Tuzda Varoşu'nun özellikleri
Bu mahallin dağlarından kaya kaya tuz keserler. Bu ibretlik yeri görmeyen, cihanı dolaştım demesin. Allah saldasın yerin altından tuz çıkar mağaralarına kanlı ve hırsızlar koyup tuz keserler. Asla adama benzemez bir alay gul-yabana benzer insan sıfatlı suçlulardır ki Ferhad gibi Ferhadî külünkler ile dağ delici gibi uçsuz bucaksız dağları mağara mağara delip tuz çıkarırlar. 40 bin altın hâsıl olur büyük eminliktir. Bütün sınır boylarına tuz bu Tuzda şehrinden gider, gayet lezzetli tuzdur ve halkı tamamen tuzculardır. Ali Paşa'nın (—) tarihinde bu şehri viran edip nice yüz esir aldığı yukarıdaki cildde ayrıntılı olarak yazılmıştır. Ama şimdi acayip bakımlı ve şenlikli olup tuz mağaralarını seyrettik. Oradan 6 saat kıble tarafına gidip,
Mamur Dijle Köyü: Henüz bir kasaba gibi mamur olmuş. Oradan 5 saatte ovaları ve mamur köyleri geçip, Entivar Kalesi'nin özellikleri
Bu da (—) tarihinde geldiğimizde bir mamur ve süslü küçük kale ve bir büyük canlı varoş idi. Budin Veziri Çarkacı İsmail Paşa'nın Budin askeriyle yakıp yıkıp bütün halkını esir ettiği yukarıda yazılıdır. Şimdi evvelkiden bin kat daha mamur olmuş, kalesi de onarılıyordu. Kalesinin havalesi olan dağlar bağlardır, Mahbûb ve mahbûbeleri vardır ve halkı debbağ ve
364
sağlıklıdır. Zira suyu, havası, yapısı ve ekinlikleri çoktur. Oradan (—) saatte,
Zenvar Varoşu'nun özellikleri
Daha önce kale imiş. (—) tarihinde Yanova beyi Tatar Han Kardaş Kazak'la bu mahalle gelip bu kaleyi berbat etmişti, hâlâ hâli üzere kalmış. Ama bir bakımlı ve süslü büyük varoşu var ki benzeri Orta Macar diyarında meğer Dobroçin şehri ola. Ali Paşa zamanında yakılmıştı, hâlâ yine mamur olmuş. Hakir daha önce görmemiş idim. Bir dağ dibine kurulmuş, tamamen bağ ve bahçeler içinde akarsuyu bol İrem Bağı gibi şenlikli bir varoştur ki hâlâ denksiz ve benzersizdir.
Oradan (—) saat kıbleye dağlar aşıp bizim Yanova Kalemizle Göle Kalemize uğrayan Kiriş Nehri'nin başından atlar ile geçip oradan kıble tarafına dağlar aşıp,
Jidek Köyü menzili: O kadar mamur köy değildir. Oradan 3 saatte kıbleye gidip,
Şebeşvar Kalesi'nin özellikleri: Serasker Ali Paşa ile vardığımızda berbat etmiştik. Şimdi evvelkinden bin kat fazla bakımlı gördüm. Oradan kıble tarafına (—) saat gidip,
Kılbın Köyü menzili: Ölen Köprülü Vezir'in çerağı Barçay Kral'ın hassı köyüdür. Oradan bir saat ismini bilmediğim bir küçük varoşu ve (—) saat daha gidip dağlar içinde,
Bonaç Köyü menzili: Gayet mamur köydür ve reayası tamamen [92a] Kara Eflâk keferesidir. Bu mahalden Saz Maca-rı Vilâyeti'ne kadar bütün reayası Kara Eflâk'tır, zira Eflâk Vilâyeti'ııde beyleri gayet fazla zulmeylediklerinden tüm Eflâk reayası "Adl-i adalettir" diye Erdel diyarında yerleşip krala birer altın haraç verirler, başka vergileri yoktur. Kara Ulah reayası pistir, ama Macar reayası ve askerîsi paktir.
Oradan yine kıbleye doğru dağlar ve ormanlar aşıp 8 saatte, Erdel kralı taht merkezi, yani Belgrad Kalesi'nin anlatılmasıl
Bu yeryüzünde 4 Belgrad'dır. Rumeli'nde Arnavut Belgradı, Tuna Belgradı, Ustolni-Belgradı ve bu Erdel Belgradı gayet mamur idi. İlk defa (—) tarihinde Yanova fethine giderken Kırım Hanı Mehmed Giray Han Sultan Kardaş Kazak ile bu Belgrad'ı kuşatıp bir günde fethinden sonra yaktı.
365
-
Daha sonra (—) tarihinde Seydî Ahmed Paşa ile yine berbat ettik. Sonra mamur olup yine (—) tarihinde Serdar-ı Ekrem Ali Paşa ile gelip harap ettiğimiz tamamen yukarıdaki (—) ciltte ayrıntılı olarak yazılmıştır. Şimdi Abobi Mihal kalesi, kiliseleri, çarşı pazarı, hamam ve hanları ve haneleri Moriş Nehri kenarına kadar ve bir tarafı badem ağacına kadar öyle bakımlı ve şenlikli olmuş ki anlatılmaz. Krallara mahsus yanan saray o kadar süslü ve mamur olmuş ki benzeri meğer Çek Vilâyeti'nde Çek kralının Fırandon Sarayı ola.
Hamd olsun, kralı burada bulup bir büyük divanda bu hakirle buluşup "Hay Evliya Çelebi, hoş geldin." diye tazimler etti. Zira (—) tarihinde Ali Paşa ile Erdel'in ta Tise Nehri kenarına veya Seykel Vilâyeti'ne varıp geldikten sonra Udvarhel Kalesi altında bu keferenin elinden Melek Ahmed Paşa efendimiz yapışıp Serdar Ali Paşa'ya götürüp büyük divanda müstakil kral olup efendimiz Melek Ahmed Paşa'mn asaleten çera-ğı olduğundan eski hukukumuz vardı. Şimdi bize bir hayli izzet ikram edip yanında beraber tahta oturttu. Varat Veziri Hısım Mehmed Paşa'nın ve Yanova Veziri Cerrah Kasım Paşa'nm dostluk mektuplarını elden ele verip okunduğunda ayağa kalkıp çok hoşlanıp,
"Niçin sizin Varat'a yakın garip Seykelhit Kalesi'ni ve benim Adorban Kalesi'ni yıktınız? Yazık, çok yazık, size bir gün lazım olurdu" deyince hakir,
"Seykelhit Kalesi'nin yıkılmasını Nemse çasar imparatoru rica eyledi, onun için yıktık. Adorban Kalesi'ni Ali Paşa sulhta yıkıp siz yine yapmışsız. Padişahdan hatt-ı şerif gelip yıktık" dedim. Çok üzüldü.
Sonra koynumdan Nemse çasarınm hakire verdiği 7 kral için hattını Erdel kralı eline verdiğimde aklı başından gidip ayak üzere kalkıp çasarın kâğıdını divanda olan bütün kâfirlere gösterince bütün kâfirler başlarından çeşit çeşit kalpaklarını çıkarıp benim verdiğim kâğıda doğru sanki secde edip hamd ettiler.
Hemen gördüm ki, kralın gözleri yaş ile dolup tercümanlar çasarın hattını okudu. Ne yazdığı kral tarafından öğrenilince hemen kral kalkıp bu hakirin koltuğuna girip,
"Hoş geldin, yüzüm basa geldin. Benim eski dostum" deyip hakiri halvethanesine götürüp çok çok büyük izzet ve ikramlarda bulundu. Kendi sarayında 3 adet oda döşeyip büyük ihtiyaçlarımızı, şeker, tarçın ve karanfile kadar verip gece gündüz kendisiyle, May Fırav adındaki kraliçesi ve bu kadar güzel Macar kızlarıyla hüsn-i ülfetler ederdim. Allah'a malumdur ki gecemiz Kadir Gecesi, gündüzümüz Kurban Bayramı gündüzü ve Hârezmşah nevruzu günü idi. Ama yine adamlarımla beş vakit namaza devam edip ezân-ı Muhammedi'yi yüksek sesle okumama engel olmazlardı. Çek Vilâyeti'nde iken kral sarayında kölelerim yüksek sesle ezan okuduklarında engel olup Halveti sesle yine ezân-ı Muhammedi okurduk. Ama bu Erdel kralı yanında zevk ettik.
Ertesi gün sepetimizden Nemse çasarı veziri koca Ru-dolfoş'un, Vezir Palatinuş'tın, Vezir Zoza'nın, Vezir Mantiku-kula'nın, baş irşeklerin ve bazı nemeşleriıı mektuplarını Erdel kralına verince çok hoşlandı. Çasarla bizim elçi Kara Mehmed Paşa'nın buluşup nasıl saygı gösterilip ikramlar edildiğini, ne için buluşup nasıl muamele olunduğunu sordu. Hakir de sorularına cevaplar verdim. Daha sonra yine uşarlar [kapucubaşı] hakiri konağımıza götürüp tam 3 hafta padişahane türlü türlü avlarda zevk ü safâlar ettik. Sonra hakire 300 Erdel altını, l kese Nagban Ejder Kalesi guruşu, l pastav çuka, 10 top kumaş, 5 karabina tüfenk ve 5 saat verdi. Hanımı May Fırav da bir başka şeyler verdiği sanılmaya, zira iç oğlanları da çok mallar verdiler. Kral, Eflâk ve Boğdan beylerine, iş erlerine, Leh kralına, Var-şalka Kral'a, Krakov kralına, Tımışvar vezirine, Yalı ağası, kal-gay sultan, nureddin sultan ve bizzat Kırım Hanı Mehmed Giray Han'a [92b] götürmede hafif, pahada ağır hediyeler ve mektuplar ile Eflâk ve Boğdan beylerine mektuplar verip, 300 adet de yarar kâfir kılavuzlar koşup kral ve sair iş erleriyle vedalaşıp, Erdel Belgradı'ndan Tımışvar'a, Eflâk ve Boğdan vilâyetlerine gittiğimiz konakları bildirir
Evvelâ o gün 8 saatte,
Vinçaz Kalesi'nin özellikleri
Evvel ve sonra Erdel krallarına tabi Moriş Nehri kenarında büyük bir şehir idi. Daha önce (—) tarihinde İsmail Paşa yak-
366
367
mıştı. Hâlâ o kadar mamur olmamış. Kalesi Moriş Nehri'nin karşı tarafında gökyüzüne doğru uzanmış bir yalçın yüksek dağın başında dört köşe kârgir yapı güzel bir kaledir. Nice dertler belâlar çekip kaleye çıkıp seyretmeye komadılar. Ancak kaptanı taşrada ziyafet edip biraz hediyeler verip gittim. Hâlâ bu kale Erdel kralına isyanda olan keferelerdedir.
Oradan 9 saatte batı tarafa,
Sazvaroş Kalesi'ııin anlatılması
Kalesi bir su kenarında, bir dağ eteğinde ve bir düzlük alanda kârgir taş yapı güzel bir kale ve süslü bir varoş idi. Bunu da Ali Paşa yaktı. Şimdi eskisi gibi imar olmuş, zira gayet verimli, geniş ovalı, bağlı ve bahçeli yerdir. Oradan batı tarafına 7 saatte Moriş Nehri kenarıyla bakımlı ve şenlikli köyler içinde gidip,
Devevar Kalesi
Moriş Nehri'nin karşı tarafında gökyüzüne karışmış bir kudret kalesidir ki Erdel Vilâyeti'nde, Çek ve Leh ülkesinde böyle Kahkaha Kalesi gibi bir hisar yoktur. Moriş Köprüsü'yle geçip kalede bir gece konuk olduk ve canımızın istediği kadar gezip dolaştık. Gerçi batı tarafındaki yüksek dağlar havaledir, ama onlardan bu kaleye asla zarar yoktur ve bir yolla bu kalenin yanına varılmaz. Hatta Ali Paşa ile (—) tarihinde Erdel'e girdiğimizde bu kale asla itaat etmeyip İslâm askerine Moriş Suyu'nu içirmediği yukarıda ayrıntılı olarak yazılmıştır. Sonra Varat Kalesi'ne giderken bizim Lipova Kalesi'nden bu Deve Kalesi'ne Façatlı Ali Ağa biraderini esirlikten kurtarmaya gelmiştik. Bu kaleyi yine doğru dürüst gezip dolaşıp kaptanından hediyeler alıp sonra yine kıbleye doğru 3 saat sahralar içinde gidip Lena Boğazı'nı aşıp,
Barçay Kral Köyü menzili: Muazzam ve mamur Macar ve Eflâk köyüdür. Oradan 6 saatte Hasek ve Haçek de derler, bu ovayı geçip oradan yine batıya İskender-i Zülkarneyn'in yaptığı Demirkapı'yı geçtik. Hamd olsun selâmetle geçtik. (—) tarihinde Ali Paşa ile Erdel seferinden geldiğimizde bu Demirkapı'nın iç yüzünde Haçek Ovası tarafında kar üzerinde konup üç gün üç gecede bu Demirkapı Dağlan ve ormanlarını
aşıncaya kadar kışın şiddetinden 10 bin esir kırıldığı ve bir büyük kıtlık olduğu tamamen yukarıda yazılıdır.
Hamd olsun şimdi esenlikle Demirkapı'yı geçip batı tarafa yokuş aşağı îslâm ülkesi içinde gidip,
Şebeş Kalesi menzili: Daha önce iki kere anlatılmıştır. Oradan yine batı tarafa 6 saatte,
Logos Kalesi: Bunu da Köprülü Mehmed Paşa'nın (—) tarihinde Yanova fethine giderken fethettiği ve iki kere geçtiğimiz de yukarıda anlatılmıştır, ama şimdi bu Logoş'ta konmayıp 4 saat yine batı tarafa gidip,
Tımışvar Kalesi'nin özellikleri
Vilâyet valisi olan Cerrah Kasım Paşa Yaııova'da oturup Erdel kralı mektuplarını hediyeleriyle Tımışvar'da kaymakamı Ahmed Ağa'ya verip bir gece konuk olduk. Sabahleyin hediyeler ile kılavuzlar alıp Tıınışvar'dan kaymakam mektuplarıyla, Eflâk Vilâyeti'ne gittiğimiz konakları bildirir
Evvelâ Tımışvar'daıı kılavuzlarla bir saatte Odun Köprüsü'nü geçtik. Büyük bir ağaç köprüdür ki 6 gözdür. Altından akan Tımış Nehri, Erdel diyarından doğup Şebeş ve Logos kalelerinin hendekleri içinden akan sular bu Tımış Nehri'ne karışır. Bir kolu Tımışvar Kalesi hendeği içinden akarak Pancova Kalesi'ni geçip Tuna Nehri'ne karışır. Odun Köprüsü'nden 7 saatte ova ile kıbleye doğru gidip,
Virse Kalesi'nin özellikleri
Beş altı sene bu serhadleri gezip dolaşmıştım, ama bu Virse Kalesi'ni görmemiştim. Sırp krallarından Dest-pot Kral yapısıdır. Sırpça (—) demektir. (—) tarihinde Fatih Sultan Mehmed fethidir, Gazi Balı Bey eliyle. Sonra Erdel kâfiri bu kaleyi geri aldı. (—) tarihinde Süleyman Han asrında İkinci Vezir Ahmed Paşa Tımışvar fethine giderken bu kaleyi fethetti. Hâlâ Tımışvar Eyaleti'nde voyvodalıktır ve 150 akçe kadılıktır.
Sipah kethüdayeri ve yeniçeri serdarı vardır, ama iç el olmak ile yukarı kale dizdarı, neferleri ve imareti yoktur. Kalesi gökyüzüne çıkmış yüksek bir dağın tepesinde badem şeklinde şeddadi bir taş yapı, güzel bir kaledir ama bazı yerleri haraptır. İçinde kış günleri şehir ayanının çobanları [93a] koyun kışlatırlar. İnsanoğlu sakin değildir.
368
369
Bu kale dört tarafında altışar ve yedişer konak yerden görünür. Batı ve kıble tarafları uçsuz bucaksız ovalı yüksek kaledir. Bu Virse Kalesi'nin aşağısında bir gölceğiz kenarında dörtgen şekilli dolma ve rıhtım sanatlı bir palankası var, büyüklüğü tam 400 adımdır. (—) tarihinde Tımışvar fatihi îkinci Vezir Ahmed Paşa Erdel küffarı katanası için bu aşağı varoş palankasını bina edip katana eşkıyaları aşağı şehri yağmalamış olur. Dizdarı, 20 adet hisar eri, 4 adet sahi topu ve yeteri kadar cebe-haneleri var.
Kale içinde tahta örtülü ve tahta minareli bir camii ve 8 adet yine tahta örtülü nefer evleri var. Kalenin kıbleye bakar bir ağaç kanatlı kapısı, kapı önünde yine ahşap köprüsü ve hendek kenarında bir hoş mahkemesi var. Kalenin batı tarafı bir küçük göldür, içinde çeşit çeşit balıklar avlanır. Virse'nin taşra varoşu
Bu aşağı palanka kalenin kıble tarafında 300 adet tek ve iki katlı geniş, tahta örtülü mamur evlerdir.
Tamamı 3 mihraptır. Mahkeme önünde bir camii var. Çarşı içinde bulunduğundan kalabalık cemaate sahiptir. Bundan başkası mahalle mescitleridir, l medrese, l tekke, 2 mektep, 2 hamam, 2 han, 110 adet dükkân ve 3 adet sebilhanesi var. Bunun da evleri tamamen tahta örtülü bağlı ve bahçeli geniş hanelerdir. Bütün sokakları kumsalca olmak ile kaldırımı azdır, zira o kadar çamur olmaz.
Bu şehrin doğu tarafı, ta yukarı eski kaleye kadar dağları tamamen bağlardır. Havasının güzelliğinden halkı sağlardır. Kırmızı üzümü lezzetlidir, ama suyu biraz çorakçadır, yani biraz acıdır. Halkı zengin bezirgan ve garip dostlarıdır. Gayetle ucuzluk ve bolluk yerdir. Güzeli gayet çoktur.
Bu hakir Tuna Nehri'nin Tımışvar tarafında ve Eflâk tarafında görmediğimiz şehirler olmak ile Tuna kenarıyla gitmeye niyetlenip bu Virse voyvodasından yarar kılavuzlar alıp Virse'den kıbleye doğru 6 saat gidip,
Yeni Palanka'nın özellikleri
(—) tarihinde Fatih asrında Gazi (—) Bey Sırp kâfiri elinden fethetmişti. Zamanın geçmesiyle harap olunca (—) tarihinde Varat fatihi İkinci Vezir Ahmed Paşa Sultan III. Mehmed
Han fermanıyla eski temeli üzerine yeniden Tuna Nehri kenarında dörtgen şekilli bir dolma rıhtım bina güzel bir palanka yapınca ismine Yeni Palanka derler, ama birinci yapısı eskidir. Hisar içinde bir Hünkâr Camii ve 50 adet tahta örtülü haneleri var. Ancak paşanın sarayı tamamen kiremit örtülüdür. Ve hâlâ Modova beyi burada oturur. Hâlâ III. Mehmed Han yazımı üzere Tımışvar Eyaleti'nde Modova beyinin tahtıdır. İki tuğlu paşalara da sadaka olunmuş hoş sancaktır. Beyinin hassı 260.080 akçedir. Ve bütün zeamet sahibi 13 neferdir ve tüm erbâb-ı timarı 123 kişidir, çeribaşı, yüzbaşı ve alaybeyisi vardır. Sefer sırasında kanun üzere bu zeamet ve timar sahiplerinin cebelüleri beyinin tabileriyle 5 bin adet seçkin asker olup Tımışvar muhafazasına memurlardır. Kanun üzere sipah kethüdayeri, yeniçeri serdarı, kale dizdarı, 20 nefer hisar eri, 150 akçe pâyesiyle kadısı, muh-tesibi, emini, bâcdarı, şehir kethüdası ve 7 nefer kale ağaları vardır, ama şeyhülislâm ve nakibüleşrafı yoktur.
Yeni Kale'nin seklini bildirir
Tuna Nehri sahilinde bir yarlı bayır üzerinde dört köşe palanka olup iki kapısı var, biri beri doğu tarafına bakar, biri küçük kapıdır ki Tuna Nehri kenarına bu kapıdan 20 ayak merdiven ile inilir, Tuna tassa 10 basamak merdiven kalır. Varoş tarafına bu büyük kapı üzerinde büyük bir köşkü var, şer'î mahkemesi civarındadır. Ve kapı önünde bir enli derin hendek üzerinde makaralar ile asma çit köprüsü var. Bu köprüden geçip büyük varoşa varmak için Tuna Nehri üzerinde yüz adım gidip bir ağaç köprüden daha geçilir, ondan sonra varoşa girilir. Bu hesap üzere bu kaleyi Tuna Nehri kuşatmış olup bir ada gibidir, zira Tuna'dan ayrılmış bir fırka ensiz su daha vardır. Büyük Varoş'un şeklini bildirir
Adı geçen köprünün başında 50 adet dükkânları, bir hanı ve bir camii var. Tamamı 3 mihraptır ve 4 mahalledir, ikisi müslim ve ikisi kefere mahallesidir. Toplam 300 adet bağlı ve bahçeli tahta şindire örtülü mamur hanelerdir. Burada güzel yapı bir hamamı var, ama Temmuz günleri olduğundan kapalı durup bütün halkı Tuna Nehri'ne girerler. Ayanı kibarı evlerinde soba hamamlarına girerler, zira her evde çömlekten soba vardır.
370
371
Bu şehrin batı tarafından Kraşva Nehri akıp bu mahalle yakın Tuna Nehri'ne karışır, tatlı sudur ama küçüktür. Bu nehrin [93b] ilk çıktığı yer olan Erdel Vilâyeti'nin Kraşva dağlarından gelip Virse Kalesi'yle bu Yeni Kale Ovası'ııdan akıp Tuna Nehri'ne girer. Terhal Nehri, Çalmaş Yaylağı'ndan gelip bu şehrin doğu tarafı dibinde Tuna'ya katılır. Hakir bu Yeni Palanka'dan bir gemiye kılavuzlarımla ve şehir ayanıyla gezmek için binip Tuna'dan karşı kıble tarafına Tuna Nehri'ni geçerken sıkıntılar ve şiddetli rüzgârlar çekerek bir milde karşıya geçip, Ünlü kale, yani sağlam İhram Hisarı'nın özelliklen
897 [1492] tarihinde bizzat Sultan Bayezid-i Velî yapısıdır. Hâlâ Budin Eyaleti'nde Semeııdire Sancağı toprağında voyvodalıktır ve 150 akçe pâyesiyle şerif kazadır, zira nahiyeleri (—) adet mamur köylerdir. Sipah kethüdayeri, yeniçeri serdarı, kale dizdarı, 50 adet neferleri, şeyhülislâmı, nakibüleşrafı, muhtesi-bi, gümrük emini, bâcdarı, haraç emini, mimar ağası ve altı nefer kale ağalan vardır.
İhram Kalesi'nin şeklini bildirir
Tuna Nehri kıyısında bir yalçın kaya üzerinde beşgen şekilli, 5 adet sağlam kuleli ve çepçevre 500 adım büyüklüğünde iki kat şeddadi parlak ve cilâlı yontma taştan bir savaş kalesidir. 5 kulesi dahi şindire tahta örtülü sivri kubbeli yüksek kulelerdir. Hatta hisar içinde bir Hünkâr Camii, bir dizdar hanesi, bu kulelerde cebehaneler ve zahireler ile bir su kuyusu var, yapı cinsinden başka bir şey yoktur.
Batı tarafa bakar bir demir kapısı var, ama iki kat yeni kapıların arası silâhlar ile bezenmiş olup kapıcılar hazır dururlar. Gerçi iç eldir, düşmandan emindir, ama dağlardaki Sırp ve Bulgar haramilerinden korkup kapıyı daima beklerler. Zira bütün şehir ayanlarının kıymetli eşyaları bu iç kalede saklıdır.
Bu kale kapısı olan yüksek kule birbiri içinde iki kat sanatlı ibretlik kuledir. Bu kapının kemeri üzerinde tarihi böyle yazılmıştır, tarih:
Ey veyâr hay rest bedân câm-ı nev, Zi (...) der çemen cânhırâm-ı nev.
372
Sene 997.
Aynı bu nakış üzere yazılmış Farsça şekilli tarihtir ki asla fazlası ve eksiği yoktur. Kalenin topları çoktur. Doğu tarafında hendeği vardır, ama gayet dardır ve batı tarafı yalçın kayalı hisardır. Hatta Tuna kenarı olmak ile bu kayalar tarafında hendek yoktur.
İhram Kalesi Varoşu'nun anlatılması
İsimlenme sebebi odur ki bu kaleyi yapmak için Bayezid-i Velî bu yere gelip bir ihram üzerine oturup,
"Bu ihramım yerinde bana bir kale yapın" diye konuştuklarında mübarek elleriyle ihramın etrafına taşlar yığıp,
"İhramım kalesidir" diye isim verirler. Hâlâ bu kulenin yeri ihram büyüklüğünde yüksek kuledir, onun için İhram Kalesi derler şirin ve süslü bir kaledir.
Bu kalenin kıble tarafında kaleye biraz havale yüksek bir zeminde büyük bir varoş var imiş. Henüz birkaç ay önce yakılıp nice yerleri harap olup hâli üzere yatardı. Ancak kale önünde bir taş yapı ham var, Tımışvarlı Cimcime Defterdar'ın hayratıdır. Şehir henüz imar olup ancak 200 kadar şindire tahta ile örtülü yeni yapı evleri vardır. Tamamı 20 adet yeni yapı dükkânlardır. Bir camii var, bu daha yeni yandığından vakıf tarafından imar olmada idi. Kaleden aşağı bir küçük hamamı var.
Kısacası bu varoş da mamur değildir, ama suyu ve havası, bağı ve bahçeleri güzeldir. Halkı Rumeli tarzı esvap giyip Boşnakça, Sırpça, Bulgarca ve Türkçe konuşurlar.
Bu şehri de gezip yine gemiye binip karşı tarafta Yeni Palanka'ya tekrar geldik. Ertesi gün gezip dolaşmak için birkaç kafa dengi dostlarla yine Tuna gemisine binip Tuna Nehri ile batı tarafına baş yukarı sıkıntı küreğini çekerek 5 saat gittik. Tuna'nın karşı güney tarafı ki Semendire Kalesi tarafıdır, o tarafa yanaşıp bir saat daha gidip,
Köylüc Kalesi'nin özellikleri
Bosna Eyaleti'nde Hersek Sancağı toprağında deniz kıyısında olan Nova Kalesi'nin kuzeyinde Gaçka Ovası sonunda yüksek bir dağın üzerine yapılmış Köylüc Kalesi var, ama bu Tuna Köylücüdür. (—) tarihinde Fatih Sultan Mehmed Han zamanında Gazi Balı Bey eliyle Sırp kralı elinden zorla fethedildi. Hâlâ Budin Eyaleti'nde Semendire Sancağı toprağında voyvodalıktır
373
ve Semendire kadısı naipliğidir. Kalesi Tuna kıyısında bir düzlük yerde beşgen şekilli üç kat şeddadi taş yapı, güzel kaledir ki fırdolayı büyüklüğü tam 1.600 germe adım olup kıble tarafına büyük kapısı ve liman tarafına su kapısı var. Eski yapı olmakla beyaz kale değildir, yani basık eski kaledir ki duvarlarının yüzü karaca ve bazı yerleri alaca, yıkık yerleri var. Ama Semendire Kalesi gibi acayip ve garip 17 adet sivri tahta külâhlı kubbeleri var, iç kalesi dış kaleden yüksektir.
Toplam 20 pare sahi topcağızları var, ama 5 adet topu acayip iri toplardır. İç kalesi küçüktür. Ancak dizdar, [94a] kethüda, imam ve müezzin haneleri, cebehane, tahıl ambarı ve bir Hünkâr Camii var, tahta örtülüdür. Ve aşağı Tuna'ya iner su yolu ve bir kapısı var, başka şey yoktur.
Taşra kalede 140 adet tahta şindire örtülü evleri vardır. Ve 2 mihraptır ve 2 mahalledir. Kara tarafı sağlam hendeklidir ki içinden Tuna akar, ama şehir dışında dağlarda bağlar bezenmiştir.
Beğenilenlerinden beyaz sulu, yemesi hoş kirazı, siyah eriği ve armudu meşhurdur. Suyu ve havasının güzelliğinden mahbûbu gayet çoktur. Mahbûbeleri gayet edepli hatunları olup vilâyeti halkı tüccar, gezgin, hacısı çok, yumuşak huylu, iyi huylu, nimeti bol ve garip dostu Boşnak adamlarıdır ki gayet ehl-i ırzlardır. Ve toplam (--) adet mescitleri ve 2 yerde medreseleri vardır. Ve,
..................(1,5 satır boş)....................
Bu kalenin doğu tarafına yakın büyük Morava Nehri, Coç-ka, Rodnik ve Alacahisar dağlarından toplanıp Belgrad'ın anayolunda Yagodina adlı mahalden ahşap köprüden geçip bu Köylüc Kalesi yakınında büyük Tuna Nehri'ne karışır.
Oradan yine gemiye binip bir saat yokuş aşağı akıp tekrar Yeni Palanka'ya geldik. Ali Modava beyinden kılavuzlar alıp şehir kenarında Terhal Nehri'ni geçip 5 saatte Gazi Ali Bey kolu ile dağlar ve sarp yollar geçip 2 saat daha Tuna Nehri kenarıyla doğu tarafa selâmet gidip,
Eski Medova Palankası'nm özellikleri
Yani Sırpça bal ovası demektir, ama meşhur galat kullanıldığından Modova derler. Daha önce kanun üzere Medova beyi-
374
nin tahtı bu idi. (—) tarihinde Fatih asrında Gazi Balı Bey fethidir. Tuna kenarında dört köşe, iki kapılı bir viranca küçük pa-lankacıktır. İçinde 50 adet tahta örtülü nefer haneleri, bir tahta minareli küçük camii, dizdarı ve 300 adet hisar eri var, Yeni Palanka niyabeti ve voyvodası var, başka hâkimleri yoktur. Ama taşra varoşunda 200 adet bağlı ve bahçeli şindire tahta ve saz örtülü reaya evleri, bir küçük tahta örtülü camii ve bir ekmekçi dükkânı var. Hanı, hamamı ve başka dükkânları yoktur. Ama 10 çeşit balı meşhur olduğundan Medova derler. Bundan yine bir gemiye binip bir saatte Tuna Nehri ile aşağı akıp karşı Semendire toprağında,
Güvercin yuvası, yani Güvercinlik Kalesi'nin özellikleri
Rumeli'nde Dimetoka karası yakınında bir Güvercinlik Kalesi daha var, ama haraptır, içinde insan yoktur, ama bu Tuna Güvercinlik'i mamur kaledir. (—) tarihinde Fatih Sultan Meh-med fethidir, şehit Koca Mahmud Paşa eliyle. Sırplardan pazu kuvvetiyle fethedilmiştir. Hâlâ Budin Eyaleti'nde Semendire Sancağı toprağında voyvodalıktır. Kethüdayeri, yeniçeri serdarı, kale dizdarı, 50 adet hisar eri, emini ve haraç emini, bâcdarı, muhtesibi, mimarbaşısı ve kale tamirine memur mirâhur ağası, 7 nefer kale ağaları, şeyhülislâmı, nakibüleşrafı, 150 akçe pâyesiyle kadısı ve 140 adet nahiye köyleri vardır.
Kalesi, Tuna Nehri kıyısında gökyüzüne baş uzatmış yalçın bir kaya üzerinde altıgen şekilli şeddadi, kârgir, yontma taşlı, savaş yurdu gayet sağlam 7 kuleli ibretlik bir kaledir. 5 kulesi yalçın yüksek kaya üzerinde ve 2 adet kulesi Tuna Nehri döver sarp yüksek kulelerdir. Bu kalenin dört tarafı yalçın kaya üzerinde olmak ile asla bir taraftan bu hisara lağım, tünel ve metris ile zafer mümkün değildir. Sanki Bîsütun Dağı gibi Tuna Nehri içine girmiş yüksek bir burun üzerinde kurulmuş yüksek bir kaledir. İç kalede 7 ev, l tahıl ambarı ve kulelerinde çeşit çeşit cebehane ve zahire için kırmızı darı durur.
Bir Mahmud Paşa Camii ve batı tarafına açılır bir demir kapısı var. Kuleden aşağı ta Tuna Nehri'ne iner bir garip ve ibretlik su yolu var, acayip ve garip sanattır. Taşra kale aşağı Tuna kenarındadır ve toplam 3 mahalle ve 300 şindire tahta örtülü mamur evlerdir.
Dostları ilə paylaş: |