16 yıllık dönemde ekonomideki başarılarımızın korunmasında, mali piyasalardaki temel reformlarımız ve mali istikrarı sürdürmeye yönelik politikalarımız etkili olmuştur.
Yeni dönemde de reel ekonominin ihtiyaçlarını karşılayacak ve büyümeyi finanse edecek derinliği ve finansal araç çeşitliliği yüksek, etkin bir biçimde denetlenen, yenilikçi ve daha şeffaf işleyen bir mali piyasa oluşturmayı amaçlıyoruz.
a. Neler Yaptık
AK Parti olarak bankacılık sisteminin sağlam bir biçimde işlemesini sağladık. Bunun için kamu bankalarının çağdaş bankacılığın ve uluslararası rekabetin gereklerine göre çalışmalarını içerecek şekilde yeniden yapılandırılmalarını sağladık.
2001 krizinden olumsuz etkilenen özel bankaların daha sağlıklı bir yapıya kavuşması amacıyla sermaye yapılarının güçlendirilmesi, sorunlu kredilerin çözümlenmesi, yabancı para açık pozisyonlarının azaltılması ile devir ve birleşmelerinin özendirilmesine yönelik düzenlemeler gerçekleştirdik.
Yaptığımız reformların sonucunda, bankacılık sistemimizi güçlendirdik, ekonomiye ve büyümeye katkısını artırdık.
Bankacılık sektöründeki aktiflerin GSYH’ya oranı, 2002 yılındaki yüzde 59 seviyesinden, 2017 yılı sonu itibarıyla yüzde 105’e ulaşmıştır. Bu dönemde sektörünün aktifleri 213 milyar TL’den 2018 yılı Mart ayı itibarıyla 3,4 trilyon TL’ye yükselmiş, kullandırılan krediler ise 49 milyar TL’den 2,2 trilyon TL’ye ulaşmıştır. Sektörün özkaynakları aynı dönemde 25,7 milyar TL’den 359,1 milyar TL’ye yükselmiştir.
Uluslararası standartlarla uyumlu Bankacılık Kanununu yürürlüğe koyduk. Bu standartlara tam uyumu sağladığımız sektörde, bankalarımız Basel prensipleri olarak adlandırılan dünyaca kabul görmüş ilke ve prensiplerle faaliyetlerini sürdürmektedir. Bankalarımız bu prensipler çerçevesinde hali hazırda Avrupa Birliği bankalarından daha iyi durumda bulunmaktadır.
Doğru politika, düzenleme, denetleme ve uygulamalarla bankalarımız dayanıklılığını sürdürmekte olup, bankacılık sektörümüzde, son 16 yılda kamu zararına sebebiyet verebilecek sistemik bir bankacılık krizi veya önemli bir banka iflas veya tasfiyesi yaşanmamıştır.
Bankacılık sektörünün sermaye yapısı güçlü ve kaliteli hale gelmiştir. Bankalarımızın sermaye yeterlilik oranı 2018 yılı Mart ayı itibarıyla yüzde 16,7 ile uluslararası düzenlemelerde yüzde 8 olarak kabul edilen minimum seviyenin iki katı seviyesindedir.
İktidarlarımız döneminde bankacılık sektörü asli fonksiyonuna dönmüştür. Bankalarımız güçlü ve kaliteli sermaye yapısı ile firmaları ve ekonomimizi desteklemeye devam etmektedir. Bankacılık sisteminin reel sektörü ve yatırımları daha fazla fonlamaya başladığı 2002-2017 döneminde kredilerin GSYH içindeki payı yüzde 16,5’den yüzde 69,6 oranına yükselmiştir.
İstanbul’un uluslararası bir finans merkezi haline getirilmesini hedefledik. Bu doğrultuda, İstanbul Uluslararası Finans Merkezi (İFM) Stratejisi ve Eylem Planını yürürlüğe koyduk.
Finansal İstikrar Komitesini ve İstanbul Tahkim Merkezini kurduk.
Kaynakları sermaye rantı yerine üretim ve karlılığın hizmetine sunduk. 2002 öncesinde sermaye kesimine kullandırılan Bankacılık sistemindeki kaynakları, iktidarlarımız döneminde ağırlıklı olarak şirketlere, küçük ve orta ölçekli firma kesimine ve hanehalkına kullandırmaya başladık. Bu kapsamda bankaların aktifinde yüzde 40,5 olan Hazine kâğıtlarının payı yüzde 12,1’e gerilemiştir.
KOBİ’lere kullandırılan kredileri yüksek oranlarda artırdık. KOBİ’lerin kullandığı krediler 2007 yılında 77 milyar TL iken, 2018 yılının Şubat ayı itibarıyla 521 milyar TL’ye yükselmiş, aynı dönemde 114 milyar TL olan kurumsal ve ticari şirketlere kullandırılan krediler ise 1 trilyon 105 milyar TL’ye ulaşmıştır.
2007 yılında bankalarımızdan kredi kullanan KOBİ sayısı yaklaşık 1,4 milyon iken bu sayı 2018 yılının Şubat ayında yaklaşık 3,3 milyona yükselmiştir.
KOBİ kredilerinden faydalanan işletmelerden mikro nitelikte olanların payı da 2007 yılında yüzde 68’den 2018 yılının Şubat ayında yüzde 78’e yükselmiştir.
Hazine Destekli Kredi Garanti Uygulaması ile firmaların finansmana erişim imkânlarını artırdık. 23 Nisan 2018 tarihi itibarıyla 432 bin kredi işlemine 218 milyar TL kefalet sağladık.
İktidarlarımız döneminde bankacılık sektörümüz vatandaşımızın konut edinmesine de büyük destek vermiştir. 2002’de 460 milyon TL olan konut kredileri 193 milyar TL’ye ulaşmıştır. Konut kredilerinden faydalanarak ev sahibi olan aile sayısı ise 2,5 milyon kişiyi aşmış bulunmaktadır. Şubat 2018 itibarıyla 493 milyar TL’ye ulaşan bireysel kredilerin yüzde 39’unu konut kredileri oluşturmaktadır. Konut kredilerinin faizleri de yüzde 53’ten yüzde 14’e gerilemiştir.
Mali sistemde nakit dışı araçların kullanımlarında iyileşme sağladık. İhtarı çekilmiş, icra takibi başlatılmış ya da banka tarafından takip olunan krediler grubunda sınıflandırılmış kredi kartı borçlarının, yeni bir ödeme planına bağlanması imkânını getirdik.
Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanununu çıkararak kart piyasasının da etkin bir şekilde işleyişini sağladık.
2017 yılında Karekodlu Çek Uygulamasını hayata geçirdik. Aralık 2016’da yüzde 3,4 olan karşılıksız çek oranı Mart 2018 itibarıyla yüzde 1,9’a gerilemiştir.
İktidarlarımız döneminde faizsiz finans sektörünün önemli bir atılım yapmasını sağladık.
-
Kamuya ait iki yeni katılım bankasını faaliyete geçirdik. Katılım bankacılığının payı 2005’teki yüzde 2,4’ten Şubat 2018’de yüzde 4,9’a yükselmiştir.
-
Faizsiz finans usullerine göre faaliyet gösterecek katılım sigortacılığı düzenlemelerini hayata geçirdik.
-
Faizsiz finansmana vergi desteği sağladık. Bu kapsamda son yıllarda önemli bir gelişme kaydeden “kira sertifikaları” (SUKUK) ile ilgili piyasayı geliştirici adımlar attık, vergi mevzuatını düzenledik.
-
Yastık altında tutulan altınların ekonomiye kazandırılması amacıyla vatandaşlarımıza yönelik altın tahvili ve altına dayalı kira sertifikası gibi yeni borçlanma araçları geliştirdik.
Bireysel Katılım Yatırımcıları (Melek Yatırımcı) ile ilgili düzenleme yaptık. Bugüne kadar 451 kişiye Bireysel katılım yatırımcıları lisansı verdik.
Bireysel Katılım Sermayesi Sistemini hayata geçirdik. Sistemle KOBİ’lerin finansmana erişim sorunlarının giderilmesini, işletmelerin daha profesyonel ve kurumsal bir yapıya kavuşmalarını, yatırımların ve istihdamın artırılmasını amaçlıyoruz.
2003 yılında bireysel emeklilik sistemini (BES) hayata geçirdik. BES’in kapsayıcılığının artırılması hedefi doğrultusunda 2013 yılından itibaren sistemde yatırılan katkı paylarına yüzde 25 doğrudan devlet katkısı vermeye başladık.
Sigortacılık alanında önemli reformlara imza attık. Bu kapsamda;
-
Tarım Sigortaları Havuzunu tüzel kişiliğe kavuşturduk. Tarım ve hayvancılıkla uğraşan vatandaşlarımıza yüzde 50 oranında prim desteği sağladığımız devlet destekli tarım sigortaları uygulamasını 2006 yılında başlattık.
-
2007 yılında yeni bir Sigortacılık Kanunu çıkardık.
-
2008 yılı itibarıyla trafik kazasına karışanlar tarafından hızlı bir şekilde kaza tespit tutanağı düzenleme imkânı sağladık.
-
2011 yılında, trafik kazalarından kaynaklı tedavi gideri ödemelerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmasına yönelik düzenlemeler yaptık.
-
2012 yılında Afet Sigortaları Kanununu yürürlüğe koyduk.
-
2017 yılı Nisan ayı itibarıyla zorunlu trafik sigortası primlerinin makul seviyelerle sunulabilmesine yönelik azami prim uygulamasını başlattık.
-
2017 yılında yapılan değişiklik ile banka teminat mektubunun muadili olan kefalet sigortalarının kamu ihalelerinde kullanımını sağladık.
Sermaye piyasalarını geliştirdik ve derinleştirdik. Bu kapsamda; Yeni Sermaye Piyasası Kanununu yasalaştırdık.
Takasbank-Merkezi Kayıt Kuruluşu sistemi ile entegre bir şekilde, tam otomasyona dayalı olarak gerçekleştirilen Türkiye Elektronik Fon Dağıtım Platformunu (TEFAS) faaliyete geçirdik.
Sermaye piyasalarında 2003 yılında yüzde 24,9 olan halka açıklın oranı, 2017 de yüzde 40’lara ulaşmıştır. 2003’te 298 olan Borsadaki halka açık şirket sayısı 2017 de 399’a çıkmıştır.
2002 Yılında Halka açık Şirketlerin Piyasa değeri 34,4 milyar dolardan, 2017 yılında 233,4 milyar dolara ulaşmıştır. 2002-2017 arasında birincil ve ikincil halka arzlarla piyasaya sağlanan toplam fon miktarı yaklaşık 54 milyar dolara ulaşmıştır.
Yeni nesil bir finansman aracı olarak “kitle fonlamasını” hayata geçiriyoruz. Bu kapsamda tek başına kayda değer bir etki oluşturmayacak sayıda kişinin ufak meblağlar ile bir girişime fon sağlamasına yeni nesil bir finansman aracı olarak imkân sağlıyoruz.
Kentsel dönüşüm faaliyetlerini yürütmekle görevli kuruluşlara, hakların devredilmesine imkân sağlayacak şekilde gayrimenkul sertifikası çıkarabilme imkânı tanıdık.
Ülkemizde faaliyet gösteren altyapı şirketlerinin altyapı gayrimenkul yatırım ortaklıklarına dönüşümlerini teşvik ederek altyapı yatırımlarının sermaye piyasaları aracılığıyla yapılmasına imkan sağladık.
Tarım ürünlerinin işlem göreceği ürün ihtisas borsalarının altyapısını oluşturduk.
b. Neler Yapacağız
Mali piyasalar ve finansal hizmetler alanında önümüzdeki dönemde de dinamik bir bakış açısıyla yenilikçi politikalar uygulayacağız. Finansal piyasalarda derinliğinin artırılmasına önem verecek, halka açık şirketleri destekleyeceğiz.
Finansal sektörün reel sektörün finansmanındaki etkinliğini ve finansal ürün çeşitliliğini artıracağız. Bu kapsamda;
-
Reel sektörün finansmanında sermaye piyasasından daha fazla yararlanılmasını sağlayacağız.
-
Kredi Garanti Fonunu öncelikle yatırım ve ihracatın desteklenmesinde kullanacağız.
-
Türkiye Varlık Fonu’nun finansal piyasalardaki etkinliği artıracağız.
-
Finansal hizmetler sektörü üzerindeki maliyetleri düşüreceğiz.
İstanbul Uluslararası Finans Merkezi (İFM) Projemizi önümüzdeki dönemde hızlandırarak etkin ve güçlü bir mali piyasa yapısı oluşturacağız.
İFM kapsamında, ülkemizin finansal piyasalarda rekabet gücünü artırarak daha fazla finansal işlemin ülkemizde yapılmasını sağlayacak vergisel düzenlemelere devam edeceğiz.
İstanbul Tahkim Merkezini daha etkin hale getireceğiz.
Finans sektöründeki tüketici ve yatırımcı haklarını, kurumsal yönetim ilkeleri çerçevesinde şeffaf, âdil ve teşvik edici uygulamalarla güçlendireceğiz.
Yatırımlara, uzun vadeli finansman sağlayan kalkınma bankacılığını geliştireceğiz. Bu amaçla Kalkınma Bankasını yeniden yapılandırarak teknolojik girişim bankasına dönüştüreceğiz.
Emlak Bankasını sektöre yeniden kazandırarak ekonomik gelişime katkı sağlayacağız.
Mali piyasalarda Ar-Ge faaliyetlerini destekleyeceğiz. Teknolojik gelişmelere ve ortaya çıkan ihtiyaçlara paralel olarak, ödeme sistemlerini güçlendireceğiz.
Yurtiçi tasarrufların artmasına katkı sağlayan finansal okur yazarlığı yaygınlaştıracağız.
Yatırımcı tabanını genişletip ve piyasaları çeşitlendireceğiz. Daha fazla uluslararası yatırımcıya ulaşmak amacıyla 2018 yılı içerisinde ilk defa Çin tahvil piyasasında bir borçlanma işlemi gerçekleştirilmesine ilişkin çalışmalarımızı geliştirerek diğer ülkelere yaygınlaştıracağız.
Sigortacılık sektörünü daha da geliştireceğiz. Bu kapsamda sigortacılık ve özel emeklilikle ilgili faaliyetlerinin daha şeffaf ve öngörülebilir olmasını sağlamak ve kamuoyunu aydınlatmak amacıyla Sigortacılık ve Özel Emeklilik Sektörleri Gözetim ve Denetim Politika Belgesini hazırlayarak uygulamaya koyacağız.
Zorunlu deprem sigortasının yaygınlaştırılmasını sağlayacağız. DASK’ın teminat kapsamını sel, fırtına gibi diğer afet risklerini de kapsayacak hale getireceğiz.
Şirketlerin alacaklarının tahsilat riskine karşı teminat sağlayan bir sigortacılık ürünü olan alacak sigortasının, ülkemizdeki KOBİ’ler arasında yaygınlaşmasını sağlayacağız.
Faizsiz finans sektöründe uluslararası işbirliğini artıracağız. Ülkemizi bu alanda bölgesel bir merkez haline getireceğiz.
Ülkemizde faizsiz finans sisteminin daha hızlı ve sağlıklı bir şekilde geliştirilmesi ile ülkemizin uluslararası finans merkezi olma vizyonuna katkı sağlaması için uzun dönemli ve bütüncül yaklaşımla bir faizsiz finans politika belgesi hazırlayacağız.
Katılım bankalarımızda risk-paylaşımına dayalı finansman modellerinin yaygınlaştırılmasını sağlayacağız.
Katılım finans şirketlerince ortaklaşa olarak KOBİ finansmanı sağlayacak bir kitle fonlama şirketi kurulmasını sağlayacağız.
Altyapı başta olmak üzere kamu yatırımlarında faizsiz finans araçlarının payını artıracağız.
Katılım bankaları açısından finansal teknoloji (Fintek) ekosistemini geliştireceğiz ve finansal hizmetleri tabana yayacağız.
Hazine destekli kredi garanti uygulamasını yatırım ve ihracat ağırlıklı olmak üzere sürdüreceğiz.
Tek Hazine Kurumlar Hesabını kuracağız. Bu hesapla kamunun nakit kaynaklarının Hazine tarafından tek bir hesapta izlenebilmesi ve kamu nakit kaynaklarının banka hesaplarında atıl olarak beklemesinin önüne geçilmesi yoluyla kamu nakit yönetimi etkinliğini artıracağız.
Altyapısını oluşturduğumuz tarım ürünlerinin işlem göreceği ürün ihtisas borsalarını çeşitlendirecek ve aktif bir biçimde faaliyete geçireceğiz.
Dostları ilə paylaş: |