BANA BENDE DEMEN BEN BENDE DEĞİLEM,
BİR BEN VARDIR BENDE BENDEN İÇERİ. YUNUS EMRE
HAZRET-İ SÜLEYMAN vasfıyla hâli okumayı sezdiriyor, Ikra emrinin inceliklerini yolu yordamı tertipliyor evlâtları için. Yaban hayvânlarımızı DEM den uzaklaştıran DAM da zelulleştiren Pirim. (HAYVÂNLARIN KİMİSİ KARNI ÜZERİNDE SÜRÜNÜR, KİMİSİ İKİ AYAĞI ÜZERİNDE YÜRÜR, KİMİSİ DE DÖRT AYAĞI ÜZERİNDE) (ALLAH DİLEDİĞİNİ SIRAT-ı MÜSTAKİM ÜZERİNDE HİDAYETE ERDİRİR) (NUR SÛRESİ)
Kısa hikâyede ressam resimlerin ana hatlarının çizili olduğunu (Yukardaki resmi çiziyor ben içini dolduruyorum) ifadesiyle anlatıyor ve görevine sınır getiriyor. Ana hatlar belli içi boş. Boşluk doldurulacak ya da içini boşaltacak sonra dolduracak.
Allah C C. Ezeli ilmi ile mutlak kaderimizi belirliyor, şeklimiz belli. Küll-i İradeye bağlıyız. Ancak cüz-i irâde lütfedilerek teklif ehli haline getirilmişiz. Bu âleme gönderildiğimizde bembeyaz sayfa gibiyiz. Yedi rengin toplamı, yedi semâ katı yedi nefs mertebesi iki yedilinin mânâsı, mânâmız’da bâtında. Kendimizi bilmeye başladığımızda anne-baba, aile terbiyesi, çevre, okul rehberliği ile bu sayfa yazılıyor. İyi ellerde isek cüz-i irâdemizi Hakk yolda kullanırız. (Her çocuk İslâm fıtratı üzere doğar) Selâm adının koruması altındayken iyi ellerde eğitilmiyorsak, doğru yol uzun, ince sonu ateşe götüren yol olabilir. Fatihada dikkat çekilen hayat yolu, dallinlerin sıratı.
Allahın lütfu, keremi ile kendi gayretlerimizle uyanış haline girildiğinde, cüz-i irâdemizi öğretmenimize bağladığımızda sayfamızdaki yanlışlar düzeltiliyor, siliniyor, yerine yeni renkler, şekiller, desenler çiziliyor. Eksikler tamamlanıyor. Asıl Ressamın Gölgesi olan bu âlemin ressamları, nakkaşları NECÂTIMIZ, FELÂHIMIZ için bize rablik ediyorlar. Defterimizi asıl mânâmızın, kaderimizin hükmü altında tertemiz doldurmaya gayret ediyorlar. (Gassak elinde mevta gibi olmak görevimiz.)
Boyunlarımıza asılı amel defterlerimizi Sâlih amellerle imân’la süslersek Hakk’tan yana yürürsek sabırlılardan olursak sırat-ı müstakimden sıratullah yolcuları arasına katar Allahımız inşallah. İçi Hakk oldurulanlar, hesabı bilenlerdir. Hesap gününe inanmayanların şekli şemali belli. (Çünki onlar hiçbir hesap günü gelecegini ummazlardı. Âyetlerimizi yalanlaya, yalanlaya, yalancı kesilmişlerdi. Biz ise her şeyi sayıp bir kitaba geçirmişiz.) NEBE SÛRESİ
Gerçekten, (BİZ ölüleri ancak BİZ diriltiriz. Takdim ettikleri şeyleri ve bıraktıkları eserleri kitaba geçiririz. Zaten Biz her şeyi açık bir kütükte yazıp saymışızdır.) YÂ SÎN SÛRESİ
Bu Âyetler, bize mutlak kaderin belli olduğunu, ancak cüz-i irâdemizle, gerçek velilerle, ölü gibi olan nefislerimizin dirildiğini Allah ve Peygamberimizin boyasına boyanabileceğimizi müjdeliyor. Boş yerler dolduruluyor. Doldurma boyama işlemleri için dualarımızla iyiyi de kötüyü de isteyen biziz. Bizim isteklerimizin yönünde fiilleri durumları halkeden Allah.
Belli terbiyeler’den geçen, insân mânâları hiçliklerini idrak ettiklerinde, kuldan işleyen Hakk olur. İrade yerini irâdesizliğe tebdil eder. (Şunu da görmediler mi ki biz onlar için kudretimizin meydana getirdiklerinden birtakım yumuşak hayvânlar, ehil hayvânlar halk etmişiz de onlara sahip bulunuyorlar.) YÂ SÎN SÛRESİ
Vahşi hayvânları ehil, Halil dost yapmak marifet işi, horoz, can horozu olup da imam’a uyar da halkını uyarırsa ne mutlu, vahşi kurt kelbe hatta kıtmire tebdil edip de mağaramızın kapısında ashab-ı kehf bekçisi olursa ne âlâ, zehirli yılan ağusunu boşaltıp temel bekçisi ise ten kafesi güvenli. Bazı hayvânlarımız Allah yolunda kûrb’ân .
Mürşidimizin nefesiyle başlayan halden hâle geçiş keyfiyeti seneler içinde mânâmızı değiştirir, mertebe mertebe tüm renklere şekillere büründürür, asli halimizde ölümü tattırır. Rengin ve şeklin kutrundan azad eder, maddeye kölelikten mânâya kulluğa yüceltir. Bu hâlin libasını ten gömleğini giyenler artık Allahın sınırlarını çizdigi şekilleri sıfat makamında boyarlar. İradeleri hadd dairesinde, mertebeleri selâmete ulaştırma yolunda cüz-i irâdeleri külle bağlı.
On iki mertebe on iki nefes, on iki imam, Rahimin evlâdı iyâli oldurmak için Hâlik esmâsı tecellide murşitlerimizde ressamımızda. Saatimiz 12, asılla gölge üst, üste gibi ama birleşmediler arada kıl kadar mesafe hadd biliniyor. İlâh-î kimlikli mürşidinin önünde diz çökmüş başı önünde evlâdı. Cüz külle teslim. Terbiye eden makam, terbiye edilen makam, her şey kendinden kendine. Samed Ahad Allahta eridi hiç Hep’e katıldı. Teklikte iki, aşama, vahdehüma. Hu sırrı velilerimiz insân mânâlarını HAKK’A ulaştıran sır kapılarımız ressamlarımız ALLAH SİZDEN RÂZI OLSUN.
Candan Aziz Babam, bu konuyu araştırırken bana önemli gelen hallere çözüm paketini armağan ettiniz. artık öküze özenen kurbağa gibi haset kıskacında kendini bitirenleri yada çalışkan sanılan ama bencillikten ağustos böceği nin ölümüne yol açanları, leylek kardeşi davet eden, kendine uygun kaplarla sunum yapan ve aç bırakan kendimizdeki hayvânlarımı, farklı bakış açılarıyla yorumlamamı, her insân’daki mân’aları’nı da görmemi çarpıcı bir şekilde sağladığınız için size minnettarım Allah başımızdan eksik etmesin Sınırsız teşekkürler saygılar.
Dostları ilə paylaş: |