Faaliyet 1 Hayat Boyu Öğrenme Rehberlik Sistemleri ve e-öğrenme Uluslararası Konferans Raporu


Eğitimi ve Yetenek Yönetimini Tetiklemek için Veri Kullanımı



Yüklə 289,26 Kb.
səhifə4/4
tarix29.10.2017
ölçüsü289,26 Kb.
#20897
1   2   3   4

Eğitimi ve Yetenek Yönetimini Tetiklemek için Veri Kullanımı
William BURROWS, Yönetici, Cambridge Digital
İyi günler. Ben 20 yıldır dijital eğitim yapımına katılıyorum. Öğretmen olarak birinin birşeyler öğrenmesini sağlamaya çalışıyorsunuz. Pratik beceriler öğrenen insanlarla çalışırken, bu olay basitleştirmesi çok zor hale gelmektedir. Bu sebeple dijitalin sürece neler katabileceğine dikkatlice bakmamız lazım ve gerçekten çok fazla katkısı olabilir.
Bu yüzden bugün veri hakkında ve verinin kurumsal, teşkilat ve ulusal düzeyde öğrenimi nasıl yönlendirebileceğine bakacağız. Çünkü bize ve bizim öğrenicilerimize çok şey aktarabilir. Biz öğretmenlere Bilgi ve İletişim Teknolojileri eğitimi yerine bilgisayar eğitimi verebilmeleri için ücretsiz bir bilgisayar eğitimi sitesi hazırladık. Öğretmenlere nasıl kullanacaklarını gösteren birçok vidyo bulunan bir kaynaktur bu, böylece öğretmenler de sınıflarına götürüp öğrenicilerine bu bilgileri aktarabilirler. Bu site Türkiye dahil dünyanın her köşesinden 100,000 kişi tarafından kullanılıyor.

Sitelerimizde insanların bazı şeyleri nasıl gördüğü, bazı şeylerle neler yaptığı ve nasıl davrandığını değiştiren pratik egzersizler var. Bir İngilizce sınav otoritesi için insanların derse gelmelerini sağlayan matematik ve İngilizce programları hazırladık, çünkü öğrenciler derse gelmezse onlara hiçbir şey öğretemezsiniz.


Aynı zamanda işletmeler için sistemler kurma temelinde de yer alıyoruz ve aslında her konuda veri yönetimine geçişimiz bu alandan oldu.
Başka bir müşterimiz Asya’nın en büyük nakliye şirketi. Tüm kamyon/kamyonet şoförlerinin telefonunda Çin’in her yerinde ve dünyanın her yerinde en ucuz ve en karlı yol haritasını çıkaran telefon uygulamaları var. Bu uygulamada her saat değişen yüz binlerce veri parçası bulunuyor. Bilgi Teknolojileri belirli bir amaç için ihtiyaç duyacağınız tüm bilgileri suanbilir ve bunu tek basit bir soruya dönüştürebilir.

İşte öğrenmeye katmak istediğimiz güç budur. Tabi ki katılım da çok önemli. Yani birşey güzel gözükmüyorsa, yapacağı söylediği şeyi yapmıyorsa veya insanları heyecanlandırmıyorsa o zaman insanlar katılmayacaktır. Müşterilerimizden birisi Birleşik Krallık Kraliçesidir. Eyer ve yarış fularlarını belirli yerlerden satın alır. Bu firma e-ticarete geçince satışlarını yedi katına çıkardı. Biz onların ürünlerini değiştirmeye çalışmadık sadece daha büyük bir kitleye ulaşmalarını sağladık.


Aslında eğitimle de yapmak istediğimiz şey bu – sadece bazı insanlara değil herkese iyi bir eğitim sunmak istiyoruz. Peki öğrenmenin ürettiği veriler nedir? İnsanların neler öğrendiğine dair veri oluşturur. Şimdiye kadar sürecin bir bilgi değiş tokuşu olduğunu düşünmüştük. Birisi birşey öğrenmek istiyor, onlara bilgiyi çevrim içi veriyoruz. Bu kişiler testi geçmek için bu bilgiyi 30 saniye boyunca hatırlıyor ve sonra unutuyorlar. Tecrübeleri çok kısıtlı oluyor.
Ancak sunulan sadece bu veri değil. İnsanların nasıl çalıştıklarına bakarsanız ve bunu kaydederseniz, sonrasında bu bilgiyi analiz edip, sporda olduğu gibi, insanlara bu veriyi kullanarak insanların faaliyetini kaydettiğinizi ve neleri doğru ve neleri yanlış yaptıklarını gösterebilirsiniz.
Biz de öğretmenler ve öğrencilerden katılımı bu şekilde elde etmeye çalışıyoruz. Faaliyetlerini kaydediyoruz ve bu süreçten öğrenmelerini sağlayacak şekilde onlara bu kayıtları geri anlatıyoruz. Yani biz katılımı artırmak istiyoruz ve katılımı da insanlara hikayeler anlatarak artırmak istiyoruz.
Peki veri ne yapıyor? İhtiyaçları karşılayıp karşılamadığımıza bakıyor. Hedeflerimize ulaştığımızı, kaç kişinin neler yaptığını ve vakitlerinin ne kadarını harcadıklarını gösteriyor. Ayrıca insanların ne gibi sonuçlar elde ettiğini gösteriyor. Bu özellikle bir yönetici için çok kullanışlıdır.
Asos ve Marks& Spencer gibi büyük sağlayıcılarla çalışan ufak bir üretim şirketi için bir öğrenme platformu hazırlıyoruz. Özellikle kıyafet üretimi konusunda çıraklık programları yürüttükleri için ihtiyaçları karşılamak ve akıllıca para harcamak onlar için çok önemli. Birçok sağlayıcıları var ve hepsinin nasıl çalıştıklarını, her paranın nasıl harcandığını, önemli değerlendirme noktalarına nasıl ulaştıklarını ve herkesin nasıl ilerlediğini bilmek istiyorlar. Birinin hedeflerine ulaşmadığını gösteren ufak veri parçalarıan bakabilirsiniz. Örneğin ‘bu öğretmen vaktinde gelmiyor, bu öğretmen notlandırmıyor, bu kurum yanlış saatlerde açık, insanların çalıştığı saat olan 3 ve 5 arası ders yapmaktansa, akşam saat 7 ve 9 arasında ders yapsalar daha fazla kişi katılır’ diyebilirsiniz.

Böye veri sistemlerinin olması bir projeye geri dönüp ‘Bu işe yaramadı. Tüm paramızı boşa harcadık’ demekten ziyade olaylar olduğu sırada müdahale etme ve olayları iyileştirme fırsatı sağlar. Eğer bu sistem herkesin ihtiyaç duyduğu verileri, ihtiyaçları olduğu zaman sağlarsa, herşey değiştirilebilir.

Bu şirket çok güzel bir model çünkü Avrupa’daki en büyük yastık websitesine sahipler. İnsanları kendi endüstrilerine getirme ve hayat becerileri dahil insanların başarılı olmaları için nelere ihtiyaç duyulduğu konusuna çok önem veriyorlar. Hem bir iş portalları var hem de bir çıraklık portalı, böylece ticari işlere de çıraklığa da başvurabilirsiniz.
Bir endüstrinin ihtiyaçlarına, öğrenci ve bu endüstriye giriş yapacak kişilerine nelere ihtiyaç duyduğuna dikkatlice bakarak şirketler gerektiğine araya girebilir ve gerekli olan becerileri ön plana çıkarabilir. Şirket şunu söyleyebilir ‘Bakın, bu eğitim bu beceriyi kazandırıyor’. Eğitim sağlayıcısı olarak, bu bilgilere bakabilirsiniz ve bu bilginin ‘hangi iş becerileri gerekli, nerede reklamları yapılıyor ve bu becerileri nasıl kazandırabilirim’ gibi sorular için kilit veriler olduğunu anlayabilirsiniz.
Öğrenci olarak ‘Matematikten nefret ediyorum, on iki yaşımdan sonra matematikten vazgeçtim. Ama bir kesici olarak matematiğe ihtiyacım var. Bu yüzden gerekli olan altı hafta boyunca derse gideceğim ve çok çalışıp gerekli olan matematik yeterliliğini alacağım çünkü istediğim iş için bu gerekli’ diyebilirsiniz. Burada basit bir neden sonuç ilişkisi var.
Kurumlarda ve teşkilatlarda şunu diyebilirsiniz ‘matematik becerilerilen sahip yeterli insanımız yok. Şekil kesme ve diğer beceriler konusunda yeterli tecrübeleri var ama matematikleri yok. Bu yüzden bizim hemen müdahale etmemiz gerekir ve sahip olduğumuz kanıtları kullanarak o seviyede gerekli ihtiyaçları karşılayabiliriz. Sonra kanıtlarımızı eğitime katılan kişileri motive etmek ve katılımları artırmak için kullanabiliriz.

Çünkü bildiğiniz gibi eğer insanlar öğrenmek istemiyorsa, etkin öğrenmelerini sağlamak için yapabileceğimiz hiçbir şey yoktur. Belki bir test için öğrenebilirler ama bir beceri için, bir yetkinlik için veya hayatlarını değiştirebilecek bir şey için öğrenmezler. Bizim de ilgimizi çeken şey budur.


Veri aynı zamanda size endüstri değiştirme yeteneği veriyor. Herkesin söylediği gibi tüm endüstriler zamanla değişebiliyor ve değişmeleri de gerekir. Beceriler de değiştiği için eğitimler ve yetkinlikler de değişir. Bu yüzden on yıl önce yazılmış bir yeterliliğiniz varsa, bugünün ihtiyaçlarını karşılayamazsınız.
Peki yeterliliği yazan kişilere nasıl anlatırsınız? Bu uzun bir süreçtir. O kişilerle çalışmıyorsunuz, onları yönetmiyorsunuz. Endüstri ve yeterlilikler birbirlerinden ayrı süreçlerdir.
Ancak Birleşik Krallık’ta artık yeterlilikleri ve mesleki beceri eğitimleri işverenlerin tanımlaması için onlara geri verme yönünde bir hareket bulunmaktadır. Biz çok özel bir görevi olan bir kuruluşla çalışıyoruz. Bu kuruluş kaza sonrası onarım yapan bir kuruluş. Bu yüzden onlara kaza sonrası onarım uzmanları diyebiliriz. Ve kimse kaza sonarsı onarım uzmanı olmak istemez. Çünkü böyle bir uzmanı tek göreceğiniz zaman kaza yaptığınız zamandır. O zaman da çok sinirlenmiş ve öfkelisinizdir ve onları görmek istemezsiniz.
Bu kuruluş eleman bulma sorunu var ve bu eksikliği gidermek için bir çerçeve belgesi hazırladılar. Bu çerçeve belgesine karşılık olarak da bizim bir müfredat, ölçme değerlendirme, sonra ölçme ve değerlendirme materyaleri ve öğrenme faaliyetleri yazmamız gerekir. Yani tüm çerçeve onların gereksinimden yola çıkarak sondan başa doğru yazılıyor.
Bu süreç aracılığıyla kendi endüstrilerinin ticari baskılara, yeni becerilere, yeni aletlere, çıkan yeni makinelere ve rekabetçi baskılara yönelik tepkilerini değiştirecekler. Değiştirecekler diyorum çünkü işe öncelikle öğrenim ile başlıyorlar ve bu öğrenim etrafındaki mesajlarıyla “ben bu işi veya şu işi yapmak istiyorum” diyen insanlara ulaşabilirler.

Birisi bütün bu süreç sonucunda ne elde edeceğine dair net bir fikir sahibi olursa, o zaman geçip gitmekten ziyade sürece dahil olmak isteyeceklerdir. Ve benim eğitimden aldığım asıl keyif de budur. İnsanları herkesin dediği gibi belli bir yola yönlendirmek ve onlara seçenekler sağlamak; o seçenekleri de çok çok açık ve pratik hale getirmek.


Veri bizlere bunu sağlar, çünkü veriler istediğiniz tüm faaliyetler hakkında size rapor verir. Güvenilirlik elde ediyorsunuz çünkü insanlar birşeyler tekilf edince onlara inanabileceğinizi biliyorsunuz. Şeffaflık elde ediyorsunuz çünkü sürece dahil olan herkes neler olup bittiğini görüyor. Ayrıca gerçekten çaba sarf eden insanlar ve işletmeler tarafından mali yatırım elde ediyorsunuz. Ve başarıyı da elde edebilirsiniz, çünkü hangi soruları soracağınızı biliyorsunuz ve kendi yaratıcılığınızı ve becerilerinizi o soruları cevaplamak adına kullanabilirsiniz. Ve zaten bu da hangi işi yapıyorsanız yapın başarıya giden yoldur. Çok teşekkür ederim.


Panel tartışmaları Alan TAIT, Susan EASTON, William BURROWS ve Nicholas HOLBROOK-SUTCLIFFE, moderatör Jason PENNELLS
Soru 1: E-öğrenme aracılığıyla pratik beceriler de öğretilebilir mi?
Alan Tait: Evet mümkündür. E-öğrenme de birçok farklı medya kullanılabilir: örneğin kullanılan becerilerin vidyoları, böylece öğrenciler de kendi iş ortamlarında bunu izleyebilir. Bu genellikle öğrenciler az vakit geçirdiği ve ekipmanların eski olduğu kolej temelli eğitimden daha etkilidir. Birçok becerinin kendisi de bilgisayar yardımlı olacaktır, bu yüzden bu becerilerin e-öğrenme aracılığıyla öğrenilmesi çok uygun olacaktır. E-öğrenmenin kampüs temelli öğrenimin yerine geçmelidir demiyorum. Ancak hayat boyu öğrenme kapsamı kampüs temelli öğrenimin yeterli olmadığını söyler. E-öğrenme ve biraz kampüs bazlı öğrenmenin birleştirildiği karma bir sistem etkili bir model olabilir.

Susan Easton: Karma çözümler genellikle sadece e-öğrenme veya sadece yüz yüze öğrenmeden daha etkilidir. Örneğin, bir eğitim sağlayıcısı uluslararası at eğitimi konusunda çıraklık programları yürütüyordu. Burada karşılaştıkları zorluk çırakları eğitecek en iyi uzmanları bulmak konusundaydı. Bu yüzden en iyi at eğiticileri, at binicileri ve diğer uzmanlık alanlarının oluştuğu karma bir öğrenim programı hazırladılar. Çıraklar yerel olarak ulaşılabilir yerlerde çalışıyordu ve bir yandan da e-öğrenimlerini sürdürüyorlardı. Bu çözüm iki sistemin de en iyi yanlarını bir araya getirdi.

William Burrows: Mesleki becerilerin e-öğrenimler öğretilmesi problemi bir sorun değildir. Bazı şeyleri eş zamanları yapmayabilirsiniz: birinin bir şeyi yapışını kaydedersiniz ve tekrar tekrar oynatırsınız. Birşeyleri kaydetme ve bunu eş zamansız öğrenme materyali haline getirme süreci çok pahalıdır. Ancak temelde sizin sağlayacağınız değer şu olacaktır: insanların bir şeyler yaparken kendi yaptıklarını kaydetmeleri (bu bir sınav olabilir veya pratik amaçlı olabilir) ve bunu paylaşmalarını sağlayacaksınız. Örneğin öğrenenler ve değerlendiricilerin kendi faaliyetlerini cep telefonlarından kaydedip, notlandırılması için paylaşabilecekleri sistemler oluşturuyoruz. Notlama bir sistem haline getirilebilir ve herkes bu senaryoda neler olduğunu tartışabilir. Bu dahil olan değerlendiriciler ve diğer kişiler için de değerli bir profesyonel gelişim fırsatıdır çünkü vidyoda neler olduğunu ve hangi kalitede ve hangi seviyede olduğunu tartışabilirler. Yarattığınız değer kaydetme ve harika bir ders veya mükemmel bir sunum ülkenin her yerinden paylaşılabilir; öğrenen de kendilerini bu vidyo ile karşılaştırır ve bir süreci takip edebilir ve notlandırılabilir.

Soru 2: Birleşik Krallık’ta HBÖ’nün yıllık bütçesi nedir?
Nicholas Holbrook-Sutcliffe: Birleşik Krallık’ta HBÖ için yıllık bütçe nedir sorusuna kesin bir cevap yoktur. Birleşik Krallık’ta ileri eğitime zorluk çıkaran bir takım politikaların karışımı var. Bütçede para olmadığı için buradaki zorluk daha etkin ve daha verimli olmakta. Karma öğrenim aracılığıyla sanal kampüsler yaratabiliriz: işveren öğrenenle tanışabilir, akademiklerle tanışabilir ve burada e-öğrenmenin masraf açısından hangi konularda etkin ve hangi konularda etkin olmadığını öğrenebiliriz. Gelecekte ‘e-öğrenme’ konferansları olmayacak, sadece ‘öğrenme’ konferansları olacak. E-öğrenmenin en iyi işe yaradığı yer aynı zamanda doğal olarak işe yaradığı yerlerdir.
Birleşik Krallık’ta istihdam bulmaktan çok uzakta olan ve istihdamda olanlara da doğru becerileri edindirmek için İleri Eğitime yönelik ikili bir yaklaşım var. Bu konferansta yapılan sunumlar alınıp Birleşik Krallık’taki durumlarda uygulanabilir: yanlış kişiler yanlış becerilerle yanlış alanlarda çalışıyor. Eğer en iyi insanların kendi tecrübelerini çok büyük mesafeler üzerinden paylaşmalarını ve endüstrideki uzmanların kendi tecrübelerini kolay biçimde aktarmalarını sağlarsanız ve bunların hepsini çevrimiçi yapabilirseniz ve sonrasında bu kişilerin hepsini coğrafi bir yerde bir araya getirebilirseniz, herkesin vaktini daha etkin kullanmış olursunuz.
Örneğin: bir Birleşik Krallık komisyonu için bizden, matematik ve İngilizdeden en uzak olan, eğitimlere katılmak istemeyen ve okullara gitmeyen kişilere ulaşmamız istendi. Biz de bir karma öğrenim programı hazırladık, matematik derslerini onlara götürdük ve 6 ay içerisinde geçme oranlarını %38’den %67’ye çıkardık. Karma yaklaşım kullanarak, en iyi öğretmenlerin daha fazla öğrenciye ulaşmasını sağladık. Tasarrufu da orada yarattık: daha fazla para yok, sadece mevcut parayı daha iyi kullanmamız gerekir.

Susan Easton: Birleşik Krallık’ta okul sonrası eğitim için üç farklı bütçe vardır: Üniversite bütçesi (Yüksek Öğrenim); kolejler bütçesi (hepsinin kendi bütçesi vardır); ve bir de Yetişkin Eğitimi bütçesi – buna ingilizce ve matematik dahil olmaktadır ve geleneksel olarak buna hayat boyu öğrenme bütçesi denir. Yakın zamanda yapılan bir açıklamaya göre hükümet buna bir de dijital okur yazarlık becerileri ekleyecektir: hükümet politikasına göre bu becerilere ihtiyaç duyan her yetişkin eğitilmelidir. Bu üç temel beceri dahil olmak üzere Yetişkin Eğitimi bütçesi yıllık 2.2 milyon sterlindir.
Yüklə 289,26 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin