Ömer'in Hayatından Çizgiler[271]
1- İnsanlarla şiddet ve sertlik esasında muamele etmek. Otoritesini şiddet ve güçle kabul ettirdi. Uzak yakın herkesi korkuttu. O kadar sertti ki, hamile bir kadın bir şey sormak üzere yanına gelmişti. Kadın Ömer'in sertliği ve haşinliği karşısında çocuğunu düşürmüştü. Cebele ile onun hikâyesi meşhurdur. Cebele'ye karşı takındığı sert tutum yüzünden sonunda adam irtidat edip Rum ülkesine kaçmak zorunda kalmıştı.[272]
2- Mal dağıtımında Müslümanlar arasında eşitliğe riayet etmemek. Peygamber'den (s.a.a) gelen bir açıklama ve Kur'ân'da yer alan bir direktif olmaksızın Müslümanlar arasında bu bağlamda fark gözetti. Kur'ân ve sünnet yerine bu hususta kabile asabiyetini esas aldı.[273] Sonraki dönemlerde toplumsal sınıfların ortaya çıkmasında en büyük pay ona aittir. Nesep uzmanları, bu bilimin kuralları esasına dayalı olarak nesepleri belirlemeye ve tasnif etmeye başladılar. Bunun sonucunda Arap olmayanlar Araplara kin gütmeye başladılar, onlardan nefret ettiler. Arapların ayıplarını sayıp dökmeye başladılar. O, bu davranışıyla hem Peygamber'e, hem de arkadaşı Ebu Bekir'e aykırı bir davranış içine girdi.
Ömer halifeliğinin son zamanlarında, birçok sahabînin aşırı bir servete sahip olduklarını görünce, bu uygulamasından pişmanlık duydu. Bu uygulama içine sinmedi. Hatta şöyle demeye başladı: "Eğer düşündüğüm kadar halifelikte kalırsam, zenginlerin fazla olan bütün mallarını alıp fakirlere veririm."[274]
3- Valileri, meşru İslâmî hükümete hizmet edecek ve ümmetin varlığını koruyacak İslâmî esaslar doğrultusunda seçme hususunda dikkatli ve objektif davranmamak. Bozgunculuğuyla ve dine samimiyetle bağlı olmayışıyla bilinen kimseleri vali yaptı. Bu uygulamasını ısrarla sürdürdü. İmam Ali (a.s) ve onun yanında yer alan seçkin sahabîlerle ilişkisi olduğunu düşündüğü herkesi devlet mekanizmasından uzak tuttu.[275]
4- Valileri özenle denetim ve sorgulamaya tâbi tutarken Muaviye'yi istisna tutmak, uzun yıllar boyunca istediği gibi hareket etmek üzere onu serbest bırakmak. Bu da Muaviye'nin Osman zamanında Şam'da azgınlaşmasına ve bağımsız hareket etmesine yardımcı oldu. Nitekim Muaviye'nin uygulamaları hakkında şöyle dediği rivayet edilir: "O Arapların Kisra'sıdır."[276]
Şûrâ Belâsı
Sakife toplantısı ve Ebu Bekir'e biat meselesi -Ömer'in dediği gibi- Allah'ın Müslümanları şerrinden koruduğu bir oldu bittiydi. Şûra ise, en büyük fitne ve İslâmî risalet çizgisinden en büyük sapmaydı. Bununla Müslümanlar çok ağır bir imtihandan geçtiler. Fitne tohumları ekildi ve büyük felâketlere zemin hazırlandı. Bu yüzden Müslümanlar büyük bir kötülüğün girdabına düştüler. Çünkü bu Şûra aracılığıyla İmam Ali'nin (a.s) hilâfetten uzaklaştırılması ve İslâm ümmetinin egemenliğinin sapkınların eline geçmesi ile ilgili bir plânın yürürlükte olduğu gayet açık bir şekilde ortaya çıktı. Hem de vicdanlar sızlamadan ve ümmetin akıbetiyle ilgili en küçük bir endişe hissedilmeden.
Ömer aldığı hançer darbeleri yüzünden hayatından ümit kesince ve dünyadan ayrılmak üzere olduğunu anlayınca, bazı sahabîler ona dediler ki: "Başımıza bir halife tayin et." Dedi ki: "Allah'a yemin ederim ki, hayatta ve öldükten sonra birini başınıza musallat etmem." Sonra şöyle dedi: "Eğer birini halife olarak belirlesem, benden daha hayırlı olan -Ebu Bekir'i kastediyor- da halife tayin etmişti. Şayet bu işe karışmayı terk etsem, benden daha hayırlı olan -Resulullah'ı (s.a.a) kastediyor- da bu işi oluruna bırakmıştı."[277] Sonra halife olmasında katkıları olan bazı kimselerin şu anda hayatta olmamalarından dolayı duyduğu üzüntüyü belirtti ve şöyle dedi: "Eğer Ebu Ubeyde yaşasaydı, onu halife olarak tayin ederdim. Çünkü o ümmetin eminidir. Eğer Ebu Huzeyfe'nin azatlısı Salim yaşasaydı, onu halife tayin ederdim. Çünkü o Allah'ı çok severdi." Ona denildi ki: "Ey müminlerin emiri! Bu hususla ilgili bir vasiyette bulunsan olmaz mı?"
Dedi ki: "Sizinle konuştuktan sonra sizi hakka iletmeye en yakın olan bir adamı -İmam Ali'yi göstererek- başınıza getirmeye karar vermiştim. O sırada beni bir uyku tuttu. Rüyamda bir adamın, fidanlarını diktiği bir bahçeye girdiğini ve bütün tomurcukları ve meyveleri topladığını, kucakladığını ve altına aldığını gördüm. O zaman anladım ki, Allah emrini yerine getirmede galip olandır ve Ömer'in canını alacaktır. Bu yüzden yaşarken ve de öldükten sonra birini başınıza musallat etmek istemiyorum. Kararı Peygamber'in (s.a.a), cennet ehlinden olduklarını bildirdiği şu adamlar versin: Ali, Osman, Abdurrahman, Sa'd, Zübeyr b. Avvam, Talha b. Ubeydullah. Bunlar içlerinden birini halife olarak seçsinler. Bunlar birini seçtikleri zaman ona en güzel şekilde yardımcı olun ve destek olun."[278] Bu arada orada bulunanlara, bu kimseleri üç gün boyunca bir yere hapsetmelerini, birini seçmeden dışarı çıkmalarına izin vermemelerini söyledi. Çoğunluğun ittifakına karşı gelenin veya Abdurrahman b. Avf'ın bulunduğu tarafın tercihine karşı gelenin boynunu vurmalarını emretti. Müslümanlar halifelerini seçinceye kadar bu üç gün boyunca da Suheyb'in halka namaz kıldırmasını istedi. Bu arada ensarın ileri gelenlerinin de seçim işini izlemek üzere hazır bulunmalarını emretti. Ama onların seçim işinde bir yetkileri olmayacaktı.[279]
Şûra üyeleri Ömer'in yanında toplandıkları zaman, onlara sert ve incitici eleştiriler yöneltti. Bu sözlerinde sahih bir yönlendirme veya ümmeti, içinde bulunduğu krizden çıkaracak bir yol göstericilik söz konusu değildi. Şunları söyledi: "Allah'a yemin ederim ki, ey Sa'd, seni halife olarak tayin etmememin nedeni, sertliğin ve kabalığındır. Bunun yanında sen savaş adamısın. Ey Abdurrahman, seni halife olarak tayin etmememin nedeni de, senin şu ümmetin Firavunu olmandır. Seni halife olarak seçmememin nedeni ey Zübeyir, senin memnunken mümin, kızarken kâfir olmandır. Ey Talha, seni seçmememin nedeni ise, kendini beğenmiş kibirli biri olmandır.[280] [-Orada bulunanlara dönerek-] Eğer hilâfeti o üstlenirse, mührü karısının parmağına koyar. Ey Ali, seni halife olarak seçmememin nedeni ise, senin bu işi çok istemendir. Yoksa sen bu işe bunların içinde en lâyık olan kimsesin. Eğer halife olursan, bu görevi apaçık hak ve dosdoğru yol üzere yerine getirirsin."[281]
Dostları ilə paylaş: |