Allah râzı olsun,
Hürmetle ellerinizden öperim...
(49) Az… Su…
Ve aleyküm selâm Terzi Babam,
Bismillâhirrahmânirrahîm
Allah râzı olsun her şey için. Lütfederek ilettiğiniz bu istişâre-tefekkür değerlendirmeleri ile gönlümüzü, düşüncemizi, gözümüzü açmaya yönelik çalışmalarda, Allah’ın istediği gibi kul, sizlerin istediği gibi mürid olmayı nasip etsin. (Âmîn)
Padişah, yani Pîriyet makamı, tatbîkatta Terzi Babam, kendinin ve ceddinin hatıralarının ve savaşlarının kalıcı olması, sonraki nesillere yani bizlere yol göstermesi, ışık olması bakımından çok uzun olan yolumuzda rahmetli Âşık Veysel'in dediği “Uzun ince bir yoldayım, gidiyorum gündüz gece/İki kapılı bir handa, gidiyorum gündüz gece'' gibi ayrıntılarda boğulmadan dört hakîkat (Şeriat-Târîkat-Hakîkat-Marifet) üzere Hakk’a varmanın asıl olduğunu göstermekte.
Ayrıca, görevli tarihçi ve yazarlar, padişahın isteğini yaparken dört aşamada gelinen “DOĞDULAR, YAŞADILAR, ÖLDÜRDÜLER, ÖLDÜLER” dört hakîkatini, sayfa sayfa yazarken kendileri de yaşanan-ları yaşadılar. İnşeallah Cenâb-ı Hakk hepimizi o hale getirsin.
Padişahın her “olmadı” deyişindeki hikmet; aynı zamanda herkes-in olması gerekeni görene, bulana kadar verdiği süre ve eğitimdir diye düşünüyorum. Padişah, zâten herkesin bulunduğu hâl içinde bir savaşı olduğunu biliyor.
Başladığımız seyr-ü sülûkta, beşerî doğumdan sonra, yaşamaya başlamak Mürşid ile karşılaşıp, farka gelinerek, -Lâ ilâhe illâ Allah- ile o zamana kadar bildiğimiz ne varsa öldürüp, öldüler; burada ölmek ile aslında dirilme sağlanıyor, yalnız Hakk bâkî olan.
İkinci konu olarak, istemiş olduğunuz, kendi hayat hikâyemizden bir bölüm veya dikkati çeken söz olarak: Halîfemin hep söylediği, olmamızı istediği iki sözün önemli olduğu düşüncesi geldi. ''Terki de terkedin ve ölmeden ölün.” Terki de terkeder hâle gelerek, beşerî, maddî, manevî ailevî... eskiye ait ne varsa arkaya bakmadan bırakıp, henüz mevt olmadan, nefis mertebelerinde ölerek Lâ'ya varalım İnşeallah.
Dostları ilə paylaş: |