GüÇLÜ meclis güÇLÜ HÜKÜmet güÇLÜ TÜRKİye yaparsa yine ak parti yapar



Yüklə 2,56 Mb.
səhifə23/53
tarix12.08.2018
ölçüsü2,56 Mb.
#70180
1   ...   19   20   21   22   23   24   25   26   ...   53

    1. Enflasyon ve Para Politikası


AK Parti olarak ekonomide temel prensibimiz, enflasyonun kalıcı bir biçimde düşük ve tek haneli oranlarda tutulmasıdır. Bu prensiple, fiyat istikrarını sağlamak ve sürdürmek konusundaki kararlılığımız devam edecektir.

Önümüzdeki dönemde de finansal istikrarı gözetme ve fiyat istikrarını sağlama amacı ile uygulanacak politikalar, büyüme ve istihdam politikalarını destekleyecektir.



a. Neler Yaptık

AK Parti iktidarları olarak, para politikasının maliye politikasıyla uyumuna özen gösterdik ve enflasyonla mücadeleyi, ekonomik istikrarın ana temellerinden biri olarak gördük.



İktidarımız süresince enflasyonu kademeli olarak düşürdük. 2002–2005 yılları arasında TCMB tarafından, açık enflasyon hedeflemesine geçiş rejimi olarak tanımlanan örtük enflasyon rejimi uygulanmıştır. Kararlı maliye politikalarımızın da desteğiyle 2005 yılına gelindiğinde, enflasyon oranı ve oynaklığı azaltılmıştır. 2006 yılından itibaren de TCMB tarafında enflasyon hedeflemesi rejimine geçilmiştir.

İktidarlarımız döneminde uyguladığımız kararlı politikalarla tesis ettiğimiz güven ortamında maliyet enflasyonunun temel belirleyicilerden biri olan yüksek faizleri düşürdük.

Oluşturduğumuz mali disipline bağlı olarak ekonomide sağladığımız güven ortamı ile birlikte 2002 yılında gösterge tahvil faizi yüzde 70 seviyelerinde iken, faizlerde önemli bir düşüş süreci yaşanmış ve 2010 yılından itibaren gösterge tahvil faizi yüzde 10’lu seviyelerin altında seyretmiştir.

Ekonomide güven ortamı ve istikrarın yakalanmasıyla birlikte faizlerin hızla düşmesi yatırım iştahını artırmış, yatırımcımız ve girişimcimiz sermaye üzerinden faiz kanalıyla rant elde etmek yerine reel sektöre yatırım yapıp istihdam oluşturmayı ve daha fazla katma değer üretmeyi tercih eder hale gelmiştir.

Maliyet enflasyonunu tetikleyen yüksek faiz ve yüksek kredi maliyeti dönemini sona erdirmemizle birlikte pek çok sektördeki üretim artışı, enflasyonun ana sebeplerinden biri olan arz açığı baskısını da azaltmıştır.



Faiz oranlarının düşmesiyle faiz harcamalarının bütçe içerisindeki payını da önemli ölçüde azalttık. 2002 yılında yüzde 44,2 seviyesinde olan faiz harcamalarının toplam bütçe harcamalarına oranını 2017 yılı sonu itibarıyla yüzde 8,4’e indirdik. Bu dönemde faiz harcamalarının GSYH’ye oranını yüzde 14,4’ten yüzde 1,8’e düşürdük.

Merkezi Yönetim Bütçesinde, 2002 yılında elde edilen 100 Lira vergi gelirinin 87 Lirası faiz ödemeleri için harcanırken 2017 yılında bu tutarı 10,6 Liraya geriletmiş olduk.

Faiz harcamalarını azaltmamız sonucunda elde edilen mali alanı, sosyal güvenlik sisteminin dönüştürülmesinde, eğitim, sağlık gibi insanımıza doğrudan etkide bulunan alanlarda, kamu altyapı yatırımlarında ve sosyal nitelikli harcamaların finansmanında kullandık.

Para politikalarıyla uyumlu olarak izlediğimiz maliye politikaları ve gerçekleştirdiğimiz yapısal reformlarla kararlı bir biçimde sürdürdüğümüz enflasyonla mücadele sonucunda 2002 yılında yüzde 29,7 seviyesinde olan yılsonu TÜFE enflasyonunu, 2004 yılında tek haneye indirdik. 2012 yılı sonunda, enflasyonda yüzde 6,2 ile son 44 yılın en düşük oranını yakaladık.

Hem kredi maliyetlerinin hem de sermaye sahipleri açısından yatırımların alternatif maliyetinin artma eğilimine girmesi, yatırım iştahını azaltmış ve maliyet enflasyonunun güç kazanmasına neden olmuştur.

Bu süreçte küresel likidite koşullarına bağlı olarak gelişmekte olan ülkelerin yerel para birimlerinin değer kaybetmesiyle birlikte döviz kurundaki ve ayrıca emtia fiyatlarındaki yükselme eğilimi üretici fiyatları aracılığıyla maliyet enflasyonunu artıran diğer etkenler olmuştur.


Maliyet enflasyonuna etki eden döviz kuru geçişkenliğini azaltmayı teminen;

  • Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı kararda yapılan değişikle birlikte belirli istisnalar dışında döviz geliri olmayan firmaların dövizle borçlanamayacağı hükmü getirilmiştir.

  • Ayrıca, kullanım tarihinde, mevcut kredisinin bakiyesi 15 milyon doların altında olanların, kredi bakiyeleriyle birlikte kullanacakları kredi toplamı, son üç yılın döviz gelirleri toplamını aşamayacağı hüküm altına alınmıştır.

  • Reel sektörün kur riskinin yönetilebilmesi amacıyla Merkez Bankası tarafından Türk Lirası uzlaşmalı vadeli döviz satım ihalelerine başlanmıştır. Bu ihaleler yoluyla Merkez Bankası’nın rezervleri etkilenmeden döviz borcu olan firmaların döviz taleplerinin öngörülebilir bir şekilde karşılanması sağlanmaktadır.

  • TCMB’nin reel sektörün kur riskini yönetebilmek için attığı bir diğer adım ise kur riskini tam olarak tespit etmek amacıyla gerçek ve tüzel kişilerden bilgi isteyebileceğine yönelik getirilen düzenlemedir.

Döviz ve emtia fiyatları dışında enflasyona etki eden önemli unsurlardan biri de gıda fiyatları olmuştur. Gıda fiyatlarında zaman zaman yüksek seviyenin yanı sıra aşırı oynaklığa sebep olan sorunları çözmeyi amaçlayan Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesini kurduk ve faaliyete geçirdik.

Bu kapsamda; tarladaki üretimden tüketiciye ulaşana kadar geçen tüm süreçlerde gıda fiyatlarındaki artışların nedenleri analiz edilmiş, başta zaiyat oranları ve aracılık ücretleri olmak üzere aşırı fiyatlamaya neden olan faktörlere yönelik bazı tedbirler uygulamaya konulmuştur. Bu konudaki tedbirlerin kalan kısmı da yılın ikinci yarısından itibaren uygulamaya konulacaktır.

Gelinen noktada hükümetimizin aldığı tedbirlerle birlikte 2018 yılı Nisan ayı itibarıyla enflasyon yüzde 10,9 seviyesinde seyretmektedir.

b. Neler Yapacağız

Ak Parti olarak makroekonomik istikrarın sağlanmasında temel önceliğimiz, fiyat istikrarını sağlamak ve sürdürmektir.

Para politikası, maliye politikasıyla eşgüdüm içerisinde sürdürülecektir. Merkez Bankasının fiyat istikrarını sağlamak için uygulayacağı para politikası araçlarını doğrudan kendisinin belirlemesi esas olmaya devam edecektir.

Enflasyon hedeflemesi rejimine devam edilecektir. Enflasyon hedefleri, hükümetimiz ve Merkez Bankası tarafından üçer yıllık vadeler için belirlenmeye devam edilecektir.

Dalgalı döviz kuru rejimi sürdürülecektir. Döviz piyasaları yakından takip edilecek, gerektiğinde dengeleyici döviz likiditesi araçları kullanılmaya devam edilecektir.

Fiyat istikrarını desteklemek ve döviz kuru kaynaklı olası oynaklıkların makro-finansal istikrara etkilerini sınırlamak üzere sözleşmelerde Türk Lirasının kullanımı özendirilecek, firmaların döviz kuru riskini daha etkin bir şekilde yönetebilmeleri için gerekli mekanizma ve teşvikler oluşturulacaktır.

İhracat reeskont kredileri aracılığıyla rezerv biriktirilmeye devam edilecektir.

Maliye politikamız fiyat istikrarının sağlanmasında destekleyici olacaktır. Enflasyonda katılığa neden olan yapısal unsurların belirlenmesi ve giderilmesine katkıda bulunmak amacıyla, kamu tarafından yönetilen/yönlendirilen fiyatlar ve vergi ayarlamalarının enflasyon tahmin ve hedefleri ile uyumlu olacaktır.

Önümüzdeki dönemde faizlerin oluşturduğu maliyet baskısını azaltacak tedbirleri hayata geçireceğiz. Bu kapsamda;


  • Sermaye piyasalarını güçlendirerek, bankacılık kesiminin toplam finans sistemi içerisindeki payını azaltacağız.

  • Girişim sermayesi fonları gibi yeni finansman yöntemlerini geliştirerek bankacılık sistemine erişimi kısıtlı olan yeni girişimleri finanse edeceğiz.

  • Bankacılık sistemindeki düzenleyici çerçeveyi bankacılık kesiminin operasyonel maliyetlerini düşürücü ve daha verimli çalışmasına yönelik geliştireceğiz.

  • Katılım Bankacılığının bankacılık sistemi içerisindeki payını artıracağız.

  • KOBİ’ler başta olmak üzere işletmelerimizin finansmana erişimini kolaylaştıracak, finansman maliyetlerini düşürücü tedbirler alacağız.

  • Mali enstrümanları çeşitlendirerek piyasaların derinleşmesini sağlayacağız.

  • Bu tedbirlerle birlikte güven ve istikrar içerisinde esas olarak öngörülebilirliği artırarak, makro temellerle uyumlu bir ekonomik yapı oluşturacağız.

Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesi kararları hızla hayata geçirilmeye devam edilecektir. Bu kapsamda;

  • Üretimden son tüketiciye kadar olan tedarik zincirine ilişkin kayıt sistemini güçlendireceğiz.

  • Lisanslı depoculuğun yaygınlaştırılması için yasal ve kurumsal düzenlemelere devam edeceğiz.

  • Yaş meyve-sebze tedarik zincirinde maddi kayba neden olan fire oranlarını en aza indirmek ve lojistik süreçlerinin genel kalitesini artırmak amacıyla tarladan tüketiciye soğuk zincir yatırımlarını destekleyeceğiz.

  • Tarım ürünlerinin paketlenmesi, perakende satış noktalarına sevk edilmesi ve perakende satış noktalarında sergilenmesi hususlarında belirlenen uluslararası standartlara tam uyum sağlayacağız.

  • Tedarik zincirinin kritik noktalarından biri olan toptancı hallerinin daha etkin çalıştırılması ve modernizasyonuna yönelik yasal çalışmaları tamamlayacağız.

  • Yem bitkisi üretim desteklerini artıracağız.




    1. Yüklə 2,56 Mb.

      Dostları ilə paylaş:
1   ...   19   20   21   22   23   24   25   26   ...   53




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin