Gdo’ larin potansiyel faydalari



Yüklə 186,06 Kb.
səhifə1/3
tarix25.01.2019
ölçüsü186,06 Kb.
#101844
  1   2   3

Çanta, Kahveci, Kapucu, Susam



İLAÇLARIN VE KOZMETİK ÜRÜNLERİN GELİŞTİRİLME SÜREÇLERİ VE DOĞA ÜZERİNE ETKİLERİ

Esra KAPUCU, Hasan KAHVECİ, Özlem SUSAM, Yeşim ÇANTA

Dokuz Eylül Üniversitesi, Buca Eğitim Fakültesi, Fen Bilgisi Öğretmenliği

esra_1587@hotmail.com, muskulpesent_sehrazat@hotmail.com, ozlemm_3535@hotmail.com, yechime03@hotmail.com
ÖZET

İlaçlar ve kozmetiklerin araştırması ve geliştirmesi ile uğraşan ilaç endüstrisi kuruluşlarında ve ayrıca akademik kuruluşlarda, iyilerini ya da ve en iyilerini bulmak için devamlı çalışmalar yapılır. İlaç aktif maddelerinin, yardımcı katkı maddeleri ile belirli oranlarda karıştırılarak, çeşitli ürün formlarında kullanıcıya sunulması ilaç üretimi olarak adlandırılır. İlaçlar katı form yarı katı form ve sıvı form olmak üzere 3 farklı formda üretilirler.

Dünyada, biyomedikal olarak yani biyoloji ve tıp alanında yeni ilaç geliştirilmesi ve değerlendirilmesi birbirini izleyen iki basamaktan oluşur. Bunlar; Klinik-öncesi (preklinik) ve klinik çalışma değerlendirmeleridir. Klinik değerlendirmede; İnsan üzerinde kullanılabileceği kararlaştırılan ilaç molekülleri çeşitli biçimlere getirilerek, gönüllü sağlam ve hasta denekler üzerinde ve ilgili etik kuruldan mutlaka izin alınarak denenir.

Dünyada ortalama insan ömrünün 20. yüzyıl başlarında 40'lı yaşlardayken bugün 70'li yaşlara kadar gelmesinin önemli etkenlerinden biri, yeni ilaçların geliştirilerek insanlığın hizmetine sunulabilmesidir. Bu tedaviler sayesinde, insanların ömürleri uzamakta, yaşam kaliteleri artmakta ve ölümcül hastalıklarla savaşımda önemli yollar kat edilmektedir.

İlaç geliştirmede öncelikli amaç, insanların yaşamında daha iyiye doğru bir değişiklik yapabilmektir. Geliştirilen her ilaç ile koruyucu, tedavi edici veya hastalığın belirti ve bulgularını azaltıcı bir etkinin elde edilmesi gerekmektedir. Bir ilaç geliştirmek ortalama 12–15 yıl sürmekte ve 802 milyon dolar harcanmaktadır. Bu yüzden çok uzun ve pahalı bir süreçtir. En ufak bir hatada elde edilen tüm bilgiler güvenilirliğini ve değerini kaybedebilmektedir.

Tarım ilaçları (pestisitler), hedef organizmalara karşı kullanımları sırasında ve daha sonrasında Ekolojik çevreye çeşitli etkenlerle tanınmaktadır. Tarımsal alanlara, orman veya bahçelere uygulanan tarım ilaçları havaya, suya ve toprağa, oradan da bu ortamlarda yaşayan diğer canlılara geçmekte ve dönüşüme uğramaktadır. Bir tarım ilacının çevredeki hareketlerini onun kimyasal yapısı, fiziksel özellikleri, uygulama şekli, iklim ve tarımsal koşullar gibi faktörler etkilemektedir.

Kozmetikler ise deri, tırnak, saç gibi organların görünüşünü düzelterek bir kimseyi güzelleştirmek için kullanılan maddeler, preparatlar, tedavi biçimleri ve araçlarıdır. Günümüzde kozmetikler karmaşık ve birden fazla amaca yönelik olarak hazırlanırlar. 1920–1930 yılları arasında kozmetikler genelde kadınlar tarafından geniş ölçüde kullanılmaya başlayarak, kozmetik endüstrisinin gelişmesine yol açmıştır. Fakat Kozmetolojinin ve kozmetik maddelerin kullanımı II. Dünya Savaşından sonra daha bilinçli bir devreye girmiştir denebilir. Kozmetoloji, bir bilim dalı olarak kozmetik preparatları ve bu preparatlarla ilgili insan vücudunu sistematik olarak inceler.

XX. yy başlarından beri kozmetiklerin önemi ve kullanılması belirgin olarak artmıştır. Zamanımızda ise, sosyal ve psikolojik ihtiyaçlar ve kütle propagandasının bir sonucu olması ve bilimsel temellere dayanmasıyla kozmetoloji gerçek ve güçlü bir görüntü kazanmıştır. Kozmetolojinin bugünkü güçlü görüntüsü bilimsel temellere dayanmasının yanında, sanat, zevk, estetik ve ticari düşünce değişiklikleri de büyük rol oynamaktadır.



Anahtar Kelimeler: İlaçlar, Tarım İlaçları(pestisitler), kozmetikler, kozmetoloji
GİRİŞ

Son yıllarda genomik (bir organizmadaki tüm genlerin incelenmesi) ve proteomik (protein profillerinin sistematik analizi) gibi yeni gelişen bilimlerle, ilaç geliştirilmesinde büyük aşamalar gerçekleştirilmeye başlanmıştır. Biyoteknolojik ürünlerin geliştirilmesi daha etkili ve daha az yan etkili ilaçların bulunmasına olanak sağlamaktadır. Günümüzde kozmetikler de tıbbi gözetim gerektiren ve belirgin ilaç aktivitesi gösteren bileşikleri kapsamaktadır.


İLAÇ NEDİR?
Hayvan ya da insan hücresi üzerinde meydana getirdiği etki ile bir hastalığın tedavisini veya bu hastalıktan korunmayı sağlayan kimyasal preparatlara ilaç denir. İlaç üretilmesi ise İlaç aktif maddelerinin, yardımcı katkı maddeleri ile belirli miktarlarda karıştırılarak, çeşitli ürün formlarında kullanıcıya sunulması olarak isimlendirilir.
İlaçlar da kozmetikler gibi 3 şekilde üretilirler. Bunlar:


  • Katı formdaki ilaçlar (tablet, film kaplı tablet, draje, kapsül, kuru şurup)

  • Yarı katı formdaki ilaçlar (krem, merhem, süppozituar)

  • Sıvı formdaki ilaçlar (Steril ampul ve flakon, steril olmayan şurup, damla) şeklindedir.



İLAÇ ARAŞTIRMA VE GELİŞTİRME SÜRECİ (AR-GE)

Yeni İlaçların Geliştirilmesi

Biyoloji, tıp ve kimya gibi bilimlerde meydana gelen ilerlemeler sa­yesinde hastalıkların veya hastalık bulgularının aydınlatılması, yeni ilaçların geliştirilmesine olanak tanır. Bu sebeple, ilaç geliştirmenin modern yaklaşımı; hastanın yararı için değiştirilmesi gereken patolojik veya fizyolojik olaylarda rol oynayan biyolojik moleküllerin (Hormonlar, lokal hormonlar ve benzeri endojen etkin mad­deler, bunların sentezini yapan enzimler, bu maddelerin reseptörleri ve bu maddeleri yıkan enzimler v.s.) belirlenmesini, incelenmesini ve sonra incelemelerin sonuçlarına göre bu doğal moleküllerle etkileşime girebilecek yeni kimyasal madde moleküllerinin tasarlanıp sentez edilmesini gerektirir. Bu nedenle, yeni ilaçların geliştirilmesinde, yapı ile etki arasındaki ilişkisinin incelenmesi önemli bir rol oynar.

Bunların dışında kalan yeni ilaç bulma yöntemleri de vardır:

—Doğal kaynaklardan faydalanılarak ilaç bulunması

—Doğal kaynaklı ilaçların yapılarını değiştirmek suretiyle ilaç geliştirilmesi

—Endojen etkin maddelerin (Nöromediyatörler, hormonlar ve otakoidler gibi) yapısını taklid etmek suretiyle ilaç gelişti­rilmesi

—Başka firmaların ürettiği ilaçların taklit edilmesi suretiyle ilaç sentez edilmesi

—Var olan ilaçların yan etkilerinin incelenmesi suretiyle yeni ilaç geliştirilmesi

—İlacın tesadüfen bulunmasıdır.

Yeni ilaç bulma çalışmaları, ilaç konusundaki bilgilerin henüz yeterli derecede gelişmediği dönemde, bazen öngörülenden farklı etkisi olan ilaçların bulunmasına sebep olmuştur. Örneğin, günümüzde kullanılan nöroleptik ilaçların ilki olan klorpromazin (bazı psikoz tiplerinin tedavisinde kullanılan), 1950lerin başında Fransa'da bir ilaç firmasının araştırma laboratuarlarında antihistaminik (Histamine karşı etki yaparak alerjiyi tedavi eden ilaçlar) bir ilaç geliştirmek için yapılan çalışmalar esnasında bulunmuştur.



Araştırma ve Geliştirme Faaliyetleri

Günümüzde tedaviye girmiş binlerce ilaç molekülü olmasına rağmen yeni ilaç molekülleri geliştirmek üzere yapılan çalışmalar sürekli artmaktadır. Çünkü terapötik etkileri iyileştirilmiş ilaçlar tedaviye sunulmakta, 25–30 yıl önce kullanılan birçok ilaç bugün tedaviden kalkmaktadır. İlaç araştırma ve geliştirme faaliyetleri çerçevesinde, konusunda uzman araştırmacılar tarafından yapılan çalışmalar sürmektedir.

İlaç araştırma ve geliştirme laboratuarlarında, iç ve dış pazara sunulmak üzere belirlenen farmasötik (ilacın şekli) dozaj formları, uluslararası kılavuzlar ve ürün geliştirme süreci çerçevesinde geliştirilmektedir.

Araştırma ve geliştirme laboratuarlarında sıvı, yarı katı ve katı formlar olmak üzere ürün geliştirme çalışmaları yapılabilmektedir. Ürün geliştirme çalışmaları esnasında proses validasyonu ve üretim adaptasyon çalışmaları yürütülmektedir.

Araştırma, geliştirme çalışmalarının yürütüldüğü, yönetmelik ve kılavuzlar şunlardır:


  • T.C. Sağlık Bakanlığı Yönetmelik Kılavuzlar ve Prensip Kararları

  • ICH (International Conference on Harmonization) Kılavuzları

  • EMEA Kılavuzları

  • F

    DA/CDER Kılavuzları

Şekil.1 Araştırma ve geliştirme faaliyetleri

AR-GE danışmanlık şirketleri, bilimsel araştırma kurumları ve üniversiteler işbirliği ile ürün geliştirmek için projeler yürütmektedir. Ayrıca yeni ürün geliştirme sürecinin daha etkin izlenebilmesi için bilgi sistemleri teknolojileri de yaygın olarak kullanılmaktadır.

Araştırmalar sonucunda geliştirilmiş olan şekil açısından eşdeğer ürünlerin terapötik etkilerinin hem etkinlik, hem güvenlik bakımından esas olarak aynı olmasını sağlayacak derecede benzer olduğunu kanıtlamak amacıyla biyoeşdeğerlik çalışmaları yapılmaktadır. Biyoeşdeğerlik çalışmaları "İyi Klinik Uygulamaları" (GCP), "İyi Laboratuar Uygulamaları" (GLP) ve uluslararası kılavuzlara uygun olarak gerçekleştirilmekte ve yenilik getirilen ürün ile terapötik eşdeğer ürünler tıbbın hizmetine sunulmaktadır.



  • Günümüzde biyoeşdeğerlik çalışmaları, FDA ve Avrupa sağlık otoriteleri tarafından onaylanmış klinik araştırma kuruluşları ile işbirliği yapılarak yürütülmektedir.

  • Araştırmalar neticesinde geliştirilen yeni ürünlere ait stabilite çalışmaları, T.C. Sağlık Bakanlığı Stabilite Rehberleri ve ICH (International Conference on Harmonization) kılavuzları doğrultusunda yürütülmektedir. Bu sayede ürünün kalite, etki ve emniyeti tüm ürün yaşam döngüsü boyunca güvence altına alınmaktadır.

İlaç geliştirmede iki önemli aşama söz konusudur:

  1. Öncü bileşiğin bulunması: : Model moleküldür. Öncü bileşiğin bulunmasında kullanılan yollar şöyledir:

  • Doğal kaynaklar

  • Rastgele (tesadüfen) bulma

  • Klinik gözlemler

  • Farmakolojik tarama testleri

  • İlaç metabolizma çalışmaları

  • Etkin endojen moleküllerin yapılarını taklit etmek

  • Akılcı (rasyonel) ilaç tasarımı

  1. Öncü bileşiğin optimizasyonu: Model molekül olan öncü bileşiğin bulunmasından sonraki aşama, amaçlanan aktivitenin gücünü artıracak ve istenmeyen etkilerin veya özelliklerin iyileştirilmesini sağlayacak moleküller modifikasyonların yapılmasıdır. İlk önce molekülün farmakolojik aktiviteden sorumlu bölgesinin (farmakofor) bulunması gerekir. Model (öncü) molekülün sadece belli bir kısmı reseptörlerle etkileşmeye girmektedir; buna farmakofor bölge denir: Örn: Kokain ve farmakofor kısmı.

Yeni ilaç geliştirmek üzere endüstrisi kuruluşlarında, devamlı çalışmalar yapılır. İlaç geliştirmenin amacı, insanların yaşam kalitelerinde artışa neden olacak değişiklikler yapabilmektir. Geliştirilen her ilacın kullanımı ile koruyucu, tedavi edici veya hastalığın bulgularını azaltıcı bir etkinin elde edilmesi gerekmektedir.
İlaç geliştirme süresi 4 ana bölümden oluşur:
1) Keşif ve araştırma

2) Preklinik çalışmalar

3) Klinik çalışmalar

4) Onay ve pazar sonrası denetim
Keşif

İlaçların keşfi ve geliştirmesi safhalarından önce, geliştirilmesi düşünülen ilacın kullanılabileceği hastalıklar ile ilgili yeterli bilgi edinilmesi gereklidir. Bu bilgiler uzun yıllar alan çalışmalar sonucunda elde edilir. Bu çalışmalar sırasında hastalığın kaynağı (patogenezi), görülme sıklığı, hastalığın nedeni (etyolojisi ), topluma olan ekonomik yükü incelenir. Yapılan incelemeler amaçlanan ilaçla ilgili planların yapılmasına olanak sağlamaktadır. Bu bilgiler doğrultusunda geliştirilecek ilaçla ilgili önemli kararlar alınabilir. Böylece bu ilacın aşağıdaki amaçlardan hangisine daha uygun olacağı kanısına varılır.



  1. Hastalığın olası nedenlerinin indirgenmesi,

  2. Hastalık nedeni ile bozulan fizyolojik fonksiyonların yerine konulması,

  3. Hastalığın olası komplikasyonlarının önlenmesi,

  4. Hastalığın semptomlarının azaltılması


Klinik Öncesi Faz
Öncelikle keşif döneminde seçilen kimyasal moleküller "klinik öncesi faz"a alınırlar. Klinik öncesi faz çalışmalarının amacı potansiyel kimyasal bileşiğin (yeni ilaç) etkinlik ve güvenilirliğinin insanlarda denenmeden önce değerlendirilmesidir. Doğal kaynaklardan ortaya çıkarılan bir kimyasal molekülün önce uygun deney hayvanları üzerinde denenmesi ile insanlar üzerindeki olası yarar ve zararlarının öngörülmeye çalışılması amaçlanır. Binlerce molekül arasında tarama testleri ile ilaç olmaya aday olan molekül ayrıştırılır ve sonuçta bu aday moleküllerin farmasötik (ilacın şekli) şekil haline getirilmesi araştırmaları yapılır. Deneyler başlıca tarama ve toksisite testleri olarak sürdürülür.
—Tarama testleri laboratuar koşullarındaki araştırmalar olarak sürdürülür

—Toksisite testleri de genellikle köpeklerin üzerinde yapılır



Klinik Değerlendirme
Klinik değerlendirme aşamasında insan üzerinde kullanılabileceği öngörülen aday ilaç molekülleri çeşitli şekillere getirilerek ve ilgili etik kuruldan muhakkak izin alınarak gönüllü sağlam ve hasta denekler üzerinde denenir.


  • Klinik denemeler başlıca dört basamaktaki çalışmalar ile gerçekleştirilir. Bunlar:

1. Faz I (birinci dönem),

2. Faz II (ikinci dönem),

3. Faz III (üçüncü dönem),

4. Faz IV (dördüncü dönem) çalışmalardır.



Şekil.2 İlaç Geliştirme Aşamaları
Dalkara’ya göre ilaç olmak için sentezi yapılan çok sayıda molekül bu aşamalardan herhangi birinde elenir. Çünkü , sentezi yapılan moleküller:


  • Beklenen aktiviteyi göstermeyebilir,

  • Gösterdiği aktivitenin gücü düşük olabilir, yani var olan ilaçlara göre bir üstünlük getirmeyebilir,

  • Yeterince aktif olmasına rağmen, toksik olabilir veya istenmeyen, ciddi yan etkiler gösterebilir,

  • Dayanıklı olmayabilir,

  • Elde edilmesi çok zor veya pahalı olabilir,

  • Farmasötik preparat haline getirilmesinde teknolojik güçlükler çıkarabilir.



Faz1(birinci dönem): Bu dönem, daha önce sadece deney hayvanında denenmiş ilacın ilk kez insanda denendiği dönemdir. İnceleme genellikle sağlam gönüllü deneklerde ve 10–15 kişilik ufak sayıdaki bir grup üzerinde yapılır.
Faz2 (ikinci dönem): Bu dönemde az sayıdaki hastada ilacın tedavi edici (terapötik) ve koruyucu (profilaktik) dozları araştırılır.
Faz3 (üçüncü dönem): Bu dönem çok merkezli, olası en fazla hasta üzerinde terapötik etkinliği sağlamak için yapılan çalışma dönemini kapsar.
Faz4(dördüncü dönem): Bu dönemde artık ilaç deneme amacıyla verilmez. Sadece hasta için tıbbi bakım gerektiğinden, ilaç hastalara rutin olarak kullandırılır. Sonuçlar bakımından ilacın tedavi etkinliği ve yan etkileri izlenir, değerlendirilir.

TC Sağlık Bakanlığı’ndan izin alınması gereken araştırmalar:
A-Farmasötik müstahzar olarak henüz Bakanlık tarafından ruhsatlandırılmamış ilaçlarla yapılan tüm klinik araştırmaları,

B- Farmasötik müstahzar olarak Bakanlık tarafından ruhsatlandırılmış ilaçlarla yapılan tüm klinik araştırmaları (ruhsatlandırmadan sonra yapılan faz III denemeleri):

•Yeni endikasyon çalışmaları

•Daha önce çalışılmamış bir hasta grubu üzerinde yürütülecek uygulamaları

•Öngörülen dozun üstünde, yüksek doz çalışmaları (Kayaalp, 1997).
TEDAVİDE YENİ YAKLAŞIMLAR

Bu günlerde genomik (organizmadaki bütün genlerin incelenmesi) ve proteomik (protein profillerinin sistematik analizi) gibi yeni gelişen bilimlerle, ilaç geliştirilmesinde büyük aşamalar kat edilmeye başlanmıştır. İlk önce sağlam ve hastalıklı hücre proteomları ve genomları karşılaştırılır ve buna dayalı olarak hedef protein veya genlerin belirlenmesi işlemi saptanır. Daha sonra ise, bu hedefe yönelik ilaç molekülü bulunur. Son dönemde geliştirilen ilaçlar, hastalığı yenmek için insan vücudundaki proteinler ve vücut tarafından üretilen diğer maddeler kullanılarak üretilen ilaçlardır. Bu tür ilaçlar, biyoteknolojik ilaç olarak tanımlanırlar. Biyoteknolojik ürünlerin geliştirilmesi daha etkili ve daha az yan etkili ilaçların bulunmasına olanak sağlamaktadır. Ayrıca, bazı hastalıklarda yeterli miktarlarda bulunamayan insan proteinlerinin büyük miktarlarda üretimi sağlanabilmektedir (Başgut ve Abacıoğlu, 2005).



Yüklə 186,06 Kb.

Dostları ilə paylaş:
  1   2   3




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin