GöNÜlden esiNTİler: (6) peygamber (6) hz. Muhammed rasûLÜllah


() “mim”ler Muhammedi hakîkâtleri, ()



Yüklə 1,36 Mb.
səhifə78/155
tarix07.01.2022
ölçüsü1,36 Mb.
#78591
1   ...   74   75   76   77   78   79   80   81   ...   155
() “mim”ler Muhammedi hakîkâtleri,

() “ha” hakîkâti ilâhîyyeyi,

() “dal” ise, Hakk yolunun yegâne yakîn’lik olarak delilidir.

“Muhammed” kelimesinin özü, övgü yani “hamd”dır. Bu kelime aynı zamanda hamd’ın dört mertebesini de bünyesinde toplamaktadır.

1. Hamd, Şeriat mertebesinde şükür’dür.

2. Hamd, Tarikat mertebesinde övgü’dür.

3. Hamd, Hakikat mertebesinde ve bihamdihi, O’nun övgüsüyle hamd’dır.

4. Hamd, Mârifet mertebesinde (Kur’ân-ı Kerîm İsra 17/79 âyetinde)“asa en yeb’asake rabbüke mekamen mahmuda” mealen,“Umulur ki Rabbin seni de Makam-ı Mahmud’a yetiştirir.”

Ayrıca hamd’ın genel olarak sekiz mertebesi vardır. Yeri olmadığı için daha fazla uzatmıyoruz.

(Not: (8) Salat : “Namaz ve bazı hakîkâtleri” isimli kitâbımızda özet olark açıklamaya çalıştık.)

Cenab-ı Hak Ahadiyyetine bir makamı () “mim” ilâve etti “Ahmed” deyip kendini perdeledi.

Nasıl ki, Hakk ismine bir “lâm-ı âlem” Ha’nın üstüne de

136


bir benlik noktası ilâve edip “Halk” ismiyle perdelediği gibi.

Ey sâlik, ey Hakk yolcusu, sende dahi var olan Hakikat-i Muhammedî tecellisini varlığında idrâk et ve “Muhammed teknesiyle, (bu tekne, herbirerlerimizin özündeki Hakîkât-i Muhammedîyi taşıyan madde oluşumumuzdur)” âlemleri yani “Hakikat-i Muhammedî” deryâlarını dolaş. Daha ne kadar beden kafesinde, beşer hapishanesinde uyuşup kalacaksın?

Bu âlem gerçekten bir rü’ya âlemidir, bizler de Hakîkat-i Muhammedî’yi idrâk edemediğimiz sürece uyurgezer varlıklarız.

Muhammed âlem rü’yası’nın tâbiridir”

diyen mütefekkir İkbâl bu hakîkâti ne güzel ifâde etmiştir.

Dünyâ gafletinden ve hayal rü’yası’ndan ancak Muhammedî hakîkâtleri idrâk etmekle uyanmak mümkün olabilir. Efendimiz (s.a.v) ilk önce kendisi insanların uykuda olduklarını idrâk ederek, bu sırrı çözmüş ve bu rü’yayı da, gerek hadisler ve gerek Kûr’ân-ı Kerîm ile de tâbir etmiştir.

Efendimiz (s.a.v)’in doğuşu ile diğer büyük peygamberlerin doğuşlarındaki farklara bakalım:

1. Âdem (a.s.)’ın dünyâya gelişi; Âdem (a.s.) yeryüzüne indi bu âlemlerin sahibini bildirmeye başladı ve insanlar yavaş, yavaş inanarak ibâdete koyuldular, Âdem (a.s.) öldükten sonra onu hayal ederek ibâdetlerine devam ettiler. Daha sonra gelen nesiller Âdem (a.s.)’ı görmedikleri için daha evvel onu görenler vâsıtasıyla benzerini taştan temsil olarak yaptılar ve bu şekilde Allah’a ulaşmak niyetiyle bunlara yönelmeye başladılar, daha sonraki nesiller sadece bu temsillere yani putlara tapmaya başladılar. Bu inanç birçok peygamber devrinde devam etti gitti.

2. İbrâhim (a.s.)’ın dünyâya gelişi, Nemrût’un hışmından kaynaklanan zorluklar ile mağarada dünyaya gelmesi.

Nihâyet İbrâhim (a.s.) putları yok etmeye çalışarak,

137

bir Allah fikrini ortaya getirdi ve ona “hanîf” yani tevhid ehli dendi. Daha sonra insanlar yine putlara tapmaya başladılar.



3. Mûsâ (a.s.)’ın dünyâya gelişi, Fir’âvn’ın hışmından kaynaklanan zorluklar ve bu nedenle Nil nehrine bırakılması ve rivâyete göre Mûsâ (a.s.) kastıyla Kırk bin çocuğun boğazlanması.

İnsânların putlara tapmaya başlaması üzerine Mûsâ (a.s.) gönderildi. Mûsâ (a.s.)’da sizin “Rabbiniz yukarıdadır” diyerek tenzih inancını getirdi. Ümmeti buzağıya ve diğer putlara tapmaya devam etti.



4. Îsâ (a.s.)’ın kavminden uzak bir hurma kütüğünün altında türlü zorluklar ile dünyâya gelişi.

Îsâ (a.s.) insanları putlardan kurtarmak için teşbih akîdesini getirdi, bu sefer insanlar ona “Allah’ın oğlu” diyerek teslis inancı ile daha karışık bir yola girdiler.

Bunun üzerine Cenâb-ı Hakk (c.c) habîbini insanlara kurtarıcı ve uyarıcı olarak gönderdi. O tenzih ile teşbihi birleştirdi ve tevhid etti. Dînine vahdet dîni denildi ve insanlığa en kemâlli yolu gösterdi. Fakat insanların çoğunluğu bu sefer de, kendi hayalini Rab olarak kabul etti ve gizli şirkte bulunarak, Hakk yolunu kaybettiler. Kendi aklını beğendi ve onu ilâh edindi, bu hâdiseden kurtuluş ancak Hz. Muhammed (s.a.v)’in aklına yani akl-ı külle uymakla mümkün olur.

Efendimiz (s.a.v) hayatı boyunca sayılamayacak kadar mucize göstermiştir, bunlar ile başlı başına kitâplar oluşturulmuştur, burada bir kaçını yazıp bırakalım:

* En büyük mucizesi Kûr’ân-ı Kerîm’dir, böyle bir mucize âlemlerde yoktur.

* Mi’rac, bu mucizede başlı başına bir hâdisedir.

* Şakku’l Kamer yani ayın yarılması ki, bu da başlı babaşına bir hâdisedir, daha fazlasına burada gerek görmedik.

138



Yüklə 1,36 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   74   75   76   77   78   79   80   81   ...   155




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin