Elbette küçük-burjuva zayıflığının ve tutarsızlığının karşıdevrim koşullarında açığa çıkışının bir örneğiydi bu. Ama TDKP’nin teorik tahlillerine ve devrim anlayışına daha yakından bakıldığında bunun bir tesadüf olmadığı da görüldü. Türkiye gibi kapitalist bir ülkede, emek-sermaye çelişkisini olgunlaşmamış tali bir çelişki olarak gören burjuva demokratik devrim(369)görüşünün burjuva reformizmine geniş bir etki alanı sağlayacağı kendiliğinden anlaşılır. Fakat TDKP’de bunu zenginleştiren “özgünlük”ler de bir hayli fazlaydı. Komprador kapitalizm-milli kapitalizm ikilemi içinde, milli kapitalizm ve milli burjuvaziyi, bunların siyasi ifadesi olarak da kaçınılmaz bir şekilde burjuva demokrasisini sürekli olumlayan görüşler, karşı-devrim koşullarında, tasfiyeci, burjuva kuyrukçu eğilimlerin teorik köklerini/dayanaklarını oluşturdu.