Teslimiyetçi Kürt cephesinin emperyalizmden ve başta TÜSİAD oligarkları olmak üzere işbirlikçi tekelci sermayeden demokrasi beklemesi, Kürt sorununun çözümünü de bu gericilik odaklarından gelecek bu sözde demokrasiye endekslemesi herhangi bir yenilik taşımamaktadır. Kürt hareketi “siyasal çözüm” çizgisine kaydığından beri bu böyledir. Şu farkla ki, İmralı teslimiyeti ile birlikte artık tüm umutlar buna bağlanmış, tüm çabalar buna endekslenmiştir. “Kopenhag Kriterleri” teslimiyetçi Kürt hareketinin biricik demokrasi referansı ve programıdır. Bu Kürt sorununa düşünülen sözde çözümün çerçevesini de vermektedir. Bu konuma düşmüş bir Kürt hareketi her türlü gerçek sol ve demokratik değerden kopmuş sayılmalıdır. Bu konumuyla bu hareket, Perinçekçi İP’in yaşadığı türden bir ideolojik çürümeyi ve politik dejenerasyonu kendi cephesinden yaşamaktadır.