GüÇLÜ meclis güÇLÜ HÜKÜmet güÇLÜ TÜRKİye yaparsa yine ak parti yapar



Yüklə 2,56 Mb.
səhifə6/53
tarix12.08.2018
ölçüsü2,56 Mb.
#70180
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   53

    1. Din ve Devlet İlişkisi


AK Parti laikliği; dini özgürlüklerin ve farklı hayat tarzlarının, hukuk devletinin teminatı altına alınması ve devletin bütün inanç gruplarına eşit mesafede durması olarak kabul eder.

Laiklik, demokrasi tarihimizde tek parti dönemi uygulamaları ve darbe dönemlerinin gölgesi altında katı ve baskıcı bir mahiyet kazanmıştır. Bir iktidar aygıtı olarak kullanılan laiklik, inanç özgürlüğünü güvence altına almak yerine, devlet içerisindeki vesayet odakları tarafından inançlı kesimlere dönük bir baskı aracı haline getirilmiştir.

Unutulmamalıdır ki köklü bir geçmişe ve engin tecrübeye sahip milletimiz, laikliğin bazı kazanımlarına öteden beri sahipti. Anadolu’nun İslam ve İrfan kültürü kadim bir birlikte yaşama tecrübesinin zengin örnekleriyle doludur. Hacı Bektaş-ı Veli, Mevlana, Yunus Emre, Sarı Saltuk gibi etkileri günümüze kadar devam eden büyük düşünürler yolumuzu aydınlatmıştır. Anadolu, Balkanlar ve Orta Doğu’da farklı dinlere mensup insanlar barış ve güvenlik içerisinde yaşayabilmiştir. AK Parti, bu engin tarihsel tecrübeyi dikkate alarak Türkiye gerçeklerine uygun bir laiklik yorumu ve uygulamasını ilke edinmiştir.

Devlet, herhangi bir inancı veya ideolojiyi öteki inançlara dayatmayacağı gibi insanların inançlarına ve ideolojilerine de doğrudan müdahale edemez. Devlet, toplumdaki farklı inançlara karşı adil ve eşit bir tutum takınır. AK Parti, laikliği ülkemizdeki inanç hayatının ve manevi ortamın barış ve esenlik içinde sürmesinin teminatı sayar. AK Parti’nin temel hedeflerinden birisi, toplum ve devlet arasında inançlara müdahale sebebiyle doğan gerilimi ortadan kaldırmak, toplumun devlete kuşkuyla bakmasını engelleyerek millet ile devleti barıştırmaktır. Devlet ve milletimiz arasındaki gerilim noktalarının ortadan kaldırılması, ülke içindeki suni gerilim ve sıkıntıların ortadan kalkması demektir. Böyle kapsamlı bir barışın sağlanabilmesinin yolu ise evrensel hukuk normlarıyla ülke gerçekleri arasında uyumun sağlandığı bir laiklik yorumu ve uygulamasıdır.

Devlet vatandaşlarının dinlerini ve inançlarını öğrenmek maksadıyla teşkil ettikleri kurumları ve örgütlenmeleri destekler. Dini özgürlükleri koruyan hukuk bu özgürlüklerin istismarına imkân tanımaz. Devlet dine müdahale etmeyeceği gibi, dinin ve inanç guruplarının birbirleri üzerinde ve devlet sistemi üzerinde tahakküm kurmasına da izin vermez. İnsanların inançlarını istismar ederek toplumda örgütlenen veya devlete ve sivil siyasete tasallut eden paralel yapılarla mücadele etmek ana ilkelerimizden birisidir.

AK Parti öncülüğünde gerçekleşen demokratikleşme ve milli iradenin üstünlüğünün sağlanmasıyla birlikte baskıcı laiklik yerini inançlara eşit mesafede duran bir laiklik anlayışına bırakmaya başlamıştır. Bu süreçte laiklik ileri demokrasilerde olduğu gibi gerçek anlamına kavuşmaktadır.

Anadolu, tarih boyunca, farklı din ve kültürlerin de yaşadığı bir yerdir. Başta Hristiyanlar ve Museviler olmak üzere pek çok inanç mensubu bu kültür içinde varlığını sürdürmüş, milletimizin değerlerinden gelen kadim birlikte yaşama kültürü bunun en güzel delili olmuştur. Bu amaçla farklı dinlere mensup vatandaşlarımızın sorunlarının çözümü, onların vakıf veya başka kurumlarına ait haklarının iade edilmesi yönünde önemli adımlar atılmıştır. Bu doğrultuda dini cemaat vakıfları ve onların yapılanmaları üzerindeki kısıtlamalar ve baskılar kaldırılmıştır, ibadete kapalı mabetler tekrar ibadete açılmış, bu vakıfların mülkleri sahiplerine iade edilmiştir.

Yeni dönemde de AK Parti, tüm inanç kesimlerinin hiçbir ayrımcılığa maruz kalmaksızın özgür bir şekilde inançlarının ve kimliklerinin gereğini yaşamalarının teminatı olmaya devam edecektir.


    1. Katılımcılık ve Sivil Toplum


Gelişmiş standartlarda demokratik hukuk devleti, vatandaş katılımcılığının esas alındığı ve bunun güçlü bir sivil toplumla desteklendiği dinamik bir toplumsal yapının tesis edilmesi ile mümkün olabilmektedir.

AK Parti olarak, son 16 yılda gerçekleştirdiğimiz uygulamalarla Parti içerisinden başlamak üzere istişare kültürünü ve katılımcılığı en üst seviyede sürdürmeyi ve temel meseleleri halkımıza götürmeyi şiar edindik. Bu kapsamda katılımcılığın her düzeyde daha kurumsal bir boyutta ele alınması, sivil toplum alanın sağlıklı işleyebilmesi için devletin düzenleyici rolünün güçlendirilmesi ve bu alanın daha aktif, daha şeffaf ve toplumsal anlamda daha hesap verilebilir kılınmasını hedefliyoruz.



a. Neler Yaptık

AK Parti olarak iktidarda bulunduğumuz 16 yıl boyunca Türkiye’de aktif bir sivil toplumun gelişmesine özel önem verdik.



Sivil Toplum Kuruluşlarına (STK) yönelik önemli idari ve yasal düzenlemeler yaparak, örgütlenme hak ve özgürlüğüne daha fazla imkân sağlayan bir ortam oluşturduk.

Dernek ve vakıfları ilgilendiren mevzuatı iyileştirerek, kamu kesimi ile STK’lar arasındaki işbirliğinin gelişmesine ve etkinliğinin artırılmasına yönelik adımlar attık.

Önemli reformların hazırlanması aşamasında, sivil toplum aktörleri ile istişarelerde bulunduk.

AB-Türkiye Sivil Toplum Diyaloğu Programlarını başlattık; sivil toplumun gelişmesine ve sivil toplum kuruluşlarının yerel düzeyde daha fazla tanınmasına katkıda bulunduk.



STK’ların toplumsal hayatımızda daha fazla yer alabilmesini teminen kamunun düzenleyici ve genel kaideleri içeren tarafsız destekleyici rolünü güçlendirdik.

STK’lara; kamu yararı ve vergi muafiyeti çerçevesinde, vergisel ayrıcalıklar tanıdık ve kamu kaynağı aktarılmasını sağladık.

Kamu-STK işbirliklerinin kurulmasının önünü açtık. Bu kapsamda, Cazibe Merkezlerini Destekleme Programı, Sosyal Destek Programı (SODES), Kalkınma Ajansları ve çeşitli Bakanlıklarımızca yürütülen hibe programlarıyla STK’lara kaynak kullandırmakta ve ortak projeler gerçekleştirilmesini sağlamaktayız.

2018 yılı itibarıyla ülkemizde dernek sayısı 76.447’den 113.073’e ulaşmıştır.



b. Neler Yapacağız

2023’e uzanan önümüzdeki süreçte daha katılımcı bir toplumsal yapının tesisi için çerçeve bir mevzuat hazırlayacağız. Bütüncül ve demokratik bir yaklaşımla; sivil toplum kurumlarının hukuki statüleri, kurumsal yapıları, faaliyetleri, kamu kurumları ile ilişkileri, mali kaynakları gibi alanları düzenleyeceğiz. Yapılan düzenlemeler sivil alanı daraltıcı nitelikte olmayacak, sivil toplum kuruluşlarımızın daha şeffaf bir şekilde amaçlarını gerçekleştirmelerine imkân sağlayacaktır.

Çağdaş dünya ile bütünleşmiş güçlü bir sivil toplum oluşumuna katkıda bulunmak ve sivil topluma daha etkin hizmet sunmak amacıyla; kamudaki mevcut kurumsal yapılar güçlendirilecek, personel kapasitesi nitelik ve nicelik olarak artırılacaktır.


STK’lar topluma hizmet alanında daha fazla rol oynayacaktır. Bu kapsamda ayrıca, STK’ların ve kamunun karşılıklı rollerinin daha iyi anlaşılması için eğitim seminerleri ile STK’ların uluslararası değişim programları gerçekleştirmesini sağlayacağız.

Bürokrasiyi azaltacağız. Derneklerin tüm iş derneklerin tüm iş ve işlemlerini elektronik ortamda yapabilmelerine olanak sağlayacağız.

Şeffaf ve hesap verebilir kurumsal bir yapı oluşturmak üzere STK’lara yönelik kapasite geliştirici faaliyetlere ağırlık vereceğiz.



Derneklere yönelik 2023 vizyonu doğrultusunda sivil toplumun geliştirilmesi amacıyla mali destek programlarını genişleterek, etkin bir şekilde uygulanmasına devam edeceğiz.

Özel politika gerektiren gruplara ait derneklerin gelişme imkânlarını artıracağız. Güvenlik korucuları ile şehit ve gazi yakınları derneklerinin kapasitelerinin geliştirilmesi; engelliler, ailenin korunması, kadına ve çocuğa şiddet, gençler ve toplumun özel ilgiye muhtaç kesimlerine yönelik faaliyet gösteren STK’ların projelerinin desteklenmesi yönündeki çalışmalara ağırlık vereceğiz.

Yüklə 2,56 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   53




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin