HERKÜL: ÖZGÜRLÜK SAVAŞÇISI
Prodüksiyon Hakkında
“Sen sadece efsane misin yoksa efsanenin ardındaki gerçek misin?
Bu yazın aksiyon macera gerilim filmi Herkül: Özgürlük Savaşçısı’nda tüm zamanların en şiddetli efsanesi, ayaktakımı bir guruptan oluşan savaşçıları yöneten gerçek bir insanın göreviyle buluşuyor. Film, ünlü aslan yürekli cesaret sembolünü: devasa görüntüsü ardında çarpan kahramanın kalbini bulmasını daha önce hiç görülmemiş bir biçimde ortaya çıkarıyor. Antik Yunan’ın tüm görevleri içinde en korkutucuları olan ünlü “12 Görev” de dâhil olmak üzere efsanevi maceralarıyla tanınan olan ama geçmişi aklından çıkmayan Herkül, gezgin bir paralı asker olmuştur. Bir grup sadık takipçisiyle birlikte efsanesinden para kazanmaktadır. Ama şimdi Trakya topraklarındaki kanlı iç savaşa son vermek için cesur bir sefere girişirken kendi inanılma sınırlarına itilecektir. Brett Ratner’in tüm zamanların en efsanevi aksiyon kahramanlarından birinin yeni filminde akıl almaz kötü karakterler efsanevi güçlerini, adalete susamış bir dünya ise insanlığını test edecektir.
Paramount Pictures ve Metro-Goldwyn-Mayer Pictures sunar “Herkül: Özgürlük Savaşçısı” Radical Comics’den Herkül: Özgürlük Savaşçısı’nın yapımcısı Steve Moore, senaryo yazarları Ryan J. Condal ve Evan Spiliotopoulos, yönetmeni Brett Ratner’dır. Filmde ayrıca Altın Küre ödüllü Ian McShane (“Deadwood,” “Pirates Of The Caribbean: On Stranger Tides”), Rufus Sewell (“Legend of Zorro”), Aksel Hennie (“Headhunters”), Ingrid Bolsø Berdal (“Hansel & Gretel: Witch Hunters”), Reece Ritchie (“Prince of Persia: The Sands Of Time”), Tobias Santelmann (“Kon-Tiki”), Joseph Fiennes (“American Horror Story”), Peter Mullan (“War Horse,” “Top of the Lake”), Oscar adayı John Hurt (“Harry Potter And The Deathly Hallows”), Altın Küre adayı Rebecca Ferguson (“The White Queen”), Isaac Andrews (“Blackwood”) ve Irina Shayk rol almaktadır.
Herkül: Özgürlük Savaşçısı’nın yapımcıları Beau Flynn, Barry Levine ve Ratner’ın Sorumlu Yapımcılar; Ross Fanger, Jesse Berger Peter Berg ve Sarah Aubrey. Kamera arkası ekipte Oscar adayı görüntü yönetmeni Dante Spinotti (“The Insider,” “LA Confidential”), yapım tasarımcı Jean-Vincent Puzos (“10,000 B.C.”), kurgu Mark Helfrich (“X-Men: The Last Stand”) ve Julia Wong, kostüm tasarımcı Jany Temime (“Skyfall”)’dır. Müzik Fernando Velázquez’e, görsel efektler süpervizörü John Bruno (“Avatar”), ikinci birim yönetmeni Alexander Witt (“Skyfall”) ve akrobasi koordinatörü Greg Powell’dır (“Fast & Furious 6,” “Harry Potter” serisi).
ESKİMEYEN BİR EFSANE... BİR 21. YÜZYIL MACERASI
Güçlü eylemleri ve cesaretiyle bilinen yarı tanrı Herkül’ün ölümsüz hikayesi, yönetmen Brett Ratner ve başrol oyuncusu Dwayne Johnson adrenalini yüksek 21. yüzyıl yeniden yapımında Herkül’ü, korkunç hainliklerle dolu dünyada kendi bilgisiyle hayatta kalma mücadelesi veren bir insan olarak modern bir biçimde hayata getiriyor.
Herkül’ün bu versiyonu aslanları ve zebanileri yenmiş, herkesin korktuğu ve süper insan şampiyon olarak görülen bir simgedir ama içinde trajediyle yaralanmış ve arkasında bırakacaklarından emin olmayan biridir. Beş sadık arkadaşıyla birlikte imparatorluğu dolaşarak altın karşılığında hizmetlerini sunar ve düşmanlarını korkutmak için ünlü gücünü kullanır. Ama komşu Trakya’nın yardımsever hükümdarı ve kızı, korku saçan savaş komutanını yenmek için Herkül’ün yardımına başvurduklarında Herkül artık etrafını saran efsanelere kullanamaz.
Kendi efsanesine inanmayı ve insanların inandığı kahraman olmayı öğrenmesi gerekecektir.
Dwayne Johnson şöyle anlatıyor; Herkül hakkında bir film yapmak benim için çok uzun zamandır tutku duyduğum bir proje oldu. Herkül yüzyıllardır ben de dahil bir çok kişiye ilham vermiş bir karakterdir. Ama bu kez izleyicilere daha önce hiç görmedikleri bir Herkül sunmak istedik. Bu filmde Herkül’le tanıştığımızda pişmanlıklarla acı çeken, sadece altın için savaşan bir sürgündür. Kendi sorunlarının üstesinden gelmesi ve insanların olmasını istediği adam olmak için yüreğini bulması gerekmektedir.”
“Bizim Herkül’ümüzün farklı yanı bir Yunan tanrısının oğlu olduğu gerçeğini reddetmiş sıradan bir insan olmasıdır. “ diye ekliyor Brett Ratner. “Her efsane gerçek bir hikayeyle başlar ve çizgi roman Herkül –Trakya Savaşları’na dayanan senaryoyu okuduğumda beni etkileyen şu oldu; o kadar gerçeklere dayanıyordu ki hissedebiliyordunuz. Beyaz perdeye taşımak istediğim de bu oldu.”
“Rush Hour” serisinden “X-Men: Last Stand”e kadar güçlü aksiyon filmlerine yabancı olmayan Ratner için “Herkül: Özgürlük Savaşçısı”nı yapmak bugüne kadarki en destansı filmi üzerinde çalışmak ama aynı zamanda güçlü anti kahramanlar döneminde Herkül’ün yerine dikkat çekmek anlamına gelecekti. Yönetmen şunları söylüyor; “Bu herkesin izlemekten hoşlandığı sürekli aksiyon, mizah, zorlu savaşlarla dolu bir film. Ama umarım insanlar filmden aynı zamanda Herkül’ün inancını hissederek çıkacaklar.”
Herkül imajını yeniden yaratma fikri, İngiliz çizgi roman yazarı Steve Moore’un kurtarılmayı bekleyen, güvensiz, düşmüş bir kahramanın hikâyesiyle okuyucuları heyecanlandıran Radical Studios’un çizgi roman dizisi Herkül: Trakya Savaşları ile başlamış. Radical’ın kurucu ortaklarından Barry Levine ve Jesse Berger ilk aşamalarda bile görsel açıdan azimli olan çizgi romanın beyaz perdeye sıçramasını ve genelde fantaziye kaçan ya da hatta animasyon olan klasik mitolojiye dayanan filmlerin kalıplarını kırmasını umut etmişler.
Çizgi roman, ilk olarak Radical’ın ofisini ziyaret eden Johnson’ın ilgisini çekmiş. “Çizgi romanları, Herkül’ü benzersiz bir şekilde ele alıyordu ve hepimizin dikkatini çekti. Herkül’ün bütün havalı efsanelerini alıp hikâyeye modern bir güç verecek şekilde değiştirmişler. İzleyicilerin henüz aşina olmadığı bir Herkül vardı.”
Kısa bir süre sonra Ratner projeye katılmış ve Radical Comics bu sinerjiden heyecan duymuş. Levine şunları söylüyor; “Brett’in de çocukluğundan beri Herkül’ün hayranı olduğu ortaya çıktı. Kontrolsüz bir heves ve tutku kattı ve olağanüstü fikirler getirmeye başladı.”
O fikirler, Herkül’ü değişken ittifaklar, askeri zaferler, kabile kargaşaları ve imparatorluk hırslarıyla dolu değişen bir zamanın merkezine koyan senaryo yazarları Ryan Condal ile Evan Spiliotopoulos’un eseriyle bir araya gelmiş. Efsanevi güçlere ihtiyaç duyan bir dünya ama Herkül o güçlere sahip olduğuna tam olarak ikna olmamıştır.
Flynn’e göre senaryo Herkül efsanesini yorumlamamış. “Kendisiyle ilgili ünlü efsaneyi tümüyle reddetmiş ve pes etmeye çok yakın olduğunu görüyorsunuz. Ama kendi içindeki sorunları temizlemesi ve yeniden bütün olması için son bir şansı var.”
Herkül rolünün Johnson’a verilmesiyle birlikte senaryo yeni bir boyut kazanmış. Spiliotopoulos şöyle söylüyor; “Dwayne’in gelmesiyle birlikte Herkül’ün eğlencesini ve karizmasını ortaya çıkarmaya başladık. İzleyicilerin Dwayne’in mizahından, büyüleyiciliğinden ve Herkül’ü konu alan bir yaz aksiyon filminin heyecanından keyif almalarını istedik.”
Johnson şöyle özetliyor; benim için ‘Herkül’ün vurgusunun tam da paranın üzerinde olması gerekiyordu. Mizah, duygu ve büyük, destansı aksiyon arasındaki dengeyi bulmalıydı. Bence bunu yapmayı başardık ve eğlenceli karakterlerin hikâyelerinin gerçekçi olmasını sağladık. Ben Herkül’ün hoş bir büyüye sahip olmasını ve fiziksel olarak her şeyin insanların her zaman hayal ettiği gibi olmasını istedim.”
KAST & KARAKTERLER
HERKÜL/Dwayne Johnson:
Zeus’un oğlu olarak doğmuş ama artık ününün son kalıntılarıyla yaşayan çok insan bir savaşçı. Ta ki inançla birleştiğinde gücünün yapabileceklerini keşfedinceye kadar.
Herkül’e hayat vermek, hem simgesel ustalığına hem de nükteli, mıknatıslı büyüleyiciliğine can vermek için açık bir seçenek olarak öne çıkan tek bir kişi vardı: Dwayne Johnson. Yunan efsanesi gibi, aksiyon yıldızı da pop kültür simgesi olarak ortaya çıkmış, Dünya Güreş Eğlencesi süper yıldızından aksiyon kahramanına ve filmlerin en çok aranılan başrol oyuncusuna dönüşmüştür. Johnson karakterin sadece tüm özeliklerine sahip olmakla kalmamış, aynı zamanda çocukluğundan beri hiç durmadan oynadığı bir role sahip olmuş.
Ratner şöyle söylüyor; “Dwayne, Herkül’ü oynamak için doğmuş ve onu canlandırmaya kendini adaması inanılmazdı. Her gün şafaktan itibaren antrenman yaptı. Tabii ki Dwayne daha önce de çok sayıda büyük aksiyon filmi yapmış. Ama daha önce buna benzer bir rolde oynadığını sanmıyorum. Bunda büyük bir gösteri, savaşlar ve eğlence ile inanılmaz bir duygu ve cesaret var.“
Johnson şunları söylüyor; “Ben Herkül’e hayran olarak büyüdüm. Hollywood’a girdiğimde konuştuğum ilk proje buydu. Yani bu benim için uzun yıllardır yapım aşamasında olan bir film ve rol.“
“Ayrıca hep peştamal giymek isterdim.” Diyerek şaka yapıyor.
Proje başlar başlamaz Johnson da kendisini zorlayan, zaten olağanüstü olan fiziğini yontan, güçlendiren ve dövüş becerilerini geliştiren 8 aylık bir antrenman programına başlamış. Ama aklındaki kaslı ana kusurlu – alaycı, inanılmaz korkunç ve birebir dövüşte usta ama yine de efsaneleştirildiği kahraman olması için bir neden arayışında olan Herkül’ü yaratmak için tüm bunlar gerekliydi.
Johnson şöyle anlatıyor; “Bana göre ikonik Herkül için tek bir şansınız vardı. Bu yüzden kafamdaki versiyonun izleyicilerin beyaz perdede göreceği Herkül olacağından emin olmalıydım. Aklımdaki bir insanın deneyimli hayvani yanıydı ve aşırı güç, kondisyon antrenmanı ve gerçekten sıkı bir diyet gerektireceğini biliyordum.”
Şunları ekliyor; “O tür bir fiziği yaratmak ve korumak detaylara dikkat ister. Bazen kardiyoyu bırakmanız ya da eklemeniz, günde üç antrenman yapmanız, günlük kalori alımını 8000’e çıkarmanız veya kalori azalmanız gerekebilir. Çok zordur ama Herkül’ü oynamak da zor olmalı!”
Yapımın başlamasından kısa bir süre önce önemli bir operasyon geçirmek zorunda kaldığı için olduğundan da aşırı olan rolün tüm fiziki talepleri için Johnson, Herkül’ün sözde yarı tanrı olarak yaşadığı değişken duygular ve ilişkileri kucaklamakla da aynı oranda ilgiliymiş.
Johnson şunları söylüyor; “Onunla ilk tanıştığımızda Zeus’un oğlu olup olmaması onun için önemli değil. Onun için önemli olan tek şey geçmişin hatalarını düzeltmektir. Ama etrafında kardeşlerinden oluşan bir grup vardır ve Herkül’ü daha iyi bir insan olabileceğine inanmaya zorlayanlar onlardır.”
AMPHIARAUS/Ian McShane:
Kâhin Amphiaraus, Herkül’ün paralı askerler grubuna çok ihtiyaç duyulan manevi bir danışman olarak katılır. Kendi ölümünün vizyonunu görmüş biri olarak tek bir damla korkusu olmadan savaşır çünkü henüz zamanının gelmediğine inanır. Önemli rolü, günümüzün en ilgi çekici oyuncularından biri olan, HBO’nun “Deadwood” dizisindeki dolandırıcı Al Swearengen rolüyle dikkatleri çeken ve komediden aksiyona kadar çeşitli çok yönlü karakterleri canlandıran Altın Küre ödüllü Ian McShane canlandırmıştır.
Ratner şöyle söylüyor; “Ian muhteşem, karakteri Herkül’ün kafasına tek bir şeyi sokuyor; korkularınla yüzleş”. Johnson şunları ekliyor; Ian geldi ve bu rolü gırtlağından yakaladı.”
McShane, karaktere hemen çekilmiş. “İnsanın eylemleri için tanrıları suçlama, kendi kaderinin sorumluluğunu almalısın, diyen biri” diyor.
Ayrıca birbirine bağlı bir aksiyon grubunun parçası olma fırsatı da ilgisini çekmiş. Şöyle söylüyor; “Bu film westernlerde ve samuray filmlerindeki, her bireyin kendi gündeminin olduğu ama grup olarak birlikte olmanın bir yolunu bulmak zorunda kalan bir grup hainin yer aldığı büyük geleneği takip ediyor. Bunlar para için savaşan biraz tehlikeli paralı askerler ama şimdi daha büyük bir çağrı buluyorlar.”
Ölemeyeceği inancı da dâhil olmak üzere inancına sadık olan birini canlandırmak da olağanüstü bir meydan okumaydı. “Amphiarus korkusuz biri. Ama aynı zamanda aptal değil.” Diyor McShane. “bence gerçekten Herkül’e hepsinin doğru olanı yapabileceklerini hatırlatmak istiyor.”
AUTOLYCUS/Rufus Sewell:
Autolycus, Herkül’ün şaşırtıcı gücüne sahip olmayabilir ama keskin zekâsıyla çok daha fazlasını telafi etmiş ve Herkül’ün baş strateji uzmanı olmuştur. Son dönemde “Abraham Lincoln: Vampire Hunter” da izlediğimiz İngiliz oyuncu Rufus Sewell, Herkül’ün esprili arkadaşı rolünü canlandırıyor.
“Autolycus ve Herkül çok eskiden tanışıyor. Birbirlerine hep destek olmuşlar.” diye açıklıyor Sewell. “Aralarında kelimelerin ötesinde bir iletişim var. Hep birlikte çalışmışlar ve bu Autolycus için büyük bir onur kaynağı çünkü Herkül’ün herkesten daha iyi olduğunu biliyor.”
Aynı zamanda Autolycus’un Sewell’in eğlenceli bulduğu küstah bir yönü de var. Sewell şöyle itiraf ediyor; “Biraz iş çeviren biri. İğneleyici bir dili ve Herkül’le arasında gerçek bir mizah anlayışı var. Operasyonun sadece beyni değil, aynı zamanda her zaman altın para basımını düşünen kişi de o. İyi bir kalbi var ama genelde gizli tutuyor.”
Autolycus savaşta bir dizi bıçağı kendi avantajı için kullanıyor. Sewell için bu rolü kabul ettiği andan itibaren eğitime başlaması gerektiği anlamına gelmiş. Şunları söylüyor; “Dwayne Johnson’ın yanında olacağınızı biliyorsanız ve uzaktan da olsa aynı türden olduğunuza inandırıcı olacaksanız çok fazla antrenman olacağını da biliyorsunuz. Dövüş antrenmanı, ağırlık ve silah antrenmanları yaptım. Paralı asker olduğumuz için filmdeki dövüşler çok yerinde. Çok fazla süslü hareketler yok. Aynı zamanda filmin sevdiğim yanı çok fazla mizah ve insaniyet içermesi.”
TYDEUS/Aksel Hennie:
Dilsiz Tydeus, Thebes şehrine yapılan şiddetli saldırının tek kurtulanı olarak Herkül’e sadıktır ama serbest bırakıldığında içindeki hayvan yönetimi ele alabilir. “Headhunters” ile uluslararası şöhreti yakalayan Norveçli oyuncu Aksel Hennie, rolü canlandırıyor.
Flynn şunları söylüyor; “Aksel ‘Herkül: Özgürlük Savaşçısı’ için seçtiğimiz az sayıdaki oyunculardan biri. Olağanüstü bir oyuncu ve biraz vahşi bir savaşçı olan Thebees’in dilsizini canlandırdığı bu sıra dışı rolde harika.”
Hennie, karakterinin dünyayla bağlantı kurma şeklinden çok etkilenmiş. “Bütün bu duygulara ve öfkeye sahip bir karakter olmasını çok sevdim. Ama bunları sözlerle ifade edemiyor. Bu da ona mistik bir yön katıyor.”diyor oyuncu.
Herkül’le ilişkisi hakkında da şunları söylüyor; Tydeus, %120 Herkül’e ve ekibine doğru gidiyor. Bu da onu oldukça tehlikeli kılıyor çünkü ondan istediğin her şeyi yapacaktır.”
Hennie’de oyuncu arkadaşları gibi kendisini çok sıkı bir antrenmana vermiş. Ama büyük Bessi savaşını çektiklerinde bunun ne kadar önemli olduğunun ortaya çıktığını söylüyor. Şöyle diyor; “O sahnede karakterlerimiz birbirlerine gerçekten bağlanırken ve birbirleri için savaşan dostlara dönüştüklerinde bütün çalışmaların ve antrenmanların karşılığını verdiğini hissedebiliyorsunuz. Olağanüstü bir tecrübeydi.”
ATALANTA/Ingrid Bolsø Berdal:
Okçu Atalanta, bir Amazon’un dünyaca ünlü kadınsı gücüne sahip ve Herkül’e kan borcu var. Rolü “Cold Prey”, “Chernobyl Diaries” ve “Hansel ve Gretel: Witch Hunters”daki rolleriyle bilinen Norveçli oyuncu Ingrid Bolsø Berdal canlandırıyor.
Berdal şunları söylüyor; “Atalanta güçlü kadınların simgesi. Bu yüzden o rolü almak için biraz özgüven gerekiyordu. Ama hikâye o kadar güzeldi, kendi gündemleri ve iniş çıkışları olan ilginç karakterlerle dolu epik aksiyon gişe rekortmeniydi ki karşı koyulmazdı. Ayrıca çok iyi oyuncuları da çekerek daha da heyecanlı oldu.”
Ingrid, Atalanta’yı canlandırmaya hazırlanmak için birkaç ayını yorucu antrenmanlarla geçirmiş, okçuluğunun yönetmelerini öğrenmek için “Ok ve Yay Adamı” olarak bilinen ok uzmanı Steve Ralphs ile birlikte çalışmış. Sonuçlar herkesi etkilemiş. Flynn şunları söylüyor; “Ingrid çok güçlü ve güzel. Kadın paralı asker olarak onun da herkes gibi sert ve kötü olduğuna inanmanız gerekiyor ve Ingrid bunu başardı. Sete muhtemelen diğer herkesten çok daha üstün bir formda geldi.“
IOLAUS/Reece Ritchie:
Paralı asker Iolaus, Herkül’Ün kuzeni ve efsanesini ülkenin dört bir yanına yayan hikâyeci. Karakteri ilk rolünü Roland Emmerich’in “10.000 B.C.” ile oynayan ve “Prince of Persia: The Sands of Time”da Bis rolünü canlandıran Reece Ritchie karakterini canlandırmış.
Ritchie, Iolaus hakkında şunları söylüyor: “Herkül’ü her zaman takip ediyor ama büyük veya olağanüstü bir macerada bulunduğunu sanmıyorum. Bu da kendisine hikâyelerini anlatmak için çok fazla yeni malzeme veriyor. Mucizelerle dolu biri ama değerli bir savaşçı olduğunu da kanıtlamak istiyor.”
Ritchie, Iolaus’u canlandırırken Dwayne Johnson’In yeni bir yönüyle karşılaşmış. “Ne kadar eğlenceli ve komik olduğuna şaşırdım çünkü karakterlerimizin eğlenceli, aile esprileri var. Ayrıca pek beklemediğim bir hassasiyet de getiriyor.”
Antrenmanlar, Ritchie’nin Johnson’la ve diğer paralı askerlerle daha da yakınlaşmasını sağlamış. “Hepimiz yoğun bir fiziki dünyaya atıldık. Harika bir bağ kurma süreciydi ve karakterlerimizin yaşadığından pek farklı değildi.” diyor.
RHESUS/Tobias Santelmann:
Hikâye başlarken Herkül, bir anda, Lord Cotys’in öldürmesi için Herkül’ü görevlendirdiği asi lider ve tehlikeli düşmanı Rhesus ile yüzleşiyor. Her kabileden hainlerin yer aldığı popülist ordunun başındaki sarı lüleli devrimciyi Oscar adayı macera filmi, “Kon-Tiki” de öne çıkan Norveçli oyuncu Tobais Santelmann canlandırıyor.
Dwayne Johnson’la başabaş dövüşeceğini bilmek Santelman için başından itibaren motive edici olmuş. “Elimden geldiğince antrenman yapmam, doğru beslenmem ve muhteşem kostümlerle çalışmam gerekti. Çünkü Rhesus, Herkül’le karşılaştığında kolay bir maç olmayacağını hissetmeniz gerekiyor. İlginç olan bir şey de Rhesus’un hızı gücünden fazla. Herkül, onun sahip olmadığı birçok şeye sahip ama Rhesus hızı çok önemli bir teknik olarak kullanıyor.”
Rhesus, hareket halindeyken ağır, vahşi bir savaşçı olabilir ama Santelman bir şey daha ekliyor; “O daha çok halk ordusunu yöneten Che Guevara figürü gibi bir idealist.”
İyi ve kötü arasındaki zorlu çizgiler tüm ekip için eğlenceli olmuş. Ian McShane şöyle söylüyor; “Rhesus kötü biri m i? Lord Cotys iyi biri mi? Hepsi hikâyenin seyrinde ortaya çıkacak.”
KRAL EURYSTHEUS/Joseph Fiennes:
Otoriter Atina Kralı, tahtını babasından miras almış ve rakiplerini uzakta tutmak için ona hiç bir şey engel olmuyor. Kral Eurytheus’u, son dönemde televizyonda “American Horror Story”de Monsignor Timothy Howard olarak izlediğimiz çok yönlü oyuncu Joseph Fiennes canlandırıyor.
Ratner şunları söylüyor; “Joseph birçok değişik yönü olan, harika bir karakter yarattı. Joseph’le çalışmayı çok istiyordum ve her anından keyif aldım.”
Fiennes, karakteriyle ilgili şunları söylüyor; “Biraz politikacı, biraz şımarık bir playboy. Dışarıdan yaklaşılabilir ve hafif biri ama içinde karanlık bir yanı var. Özellikle de söz konusu Herkül’ün gücü olduğunda.”
Şöyle devam ediyor; “Herkül’ü bir sporcu ve savaşçı olarak herkesin önünde kutluyor ama bu kıskançlığının ve Herkül’ün ciddiye alınacak bir güç haline geldiği endişesinin tohumlarını ekiyor.”
COTYS/John Hurt:
Güce aç ve son derece zeki Lord Cotys’in kendi imparatorluğunu kurma hayali var. Karakteri iki kez Oscar adayı olan ve son dönemde Bong Joon-Ho’nun bilim kurgu efsanesi “Snowpiercer”da rol alan John Hurt canlandırıyor.
Ratner şunları söylüyor; “Lord Cotys’i canlandıran John Hurt de bir başka muhteşem İngiliz oyuncu. Herkül’ü ve paralı askerlerini suikastçılar olarak işe alıyor ve hikâyemiz böyle başlıyor.
Hurt’ü role çeken karakterinin efsanevi, hasta ruhlu doğası olmuş. Şunları söylüyor; “Çok dramatik bir rol. Cotys tam olarak deli diyebileceğiniz biri değil. Bu her zaman ilgimi çekmiştir. Bu karakterler mitolojiyle gerçeği harmanlıyor ve oyuncular canlandırırken çok keyif aldı.”
ERGENIA/Rebecca Ferguson:
Lord Coty’s kızı olarak doğan ve Trakya kralıyla evlenen şifacı Ergenia, oğlunu ve tahtın varisini ne pahasına olursa olsun korumaya yemin etmiş. Rolü, Hollywood’daki ilk önemli film denemesiyle İsveç doğumlu oyuncu Rebecca Ferguson canlandırıyor.
Ferguson, Ergenia’nın Herkül’le karşılaştığı anda aralarında hemen bir yakınlık hissettiğini söylüyor. “Önce Herkül’ü hakkında birçok hikâyeler duyduğu bir figür olarak görüyor ve ne bekleyeceğini bilmiyor. Ama ikisinin de anne babasıyla uzlaşmalarını gereken bir geçmişe sahip ve onları bir araya getiren de bu oluyor.”
Ferguson, özellikle Dwayne Johnson’la birlikte çalışmak için heyecanlanmış. Şunları söylüyor; “Tabii ki Herkül gibi iri, kaslı ve eğlenceli. Ama Dwayne aynı zamanda hassasiyeti ortaya çıkarma konusunda da olağanüstü bir yeteneğe sahip. Onunla birlikte duygusal sahneleri yapmayı çok sevdim. Çünkü görünüşüyle gösterdiği arasında çok büyük bir tezat var.”
Johsnon, Ferguson’la ilgili şunları söylüyor; “Rebecca’nın insanı şaşırtan gözle görülmeyen, bilinmez bir özelliği var. Çok güzel ve rolüne hayat veriyor.”
M. Ö.’ye DÖNÜŞ
Brett Ratner, izleyicileri efsanevi Yunan kahramanlarının yaşadığı milattan önceki döneme heyecanlı ve modern bir biçimde götürmek için daha işin başındayken eski yöntemleri kullanmaya karar vermiş. Efsanevi setleri sıfırdan yapmış. Yapım ekibi, böyle büyük bir kahramanlığı gerçekleştirmek için “Herkül”ün yedi stüdyosunu ve engin dış mekânını kullanacağı Macaristan’daki Origio Film Stüdyoları’na gitmiş.
Beau Flynn şunları söylüyor; “Bret, başından beri, unutulmaz, efsanevi setler istediği konusunda kararlıydı. Budapeşte’de çekim yapmak bize bu imkânı verdi.”
Ratner şöyle söylüyor; “Atlarla, atlı arabalarla ve yüzlerce savaşçılarla olması bir yana çekilebileceğini bile hayal edemediğim olağanüstü savaş sahneleri yarattık.”
Deneyim, genelde yüzlerce Yunan askeri kalkanlarını taşıyarak sete yürürken, arkalarından gelen korkunç kılıçlar taşıyan dövmeli Bessi savaşçılarıyla sonra da arabaları çeken at gruplarıyla gerçek dışıydı. Birçok kişi için bu duygu zaman makinesinde yolculuk yapmak gibiydi.
Rufus Sewell şunları söylüyor; “Her set Cecil B. DeMille’den çıkmış gibiydi, o görüş hâkimdi. Oyuncular için büyük bir fark yaratıyor çünkü gerçek bir ortama tepki veriyorsunuz.”
Ratner ayrıca mükemmel bir yaratıcı ekip kurmuş. Yönetmen şöyle söylüyor; “Bunların hepsi geçmişte çalışmayı hayal ettiğim ve sonunda bu şansı bulduğum insanlar.”
Ekibin başında Ratner’ın uzun süredir birlikte çalıştığı, “The Insider” ve “LA Confidential” ile iki kez Oscar’a aday olan görüntü yönetmeni Dante Spinotti bulunuyor. Ratner şunları söylüyor; “Dante size kameranın varlığını unutturur. Sizi gerçekten Herkül’ün dünyasına davet ediyor.”
İkili ayrıca son dönemde Michael Hanke ile Oscar ödüllü “Amour”da birlikte çalışan yapım tasarımcı Jean-Vincent Puzos ile de yakından çalışmış. Ratner şöyle açıklıyor; “Jean-Vincent’La yapımdan bir yıl kadar önce “Herkül: Özgürlük Savaşçısı” hakkında konuştuk. Klasik, beyaz mermer görünümden uzaklaşmak onun fikriydi. Onun yarattığı karanlık, dokulu görünüm hikâyemize çok iyi uydu.”
Puzo’Nun tasarımının baş eseri Trakya’daki Bessi köyüydü ve yırtıcı bir savaş meydanı olmuştu. Tek bir amacı vardı; 21. yüzyıldaki herhangi bir mahalle kadar canlı olduğunu hissettirmek. “Evleri ahşap, taş ve çamurdan yaptık.” Diyor dekoratör Tina Jones ve şöyle devam ediyor; “Jean-Vincent topraklı ve kirli olmasını istedi. Ne kadar kötü olduğunu adeta koklayabilmenizi istedi.”
Puzos, Origio Stüdyoları’ndaki stüdyoda ise bir başka devasa set inşa etmişti; Coty’nin avlusunda anka kuşu gibi yükselen hisarı ve içinde yer alan ateşlerin yandığı mangalların sıralı olduğu büyük merdivenlerle çıkılan tanrıça Hera’ya ait bir sunak. Burada Hera’nın klasik beyaz mermer güzelliği, setin geri kalanının topraklı haliyle tam bir kontrast oluşturuyordu. Puzos şöyle anlatıyor; “Bütün ahşapları kırmızıya boyamaya karar verdim. Yunanistan’da eskiden her şeyi boğanın kanıyla boyarlarmış. Çünkü çok yoğundur. Her şeyi boğanın insanları koruduğuna ait ilkel duyguya bağlamış oldu.”
Ratner, Puzos ve ekibinin çalışmalarından memnun olmuştu. “Hisar seti gerçek gibi görünüyor ve hissediliyordu. İzleyiciler filmi izlediklerinde bunu hissedecekler.”
Puzos için en önemli eser, Herkül’ün zincirlendiği ve Kral Eurytheus ve Cotys tarafından hakarete uğradığı zindan setiymiş. “Bence taşlarla oluşturduğumuz desenlerden, ateşten ve yeşil, sülfür nehrinden dolayı tüm setlerin içinde en etkileyici olanı oydu.”
Jones da çok eğlenmiş. “Her yerde iskeletlerle dolu kafesler, bir cellât kütüğü ve zincirler vardı. İnsanı şoke eden bir yere götürüyor.”
KOSTÜMLER & SİLAHLAR
Setler oluşmaya başladığında, “Gravity”, “Skyfall” ve “Harry Potter” serilerindeki çalışmalarıyla bilinen Jany Temime’in yaptığı çok çeşitli kostümler de ortaya çıkmaya başlamış. Puzos gibi Temime’in tasarımları da gerçeğe çok odaklanmıştı. Beau Flynn, şunları söylüyor; “Brett, her şeyin gerçek ve içinde yaşanmış duygusu vermesi konusunda kararlıydı. O zamanlar çamaşır makineleri yoktu. Jany’nin çalışmalarının hepsi el yapımı. Bunun kokusunu alabiliyorsunuz. Hissedebiliyorsunuz. Tadını alabiliyorsunuz. Çok güzel bir şekilde başardı.”
Temime’in çalışması ününe yaraşır şekilde giyinen Herkül’ün kendisiyle başlamış. Tasarımcı şunları anlatıyor; “Mitolojiye daldım, ona aslanın başını, aslan derisinden pelerini ve kocaman kemeri verdim. Başarılı oldu çünkü Dwayne hepsini taşıyabiliyor. Dwayne aslan başını taktığı andan itibaren Herkül olmuştu. Dengeli olması için onu uzun saçlı yaptık ve içinde ç ok güzel görünüyor.”
Johnson kendi görünümü hakkında şunları söylüyor; “Uzun saçlarla, karışık sakalla, silinen dövmelerle ve her yerde yara izleriyle amaç tamamen değişmek, biraz yaşlanmaktı. Muazzam bir değişim süreci oldu. 95 gün boyunca her gün 4 saat boyunca orada oturmak ne kadar sıkıntı verici olsa da bir daha hiç unutmayacağım ve minnettar olduğum bir süreç.”
Herkül’ün izinden giden paralı askerlerin hepsi, kendi karakterlerini ve geçmişlerini yansıtan bir zırh giyiyor. “Zırh onlara ve her birinin savaş tarzına özel.” Diye açıklıyor Temime. “Örneğin Ian McShane’in canlandırdığı Amphiaraus, kendi ölümünü görmüş bu yüzden en kısa ve en yumuşak zırha sahip. Çünkü ona ihtiyacı olduğunu düşünmüyor.”
Rebecca Ferguson, Temime’nin Ergenia için hazırladığı farklı tasarımlarla heyecanlanmış. “Benim için Ergenia’nın güzel kıyafetler içinde gezen tipik bir prenses değil de elleriyle toprağı tutan, doğal biri olması önemliydi. Jany de detaylar ve renklerle bunu çok güzel başardı.”
Ingrid Bolsø Berdal için kıyafet tasarlamak Temime için eğlenceli olmuş. “O bir Amazon” diye açıklıyor. “Heykel gibi bir vücudu var bu yüzden ona bunu göstereceği bir kostüm verdim.”
Temime, Kral Eurystheus ile sınırları zorlamış. “Eurystheus çok zalim bir adam. İçinde sadistlik var ama yine de Joseph Fiennes, krallara yakışan bir zarafet sergiliyor. Kıyafetleri mavi ve altın sarısı, binlerce tavus kuşu tüyü olan ipekten kesilmiş bir pelerini var.”
Savaşçılar sadece kıyafetleriyle değil, silahlarıyla da tanımlanmış. Silahlar Wellington, Yeni Zelanda’da Weta Atölyesi’nde yaratılmış sonra da İngiltere ve Macaristan’da üretilmiş.
Herkül büyük bir asa taşıyor, Tydeus kemerine iki balta takıyor ve dövüş sırasında kullanıyor, Atalanta’nın silah seçimi uçlarında bıçaklar olan ok ve yay, Amphiaraus altından gizli bir kılıç çıkan bir sopa kullanıyor, Autolycus pelerininin altına bir dizi fırlatılan bıçak saklıyor, Iolaus tek, bir bronz kama taşıyor, Kral Eurystheus’un kostümüne uygun tasarlanmış, zarif bir kaması var, Lord Cotys ise kamasını mücevherli bir kında taşıyor.
Ratner; “Tüm bu tasarımlar oyuncuların her gün işe gelip bu karakterlere bürünmelerine yardımcı oldu.” diyor.
SAVAŞTA HERKÜL
Brett Ratner, yıllardır Jackie Chan’le birlikte çalıştığı için özel tasarım modern aksiyonlarda tecrübeli olsa da bu film kendisini yepyeni bir alana götürmüş. Mitolojide yer alabilecek ama tam da o anda oluyormuş gibi hissedilecek vahşi, ilkel savaşlar yaratmayı hedeflemiş.
Ratner, oyuncularla çalışacak zorlu bir ekip oluşturmuş. İkinci birim yönetmeni Alexander Witt, akrobasi koordinatörü Greg Powell ve İngiltere, Kanada, Yeni Zelanda, Macaristan, Slovakya ve Bulgaristan’dan akrobasi performansçılarıyla, İspanya’dan Ricarod Cruz Sr. Yönetimindeki usta at binicilerini getiren savaş koordinatörü Allan Poppleton gibi.
Powell, senaryoyu okur okumaz Herkül’ün gücünün ne kadar büyük olabileceğini düşünmeye başlamış. Şunları söylüyor; “Doğaüstü biri değil. Ama çok iri biri. Belki benim iki katım kadar yani ben birini iki metre uzağa fırlatabilirsem o dört metre fırlatabilir. Savaş sahnelerinde bu prensiple çalıştım.”
Sonra Herkül’ün farklı savaş tarzını geliştirmek için Ratner ve Johnson’la yakından çalışmaya başlamış. Johnson, ameliyattan yeni kalkmış olmasına rağmen bütün dövüş sahnelerinde kendi oynamakta ısrar etmiş ve hemen Herkül’ün asası ve ağır kılıcıyla antrenmanlara başlamış. Poppleton şöyle açıklıyor; “Dwayne o kadar iri ki boyutlarını ve tüm güreş yeteneklerini Herkül’ün tarzına ekledik. Kendi fikirlerini üretiyor, örneğin asanın kullanımı konusunda kendi yöntemlerini buldu.”
Johnson, Herkül’ün inanılmaz bir dengeyle kullandığı ahşap asa hakkında şunları söylüyor; “Bu şeyi elinin arkasıymış gibi kullanması gerekiyordu. Çünkü yıllardır silah olarak onu kullanmış.”
Powell ve Poppleton, çekimlerden bir ay önce oyuncularla çalışmış. Çalışmalarının sonucu Herkül, paralı askerler grubu, Cotys’in ordusu ve duvarı yıkarak her şeyi mahvetmeye başlayan Bessi savaşçıları arasındaki zorlu savaşta ortaya çıkmış.
Poppleton şöyle anlatıyor; “Garip olan Brett’in Cotys’in ordusunun o savaşta kötü eğitilmiş olmasını istemesiydi. Böylece Herkül, onları şekle sokması gerektiğini fark edecekti. Aynı zamanda Bessi savaşçılarının deli, çıldırmış, neredeyse hayvani özellikler taşıyan yaratıkları olmasını istedi.”
Powell şöyle ekliyor; “Bessi’ler gördükleri herkesi boğazlayarak, tekmeleyerek ve yumruklayarak geliyorlar. Bizim çocuklar orada müthiş bir iş çıkardı.”
Johnson şunları söylüyor; “Bessi savaşı benzersiz özelliklere sahip efsanevi bir savaş. Herkül ve ekibi için de tanımlayıcı bir ana dönüşüyor.”
Yapım ekibi çekimler boyunca savaşta düşmek üzere dikkatlice eğitilmiş atlarla, Herkül ve ekibinin sürdüğü atlı arabaları çekmek üzere eğitilmiş başka ekiplerle çalışmış. Dört muhteşem siyah Frizyeli Herkül’ün kullandığı atlı arabaları burun deliklerini şişirerek, yeleleri uçuşarak ve parlak, siyah böğürleri güneşte parıldayarak çekerken oyuncuları ve ekibi heyecanlandırmış.
Arabaları sürmek için oyuncuların ustalaşması gereken başka bir antik yetenek daha varmış. Dengede ustalaşmak üzere 6 hafta boyunca her gün eğitim almışlar. Ian McShane benzersiz bir sınav olduğunu söylüyor; “Ata binerim. Atları severim. Ama atlı arabaları kullanmak bambaşka bir şey.”
Herkül; Özgürlük Savaşçısı’nda atlı arabalar, antik silahlar ve grafik koreografi arasında aksiyon o kadar zorlayıcıymış ki tüm oyuncular ve akrobasi ustaları tetikte beklemiş. Ama Dwayne Johnson için bu, Herkül’e her zaman ilgi duyma nedenini açıklayan Herkül’ün savaşlarına yaklaşım şekliymiş. “Herkül, nakavt edilebilir ama sonra daha güçlü bir şekilde geri gelir. Hayat da böyledir. Hepimiz düştükten sonra daha güçlü bir şekilde geri geliriz. Hepimizin içinde küçük bir Herkül vardır.”
# # # # #
Dostları ilə paylaş: |