(“Aynı konuda MLKP’yi bir başka örnek olarak verebiliriz. Düşününüz ki, bu hareket, daha düne kadar ‘demokratik kapitalizmi’ ve özünde kapitalist ilişkiler temeline dayanan burjuva cumhuriyetten başka bir şey olmayan ‘küçük-burjuva demokratik cumhuriyeti ’ programatik hedef olarak formüle etmişti. İdeolojik basınç karşısında bugün bunların rötuşlanmış olması işin özünü değiştirmiyor. Zira aynı teorik temel olduğu gibi korunuyor. Bu açıdan bakıldığında, gırtlağına kadar tasfiyeci reformizme battığı bir sırada TDKP'yi hala ‘kardeş komünist örgüt' olarak görmesi ve onunla 'parti birliği' umması hiçbir biçimde bir rastlantı değildi. Nitekim TDKP’nin tümüyle reformist bir çizgiye oturarak ‘kardeş komünist örgüt' olmaktan çıkmasından da MLKP'nin kendi dünkü tutumu hakkında çıkarabildiği herhangi bir ciddi sonuç olamamıştır. 'TDKP Nereye? kitabının oradan buradan ödünç alınmış eleştirilerden derlenmiş olması, ciddi herhangi bir teorik sonuç içermemesi bu açıdan rastlantı değildir. Aynı teorik temel ve sınıfsal karakter, uygun ortamı oluştuğunda, benzer sonuçlar doğrurur, benzer akibetler hazırlar... “ (H. Fırat, Demokrasi ve Devrim, s.16- 17)