Evl‹YÂ Çeleb‹ seyahatnâmes‹



Yüklə 7,57 Mb.
səhifə60/74
tarix14.02.2018
ölçüsü7,57 Mb.
#42780
1   ...   56   57   58   59   60   61   62   63   ...   74

Menzil i hân ı İsmâ‘îl: Hâk i Musul'da Şatt kenârında kal‘a-misâl bir hân ı kârbânsarây ı azîmi var ammâ bu çölistânda bir cây ı emândır kim ol şiddet i hârda âdem ol mihmânsarâya dâhil olunca cennete girecek Ashâb ı Kehf kelbine düşüp âdem tâze cân bulur.

....................(1.5 satır boş)....................

Andan yine semt i cenûba 6 sâ‘at çöl ile şehr i Musul'a vâsıl olduk. Hamd i Hudâ bu çölistânda bir şehr i ma‘mûr görüp pür-hâsıl oldu. Hattâ Musul paşası sayd [u] şikâr tarîkiyle Murtezâ Paşa efendimiz kethudâsına istikbâle çıkup alây ile kal‘aya girerken toplar atılup dâhil i sarây olunca ta‘âmlar tenâvül olunup Murtezâ Paşa kethudâsı Musul paşası (   ) Paşa sarâyına kondu. Hakîr dîvân efendisine konup şehr i Musul'un a‘yân [u] eşrâfı ve erbâb ı ma‘ârifiyle ihtilât edüp şehr i Musul'u geşt [ü] güzâr edüp evsâfın tahrîre şürû‘ eyledik.
Evsâf ı şehr i kadîm, sevâd ı azîm, belde i kavm i Humeydiyye, bilâd ı Rebî‘iyye, ehl i beledi vâsıl ı dâru'n-na‘îm, ya‘nî kal‘a i Musul-ı sûr ı azîm

İhvân ı bâ-safâ-yı sâhib rümûz ârifân |u] sâdıkâna şöyle ma‘lûm ola kim hubût ı Âdem'den berü cemî‘i elsine i muhtelife müverrihleri bu şehr i Musul içün niçe bin kîl u kâl eyleyüp şehr i Musul'un ahvâlâtını tahrîr eylemişler. Niçesi galat ve niçesi mâ-vaka‘ı sıhhatiyle tahrîr eylemişler.

Ammâ sene (   ) târîhinde Âl i Abbâsiyân'dan Me’mûn Halîfe diyâr ı Bağdâd'dan diyâr ı Mısr ı Kâhire i mağziyye i Ümm i Dünyâ'ya gelüp şehr i Fustât ki Mısr ı atîkdir, anın mukâbelesinde nehr i Nil aşrı Cîze şehri garbîsinde nîm sâ‘at Heremeyn dağları nâmıyla ma‘rûf üç aded amelî ve çâr-kûşe dağlardır kim ikisi dörder yüz arşın âlî binâ olunup evc i âsumâna ser çekmişlerdir. Biri gâyet alçacık yine çâr-kûşe amelî seng-binâ kûh ı sağîredir. Hâlâ bu kûhlara elsine i nâsda Fir‘avn dağı derler. Me’mûn Halîfe bu kûh ı bülendlerde defîne vardır deyü bu kûh ı Heremeynleri asker i deryâ-misâline ve üstâd ı kûh-kenlere bu kûhları nakb u kam‘ u hedm etdirüp yetmiş günde güc ile bir defîne mâla râst gelüp anda bir seng i hârâ üzre hatt ı Hazret i İdrîs i hoş-nüvis ile bir hacer zâhir olup böyle tahrîr etmiş kim "Ey bu makâlîd i âlîlerden defîne is­tihrâcına mukayyed olan mülûk. Ne kadar cidd ü cehd i tâm ı ihtimâm itsen renc [ü] anâ çeküp ifnâ-yı vücûd etdiğin günlerin masrûfu kadar mâla mâlik olursun, ve's-selâm. Ammâ ilm i târîh ve ilm i evvelîn ü âhirîn istersen, hâsıl olup bu edîm i arzın ibret hırmeni mahsûlün dirersin, ve's-selâm. Ve illâ dahi ziyâde tama‘ ı hâma düşersen ifnâ-yı vücûd edersin, hatmü'l-kelâm." deyü merkûm seng i hârâda bu gûne hatları Me’mûn kırâ’at etdikde cemî‘i ulemâsıyla Me’mûn Halîfe müşâvere edüp kenz i Kârûn'dan ferâğat edüp "Hemân bize ilm i evvelîn ü âhirîn lâzımdır. Elbette ana müte‘allık kitâblar vardır." diyerek cebel i Heremeynleri kam‘ u hedm ederek bir kubbe i yekpâre zâhir olup anı kam‘ edüp derûn ı kubbeye duhûl edüp gördüler kim mâl-â-mâl deve kemikleri ve fil ve gergerdân üstühânlarıyla leb-ber-leb olmuş bir kubbe i nüh-tâk cümle kemikler üzre hatt ı gûnâ-gûnlar yazılmış ve niçe bin gûne rümûzlar kazılmış. O kubbeden içeri bir tuç bâb ı sağîre nümâyân olup ol dervezeyi hâh nâ-hâh küşâde kılup gördüler kim bir kubbe i ser-bülend i nuh-tâkı eflâke kemend atmış ammâ derûn ı kubbe kat-ender-kat kitâb ı müstetâblar ile mâl-â-mâl.

Hemân bi-emri Zü'l-Celâl kubbenin nısfını zu­lumât bürüyüp [400a] kubbenin kapu tarafındaki kitâblar küşâdelikde kalır. Me’mûn Halîfe andan bilir kim bu kitâblardan almada zarar yokdur. Yedi yüz cild kitâbları alup Ehrâm dağlarından taşra çıkarup yine kubbeleri ke'l-evvel sedd edüp ve nakb etdüği yerleri ta‘mîr ü termîm edüp şehr i Mısr ı Fustât'da kitâbları kırâat etmeğe sa‘y i belîğ edüp her diyârın âlim i müdekkık kehenelerinden âdem­ler getirüp bir ferd i âferîde bu kitâbları kırâat ide­mezler, illâ kavm i Kabâbıta kırâat eder. Ve bu cümle kitâblar ceyran derisi üzre mastûr hatt ı İdrîs Nebî idi. Gördüler kim hubût ı Âdem'den berü cümle vakâyi‘ât tahrîr olunmuş tevârîh kitâblarıdır ve Me’mûn Halîfe'nin hukemâ vü kehene vü ulemâları kıbâb ı evvelde yığılı olan üstühânlardan niçe yük kemikler alup taşra çıkarmışlar idi.

Andan ilm i İdrîs ve ilm i reml ve ilm i nücûm ve ilm i cifr ve ilm i ledün ve niçe bin gûne ilm i nebî tahrîr olunmuş. Bunları cümle Me’mûn Halî­fe'nin fermânıyla Heremeyn'den çıkardığı mâl ı defâ­yini erbâb ı ma‘âriflere bezl edüp cümle kitâb­ları tercüme edüp diyâr ı Arabistân'a lisân ı Kıbtî'den tevârîh i mu‘tebereler şüyû‘ buldu.

Andan diyâr ı Yunan'a ve diyâr ı Acem'e ve diyâr ı Rûm'a ve niçe bin gûne tevârîh münteşir ol­muşdur. Meğer bu kitâb ı mu‘tebereler zâyi‘ ol­masın içün Hazret i İdrîs aleyhi's-selâm emr i Hak ile Tûfân ı Nûh olacağın bilüp Surîd Hâkim-i Mekik'e emr edüp bu Heremeyn cebellerin inşâ et­dirüp cümle kitâbları anda pinhân edüp gûnâ-gûn mutalsamât ı ibret-nümûnlar ile niçe bin künûzlar defn etmişlerdi ve niçe bin mülûkların na‘şların anda defn etmişlerdi. Hâlâ üstühân ı benî Âdem mâl-â-mâldır. Hatta 1081 târîhinde Kethudâ İbrâ­hîm Paşa vâlî i Mısır iken bu abd i kemter niçe yüz kimesneler ile fânûs ve şem‘a ve meş‘aller çerâğân edüp künc künc benî Âdem üstühânları gördük ammâ genc i âdem ile genc i Kârûnları görmedik. Bâlâda cild i (   ) (   ) mastûrdur kim tatvîl i kelâma hâcet yokdur.

Ezîn-cânib Me’mûn Halîfe'nin cebel i Here­meyn'den çıkardığı kitâb ı târîhlerden tercüme vü istihrâc eden Kıbtî Rufeyl nâm kehene tahrîri üzre ve Benî İsrâîl'den sâhib i târîh Azerya kavli üzre ve sâhib i târîh Mıkdısî i Ermenî terkîmi üzre kitâb ı İdrîs Nebî'de bu şehr i Musul hubût ı Âdem'den evvel tilki hayvânı mahlûku sâkin imiş. Bin sene kâmil hükm-i sa‘lebü'l-ba‘îrde olup an­ların da mâbeynlerinde hâkim ü zâbitleri var imiş. Ba‘de hubût ı Âdem evlâd ı benî Âdemden Hazret i Şîs Nebî evlâdları sâkin olurlar.

Be-kavl i İbn Abbâs ve be-kavl i Muhammed ibn İshâk Şîs Nebî'den iki bin yedi yüz elli sene Tûfân ı Nûh'a gelince evlâd ı Şîs'de bu şehr i Musul ber-karâr durup ba‘dehû Tûfân ı Nûh'da şehr i Musul harâb u yebâb olup ba‘de't-Tûfân Hazret i Nûh keştîsiyle bu Musul kurbünde Şattu'l-Arab mukâbelesinde cebel i Cûdî üzre merkeb i Nûh müstekarr olup tûfândan halâs olduklarında Hazret i Nûh Ferîdûn'u gemiden taşra du‘â vü senâ ile çıkarup du‘â i hayr edüp inkırâzu'd-deverân inkırâz ı evlâd olmaya ve cihâna pehlivân evlâdların müstevlî olup bu vech i arzı imâr ideler ve "Yâ Ferîdûn sen dahi cedd i sânîmiz Hazret i Şîs'in binâ etdiği Humeydiyye şehrin binâ edüp Musul'a vâsıl eyle." deyü emr edüp ol ân Ferîdûn şehr i Humey­diyye'yi imâr edüp ismine Musul deyü nâm kodı. Ammâ Hazret i Nûh fermânıyla binâ olun­duğiyçün müverrihân ı Arab bilâd ı Rebî‘ dediler.

Zîrâ ibtidâ tûfândan sonra binâ olunan Cûde şehridir, ikinci Nûh Âvind'den galat ı meşhûr Nihâvend şehridir, üçüncü Kûfe şehridir ve dördün­cü bu Musul şehri binâ olduğiyçün bilâd ı Rebî‘ dediler ve dahi vakt i rebî‘de hevâsı gâyet latîf olduğiy­çün bilâd ı Rebî‘ dediler. Ve arz ı Mukad­des'de ve Haleb ü Şâm ve Kudüs [ü] Mekke'den sonra bilâd ı rebî‘de dahi bilâd ı erba‘a kim şehr i Cûde ve şehr i Nûh Âvend ve şehr i Kûfe ve şehr i Musul meşhûr şehirlerdendir. Ve bu şehr i Musul'u Ferîdûn Şâh eyle imâr edüp bir sevâd ı mu‘azzam etdi kim ol asırda andan ülgen şehir yok idi. Ferîdûn ile keştî i Nûh'da bile olan kimesneler­den dahi niçe kimesneler bu şehr i Rebî‘ i Musul'da sâkin olup evlâd ı evlâdları münteşir olup benî Âdem ile şehir müzeyyen oldu. Ferîdûn Şâh beş yüz yıl mu‘ammer olup Hûd Nebî'ye dahi yetişüp ana da îmân getirdi ve Musul'dan tâ şehr i Me‘âd'a ya‘nî Ka‘be ve Mekke vü Bekke ve Bathâ vü Mu‘allâ'ya varınca çölistân ı Irâk'da yollar açup huccâc içün Musul'dan Mekke'ye bir dîvâr binâ edüp a‘mâlar Bekke'ye ol dîvâra yapışarak gider­lerdi. Mürûr ı eyyâm ile harâb olup ana taklîden Hârûnu'r-Reşîd hâtûnu Sitti Zübeyde Bağdâd'dan tâ Bathâ vü Mekke'ye varınca bir dîvâr inşâ etdirdi. [400b] Hâlâ çölistân ı Mekke'de ol dîvâr niçe yer­lerde zâhir ü bâhirdir.

Ba‘dehû Ferîdûn Şâh'ın Hazret i Hûd du‘âsıyla on bir aded oğlu bu şehr i Musul'da vücûda geldi. Büyük oğlu Tûr'dur, anın oğlu Nâdîm'dir, anın oğlu Peşeng'dir ve anın zâdesi Efrâsiyâb'dır. Ferîdûn'un gemide bile olan evlâdı Ebrec Şâh'dır, anın oğlu Kûşeng'dir ve anın zâdesi Menûçehr'dir kim Haz­ret i Mûsâ Nebî'ye îmân getirmişdir ve yüz yi­girmi yıl pâdişâhlık edüp hükmünde olan kal‘aları âbâdân eyleyüp bu şehr i Musul'un cânib i etrâfına handaklar kazdırup nehr i Şatt'ı handaklar içre ve çölistân ı Irâk içre cereyân edüp hayli mu‘ammer oldu ve merhûm olup Deşt i Kıpçak'da Kazan şehrinde Menûçehr Şâh medfûndur. Andan sonra bu Musul'a Ferîdûn'un Selem nâm bir oğlu şâh oldu ve anın zâdesi Gâv ı Isfahânî hâkim oldu ammâ Isfahân'da tevellüd etdi. Anın oğlu Kareb şâh oldu­lar kim her biri birer pehlivân ı cihân idiler. Bunlar cümle oğul oğula nebîrezâdeler İrân u Turan ve Semerkand u Luristân u Moltân diyârları sâhibi ol­muşlar iken devlet i Mısr'a tama‘ edüp cebel i Heremeyn'den mâl ı defâyin-küşâlık idelim derken Mısır'da merhûm olup cebel i Heremeyn'de med­fûnlardır deyü müverrihân ı Acem ve müverrih Mıkdısî i Yarmenî böyle tahrîr etmişlerdir ve gerçi Me’mûn Halîfe mezkûr Ehrâm dağlarından İdrîs Nebî tevârîhleri âşikâre olunandan mukaddem Arab u Acem ve Kabâbıta ve Yunaniyân ı Rûm ve İsrâîlî târîhleri var idi ammâ bu cebel i Heremeyn'den Me’mûn'un ihrâc etdiği târîhler cihâna velvele-ârâ oldu. Ve bu şehr i Musul Ferîdûn ve Menûçehr devletinden sonra Âl i Ekâsire'den Enûşirvân ı âdile intikâl edüp Hazret i Risâlet'in vilâdeti gicesi Tâk i Kisrâ ve âteşgede i Nemrûd ve niçe mutalsamâtlar ve kıbâb ı Ayasofya ve kubbe i Kızılelma mün­hedim olup ol leyle i mübârekede bu şehr i Musul serâpâ münhedim olup ecinne pâdişâhlarından Melik Sırfeyâîl mâlik i Musul olup benî Âdem varamaz oldu.

Ba‘dehû bir ecinne meliki dahi Melik Sırfeyâîl üzre cünd i cünüb i sakalân çeküp ceng i azîm et­diler. Melik Sırfeyâîl münhezim olup firâr edüp Hazret i Resûl'e gelmede. Melik i mezbûr Musul'a ve Nasîbîn'e mâlik olup dururken Hazret i Resûl i Kibriyâ tarafından yarlığ ı belîğ 1 âyeti gelince ecinne meliki huzûr ı Resûl'de mürâfa‘a i şer‘ olup ikisi de meclis i şer‘de cerh olunup Haz­ret i Risâlet-penâh "Benim ümmetlerim Nasîbîn'i ve şehr i Rebî‘ayn ı Humeydiyye'[y]i imâr ide." deyü du‘â etdiler.

Ba‘dehû hilâfet i Hazret i Ömer'de şehr i Basra ve şehr i Kurna feth olup gazâ mâlıyla şehr i Musul ı Humeydiyye imâr oldu. Ammâ bu şehr i Musul'a Humeydiyye denmesinin vech i tesmiyyesi oldur kim kaçan Hazret i Yûnus nûn balığı karnın­dan bu şehr i Musul'da der-kenâr olup tâc ı nübüv­veti ahâlî i Musul ser i sa‘âdet i Yûnus Nebî'de görüp hamd [ü] senâ edüp yetmiş bin âdem imâna hamd ile geldiklerinden kavm i Humeydiyye der­ler. Hâlâ cemî‘i müverrihân diyâr ı Kürdistân'ın kav­mine kavm i Humeydiyye derler. Zîrâ Hazret i Yû­nus bu Kürdistân vilâyetlerine ba‘s olunup Hak­karî vü İmâdiyye ve Sûrân u Ardalân ve Harîr ü Cizre vilâyetleri ahâlîlerine cümle kavm i Humey­dîler derler. İnşâallahu Ta‘âlâ seyecîü, Yûnus Nebî evsâfında mufassal tahrîr olunur.

Ba‘dehû Hazret i Ömer'den sonra Âl i Abbâsiyân imâristân ı müzeyyen edüp Hulâgû Hân harâb etdi. Yine Âl i Abbâsiyân'dan Hazret i Zülkifl Câmi‘i sâhibi (   ) (   ) (   ) imâr edüp anların des­tinden Uzun Hasan Şâh ı Bayındırî aldı. Andan Timur Hân oğlu Sultân (   ) (   ) aldı. Anlardan Şâh İsmâ‘îl sene 922 târîhinde aldı. Anın destinden sene 941'de Süleymân Şâh ı Âl i Osmân aldı ve yine sene 1033 târîhinde Sultân Murâd ı Râbi‘ as­rında şâh ı Acem (   ) Şâh istîlâ etdi.

Sebeb i istîlâ-yı Acem be kal‘a i Musul

Evvelâ Abaza Paşa Erzurûm'da isyân [u] tuğyân idince Şâh ı Acem fürce bulup kal‘a i Kars'a istîlâ etdi. Ba‘dehû Bağdâd ı behişt-âbâdda olan Çopur Bekir nâm kul ağası der i devlet tarafında askerî tâ’ifelerinin fetret ü ısyân u tuğyânların istimâ‘ edüp Bekir Subaşı da Bağdâd içre kapanup der i devletden kendüye eyâlet i Bağdâd olunmak ricâ­sın­da olup yine olmaz ihtimâlinde olup Şâh ı Acem'e dahi haber gönderüp "Şâhım Bağdâd senindir, hemân acele ile imdâd gönderesin." deyü haber gönderdi.

Beri tarafda Merre Hüseyin Paşa bi'z-zarûrî Çopur Bekir Subaşı'ya eyâlet i Bağdâd'ı tuğ ve tabl u alemiyle Bekir [401a] Ağa'ya gönderüp müjdesi Bekir Subaşı'ya gelmişken Şâh askeri de bir gice Bağdâd'ı muhâsara etdi. Bekir Subaşı gördü kim iş işden geçdi, vâlî i Bağdâd olmuş oldu ve şâha haber gönderdiğine dahi peşîmân olup bi'z-zarûrî Acem leşkeriyle cenge âheng edüp yedi gün yedi gice ceng ederken bir gice Bekir Subaşı'nın pîç i nâ-halef konkay koyulğay veled i nâ-pâki nâ-dervîş i bî-nâm oğlu Bağdâd'ın iç kal‘asının uğrun kapusun şâh askerine küşâde edüp şâh cündü kal‘a i Bağdâd'a leb-ber-leb olup Bekir Ağa'nın şâh gözle­rine mil çeküp "Niçün Âl i Osmân'a hıyânet edüp kal‘a i Bağdâd'ı bize verdin" dedi ve oğluna kapuyu küşâde etdiğiyçün Bağdâd'a gidibaşı etdi. Andan meşveret edüp bizzât şâh ı Acem eyâlet i Şehrezûl ve eyâlet i Hille ve eyâlet i Musul üzre leşker çeküp şehr i Musul'a vâsıl oldukda bile ceng [ü] cidâl kal‘a i Musul'a mâlik oldu.

Âl i Osmân'ın dahi Abaza cenginden başları kaygulu olup Bağdâd tarafına nazar etmeyüp âhir Hüsrev Paşa'yı Abaza Paşa üzre serdâr ı mu‘azzam edüp kal‘a i Ahıska'yı dest i Acem'den ve kal‘a i Erzurûm'u dest i Abaza Paşa'dan feth edüp kayd [ü] bend ile Abaza'yı huzûr ı Sultân Murâd'a ge­tirüp Abaza Paşa'nın defter i cerâyimine afv hükmi çekilüp Abaza Paşa'ya eyâlet i (   ) ihsân olunup Hüsrev Paşa'ya Abaza seferi mukâbelesinde mühr ile yine Bağdâd ı İremezâtü'l-imâd üzre serdâr ı mu‘azzam olup kat‘ ı menâzil ve tayy ı merâhil ed­erek ibtidâ kal‘a i Musul'u hâlî ve mu‘attal bulup sene 1039 târîhinde fâtih i Musul Hüsrev Paşa olup kal‘a i Musul'a bir metîn ü müstahkem kulle ve sûr ı harâbının cânib i erba‘asın istihkâm üzre edüp cemî‘i mühimmât u levâzımâtların müheyyâ edüp Bağdâd içün getirdiği balyemez topları ve gayrı mühimmâtları şehr i Musul'a bırağup yüz bin ma‘dûd müslimîn-i cünûd ile "Tevekkülen alallah" deyüp diyâr ı Acem'de Hemedân ve Dergezîn ve Pilever ve Cem-cenâb ve Sultâniyye ve şehr i Ebhar ve şehr i Zengân ve kal‘a i Bî-sütûn ve Gazvîn ve Kasr ı Şîrîn ve kal‘a i Mihribân ve kal‘a i Bâğ ı Cinân ve kal‘a i Çîğ Ahmed ve kal‘a i Zâlim Alî ve kal‘a i Derne ve kal‘a i Derteng ve kal‘a i Şeh­ri­bân ve'l-hâsıl şâh ı Acem'in destinden Hüsrev Paşa yetmiş altı aded mezkûr şehr i ra‘nâları feth edüp ülkelerin harâb u yebâb edüp kal‘a i Bağdâd'a sarılup âhirü'l-emr Bağdâd'ın fethi müyes­ser olma­yup bî-feth taht ı Bağdâd'dan avdet edüp kal‘a i Mardin'de meştâ verüp anda kal‘a i Tokat'a gelüp şikeste-hâtır iken câme i hâbda yatırken der i dev­let­de Hâfız Ahmed Paşa sadrıa‘zam iken anın iğ­vâ­sıyla Murâd Hân'dan hatt ı şerîf gelüp Tokat'da Hüsrev i Şîr'i firâşında şehîd etdiler. Ol mâh ı mezbûrda şâh ı Acem yine kal‘a i Şehrezûl'a ve Musul'a ve Ahıska'ya müstevlî oldu.

Ba‘dehû sene l047 târîhinde Bayrâm Paşa sadrıa‘zam olup evvel-bahâr ı huceste-âsâr olduğu gibi asâkir i zafer-me’ser Üsküdar'a geçüp menâzil kat‘ ederek (   ) (   ) mahalle vardıkda Bayrâm Paşa ıyd ı şerîfi âhiretde edüp yerine Tayyâr Mehemmed Paşa sadrıa‘zam olup akîbince Sultân Murâd Hân ı Râbi‘ Musul'a vâsıl olmadan mukad­dem sene 1048 târîhinde kal‘a i Musul feth oldu ve sene i mezbûrede bizzât Murâd Hân kırk günde ceb­ren ve kahren kılıç urup kal‘a i Bağdâd'ı feth etdi. Hamd i Hudâ ol asırdan berü Bağdâd ve Şeh­re­zûl ve Hille ve kal‘a i Musul dest i Âl i Osmân'dadır. Hudâ-yı Müte‘âl nigehbânı olup mü’ebbed ola.

Der-fasl ı evvel kânûn ı Süleymân Hân üzre eyâlet i Musul'un hâkimlerin ve asâkir i kerrârların cümle ayân u beyân eder

Evvelâ eyâlet i Musul üç tuğlu vezâretdir. Paşasının taraf ı pâdişâhîden kânûn üzre hâssı altı yüz seksen bir bin akçedir. Ber-vech i adâlet eyâle­tin­den kırk iki bin guruş olur. Cümle eyâleti üç yüz kırk pâre ma‘mûr kurâlardır. Bu kurâlarda paşasının (   ) aded hâs subaşılığı hâkimi vardır. Hîn ı seferde paşası üç bin asker i pür-silâh ile sefer eşer.



Kânûn üzre eyâlet i Musul sancakların bildirir: Cümle yedi sancakdır. Evvelâ livâ i Musul paşa sancağı tahtıdır. Sancağ ı Bacvânlı ve livâ i Tikrit ve sancağ ı Eski Musul ve Herûn ve sancağ ı Bana ve sancağ ı Mutufdağı. Bu yedi aded sancak­larda devâm ı sebât yokdur, kâh Bağdâd'a ve kâh Hille'ye ilhâk olunur ammâ eyâletinde yahşı timâr u ze‘âmetleri vardır ve alâybeğisi ve çeribaşısı vardır. Hîn ı gazâda paşasının askeriyle cümle erbâb ı zu‘amâ askerinin dokuz bin cebelü asker i pür-silâhı olur. Hâss ı mîr i Bacvânlu 215.000, hâss ı mîr i Tikrit 217.284, hâss ı mîr i Herûn 200.000, hâss ı mîr i Bana 200.000, hâss ı mîr i Mutûf 200.000 [401b]

Ve şehr i Musul'un hâkim i şer‘lerin beyân eder: Evvelâ mezheb i Hanefî'de şeyhülislâmı ve ana tâbi‘ Şâfi‘î ve Mâlikî ve Hanbelî mezhebi müftîleri vardır ve cümle şürefâya hâkim nakîbü'l-eşrâfdır ve kânûn üzre beş yüz akçe mevleviyyetdir. Taht ı kazâsında üç yüz kırk pâre kurâdan müvel­lâya beher sene ber-vech i adâlet dokuz bin guruş olur. Ve şehir nâ’ibi ve muhtesibi ve kal‘a dizdârı ve (   ) aded kal‘a neferâtları ve şehir subaşısı ve gümrük emîni ve bâcdârı ve kal‘a mi‘mârbaşısı ve harâc ağası ve şâhbenderi vardır.

Erbâb ı dîvân neferât ı a‘yânların bildirir: Evvelâ çavuşlar kethudâsı ve çavuşlar emîni ve çavuşlar kâtibi ve timâr defterdârı ve defter emîni ve defter kethudâsı ve ruznâmeci ve mukâta‘acı (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) (   ). Bu gûne dîvân huddâmlarının cümle hâss ı hümâyûndan ifrâz-ı timâr u ze‘âmetleri vardır ammâ mâl defterdârı Bağdâd'a ref‘ olunmuşdur.

Der-beyân ı eşkâl i zemîn i kal‘a i Rebî‘ Musul ı kadîm: Evvelâ bu sûr ı azîm nehr i Şattu'l-Arab'ın cânib i garbîsi tarafında Kefirzamân Nasîbîn ve Mardin hâkinde cezîre i Dicle ve nehr i Furât mâbeyninde Şatt'ın kenârında havâlesiz bir vâdî-i tar içinde bir düz fezâda şekl i murabba‘dan tûlânî cümle seng-tıraş-ı Harekânî ile mebnî bir kal‘a i metîn i muhtasardır. Zîrâ zamân ı kadîmde top u tüfeng i pür-ceng olmamak ile bu kal‘a hemân yalın kat bir bârû-yı azîmdir ammâ gâyetü'l-gâye hisâr ı ibret-nümâ-yı azîmdir. Hatta bu abd i za‘îfin hatvesiyle Bağdâd'dan ancak üç bin adım küçükdür kim dâ’iren-mâdâr cümle (   ) adımdır ve cümle (   ) sâ‘atde handak kenârıyla piyâde âdem devr eder. Ve cümle (   ) aded kulledir. Cümleden Hüsrev Paşa kullesi ve Ciğ Ahmed kullesi

....................(1 satır boş)....................

Ve cümle (   ) aded dendân ı bedendir. Hîn ı muhâsarada her beden himâyesinde birer âdem ceng eder. Cümle bin yedi yüz aded kal‘a neferât­ları ve her şeb mehterhâneleri çalınup cümle (   ) aded kal‘a neferâtı ağalıklarıdır kim her gice ağalar nevbet ile kal‘a dîvârları üzre kol dolaşup dîdebân­lık edüp "Allah yekdir yeeeek!" deyü feryâd eder­ler. Ve derûn ı hisârda kifâyet mikdârı sağîr ü kebîr yüz on aded topları ve sâ’ir cebehâne ve mühim­mâtları müheyyâdır.(   ) (   ) (   )

Ve cümle yigirmi yedi aded kal‘a kapuları vardır. İslâmbol'un dahi yigirmi yedi aded kapusu vardır ammâ İslâmbol kal‘ası hemân dâ’iren-mâdâr kırk bin adımdır ve arşın hisâbıyla rûy ı dîvârdan Bayrâm Paşa ölçüp seksen yedi bin zirâ‘ ı me­likîdir. Ammâ bu Musul İslâmbol'dan ve Kefe'den ve Selânik'den ve Antakiyye ve Bağdâd'dan küçük­dür ammâ Mısır u Şâm ve Haleb ü Basra kal‘a­la­rın­dan kal‘a i Musul büyükdür, inşâallahu Ta‘âlâ hilâf değildir. Zîrâ birkaç kerre bu kal‘aların enderûn [u] bîrûnundan hakîr ve gulâmlarım adım­lamışlardır ve her biri mahallinde tahrîr olunmağı üzerime iltizâm ı mâlâ yülzem etmişizdir. Ammâ bu kal‘a i Musul'un handakını Hüsrev Paşa tathîr edüp derûn ı handakı nehr i Şatt'ı cereyân etdirmiş imiş ammâ mürûr ı eyyâm ile rimâl i türâb ile niçe yer­leri leb-ber-leb olmuş ve hisârının dahi dendân ı be­denleri ve rûy ı dîvârları câ-be-câ rahnedâr olmuş ammâ kara tarafı sehel metânet üzredir.

Evvelâ Cân İsmâ‘îl kapusu garba nâzırdır ve Cisir kapusu ve Bağdâd kapusu Hazret i Ömer Mescidi dibindedir ve Yumurta kapusu Alî Ham­mâ­mı tarafındadır. {Bu dörd aded kapulardan mâ‘adâ kapular cümle mesdûd olmuşdur}.

Bu kal‘a i Musul'un cânib i etrâfı müşâsında olan kılâ‘ları beyân eder

Evvelâ Musul'un cânib i şarkîsinde nehr i Şatt aşrı ara yatıda giderken mâbeynde nehr i Zarb ı Asgar'ı at ile ubûr edüp Şehrezûl hâkinde kal‘a i Erbîl'e varır.

Andan yine cânib i şimâle ara yatıda nehr i Şatt'ı cisr ile geçüp kal‘a i Cizre'ye gelinir ammâ hayli mişvâr ı azîmdir. Ve yine Musul'un cisir aşrı şarkında ara yatıda Dasni beği aşîreti (   ) hâkimi hükmünde on bin güzîde Yezîdî mel‘ûn tüfeng-endâzlara mâlikdir.

Ve yine Musul'un garbında kal‘a i Til Akra çölde iki konakdır.

Ve yine şimâlinde ara yatıda Şatt kenârında kal‘a i Kefirzamân'dır, Beledü'l-hatîb dahi derler.

Ve yine cisri ubûr edüp cânib i şarka meyyâl ara yatıda kal‘a i Dühük'dür kim İmâdiyye hük­münde vâki‘dir.

Andan yine ara yatıda kal‘a i İmâdiyye'dir ve ara yatıda kal‘a i Akra'dır. Ve Musul'un cenûbîsinde çöl tarafında medîne i Übhur sehel harâbdır. İçinde Mavâl Urbânları sâkin olurlar. Bu mahalde nehr i Zarb-ı Cezîre nehr i Şatt'a munsabb olur nehr i sağîrdir.

Ve yine Musul'un şimâlinden ziyâde garb cânibine meyyâl kal‘a i Mardin yedi menzildir. Ammâ bu hakîr şimdi gelişimizde niçe yerlere dahi sapup temâşâ-yı büldân eyledik.

Ve Musul'un cânib i şarkında Şatt aşrı ara yatıda Musul'a karîb Şehrezûl hâkinde Acem [402a] diyârıyla müşâ kal‘a i Çiğ Ahmed kâh Musul'a ve kâh Şehrezûl'a ve kâh Acem destine girerdi. Mürûr ı eyyâm ile harâb olmağile sene 1039 târîhinde Hüsrev Paşa Bağdâd üzre serdâr ı mu‘azzam oldukda Musul'dan bu kal‘a i Çiğ Ahmed üzre gelüp meks etdikde gördü kim bu kal‘a kân ı bûm [u] gurâb ve harâb u yebâb olmuş. "Kal‘a i Bağdâd'ın bu kal‘a, esbâb ı fethine bâ‘isdir." deyü deryâ-misâl asker ile ta‘mîr ü ter­mîmine mübâşeret edüp bir ayda tekmîl edüp derûn ı kal‘aya müstevfâ asker ve cebehâne koyup muhâfazasına Arnavud Ahmed Paşa'yı kodu. Hâlâ Şehrezûl hâkinde ma‘mûr kal‘adır, ammâ kal‘a i Musul'a karîbdir. Ve diyâr ı Acem'de Hemedân ve Dergezîn ve Mihribân ve Bâğ-ı cinân şehirlerine dahi ikişer günlük yol karîbdir. Yine Musul'un şarkında ara yatıda Acem hudûdunda Sultâniyye kal‘asına bir menzil karîb şehr i Übhur Hemedân hâkimi hükmünde daroğalık bir şehirdir ve bâğ-ı Merâm'dan nişân verir bir şehr i cinândır kim diyâr ı Acem'in âb ı rûyıdır. Lâkin Musul'a karîbdir. Bu şehr i Übhur'a gâyet karîb şehr i Musul'a ara yatı ba‘îd şehr i Zengân, şehr i Hemedân hâkinde başka sultânlık ve daroğalıkdır. Bir yanı sahrâ-yı azîmdir.

....................(2.5 satır boş)....................

Bu mahalde Musul'a karîb kal‘alar itmâm oldu.

Evsâf ı câmi‘hâ-yı şehr i Musul

Cümle (   ) aded mihrâbdır. Evvelâ cümleden ma‘bedgâh ı kadîm, şehr içinde ma‘mûr [u] âbâdân Câmi‘ i Hazret i Circîs Nebî aleyhi's-selâm gâyet ulu câmi‘dir ammâ Şâm ve Haleb cevâmi‘leri gibi müzeyyen değildir ammâ rûhâniyyetli câmi‘dir. Cümle (   ) aded amûd ı amelî üzre (   ) binâ câmi‘ i köhne-âbâddır. Mihrâbı, minberi ve mü’ez­zinân mahfeli tarz ı kadîmdir ammâ bu câmi‘ i ma‘bedgâhın bânîsi, Âl i Atabegân'dan Seyfeddîn Gâzî binâ etmişdir. Hazret i Circîs Nebî bu câmi‘in minberi sağında medfûndur kim ziyâretgâh ı hâss u âmdır.

Ve Câmi‘u'n-Nûriyye, ibtidâ bânîsi Âl i Ata­be­gân'dan {Seyfeddîn Gâzî'dir}, cemâ‘atden garîb bir musanna‘ câmi‘ i acîbdir. Ba‘dehû bu Câmi‘u'n-Nûriyye Şâm'da Nûreddîn Şehîd pâdişâ­hın duhter i pâkîze-ahteri binâsıdır. Lâkin savâbın pederi rûhuna hibe etdiğinden câmi‘u'n-Nûreddîn derler. Dîvârları müşk ü amber i hâm ile binâ olduğundan âdemin dimâğı mu‘attar olur ammâ haşerât ı avân, dîvârından koparup "Amberi var." deyü âteşe yakup câmi‘ {harâb olmadadır}.

Ve Hazret i Yûnus aleyhi's-selâm Câmi‘i (   ) (   ) binâsıdır. Şattu'l-Arab cisrinden cânib i şarka Bağdâd hâkine kadem basdıkda ol hâk i amber-pâkde bir vâsi‘ fezâda bir câmi‘ i atîkdir ammâ bu dahi cemâ‘atden garîbdir. Ancak Yûnus Nebî ziyâretine varanlar ibâdet ederler ammâ hayli vâsi‘ câmi‘dir. Bu dahi cümle amûd ı amelî üzre kârgîr (   ) binâ-yı ra‘nâdır ve (   ) minâresi ve mihrâb ve minberi tarz ı kadîmdir ve ol kadar müzeyyen değildir. Zîrâ evkâfı za‘îfdir ammâ rûhâniyyetli münevver câmi‘dir ve Hazret i Yûnus bu câmi‘ün mihrâbı solunda bir perdeli bâb ı mu‘allâdan içeri girdikde on bir kademe taş nerdübândan aşağı nüzûl edüp kabr i münevver i Hazret i Yûnus aleyhi's-selâmdır kim niçe mâl ı hazâ’in harc olun­muş âvîzeler maslûb bir kabr i merğûbdur. Ve Kızıl Câmi‘

....................(7 satır boş)....................

Bu zikr olunan cevâmi‘lerden mâ‘adâ mesâ­cidlerdir.[402b]



Yüklə 7,57 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   56   57   58   59   60   61   62   63   ...   74




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin