Danimarka’da Kariyer Rehberliği
Jesper SIGAARD HANSEN, Profesör Yardımcısı, Sürekli Eğitim, VIA Üniversitesi, Danimarka
Bu konferansa katılma fırsatı bulduğum için onur duyuyorum. Bugün, Nordik ülkelerde kariyer öğrenimi ve kariyer yetkinlikleri hakkında konuşacağım. Kariyer yönetim becerileri öğrenilmelidir. Sadece bir sonraki eğitimsel seçimden daha fazlasını düşünmeliyiz.
Danimarkadaki tüm vatandaşların kariyer rehberliğine erişimi vardır. Bu hizmet merkezileşmiş ve uzmanlaştırılmıştır. Ortaokullarda kariyer rehberliği danışmanlığı yapanların danışmanlık konusunda diploması olmalıdır.
Kariyer Yönetim Becerileri (KYB) (Avrupa Hayatboyu Rehberlik Politika Ağı içerisinde) belirli bir konsept veya metod değildir bir çerçevedir. Üye Devletler arasında çok fazla farklılık vardır. Kendi çerçevenizi geliştirmeniz gerekir.
Nordik AHRPA grubu ve Yetişkin Öğrenimi için Nordik Ağı bir yetkinlik çerçevesinin geliştirilmesine ilişkin ortak bir konsept notu hazırlamışlardır.
ELGPN'nin KYB tanımı:
"...bireyler ve grupların kendileri, eğitimleri ve mesleklerine ilişkin bilgileri toplaması, analiz etmesi, sentezlemesi ve organize etmesi için yapılandırılmış yollar sağlayan bir dizi yetkinlik ve karar alma ve bu kararlar ile geçişleri uygulama becerileridir.”
(ELGPN Kaynak Kiti 2012, s.21)
Konsept notundaki Kariyer Yetkinlikleri Tanımı:
”… hayatı, öğrenme ve çalışma dünyalarını keşfetmek; değişiklik ve geçiş dönemlerinde hayat, öğrenme ve çalışma ile başa çıkmak amacıyla kendini anlama ve kendini geliştirme yetkinlikleri. Kariyer yetkinlikleri, yalnızca ne yaptığınızın değil ne yapabileceğinizin, bireylerin günlük faaliyetleri ve eylemleri yoluyla nasıl şekillendiklerinin ve aynı zamanda geleceğe yönelik fırsatlarını etkilediklerinin bilincinde olmalarını içerir.”
(Thomsen: Concept Note 2014, s. 4)
Nordik ülkeler ‘kariyer yetkinlikleri’ hakkında konuşmayı severler.
'Kariyer' konsepti Nordik ülkelerinde bir güçlüktür. Geleneksel olarak bu kelimede hiyerarşik anlamları vardır ve maddi faydalar ve yüksek sosyal statü ile ilişkilendirilir. Başka bir Nordik konsept de öğrenme süreçleri ve tecrübe üzerine odaklanır, tarihsel olarak Nordik eğitimi ve rehberliğinin ve hem rehberlik hem de eğitimde büyük bir role sahiptir. Öğrenmenin farklı bağlamlarda ve farklı yerlerde hayat boyunca gerçekleştiğini kabul eden eski bir gelenek vardır.
Kariyer öğrenme nedir? Birincil tanımı seçim yapmadan ziyade öğrenme perspektifine daha çok katkı sağlayan rehberlik faaliyetleridir. Öğrenmeye odaklanmak için seçeneklere odaklanan bir harekettir.
Genellikle tam tersi daha yaygındır. Danimarka’da seçimler yapmak üzerinde daha fazla durulmaktadır. Danimarka’daki tüm ortaokul öğrencileri birkaç işletmeyi ve eğitim kurumunu ziyaret etmek zorundadır. Birçok uzman bu uygulamayı savunmaktadır çünkü eğitimsel bir seçim yapma konusunda yardım sağlamaktadır.
Seçeneklere odaklanan ve öğrenmeye odaklanan bakış açıları arasındaki fark kariyerlerin bir yarış değil bir yolculuktur. Bunu bir yolculuk olarak düşünürseniz hayal gücünüzü kullanabilirsiniz ve yol boyunca öğrenilenleri düşünebilirsiniz. Bunu sadece bir yarış olarak düşünürseniz, öğrenme tecrübeleri olasılığını kaçırabilirsiniz.
Bu yüzden kariyer seçimleri veya kariyer öğrenimini arasından hangisi üzerine odaklandığımız önemlidir. Skoyhus (Danimarka) ve Haug (Norveç) tarafından yapılan araştırmaya göre öğrenmeye odaklanmak, katılımcının elde ettiği sonuca daha fazla odaklanılmasını sağlar. Kariyer öğrenimi kariyer yetkinliklerine katkıda bulunabilir fakat , örneğin yetersiz hazırılık veya değerlendirme söz konusu ise, her zaman bu mümkün değildir. Bu yüzden kariyer yetkinlikleri (veya KYB) geliştirme konusundaki fırsatları kaçırabiliriz.
Öğrenme bakış açısı yeni soruları gündeme getirir:
-
Meslek uzmanları kariyer öğrenmeyi desteklemek için nasıl hazırlanmalı?
-
Meslek uzmanları danışanların kariyer öğrenme süreçleri için en iyi seçenekleri sağlamak amacıyla nasıl birlikte çalışabilir?
-
Danışanlar birbirlerine ne şekilde yardımcı olabilir?
Bu soruları cevaplamak için Danimarka’da gerçekleştirilen büyük bir projeden faydalanacağım. İçgörüş ve dışa bakış – zorunlu eğitimin son yıllarında kariyer öğrenme. Bu öğrenme odaklı bir yaklaşımla Danimarka'daki zorunlu eğitim üzerine büyük bir araştırma projesidir (1400 öğrenci, 65 öğretmen, 70 Kurum ve bir dizi farklı mesleki veya üst orta öğretim kurumu). Bu projenin amacı öğrencilerin karşılaştıkları farklı öğrenme ve tecrübeleri gözden geçirme becerilerini geliştiren çerçeve ve metodların geliştirilmesi aracılığıyla zorunlu eğitimdeki kariyer rehberliğinin iyileştirilmesiydi.
Elde edilen verilere göre rehberlik tecrübeleri genellikle izole yapılmış, hazırlıktan yoksun ve ardından gerekli olan işleme tabi tutma ve öğrencinin düşünmesini sağlayacak doğru soruların nasıl sorulacağına dair bilginin eksik olduğu tespit edilmiştir. Projenin en önemli sonuçlarından birisi öğrencinin kariyer öğrenimini iyileştirmek için profesyonel bir sürekli profesyonel gelişimi eğitimine ihtiyaç vardır.
İlk adım odağı kariyer seçiminden alıp öğrenmeye yöneltmektir. Bu kulağa basit gelse de kolay değildir. Örneğin, bir eğitim kurumunu ziyaret ettikten sonra, danışman şu soruyu sorabilir, “sence bu sana uygun mudur?”. Bunun yerine düşünmeyi teşvik eden sorular sormalıyız.
Pratik bir egzersiz: yanınızda outran kişiye bu konferans hakkında ne düşündüklerini sorun. Değerlendirmeyi yönelten bir soru düşünün ve bir tane de düşünmeye yönelten bir soru düşünün.
Kariyer öğrenimi sadece bireysel bir faaliyet değildir aynı zamanda toplumlar düzeyinde de gerçekleşir (toplumsal etkileşim düşüncesi). Uygulayıcılar öğrencilerin kariyerle ilgili tecrübelerini birbirleriyle paylaşacakları ve yapıcı eleştiriler sağlayacakları fırsatlar yaratmalıdır.
Karar almadan öğrenmeye - seçim ve seçimin temeli arasında nasıl bir ayrım yapılabilir? Tabii ki gençler seçmeli! Kariyer öğrenmeye daha geniş bir kapsamda odaklanmak yerine öncelikle kariyerin belirlenmesi ve seçilmesine odaklanılması, gençler için kariyer yetkinliklerinin geliştirilmesine katkı sağlayabilecek rehberlik faaliyetlerine katılımları konusunda sorunlar yaratmaktadır. Kullanılacak yetkinliklerin tabii ki yakın zamanda seçilmesi gerekecektir fakat bunların uzun vadede gençlere fayda sağlayabilmesi önemlidir.
Rehberliği bireysel bir proje gibi sürdürmeye yönelik bir eğilim olabilir. Ancak yapılan araştırmalara göre profesyonel işbirliği kariyer rehberliğinin kalitesini önemli ölçüde iyileştirebilir. Bu sebeple, kariyer rehberliğinin ayrı bir faaliyet olmasını engellemeki çin müfredata eklenmelidir.
Sonuç olarak birkaç tavsiye:
Nordik bağlamı ve geleneğinde şunların yapılması önemlidir:
-
Kariyer yetkinlikleri ve önceki öğrenmelerin tanınması ve geçerli kılınması arasında bağlantı kurulması.
-
Kariyer yetkinliklerinin resmi kariyer danışmanlığı ve örgün eğitim dışındaki ortamlarda da yakalanabileceğinin kabul edilmesi ('kazandırılması' değil 'yakalanması', Sultana).
-
Kariyer öğrenme ve kariyer yetkinlikleri konusunda yukarıdan aşağı olduğu kadar aşağıdan yukarı bir yaklaşımla da çalışılması.
Öğrenme ve deneyim odaklı rehberlik ve eğitimin uygulayıcılar arasında iyi bilinmesini bir değer olarak kabul etmeliyiz
Son olarak, umarım yaklaşan seçim yerine öğrenme üzerinde odaklanmanın önemini görebiliyorsunuz.
Oturum IV – E-öğrenme
HBÖ için E-Öğrenme - İyi uygulama ilkeleri
Jason PENNELLS, Eğitim Danışmanı – Cambridge Education
Bugün benim için çok uzun ve tatmin edici geçiyor. Gördüğünüz gibi şu an platformda beş kişiyiz. Dört tane 15 dakikalık sunum olacak ve ardından soru-cevap oturumu yapacağız. Bu kadar değerli meslektaşlarla bir arada olmak, özellikle de ben 20 yıl önce bu işe girdiğimde uzaktan eğitim konusunda ünlü olan ve hala da ünlü olmaya devam eden ve benim de uzun yıllar tanıdığım Alan Tait ile birarada olmak benim için onur verici.
Bir genel özet ile başlayacağım. Sonraki sunumlar da e-öğrenmeye çeşitli açılardan odaklanacaktır. E-öğrenme konusunda 3 tane birbirinden farklı iyi uygulama ilkesi seçtim.
Özetimde en çok bilinen model ile başlayacağız (Bates-ACTIONS), bunun ardından daha az bilinen ama daha güncel olan bir model ve en son olarak da yakın zamanda bulduğum bir modelden bahsedeceğiz. İlki uzaktan eğitimin daha geleneksel modelleri için geliştirilmiştir ancak e-öğrenme için de hala geçerlidir; ikincisi aslında Yüksek Öğrenimden ilham alınarak ve ardından uzaktan eğitime uygulanarak elde edilmiştir; en sonuncusu ise özellikle web tabanlı ve e-öğrenmeye atıfta bulunan bir modeldir.
Benim konuşmamın ardından, Alan e-öğrenme aracılığıyla teknik ve profesyonel eğitim hakkında konuşacak, bunun ardından çevrim içi ve dijital uygulamalardan gerçek örnekler hakkında tartışacağız bu noktada Susan ve Will kendi çalışmalarından örnekler sunacaklar. Dört sunumu tamamladıktan sonra, Nick bize katılacak ve panel halinde soruları cevaplayacağız.
Başlangıç olarak, benim özet halindeki sunumum aşağıdaki konulara değinecektir:
-
Öğrenme fırsatlarının tasarlanmasına yönelik ilkeler
-
İyi uygulama modellerine ilişkin 3 örnek
-
Bates – ACTIONS modeli
-
Baume, Mills ve Tait – 10-puan çerçevesi
-
Kilby, WBTIC – web tabanlı eğitimde kalite tedbirleri
Hangi belirli analitik çerçeve veya model ve hangi medya kullanılırsa kullanılsın, bunların arasında birtakım ortak temalar bulunmaktadır. Öğrenme tasarımı şu şekilde olmalıdır:
-
Etkili – öğrenmeyi sağlayan
-
Öğrenenin ihtiyaçları ve durumu ile ilişkili
-
Öğrenenin erişebileceği şekilde
-
Kurumsal açıdan uygulanabilir ve sürdürülebilir
-
Verimli – zaman, çaba ve para açısından
-
Amacına uygun
Bates – ACTIONS modeli (2000)
ACTIONS modeli eğitim teknolojilerini ve farklı öğrenme grupları ve öğrenme amaçları için farklı bağlamlardaki uygulamalarını değerlendirmeyi tavsiye eder. Açılımı şu şekildedir:
-
Access and flexibility (erişim ve esneklik)
-
Costs (maliyetler)
-
Teaching and learning (öğretme ve öğrenme) (Yapması gereken şeyi yapıyor mu? İnsanlar bundan öğrenebiliyor mu?)
-
Interactivity and user friendliness (etkileşimli ve kullanıcı dostu)(geri bildirim alabiliyor musunuz – öz değerlendirme veya mentor)
-
Organizational issues (organizasyonel konular)
-
Novelty (yenilik)(Herşey değişiyor. Tasarım güncel mi? Yeni teknolojilerin kullanımı bir cazibe mi yoksa bir engel mi teşkil ediyor?)
-
Speed (hız)(Programı ne kadar çabuk geliştirebiliyorsunuz )
Baume, Mills ve Tait – 10-puan çerçevesi
David Baume, Roger Mills ve Alan Tait tarafından sunulan çerçeve, uzaktan eğitim kurslarında uygulanabilecek yüksek öğrenimde kullanılan on tane iyi pedagojik politika ve pratiği tespit ediyor. Yazarlar iyi bir kursun aşağıdakileri yerine getirmesi gerektiğini belirtiyor:
-
Öğrenciler ve personel arasında iletişim teşvik edilir
-
Hem bireysel hem sosyal öğrenme geliştirilir
-
Hem örgün hem yaygın öğrenme geliştirilir
-
Öğrenenin aktif rolü teşvik edilir ve göreve ait süre vurgulanır
-
Hızlı, yapıcı, kullanılabilir ve geçerli geri bildirim sunulur
-
Değişen zamanlarda, hayat boyuca etik öğrenme, çalışma ve hizmet konularında net ve yüksek beklentiler iletilir
-
Öğrenmenin üzerine inşa edilebileceği bir iskelet veya bir yapı sunulur
-
Önceki öğrenmeler dahil olmak üzere, farklı yetenekler ve öğrenme yollarına saygı gösterilir
-
Diğerlerinin öğrenmesini destekleyen herkesin sürekli öğrenmesi temel alınır
-
Öğrenmenin desteklenmesinin öncelikli odak noktası olduğu, tutarlı bir politika çerçevesi talep edilir. (Baume, Mills ve Tait, 2015)
Web tabanlı eğitimde WBTIC rehberi (websitesindeki sunum yansılarına bakınız)
Bu rehber web tabanlı bir eğitim kursunu geliştirirken, satın alırken veya değerlendirirken kullanılması için bir kontrol listesi meydana getirir. Yansılardan da gördüğünüz gibi uzun bir liste bu ve hepsini teker teker okumak için vaktim yok. Ancak altını çizmem gereken birkaç önemli nokta var:
-
İyi bir öğretim tasarımının önemi
-
Yeni teknolojilerin gözden geçirilmesi
-
“Hap gibi” değerlendirme ve geri bildirimlerin kullanımı
-
Birlikte işlerlik konusunda endüstri standartlarını karşılamak (Farklı bilgisayar platformları ve dillerde kullanılabiliyor mu?)
Sonuç olarak HBÖ için e-öğrenme tasarlarken, aşağıdaki konulara dikkat etmemiz gerekir:
-
Öğrenenlerin neyi başarmasını istediğimizi belirlemeliyiz
-
Bunu başarmaya yönelik seçeneklerin neler olduğuna bakmalıyız
-
Seçenekleri değerlendirmeli, önceliklendirmeli ve bizim amaçlarımız, kapasitemiz ve durumumuz için en iyi olanları seçmeliyiz
-
Programları planlamalı, tasarlamalı ve geliştirmeliyiz
-
Devamlı olarak izlemeli, değerlendirmeli ve iyileştirmeliyiz
-
Gelecekteki öğrenmeler için deneyimleri paylaşmalıyız
Bu noktada Anne Gaskell’a teşekkür etmek istiyorum kendisi Alan’ın Cambridge’de bir meslektaşıdır. Alan ve Profesör David Bridges ile Birleşik Krallık’ta uzaktan eğitim konusunda öncü kişilerden biri olan Roger Mills için yakın zamanda bir anma semineri organize etti. Ben bu oturumu hazırlarken Anne benimle birlikte fikirlerini ve belgeri cömertçe paylaştı ve tartıştı.
Teknik ve Profeyonel Eğitim için E-Öğrenme
Alan TAIT, Uzaktan Eğitim ve Gelişim Fahri Profesörü, The Open University, UK
Beni muhteşem İstanbul’a çağırdığınız için teşekkür ederim. Bu öğleden sonra bahsetmek istediğim iki konu var. İlk olarak sizi e-öğrenmenin bir hayatboyu öğrenme sisteminin kesinlikle önemli bir parçası olduğuna ikna etmek istiyorum. İkinci olarak da konuşmamı bitirdiğimde sizlerin hala uyanık olduğunuzu görmek istiyorum.
Önce teknoloji konusu ile başlamak istiyorum. Bazı meslektaşlarım dijital devrimin başlangıcından 20 yıl geçmiş olsa da hala ‘eğitimde teknoloji istemiyoruz’ diyorlar. Ben sizlere en az 3000 yıldır teknolojinin öğrenime dahil olduğunu göstermek istiyorum.
Antik Mısır’da bulunan İskenderiye Kütüphane’sini düşünücek olursanız, esas bir pedagojisi vardı. Bu pedagoji de dünyanın her yerinden öğrenimi alıp bir yerde toplamaktı. Bilge insanlar o yere gidip kaynakları kullanabilirdi. Tabi ki, bu bir teknolojiyi de ön plana çıkarıyordu – öğrenmeler papirüs kağıtlara aktarılıp kütüphaneciler tarafından yönetiliyordu.
500 yıl önce kullanılan ve kendi zamanında matbaa alanında devrim yaratan başka bir teknolojinin en iyi örneği de Gutenberg’in Matbaası olarak bilinir. Yaptığı şey basit bir makinayla bir kitabın çok fazla kopyasını yapmaktı. Çok fazla insanın okuma yazması olmamasına rağmen elit bir teknolojiydi ama yine de önemli bir gelişmeydi. İskenderiye Kütüphanesi’nden farkı artık kitaplar oraya bağlı değildi. Yani profesöre evya kütüphaneye gitmeniz gerekmiyordu. Kitaplar Avrupa’nın her köşesine gönderiliyordu – bu da mobil öğrenimin başlangıcını simgeliyordu.
Sadece yirmi yaşında olan ancak aynı derecede devrimsel değeri olan başka bir teknoloji de arama motoruydu. Bu dünyanın heryerindeki veritabanlarını bir araya getiriyordu ve bizleri dünyanın neresinde olursak olalım öğrenmenin vatandaşları haline getiriyordu.
Dijital devrim öğreniniciler, öğretmenler ve iletişim medyaları için yer ve zaman sınırlarını ortadan kaldıran sınırsız kaynaklar sağlamıştır.
Devrim öğretmenelr için yeni zorluklar yarattı ve yeni pedagojiler gerektirdi. Aynı zamanda erişim ve kapsam açısından inanılmaz bir kapasite yarattı.
E-öğrenme ne sunuyor?
-
Zaman ve mekan konusunda esneklik (birçok insanın işi ve aile sorumlulukları var)
-
Ölçek
-
Erişim
-
Öğrenme tasarımı (birçok yeni ve farklı pedagojileri)
-
Zengin öğrenme kaynakları (herhangi bir öğretmenden çok daha fazlası)
-
Bireysel öğrenen desteği
-
Sosyal öğrenme ve toplum (bu oturumu çevrimiçi konferans olarak yönetseydik, sizler birbirinizle etkileşim içinde olabilirdiniz.)
E-öğrenme: marjinal mi yoksa temel mi? Temeldir çünkü:
-
21. yüzyıl becerileri dijital ortamlarda öğrenmeyi kapsıyor
-
Başlangıç ve sürekli eğitim ihtiyacının boyutu, yalnızca kampüste öğrenmenin artık uygun ve gerçekçi olmamasına neden oluyor
-
Artık birçok kampüste karma seçenekler sunmak için teknoloji destekli öğrenme mevcut
-
Bazı dereceler için artık en az bir modül çevrimiçi öğrenme kredisi isteniyor
E-öğrenme ile uygulamalı beceriler kazandırılabilir mi?
E-öğrenme kampüs değil gerçek iş yerinde pratiği destekler
-
Birçok iş yerinde olduğu gibi bilgi teknolojileri(BT) ve simülasyondan faydalanılabilir
-
Youtube videoları gibi diğer araçlar kullanılabilir
-
Uzaktan Bilim ve Teknolojide 50 yıllık deneyim
-
Mesleki eğitim artık önemli ölçüde çevrimiçi gerçekleşiyor
Sektörel ihtiyaçların olduğunu anlamak çok önemlidir, çünkü bu ihtiyaçlar herhangi bir birey veya kurumun ihtiyacından daha büyüktür.
-
Ulusal ölçekte Bilgi ve İletişim Teknolojileri (BİT) desteği: bakınız İngiltere'de JISC ve JANET
-
Yenilikçi projelerin finansmanı
-
Öğretmenler için mesleki gelişim programları (büyük çapta yeni becerilerin güncellenmesi)
-
İşveren ve özel sektörle yenilikten yararlanmak
Değişim planlarken, bir takım tavsiyeler:
-
Teknoloji vizyonu yerine eğitim vizyonuna dayalı değişim
-
Öğretmenlerin bilgiyi sunan kişiler olmaktan çıkıp kaynaklara ulaşmada rehber rolü üstlenmesi
-
Öğretmenlerin konunun öğretilmesine yönelik beceriler kadar danışmanlık ve destek becerilerini de geliştirmesi gerekli
-
Öğrenme ve öğretme için dijital ortam tasarlanmasına yönelik yeni beceriler
-
Önemli düzeyde sermaye yatırımı
E-öğrenmeye geçiş yapmak kolay değildir. Profesyonel direnç ve profesyonel gelişim konularında sorunlar vardır ve erken bir aşamada sermaye yatırımına ihtiyaç vardır.
Birleşik Krallık’tan E-Öğrenmeye İlişkin İlkeler ve Uygulamalar
Susan EASTON, Dijital Öğrenme ve Beceriler Bölümü Başkanı Learning and Work Institute, Birleşik Krallık
Güzel sunumları ve beni bu çok ilgi çekici konferansa çağıdıkları için Jason ve Alan’a teşekkür ediyorum. Konuşmak istediğim yaptığımız çalışmaların arasından ufak bir konu – elektronik uygulamalarla matematik öğrenmek.
Ben Öğrenme ve İş Enstitüsü’nden geliyorum, bu kurum politikayı etkileme, yeni öğrenme yollarının geliştirilmesi ve istihdamı desteklemeye kendini adamış bağımsız bir politika ve araştırma kuruluşudur. E-öğrenmeyle ilgilenmemizin sebebi ‘daha fazla, daha farklı ve daha iyi’ felsefemizden dolayıdır. Teknoloji üçüne de yardımcı olabilir. Daha fazla kişiyi öğrenmeye dahil eder, insanların farklı yollarla öğrenmesini destekler ve daha iyi öğrenim sunar. Aynı zamanda çok kuvvetli bir katılım süreci olarak da kullanılabilir.
Bizim gelişmelerimizden birisi teknoloji ve matematik hakkında olmuştur. Matematiksel okur yazarlık standartlarının altında çalışan 8 milyon tane yetişkin çalışan olan Birleşik Krallık’ta buna çok ihtiyaç vardır. Tahminlere göre bu Birleşik Krallık’a yılda 2.4 trilyon sterline mal olmaktadır.
İki yıl önce Birleşik Krallık hükümeti Maths4Us denilen bir girişimi yönetmemizi istedi. Bu girişim yetişkin matematiğine yöneliks tratejik adım atmak adına Birleşik Krallık çapındaki 20 ulusal kuruluşu bir araya getirdi. Birçok bileşeni olmasına rağmen bunların arasından birisi yetişkinlerin kendi gündelik hayatları ile ilgili şekilde matematik öğrenmeleri gerektiğini savunuyordu. Geçmişte başarısız olan yaklaşımları çalışan yetişkinler için tekrar etmenin anlamı yoktu. Bu yüzden bir teknoloji bileşenimiz vardı ve bunun kapsamında da uygulamalar bileşenimiz vardı.
Neden uygulamalar?
2015 yılında, AB’den internete giren kişilerin %80’i mobil cihazlardan giriş yapıyordu. Birçok AB ülkesinde İnternete giren taşınabilir cihazlar bilgisayarladan fazladır. Aynı şekilde tabletler oldukça popüler hale gelmiştir çünkü kullanıcılar kolay bir şekilde bir grup uygulamayı ve içeriği tabletlerine yükleyebilir ve böylece tabletler kişiselleştirilebilir öğrenme ortamlarına dönüşebilir. Aynı zamanda uygulamaların kullanılması hem daha hızlı hem de daha kolaydır.
İlk yaptığımız şeylerden birisi bir Matematik Uygulamaları Dizini yaratmaktı. Matematik Uygulamaları Dizini, mobil cihazlarda, bilgisayar ve tabletlerde matematiksel becerilerin öğretilmesini ve öğrenilmesini desteklemek amacıyla çevrimiçi kullanılabilen bir çevrimiçi uygulama derlemesidir.
Yaptığımız çalışmalardan birisi Matematik Uygulaması Yarışmasıydı. Kullanılan farklı tasarım süreci yüzünden ilginç bir uygulamaydı. Teknolojiciler değil de eğitimciler tarafından yönetilmesini istiyorduk. Eğitimcilere bir yarışma hazırladık ve 100’den fazla başvurumuz oldu. Kazanana halk oylamasıyla karar verildi. Uygulamayı geliştirmek için fon kullanıldı.
Bir takım gereklilikler hazırladık ve Jason’ın bahsettiği konuları tekrar ettiklerini fark edeceksiniz.
-
Öğrenen ve öğretmen ihtiyaçlarını karşılar – ortak tasarım ve geliştirme
-
Öğrenen merkezli – ne öğreneceğini ve nasıl öğreneceğini seçme
-
Yaşam tarzına uyar – bir ısırımlık öğrenme
-
Hareketli içerik – etkileşimli
-
Farklı öğrenme türlerine değinir - multimedya
-
Sürekli öğrenmeyi teşvik eder –oyunlaştırma
-
Merak uyandıran– gerçek hayat bağlamı
-
Her zaman, her yerde öğrenme – indirilebilir, her platformda
-
Farklı öğrenme bağlamlarında kullanılabilir. Örneğin; karışık / çevrimiçi
-
Başka bir amaçla kullanılmak üzere değiştirilebilir – Açık Öğretim Kaynağı
Uygulama kullanıcının öğrenimini kendi yönettiği biçimde tasarlanmıştı ve böylece bir öğrenen istediği zaman istediği yerde ve hangi kısımları öğreneceğine veya bildiklerini geliştireceğini karar verebiliyordu. Bu çok önemliydi çünkü matematik becerileri dijital becerileri gibi süreklilik gösteren bir süreç değildir. Düşük matematik becerilerine sahip kişilerin ‘sivri profilleri’ vardır yani bazı becerileri vardır ancak bazıları hiç yoktur (örneğin ekle çıkartma yapmayı biliyordur ama yüzdeleri bilmiyordur, bu yüzden her öğrenenin kendi ihtiyaç duydukları kısımları öğrenmeleri için kaynakların bu ihtiyaç çeşitliliğini yansıtması gerekiyordu.)
Kazanan Maths Everywhere uygulamasıydı. Ücretsizdir ve Google Play ve App Store’dan indirilebilir ve biz de kodlarını yayınladık. Uygulama açık kaynaklı – Creative Commons lisansı kapsamındadır. Vidyolar Youtube’da yer alıyor ve bu kaynaktan kimse para kazanmayacak.
Genç yetişkinlerle yaptığımız denemelerde matematik puanlarının bir tam seviye geliştiğini gördük.
Maths Everywhere üç bölüme ayrılmıştır. İlki Gündelik Araçlar – bir hesap makinesinde yapacağınız şeyler. Araçların ardında ise vidyolar ve simülasyonlar var (Nasıl işlem yapılır?). Üçüncü ise ‘Sıra Sende’ – verilen süre içerisinde pratik yapma kolaylığı sağlıyor. Tüm uygulama oyunlaştırılmışıt.r, böylece arkadaşlarınız ile pratik yapma imkanınız oluyor. Daha önemlisi, tüm uygulama gündelik faaliyetler veya mesleki alanlar bağlamında yer alıyor. Yani ölçüm, dönüştürme, dartlar, tarifeler, indirimler, bankacılık vs. Mesleki alanlar da var örneğin karışımlar hazırlama, öğrenci kredi borçlarını hesaplama. Yani matematik bileşeni insanların anlayacağı bağlamlarda yer alıyor.
Uygulamada üç seviye var: Başlangıç, Orta ve İleri. Tüm ‘öğrenme bölümleri’ bir müfredat ile eşleştirilmiştir. Bu müfredat da Birleşik Krallık’taki tüm fonksiyonel matematik müfredatını kapsar. Herhangi bir seviyede verilen problemleri çözen öğrenenlere bir Mozilla Açık Dijital Rozet veriliyor ve bu da birçko platformda işverenler ve eğitim sağlayıcıları ile paylaşılabiliyor. Verilen problemleri tamamlayamayanlar için detaylı geri bildirim sağlanıyor.
Üniversite öğrenciler ile denenmişti ve dediğim gibi bu kişiler bir tam seviye yükseldiler. Aynı şeyi başka öğrenici grupları ile de denedik ve onlar da diğer gruplar kadar muazzam ilerleme göstermese de büyük gelişmeler sağladılar.
İçerisinde pratik yapmak için bolca fırsat var. Zamanlanmış pratik soruları ve geribildirimleri var yani öğrenen soruyu doğru cevaplarsa oldukça basit ancak öğrenen yanlış yaparsa oldukça detaylı geri bildirim bulunuyor. Geri bildirim analitik bir çizgide ilerlemiyor.
Sonra bunu farklı öğrenme bağlamları için geliştirdik:
-
Suç işlemiş kişilerin eğitimi
-
Mesleki öğrenim
-
Coğrafi Önbellekleme – yakınınızdaki bir hizmet sunucusu ile bağlantı kuruyor!
-
Anlık hatırlatıcı mesajlar – aylık quizler, ilginç bilgiler, iletişimi koparmamak için
-
İsteğe bağlı akreditasyon (sertifika)
-
Sosyal medya rozetleri
Bir başka projeye daha başladık. Bu altı Avrupa ortakla birlikte Para Yönetimine ilişkin bir Avrupa Programıdır. Bu programın bir parçasında bir finansal yetenek müfredat hazırlıyoruz. İkinci kısmında karışık olarak da dahil olmak üzere farklı şekillerde müfredatın öğretimine ilişkin denemeler yapıyoruz.
Eğer bir sorunu çözüyorsa o zaman teknolojiyi kullanmak gerekir. Bir websitesinden veya başka çalışma kitaplarından elde edemediğiniz bir uygulamanın katma değeri nedir. Mevcut finansal yetenek programları uzun dönemde pek işe işe yaramıyor. Araştırmalara göre öğrenme kısa dönem bir iştir ve zamanla eksilir.
Şu anda keşif aşamasındayız. Planımız hayat annlarından meydana gelen bir oyun yapmak. Bu program diğer insanlara karşı oynayabileceğiniz bir uygulama olmayacak. Kendinize belirli bir bağlam içerisinde bir profil hazırlıyorsunuz – yani bu bağlam aile evinden ayrılıp ilk defa kendi evinize çıkmanız veya emekliliğe hazırlanmak olabilir. Uygulama içerisinde altı tane hayat aşaması var ve ‘bazı şeyler meydana geliyor’ – örneğin faiz oranları artabilir. Bu uygulama durumunuza göre seçim yapmanızı sağlıyor (bankada paranız olsun veya olmasın).
Dostları ilə paylaş: |