Allah râzı olsun,
Hürmetle ellerinizden öperim...
(47) As… Gü…
Ve Aleyküm selâm Terzi Babam,
Bismillâhirrahmânirrahîm.
Kelime-i Tevhîd hakîkatı ile dört makamı anlatıyor. Hiçbir noktasını değiştirmezdim.
Mürşidime geldiğim gün DOĞDUM.
Mürşidimin öğretileri ile YAŞAMAYA başladım.
Öğrendiklerimi tatbik ederek eski alışkanlıklarımı bıraktım ÖLDÜR-DÜM.
İnşeallah Rabbim’in lütfu ile beşerî ve izafî benliklerden geçip ÖLÜP gerçek yaşamı tadacağım. Çünkü Allah önce ölümü yarattı.
Allah râzı olsun.
Hürmetle ellerinizden öperiz…
(48) Ay….Di…..
Ve aleyküm selâm Terzi Babam,
Bismillâhirrahmânirrahîm
Bir hikâye birçok yorum isimli tefekkür çalışmasının beşincisi olan (76-5-doğdular yaşadılar) hikâyesi ile bize Pîriyyet makamının ikramı olarak Rabbî eğitim yapılmıştır. Bu çalışma için karar verdiği tarih olan 19-06-2012 ile İnsân-ı Kâmil (Bi ismi Allah noktasında) mânâda Efendi Baba, tatbîkatta Terzi Babamız 6 yevm üzere Hazarât-ı Hamse’yi bizlere giydirmiştir. Buna ilâveten hikâyenin bize ulaşma tarihi olan 3-11-2012 tarihi de zâtî giyinmenin İlme’l, Ayne’l, Hakka’l tatbîkatta olduğuna işa-ret etmektedir.
Hikâyede anlatılan padişah, Efendi Babamız’a işarettir. Padişahın ar-zusu üzere yazılan kendinin ve ceddinin anıları, savaşları, ancak 4’üncü yazılımda istenen olgunluğa ulaşmıştır. Bu 4 yazılış islâmın eğitim merte-beleri olan Şeriat, Târîkat, Hakîkat, Marifet’e rumuzdur. Son yazılımda ortaya çıkan dizilim yani (DOĞDULAR, YAŞADILAR, ÖLDÜRDÜLER, ÖLDÜLER) sözleri ile ifadesini bulan mânâ, bizim tefekkür ufkumuza ışık tutmuştur.
Biz bu sıralamayı Beşerîyet yönünden, Âdemiyet yönünden, ve Tevhîd yönünden de inceleyebiliriz.
Beşerîyet yönünden baktığımızda; Annenin rahmindeki nutfenin, Âdemiyet’in beşerî kimliği oluşurken geçirdiği evreleri beşer tatbîkatı olarak görmekteyiz. Bu Â’mâ’iyyet’ten ölüş, beşerîyete doğuştur.
Allah’ın murâdı olan insanın oluşumunda “OL!” emri olan birleş-me, nutfe olarak rahme yapıştığında Hz. Kur’ân’ın bize anlattığı gibi alak, sonra bir çiğnemlik et, sonra kemikler, kemiklere et giydirmek safha-larından geçerken bir önceki evreden ölürken bir sonraki evrede doğarak gelişimini tamamlar. Bu tamamen yaratıcının irâdesine tabî bir oluştur. İnsanın beşer görüntüsünü halk eden kudret, üflediği rûh ile onu beşerî doğuma hazırlar. Doğum ile bu âlemde yaşamaya başlar.
Yaşamın evrelerinde yani (çocukluk, gençlik, olgunluk) dönem-lerini yaşarken geçirdiği deneyimlerin ona öğrettikleri ile hayatın sırlarına uyanmaya başladığında, kendisine yüklenen bir mânâ olduğunu sezme noktasında onu aydınlatacak bir öğreticiyi aramaya başlar. Bizi yaratan kudretin isteği olan bu arzu ile arzulanan kişiye ALLAH tarafından bir rehber şeklinde gönderilir. Sâlikin ihlâs ile o ele yapışması ile Rabbî eği-tim başlar. Bu noktada aşkta gözüken ikilik müridin mürşid noktasında fâni olması ile ortadan kalkar. Manevî bir zâtın dediği gibi “Aşk ile yok olur insanda/insan varolur Fenâfillâh’ta”. Bu nokta kişinin kendi irâdesi ile ölümüdür. Kendi irâdesini kaldırıp mürşidinde fâni olmak aynı zamanda öldürmeyi de içinde taşır.
Âdem secdesi ile hakkın emrine uyan salik MUHAMMEDÎ kemâlâta erişene kadar mürşid eğitiminde yoluna devam eder. Doğum bir hâlden bir hâle geçiştir. Hayat ölümden sonra başladığına göre (Mülk Sûresi) bu yolculuk nefsî her mertebede görülür.
Önce sırâtel mustakîm üzere yatay yaşanan yolculuk, daha sonra dikey yani Sıratullah olarak devam eder. Mir’ac nûrlanmaktır kişinin ken-dindeki İlâhîliğinin, kendisine açılmasıdır. Miracdaki urûc mürşid eğitim-inde olur. Tevhîd’in babası olan Hz. İBRÂHÎM kesretteki tevhîdi bize anlatırken, tenzîh’deki tevhîdi Hz. MÛSÂ’da, teşbîh’deki tevhîdi Hz. İSÂ’da, ve nihayet şehâdette gözükme formatının kemâli olan Hz. MUHAMMED’de görmekteyiz. Hüviyetin MUHAMMEDî ağızdan, “LÂ İLÂHE İLLÂ ALLAH HÜVE MUHAMMED RESÛLÜLLAH,” diyerek kendini tasdik etmesiyle urûc tamamlanır. Dönüş BAKÂBİLLÂH’dır ve bu da ikinci DOĞUMDUR.
Dostları ilə paylaş: |