GöNÜlden esiNTİler bir hiKÂye biRÇok yorum (6) her şey merkezinde’mi?



Yüklə 1,83 Mb.
səhifə247/314
tarix07.01.2022
ölçüsü1,83 Mb.
#86787
1   ...   243   244   245   246   247   248   249   250   ...   314
(86-6-Bir hikâye birçok yorum)

Herşeyi merkezinde bırakırdım” sözünün değerlendirilmesi

Muhterem Terzi Babacım,

Konuyla ilgili yazı hazırlarken zaman zaman aklıma düşürülenleri bir deftere not ederek biriken verileri derleme gayretine giriştim. Hiç şüphesiz doğru ise Hak’tan yanlış ise nefsimizdendir. Bu yazıyı kaleme alırken hikayeden çıkan soruya halen net yanıt bulabilmiş değillim. Yazdığım her satırda aklımda yeni soru işaretleri beliriyor. Gönlümdeki sorulara vermeye çalıştığım cevapları affınıza sığınarak aşağıda ifade etmeye çalışacağım.

Herşeyin merkezinde bırakılmasından mana eşyanın tabiatı üzere bırakılması veya;

(Hud 11/112) فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ

” Emrolunduğun gibi dosdoğru ol.” Ayet-i Kerimesinin eşya üzerine hükmüdür şeklinde düşünülebilir.



Merkez, herhangi bir şeyin orta noktası, kalbi ve belki de manası, özü ve hakikatidir. Diğer bir açıdan bir makamın, mekânın ya da oluşumun merkez olarak nitelendirilebilmesi için kendine ait bir “çevre” ile birlikte anılması gerekmektedir. Bu durumda Çevre ve Merkez şeklinde iki kavram meydana gelmektedir. Burada Merkez’in Çevre’sine olan iştiyakından Çevre’nin zuhur etmesi ve Çevre’nin ise Merkez’e müştak oluşundan bahsedilebilir. Merkez Akl-ı Kül iken Çevresinin Nef-si Küll olması, Merkez’in Fail Çevre’nin ise Mef’ul oluşu gündeme gelmektedir. Buradan çıkarılabilecek netice ; Merkez ve Çevre olarak iki mananın ortaya çıkmasıdır. İkilik ise Ef’al alemine özgüdür, Zat aleminde ise ne Çevre’den ne de Merkez’den bahsetmek mümkün değildir.

Kainat ölçeğinde hangi noktayı alırsanız o nokta kainatın merkez’i hükmündedir. Buradan hareketle Ef’al aleminde meydana gelen her türden oluşumlar merkezinde olup kişilere göre bu oluşum müspet veya menfi olarak algılanıp değerlendirilmektedir. Bir kişi veya topluluk için “artı” olan hadise başka bir grup için “eksi” olabilmektedir. Burada çelişki oluşturan konu; Doğal Afetler, Açlık, Salgın Hastalıklar, Savaşlar gibi topyekün insanlık için “eksi” olarak gördüğümüz oluşumların nasıl olupta merkezinde olduklarıdır. Bu çelişki; Müspet ve Menfi’nin de kendi içlerinde, kendi merkezlerinde olduklarını kabul ederek aşılabilir. Bir diğer konu ise oluşumların zamana tabi olmalarından ötürü neticelerinin de belirli bir zaman zarfı sonunda zuhur etmeleri ve zuhur ettikleri zamanın şartlarına göre farklı değerlendirile-bilmeleridir.

Termodinamiğin ikinci yasası evrende entropinin (düzensizliğe olan eğilim) sürekli artmakta olduğunu ve artan düzensizlikten her defasında yeni bir düzen kurulduğunu dile getirmektedir.

كُلَّ يَوْمٍ هُوَ فِي شَأْن (Rahman 55/29)

O hergün (her an) bir şe'n (ayrı bir tecelli, yeni bir oluş) üzerindedir. Ayet-i Kerimesi pozitif bilim tarafından ortaya konmuş bir teorinin Hak dilinden zamanlar üstü ifadesi gibidir. Bu da demek oluyor ki yeni oluşumların meydana gelmesi (kevn) bozuluş (fesad) ve kasoun ardından gerçekleşiyor. Nasıl ki içten yanmalı bir motorun hareket alabilmesi yanma hücresinde yakıt ve hava birleşiminin bir kıvılcım (bozucu)ile tutuşarak düzensiz bir hale geçmelerinden açığa çıkan tazyik gücü ile oluyorsa bu alemde meydana gelen oluşumlarda farklı düzensizliklerin yeni bir düzene İlâhi Hakikatler üzere evrilmesinden meydana gelmekte/zuhur etmektedir. Herbir oluşum, tekbir merkeze bağlıdır ki, o merkez Hak’tır. Yukarıda belirttiğimiz oluşumların zamana bağlı oluşu ifadesinden hareketle herşeyin tasarrufunu zamanın ve mekanın tek ve mutlak sahibine bırakmak doğru olacaktır.

E. A.

------------------------



Yüklə 1,83 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   243   244   245   246   247   248   249   250   ...   314




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin