(6) Merkez ne demektir.
Her mürebbiyenin tâbî olduğu Rabb'ül-erbâb olan Allah câmî-i esmâsıdır.
(7) “merkezinde bırakırdım!” sözü sizce hangi mertebenin sözü olabilir?
Mârifetullah mertebesidir, o mertebede kişinin Rabbı Rabb'ül-erbâb olan Allah esmâsıdır. Kişi sadece Rabbından değil, Rabb'ül-erbâb'dan razî olduğu için herşeyi yerinde görmektedir.
Efendi babacığım, konu ile ilgili alıntılar eklemek istedim:
'Rabbi Has Konulu Sohbet' ten ve 'Bakara Sûresi' nden alıntılar / Terzi Baba (k.s)
(Yusuf 12/39) Yûsuf (a.s):“Ya sahibeyis-sicni e erbabün müteferrikune hayrun emillahul Vahıdül Kahhar” (Ey zindan arkadaşlarım! Ayrı ayrı rabler mi daha hayırlı, yoksa Vâhid-ül Kahhar olan Allah mı?) Farklı farklı edindiğiniz Rablar mı daha hayırlıdır yoksa tüm bunları meydana getiren Rabbül Erbab mı daha hayırlıdır diyor. Belirtilen rablar, zahiren sahte putlar ise de batınen rububiyet mertebesinde zuhur eden esma-i ilahiyelerdir. Bu esma-i ilahiyeler zata ulaşmaya birer perde olduğundan aşılıp geçilmeleri gerekmektedir.
Varlığımızda te'siri daha fazla olan esmâ bizim Rabb-i hassımızdır yani görevlidir bizde. Bunları tarîk, hal, hakîkat mertebesi yoluyla idrak ettiğimizde, ki gerçek tarikat: Rabbül has’tan, Rabbül Erbâb’a yönelmemizdir. Esmâ-i İlâhiyye’nin herhangi biri bizim üzerimizde tesirde iken o Esmâ-i İlâhiyye’yi geçip câmi isim olan Allah ismine ulaşmamız gerekiyor, yani Allah isminin hakikî mânâsına ulaşmamız gerekiyor. Zât ismine, çünkü bizim kaynağımız orası. Eğer Esmâ-i İlâhiyye’deki Rab mertebesinde kalırsak esmâ düzeyinden feyz almış oluyoruz, orası da Hakk’tan gayrı değil ama esmâ mertebesi, tarîkat mertebesi, orada kalıp hayatımızı o düzeyde sürdürdüğümüz sürece zulüm ehli olmuş oluyoruz, onu aşıp hakikate, hakikatten marifete geçmemiz ve marifetullah’ta gerçek Allah’ı tanıyıp abdullah olmamız gerekiyor,
Efendimizin (s.a.v) birinci vasfı abdûHu, Hu’nun kulu (Hu da Zât ismi) abduHu ve rasûluHu diyor, dikkat edelim risâleti arkadan geliyor evvelâ abdiyyeti geliyor. Esmâ-i İlâhiyye’yi en geniş şekilde bu âlemde zuhura çıkarması onun abdiyyeti, kulluğu, yani her birerlerimiz Esmâ-i İlâhiyyenin ne kadarını ortaya çıkarabilirsek Allah’ın o kadar kuluyuz, işte her birerlerimiz Zât mertebesi itibarıyla oraya ulaşmamız gerekiyor ki, Rabbül Erbâb denilen yere yani merkeze ulaşmak diyelim. Vâhid ve Kahhar olan Rabbül Erbâb’a ulaş diyor, Cenâb-ı Hakk.
Dostları ilə paylaş: |