Fark edilmeyen, fark edilmediGi iCin gozden kacan kent duyurulari ve Kent haberleri

KAZ DAGLARI

TRUVA ATI VE BARIS - Yusuf GURSUCU / HDK Ekoloji Kom. Uyesi

http://www.ozgur-gundem.com/index.php?haberID=72882&haberBaslik=Kaz%20Da%C4%9Flar%C4%B1,%20Truva%20At%C4%B1%20ve%20bar%C4%B1%C5%9F&categoryName=Dosya&categoryID=7&authorName=Yusuf%20G%C3%9CRSUCU&authorID=369&action=haber_detay&module=nuce

Canakkale bolgesinin adi mitolojide Troya olarak gecmektedir. Odyssesus, Troya’yi isgalinde Troya surlarini asamamasi uzerine sehre girmenin bir yolu olarak tasarladigi tahtadan yapilmis ve adini da bu sehrin isminden alan buyuk bir at insa eder. Bu atin adi da mitolojide Truva ati olarak gecer. Truva ati bircok yalan ve dolanla Troya icine alinir. Troyalilar ati sehrin icine alarak tanrilarin gazabindan kurtulup tanrilarin Troyayi koruyacagi masalina inandirilir ve sonlari kotu olur. Gunumuzde sermayenin yalan ve dolanlarla insanlari etkileyip etkisiz hale getirmekte kullandigi Truva atlari ise o kadar cok ki saymakla bitmez.

Canakkale’de uzun yillardir sermayenin dogal yasam alanlarina yonelik saldirilarina karsi mucadele yuruten Canakkale cevre platformunun gectigimiz gunlerde yaptigi basin aciklamasindan bir alintiyla sozunu ettigimiz Truva atlarinin bir kismini gorebiliriz. Bildiride bir bolum soyle geciyor. “Bugune kadar sularimizi icilmez hale koyanlar, su kaynagimiz Atikhisar Baraji’ni camura-kile bulayanlar, cesmeleri kurutanlar, insanlarin hastalanmasi, hayvanlarin olmesine yol acanlar. Yore halkini is-as ikileminde birakanlar, maden sirketinin ucagina binip Canakkale’ye gelen bakanlar, yore koyluleri aleyhine Amerikan dolari uzerinden dava acan sirkeleri, gostermelik agac dikme torenlerine katilan belediye baskanlari, orman isletme mudurleri, yasam alanlarinda hava kirliligi oldugunda mangalda kul birakmayanlar kim biliyoruz. Ayrica bu yorenin dogasi, tarimsal, kulturel ve tarihi degerleri ile Canakkale uzerinden siyaset yapanlari “Zengin topraklarin Fakir Bekcisi Olmayacagiz” cumlesini sitesinde aciklayan COMU’yu de biliyoruz.”

Once bolgede issizligi buyutmek, tarim urunlerinin para etmedigi ortamlari yaratmak, ardindan da bolgede buyuyen issizlige care olarak maden, termik santral vb. alanlari gosterip doganin talani karsisinda kitlelerin sessiz kalmasini saglamaya calismak ancak Truva atlari ile mumkun olabilir. Canakkale Belediye Baskani Ulgur Gokhan’in bolgede yasanan surece dair soyledikleri cok onemli, soyle diyor Sayin Gokhan; “Yore insaninin hayatini hice sayan, topraklarini hice sayan bir devlet anlayisini hicbir yerde kabul etmiyorum. Bakiniz Afrika’da insanlar zenginliklerin icerisinde fakir dusmuslerdi. Hani diyorlar ya “Zengin kaynaklarin ustunde fakir bekci olmayacagiz” diye. Ama orda insanlar oyle, hatta daha kotu durumdalar. Ellerine silah vermisler, bir birini vuruyorlar. Bu vahsete bir dur dememiz lazim ve mucadelemiz ne pahasina olsun devam etmelidir.”

Dunyanin en buyuk altin tekellerinden biri olan Kanadali bir firma (Alamos Gold) Turkiye’de kurdugu sirket (Kuzey Biga Madencilik sirketi) ile bolgede altin arayacagi gectigimiz gunlerde basinda yer aldi. MeksIka’da, Cin’de ve dunyanin bircok bolgesinden sonra simdi de Turkiye’de altin arayacak bu sirketin Kanada borsasinda ki degeri Agi Dagi ve Kirazli’da maden arayacagi haberleri ile yukselise gecmis. Bizim daglarimiz ve yasam alanlarimiz bu sirketlerin degerlerinin yukselip sermayelerinin buyumesine kurban edilmektedir. COMU (Canakkale Onsekiz Mart Universitesi) tarafindan yukarida da yer alan “Zengin kaynaklarin ustunde fakir bekci olmayacagiz” soylemi kimin ve neyin bekcisi olduklarinin, buradan nasil nemalanirim hesaplari ile sermayeye kul kole olmanin en acik ifade bicimidir.

Maden felaketlerinden bazi ornekler

Kibris Lefke’yi bilirsiniz. Lefke’de bir maden sirketi, islettikleri altin madenini 1974 yilinda kapatmislardi. Maden kapatildi fakat ardinda binlerce donum olu toprak ve icinde zehirli bir gol Kibris halkina miras birakilmistir.

Usak Kisladag’da Kanadali (Eldorodo) bir sirket Turkiye’de kurdugu bir baska sirketle (Tuprag) altin madeni cikarmaktadir. Bu sirket, Kanada’da sahibi oldugu uranyum madeninde 1989 yilinda bir felakete neden olmustur. Wallaston golunu besleyen bir nehir 2 milyon litrelik radyoaktif madde, arsenik, nikel gibi agir metallerle kirletilmis ve gol olu bir gol olarak kalmistir. Kisladag’da ise acik siyanur havuzlari yoluyla cevreye dagilan zehirli gazlar insanlarda kanser vb. sonuclari ortaya cikarmaya ve hayvan dogumlarinda ise 5 bacakli ya da bacaksiz bircok anormal dogum vakalari yasanmaktadir.

Kutahya’da siyanur havuzlarinin yikilmasi sonucu yasananlar zihinlerimizde yerini korumaktadir. Cevreye ve insana verdigi zararlar henuz tam olarak ortaya konmamis olmasi felaketi gizleyememektedir. Cevresinde bulunan tum koylerin halen bosaltilmaya calisildigini goruyoruz. Dulkadir koyunde kalan son 4 hanenin elektrikleri kesilmis ve koyun ici santiyeye cevrilerek koylulerin koyu terk etmesi saglanmaya calisilmaktadir.

Erzincan Ilic’te Amerikali ve Kanadali sermaye guruplarinin ortak oldugu (Anatolia Minerals) sirket altin madeni cikarmaya calismaktadir. Wallaston golunu yok eden surec Ilic’te yasandiginda Firat nehri olu bir nehre ve nehrin kiyilari da olu topraklar halini alacaktir.

Guney Afrika’da cok yakin gecmiste bir platin madeninde yasanan grevde polis, iscilerin uzerine acimasizca ates acarak 34 isciyi oldurmustu. Bu katliami TV’lerde gozlerimizle gormustuk. Maden sirketlerinin ortak yani karlari icin insan ve dogayi yok etmekten hic cekinmeyecek olmalaridir. Dogayi nasil katlediyorlarsa iscilere ve koylulere ya da karsit insanlara ayni muameleyi yapmaktan asla geri durmamaktadirlar. Amerika, Kaliforniya’dan surdugu MeksIkalilarin sahibi oldugu topraklarda maden sahalarina el koyarak bolgede MeksIkali maden iscilerinin kanlari uzerinden sermaye birikim yaratmaya devam etmis ve halen bu durum surmektedir. Bugun Turkiye’de maden talani henuz yeni baslamaktadir. Su an Turkiye’nin %50 topragi icin madencilere lisans dagitilmistir.

Turkiye sermayesi ve Kurdistan

Kurt siyasi hareketinin Kurt halki adina Turkiye devleti ile yuruttugu baris surecine yonelik dunyada yasanmis bazi ornekler verilirken bu baglamda Guney Afrika’da yasananlar TV’lerde tartisilmaktadir. Evet, G.Afrika’da bir baris sureci yasanmistir fakat bugun “ozgurlugune” kavusan siyahlar yine beyaz polislerce oldurulebilmekte ve uretim alanlarinda kole olarak calistirilmaya devam edilmektedir. Bunun en acik ornegi yukarida sozunu ettigimiz katliamdir.

Bugun Turkiye sermayesi tarafindan Kurtlerin yasadigi cografyada bulunan su havzalarinin, maden sahalarinin ve enerji kaynaklarinin uzerinde hakimiyet kurup birikimlerini buyutme hesaplari yapilmaktadir. Bolgeyi Cin yapacagiz vurgusunda isci Kurt koleler yaratmak istediklerini anlamamiz gerekmektedir. Bolgesel asgari ucret meselesinde ki yaklasimlarda bolgeye dair muratlari acikca gorulebilmektedir. Peki, bu hakimiyet nasil orulmektedir. Oncelikle Kurt halkinin sermaye partilerinin cevresinde toplanmasi saglanmaya calisilacaktir. Iki turlu yolla bu saglanmak istenmektedir. Birincisi bu surece karsitlik uzerinden, ikincisi ise sozde sureci destekleyerek olusturulmaktadir. Karsitligin en onemli etkisi ise Kurt halkina yonelik kullanilan dile “aman bakin cok karsi cikanlar var, isteklerinizi sinirlayin” baskisi yapilarak sermayeye alan yaratilmak istenmektedir. G. Afrika’da da benzer bir surec yasanmistir. Bugun ulusalci soylemlerle surece karsi cikanlarin politikalari ancak boyle bir sonuc dogurabilir. Kurt halkinin ozgurluk ozlemi sermaye koleligine baglanmak istenmektedir. Bu surec sermaye tarafindan organize bir bicimde surdurulmektedir.

Ikincisi ise Truva atlaridir. Bu atin icinde ise Tusiad, Musiad vb. sermaye orgutleri ve Hukumet ile sermayeye biat etmis entelektueller, akademisyenler, gazeteciler vardir. Bunlarin gorevi ise surece sozde karsi cikanlarin olusturdugu baskinin Kurt halkinin ve onun onderliginin uzerinde hakim kilinmasini saglamaktir. Ozellikle sermayeye biat etmislerin gecmiste ‘terorist basi’, ‘teror orgutu’ gibi soylemlerden bugun geldikleri nokta arasinda farkin bir tek anlami vardir; sahipleri nasil kisnerse onlar da ayni sesi cikarmaktadirlar. Bir de etkisiz eleman olmaya calisan cevreler vardir. Bunlarin derdi de surecin sonunda duruma gore pozisyon almaktir ki digerleri ile son tahlilde hicbir farklari yoktur.

Son soz

Turkiye’de bu surece gercek anlamda destek veren ve Kurt halkinin ozgurluk mucadelesini Turkiye halklarinin ve dogasinin ozgurluk mucadelesi ile bagdastiran ve halklarin kendi kaderini tayin hakkini sonuna kadar savunan devrimci sosyalist hareketlerin disinda, Kurt halkinin ozgurluk mucadelesinde onunla kol kola yuruyecek hicbir kesim yoktur. Deniz Gezmis’in idam sehpasindan haykirdigi “Yasasin Turk ve Kurt halklarinin bagimsizlik mucadelesi” sozleri bugun onun yoldaslari tarafindan yasatilmaktadir.

ARTViNLi NAZiME TEYZENiN

MADEN ISYANI!

http://www.youtube.com/watch?v=OxjU1sODyI0&feature=youtu.be
BASKA BiR

SU HiKAYESi

http://corporateeurope.org/news/video-remunicipalisation-putting-water-back-public-hands

*

 

 

5. Bolum - Enerji Sorunlari ve Alternatif Enerji HABERLERi

 

 
YESiL ENERJi ZiRVESi 16-17 MAYIS 2013

ERCiYES UNiVERSiTESi MUHENDiSLiK FAKULTESi KONFERANS SALONU

16 Mayis 2013 Persembe

10:00 – 10:30 Acilis Konusmalari

10:30 – 12:00 Kuresel Iklim DegisIkligi (Dr. Uygar Ozesmi)

12:00 – 13:30 Ogle Arasi

13:30 – 15:00 %100 Yenilenebilir Enerji Mumkun Mu? (Prof. Dr. Tanay Sidki Uyar)

15:00 – 15:15 Ara

15:15 – 16:30 Panel (Prof. Dr. Tanay Sidki Uyar, Dr. Uygar Ozesmi)

Turkiye Cevre ve Enerji Konusunda Nasil Bir Yol Izlemeli?

Sivil Toplum Kuruluslarinin, Sosyal Medyanin Cevre ve Enerji

Konusundaki Etkisi?

17 Mayis 2013 Cuma

10:00 – 10:30 Acilis Konusmalari

10:30 – 12:00 Enerji Verimliligi (Prof. Dr. Mehmet Kanoglu)

12:00 – 13:30 Ogle Arasi

13:30 – 17:00 Atolye Calismalari

Proje Fikri ve Gelistirilmesi (Erciyes Universitesi Teknopark)

Yesil Enerji’de Genc Fikirler (Uluslararasi Genc Liderler Akademisi)

EED ETKiNLiGi - HUKUMETLERARASI iKLiM DEGiSiKLiGi PANELi

(IPCC) BASKANI Dr. RAJENDRA PACHAURI KONFERANSI

Tarih: 20 Mayis 2013 Pazartesi

Saat: 10.00-12.30

Yer: Bogazici Universitesi, Albert Long Hall

Enerji Ekonomisi Dernegi Duyurusu:

20 Mayis 2013 tarihinde Hukumetlerarasi Iklim DegisIkligi Paneli (IPCC) Baskani Dr. Rajendra K. Pachauri dernegimizin konugu olarak Bogazici Universitesi’nde bir konusma yapacaktir. Katilmak isteyenlerin kayit islemleri icin [e-mail] adresine basvurmalari gerekmektedir. Sinirli sayida yerimiz bulunmakta olup kayitlar gelis sirasina gore isleme alinacaktir.

Kayit: [e-mail]

Bu etkinligimiz Bogazici Universitesi’nin 150.Yil Etkinlikleri kapsaminda IGDAS ve BORUSAN sponsorlugunda gerceklesmektedir.

Selam ve Saygilarimla,

Gurkan Kumbaroglu

Baskan, EED

Prof.Dr. Gurkan Kumbaroglu

Bogazici Universitesi

Endustri Muhendisligi Bolumu

34342 Bebek, Istanbul

Tel: [phone]

E-mail: [e-mail]
TURKiYE 23. ULUSLARARASI MADENCiLiK KONGRESi VE SERGiSi

SONUC BiLDiRGESi

Turkiye 23. Uluslararasi Madencilik Kongresi ve Sergisi 16-19 Nisan 2013 tarihlerinde Antalya-Kemer‘de gerceklestirilmistir.

TMMOB Maden Muhendisleri Odasi tarafindan, 1969 yilindan itibaren her iki yilda bir duzenlenen madencilik sektorunun bu en onemli etkinligi, bu yil yurtici ve yurtdisi madencilik cevrelerinden cok buyuk bir ilgi gormus ve 50‘ye yakin ulkeden 1000‘in uzerinde delege ile toplanmistir.

Kongrede, madencilik ve enerji alaninda 238 adet bilimsel bildiri sunumunun yaninda 20‘ye yakin ozel sunum yer almistir. Sunulan bildirilerde, 100‘den fazla universite ya da arastirma kurumundan 500‘den fazla yazarin imzasi bulunmaktadir. Etkinlik sirasinda, yaklasIk 60 firmanin katildigi bir madencilik sergisi de gerceklestirilmis, madencilik sektorundeki son teknoloji ile urun ve hizmetler sergilenmistir.

Kongre suresince madencilik ve enerji alaninda pek cok konu, bilim insanlari ve sektor temsilcileri tarafindan tartisilmis, cozum onerileri ortaya konulmustur. Bu cercevede hazirlanan Kongre sonuc bildirgesi, asagida kamuoyunun dikkatine sunulur:

Madencilik, tarih boyunca uygarliklari sekillendiren temel sektorlerden biri olmustur. Ozellikle, sanayi devriminden bu yana insanligin gelisim surecinin son iki yuz yilindaki bas dondurucu ilerlemede, komur ve demirin onemini yadsimak mumkun degildir. Icinde bulundugumuz yuzyilda da, madencilik faaliyetleri olmaksizin insan yasaminin refah icinde surdurulebilmesi imkani yoktur.

Madenler, milyonlarca yilda olusan ve tuketildiginde yenilenemeyen kaynaklardir. Bunun icin, madencilik uretim surecleri cok iyi planlanmali ve degerlendirilmelidir. Madenler, insanligin ortak degerleri olup, toplumlarin refahinin ve yasam kalitesinin yukseltilmesi amaclari dogrultusunda uretilmeli ve tum insanligin ortak yararina hizmet edecek sekilde tuketilmelidirler.

Kendi kaynaklarini yok sayan, kaynaklarini verimli kullanamayan bir ulkenin kalkinmasi mumkun degildir. Madenler, kalkinmanin temel unsurlarinin basinda gelmektedir. Ulkelerin kalkinmalari ve yasam seviyelerinin belirleyicisi olarak kabul edilen sanayi ve enerji sektorlerinin temellerini de madencilik olusturmaktadir.

Madencilik sektorunun ulke kalkinmasindaki kritik onemi, sadece fazla miktarlarda uretilip yurt disina satilarak doviz elde edilmesinde degil, yerli sanayiye dusuk maliyette ve kaliteli girdi saglamasindadir. Bu anlamda, madencilik ve sanayi sektorleri karsilikli olarak birbirlerini besleyen sektorlerdir. Entegrasyonlari saglandigi olcude buyurler. Dolayisiyla, ulke sanayisinin gelisememesi madencilik sektorunu de olumsuz etkilemekte, bu sektore yapilabilecek yatirimlar, hizla hizmetler sektorune kacmakta ve madencilik sektorunun ulke ekonomisine katkisi giderek dusmektedir.

Ulkemiz madencilik sektorunun Gayri Safi Milli Hasila icerisindeki payi uzun yillardir % 1.5 civarinda seyretmektedir. Sektorun islevi, ulkeye doviz girdisi saglamak uzere yurt disina hammadde ihraci yapma duzeyine indirgenmistir. 2012 yilinda tum maden ihracatimiz 4.3 milyar dolar olmustur. Ayni donemde ithal edilen komur ve demire 4 milyar dolara yakin doviz odenmesi madencilik politikalarimizin yanlisligini acikca ortaya koymaktadir. Oysa madencilik sektoru; katma deger ve istihdam yaratan, issizligi azaltan, sosyal dokuyu guclendiren bir sektordur.

Ulkemiz, liberal ekonominin gerekliligi zannederek planlama dusuncesinden vazgecip tum onceligini piyasanin ihtiyaclarina gore sekillendirirken, gelismis ulkeler geleceklerini planlamakta ve ulkeleri icin gerekli madenleri nasil ve nereden tedarik edeceklerinin hesaplarini yapmakta, madenlerini ve sanayilerini korumak icin uzun vadeli stratejiler olusturmakta, onlemler almaktadir. Bu durumda; ulkemizin de madencilik politikasini olusturmasi, madencilik sektorunu planlamasi, "stratejik madenlerini" belirlemesi ve uzun erimli yol haritasini cizmesi hayati onem arz etmektedir.

Son yillarda madencilik sektorunde toplumu derinden yaralayan olumlu is kazalari meydana gelmektedir. Madencilik sektoru, dogasi geregi ozellik arz eden ve bu nedenle bilgi, deneyim, uzmanlik ve surekli denetim gerektiren dunyanin en zor ve riskli is koludur. Yasanan is kazalari, alinacak etkin onlemlerle gelismis ulkelerin seviyelerine dusurulebilir. Kazalarin onlenebilmesi icin; insani merkeze koyan, calisani koruyan bir mevzuatin acilen hazirlanmasi ve uygulanmasi olmazsa olmaz bir onceliktir.

Gunumuzde; insanligin daha iyi bir yasam kalitesi talebi, mineral kaynaklarinin tuketimini hizla artirmaktadir. Gelecek 25-30 yil icerisinde mineral talebinin, bugun mevcut duzeyinin iki katina kadar yukselmesi beklenmektedir. Soz konusu gelisim, mineral kaynaklarinin tuketim hizini artirirken endustri atiklarinin da onemli miktarlara ulasmasina neden olacaktir. Dolayisiyla, bir taraftan artan talebi karsilayacak guvenilir bir uretimi gerceklestirmek giderek guclesmekte, diger taraftan artan madencilik uretimi nedeniyle yuksek cevresel maliyetler ortaya cikmaktadir. Bu nedenle, cevresel degerlere iliskin kaygilar, gunumuzde her donemden daha fazla ortaya cikmis bulunmaktadir. Bu noktada, kalkinmanin surdurulebilirligi tartisma konusu olmaktadir. Madencilik endustrisi, gelecekte bugunkunden cok daha fazla sorunla bas etmek durumunda kalacaktir.

Icinde bulundugumuz yuzyilda, enerji ve sanayinin temel hammaddelerini saglayan madenciligin cevre faktoru goz ardi edilerek yurutulmesi mumkun degildir. Madencilik faaliyetleri yurutulurken goz ardi edilmemesi gereken en onemli noktalardan birisi de ekolojik cevreyi tahrip etmemek olmalidir. Madencilik calismalari sirasinda ortaya cikan olumsuz cevresel etkiler konusunda sektorde bulunan tum kesimler sorumluluklarini ustlenerek gereklilikleri yerine getirmelidir.

Bugune kadar, bazi istisnalar disinda bu gerekliliklerin yeterince yerine getirildigi soylenemez. Madencilik sektorundeki sirketlerin kucuklugu, yetersiz yasal duzenlemeler ve idari denetim yapisi, madencilik calismalarinin beklenen nitelikte olmasini engellemistir. Madenler sadece kar kapisi olarak gorulmus, gelecek kusaklar ve genel toplumsal cikarlar goz ardi edilmistir. Madenciligin cevre ile barisIk, insan odakli yurutulmesi gerekliliginin benimsenmesi ve egemen olmasi durumunda, madencilik calismalarinin elestirilerin hedefi olmaktan cikacagi aciktir. Maden muhendislerinin madencilik faaliyetleri sirasinda muhendislik, bilgi, deneyim ve becerilerini ortaya koyabilecekleri calisma ortamlarinin saglanmasi sektorde olumlu sonuclar alinmasini saglayacaktir. Bu anlamda, madenlerimizi kamu yararina isletmek ve ayni zamanda cevreyi korumak kamusal bir sorumluluktur. Hic bir gerekce ile bu olguya duyarsiz kalinmamalidir.

Madencilik faaliyetlerine iliskin olarak yerel topluluklarla uzlasma geregi ise madencilik endustrisi icin giderek bir zorunluluk haline gelmektedir. Madencilik faaliyetlerinden kaynaklanan toplumsal catismalari cozmeye yonelik, yerele ozgu stratejilerin gelistirilmesi, gunumuzde madencilerin oncelikli konularindan biri haline gelmistir.

Madencilerin, aramadan nihai kullanima kadar olan tum madencilik sureclerinde cevresel degerleri onceleyen teknolojilerin gelistirilmesine odaklanmasi, sorunlarin cozumlenmesi bakimindan onemli gorulmektedir. Bu cercevede, mineral kaynaklarin verimli ve ekonomik kullanimlari, yeni ikame urunlerin ortaya cikarilmasina yonelik teknolojiler ve geri donusum teknolojilerinin gelisimi madencilik endustrisinin gelecegi bakimindan buyuk onem tasiyacaktir.

Kamuoyunun bilgisine sunariz.

TMMOB

MADEN MUHENDISLERI ODASI

YONETIM KURULU

20 Nisan 2013, Antalya

Konu ile ilgili olarak [e-mail] adresine e-posta gonderebilir ve fikir ve yorumlarinizi bildirebilirsiniz.

TMMOB MADEN MUHENDISLERI ODASI

KIZILAY SELANIK CADDESI YESIM APT. NO:19/4 06650 CANKAYA - ANKARA

TEL: [phone] Faks:312 4175290

ELEKTRiK PIYASASINDA iNSAATINA BASLANMIS OLAN TESiSLERE

YENi URETiM LiSANSI VERiLMESi HAKKINDA YONETMELiK

Enerji Piyasasi Duzenleme Kurumundan:

ELEKTRIK PIYASASINDA INSAATINA BASLANMIS OLAN

TESISLERE YENI URETIM LISANSI VERILMESI

HAKKINDA YONETMELIK

http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2013/05/20130504-8.htm

4 Mayis 2013 CUMARTESI

Resmi Gazete

Sayi : 28637

YONETMELIK

Enerji Piyasasi Duzenleme Kurumundan:

ELEKTRIK PIYASASINDA INSAATINA BASLANMIS OLAN

TESISLERE YENI URETIM LISANSI VERILMESI

HAKKINDA YONETMELIK

Amac ve kapsam

MADDE 1 – (1) Bu Yonetmeligin amaci; 14/3/2013 tarihli ve 6446 sayili Elektrik Piyasasi Kanununun yururluge girdigi tarihten once gecerli bir uretim lisansina dayali olarak santral insaatina baslamis ancak uretim lisansi herhangi bir sebeple iptal edilmis veya durdurulmus olan lisans sahiplerine, Kurum tarafindan yeni uretim lisansi verilmesine iliskin usul ve esaslarin duzenlenmesidir.

Dayanak

MADDE 2 – (1) Bu Yonetmelik, 14/3/2013 tarihli ve 6446 sayili Elektrik Piyasasi Kanununun gecici 14 uncu maddesine dayanilarak hazirlanmistir.

Tanimlar

MADDE 3 – (1) Bu Yonetmelikte gecen;

a) Bakanlik: Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanligini,

b) Baskan: Enerji Piyasasi Duzenleme Kurulu Baskanini,

c) Kanun: 14/3/2013 tarihli ve 6446 sayili Elektrik Piyasasi Kanununu,

c) Kurul: Enerji Piyasasi Duzenleme Kurulunu,

d) Kurum: Enerji Piyasasi Duzenleme Kurumunu,

e) Lisans: Tuzel kisilere piyasada faaliyet gosterebilmeleri icin 6446 sayili Kanun uyarinca verilen izni,

ifade eder.

(2) Bu Yonetmelikte gecen diger ifade ve kisaltmalar ilgili mevzuattaki anlam ve kapsama sahiptir.

Basvurunun alinmasi ve sonuclandirilmasi

MADDE 4 – (1) Kanunun yururluge girdigi tarihten once gecerli bir uretim lisansina dayali olarak santral insaatina baslamis ancak uretim lisansi herhangi bir sebeple iptal edilmis veya durdurulmus olan lisans sahiplerinin, Kanunun yururluge girdigi tarihten itibaren bir yil icerisinde Kuruma basvurmasi, Bakanlikca uretim tesisi yatiriminin geri donulemez bir noktaya geldiginin tespit edilmesi ile kamu yarari gorulmesi sartiyla, ilgili tuzel kisilere Kurum tarafindan yeni uretim lisansi verilir.

(2) Birinci fikra kapsaminda Kuruma uretim lisansi basvurusunun yapilmasini takiben, 5 is gunu icerisinde Kurum, Bakanliga basvuruda bulunarak, santral insaatinin geri donulemez bir asamaya gelip gelmediginin ve tesisin faaliyete gecmesinde kamu yarari olup olmadiginin tespit edilmesini talep eder. Bakanlik santral insaatinin geri donulemez bir asamaya gelip gelmedigini ve tesisin faaliyete gecmesinde kamu yarari olup olmadigini tespit ederek, konu hakkindaki gorusunu Bakanliga yapilan basvuruyu takip eden 30 gun icinde Kuruma bildirir.

(3) Bakanlik tarafindan ikinci fikra kapsaminda yapilan degerlendirme neticesinde, basvuruya konu uretim tesisi yatiriminin geri donulemez bir noktaya geldigi ile kamu yarari bulundugunun yazili olarak Kuruma bildirilmesi halinde, Kurum tarafindan, ilgili tuzel kisiye ait mevcut uretim lisans basvuru dosyasindaki bilgi ve belgelerin Lisans Basvurusunda Sunulmasi Gereken Bilgi ve Belgeler Listesi esas alinarak guncelletilmek suretiyle, ilgili lisans basvurusu, soz konusu bilgi ve belgelerin guncellenmesinin tamamlanma tarihinden itibaren 10 is gunu icerisinde sonuclandirilir ve basvuru sahibine yeni uretim lisansi verilir.

(4) Ucuncu fikra kapsaminda verilen uretim lisansina, tesis tamamlanma tarihlerinin belirlenmesinde referans alinacak surelere iliskin Kurul karari cercevesinde, insaat donemine iliskin olarak verilebilecek sure, “Insaat suresi” olarak derc edilir.

(5) Bu Yonetmelik kapsamina giren uretim lisanslarindan, haklarinda yurutmenin durdurulmasi karari verilmis olan lisans sahibi tuzel kisilere, ucuncu fikra kapsaminda uretim lisansi verilirken, eszamanli olarak mevcut uretim lisanslari sona erdirilir.

Diger izin ve onaylar

MADDE 5 – (1) 4 uncu madde cercevesinde uretim lisansi verilen tuzel kisi, belgelerin tamamlanmamis olmasi halinde, uretim tesisi yatirimina baslanmasi icin mevzuattan kaynaklanan izin, onay, ruhsat ve benzeri belgeleri, lisans alma tarihinden itibaren iki yil icerisinde tamamlayarak Kuruma sunmakla yukumludur. Bu sure icerisinde, ilgili tuzel kisi, uretim lisansi ile ilgili tum faaliyetlerine devam eder. Bu sure icerisinde de gerekli izin, onay, ruhsat ve benzeri belgelerin tamamlanamamasi halinde, ilgili tuzel kisinin faaliyetleri, soz konusu izin, onay, ruhsat ve benzeri belgeler tamamlanincaya kadar durdurulur. Bu husus, ilgili tuzel kisiye verilecek uretim lisansina dercedilir.

(2) Kanunun gecici 14 uncu maddesinin ucuncu fikrasi cercevesinde belirtilen iznin alinmasinin gerekmesi halinde, ilgili tuzel kisi tarafindan Gida, Tarim ve Hayvancilik Bakanligina, Kanunda belirtilen sure icinde basvuru yapilmasi zorunludur.

Kapsam disi uretim tesisleri

MADDE 6 – (1) Bu Yonetmelik hidroelektrik uretim tesisleri icin uygulanmaz.

Esas sozlesmede gerekli degisIkliklerin yapilmasi

GECICI MADDE 1 – (1) 4 uncu madde cercevesinde uretim lisansi verilen tuzel kisilerin, uretim lisansi verilme tarihinden itibaren iki yil icerisinde;

a) Esas sozlesmelerini ilgili mevzuata uygun hale getirmeleri,

b) Asgari sermaye sartini saglamalari,

zorunludur.

(2) Bu madde kapsaminda uretim lisansi verilen tuzel kisinin, birinci fikrada belirtilen iki yillik sure icerisinde yukumluluklerini yerine getirmemesi halinde, ilgili tuzel kisinin faaliyetleri, soz konusu yukumlulukler tamamlanincaya kadar durdurulur.

Yururluk

MADDE 7 – (1) Bu Yonetmelik yayimi tarihinde yururluge girer.

Yurutme

MADDE 8 – (1) Bu Yonetmelik hukumlerini Baskan yurutur.