin kemerine bâr olmasın" deyü bu kantara i ibret-nümânın için boş edüp kat-ender-kat revzenli ve kâ‘alı hücreler de eylemiş. Bu cisrin yemîn ü yesârında korkulukları cümle polad ı Nahçevânî demirdendir, ammâ üstâd ı haddâd dahi var makdûrun sarf edüp bir gûne musanna‘ şebeke korkuluklar etmiş kim hakkâ ki yed i tûlâsın ayân etmişdir.
Bu cisr i bî-hemetânın Hazzo tarafındaki hânda Hazzo beği âdemleri ubûr eden tüccârdan bâc alurlar. Mefârikîn tarafındaki hânda ( ) beği âdemleri bâc alırlar, ammâ bu hân dediğimiz binâdan taşralarda bir âsâr ı binâ yokdur. Cümle cisrin iki tarafı altında hân ı azîmlerdir. Gerçi eyâlet i Erzurûm'da [220a] Hasan kal‘ası sahrâsında nehr i Araz üzre Sultân Çoban cisri dahi bir azîm muvassatdır ammâ bu cisr i Batmân'a mânend değildir. Hatta Bursa şehri içre cebel i Ruhbân'dan gelen nehr i Irgandı üzre cisr i Irgandı'yı bu Batmân cisri gibi murâd edinmişler ammâ ne münâsebet, anın yanında bu cisr i Batmân kehkeşân-âsâ semâya kad çeküp zirve i evce kemend i bî-mânend atmışdır. Hakkâ ki üstâd ı mühendis var makdûrun sarf edüp ol binâ-yı bânî bu cisrde tasarruflar etmişdir kim atlas ı gerdûnda eyle bir kârgîrlik bir mi‘mâr ı selef etmemişdir. Zîr u bâlâsından zirve i a‘lâsına varınca Diyârbekir kal‘ası taşından taş döşenmişdir kim çakmak taşı anın yanında rahmetdir. Yedi yüz seneden berü bu cisr üzre bu kaldırım asla fenâ bulmayup gûyâ bennâ elinden henüz çıkmışdır. Bu hakîr at ile ubûr etmeğe havf edüp piyâdece ubûr edüp selâmetle karşu tarafa vâsıl olduk. Hülâsa i kelâm bu cisrin midhatinde lisân kâsır ve kalemler kâsirdir. Cenâb ı Kayyûm ınkırâzu'd-deverân metîn ü müstahkem eyleye, âmîn ve yâ Mu‘în.
Andan nehr i Batmân sâhiliyle cânib i şarka ( ) sâ‘atde,
Dostları ilə paylaş: |