Bibi. And, Osmanlı; And, Tanzimat; Sevengil, Tanzimat.
METİN AND
OTELLER
Günümüzdeki anlamıyla otellerle, İstanbul oldukça geç, 19. yy'in yarısına doğru tanıştı. Daha önce, Bizans ve Osmanlı dönemlerinde, kente gelip bir süre kalacak olan yabancılar ya özel evlerde, elçiliklerin, kilise ve manastırların misafirhanelerinde,
kervansaraylarda, külliyeler çevresindeki misafirhanelerde, imarethanelerde vb; ya da ücret ödeyerek hanlarda, bekâr odalarında vb kalırlardı (bak. konaklama). "Ho-tel garnis" denen mobilyalı, pansiyon türünden odalar ise, daha çok yabancılar içindi ve 19. yy'da yaygınlaşmıştı.
İstanbul'da, geleneksel konaklama tesislerinden ve alışkanlıklarından farklı, bugünün otellerinin başlangıcı sayılabilecek ilk otel Beyoğlu'nda o zaman "Grand Rue de Pera" denen İstiklal Caddesi'nde, 463 no'da şimdiki Kumbaracı Yokuşu başında 1841'de açılmış olan Hotel d'Angleter-re'dir. 1870'lerin gazete ilanlarından kuruluş yılı ve adresi tespit edilebilen otelin kurucusu I. Missirie idi. Zamanına göre çok konforlu ve Batılı olan Hötel d'Ang-leterre'in restoranı da ünlüydü.
Yine Beyoğlu'nda, belki Hötel d'Angle-terre ile eşzamanlı, belki de ondan biraz önce (1840) Galata Kulesi civarında Hötel deş Quatre Nations bulunmaktaydı. Hakkında fazla bilgi bulunmayan bu konaklama tesisinin büyücek bir pansiyon olduğu da düşünülebilir. 1849'da, yine Grand Rue de Pera üzerinde Grand Hötel d'Orient açılmış, aynı yıl Tepebaşı tarafına doğru Hötel de Bysance, Rus Sefare-ti'nin karşısında ise Hötel de Pera kurulmuştur. 1850'lerden sonra Beyoğlu'nda Grand Rue de Pera üzerinde ve Tepebâ-şı'nda, Petits Champs deş Morts adı verilen mezarlık tarafında yeni oteller birbirini izler. 1851'de Hötel de France, 1860'ta As-malımescit civarında köşede Hötel Resta-urant deş Colonies, bugünkü Avrupa Pasa-jı'nın bulunduğu yerde Hötel Restaurant du Palais deş Fleurs, şimdiki Kallavi So-kağı'nda Hötel de Grece, Tepebaşı'nda Londra Oteli, Hötel d'Europe, 1862'de Hötel de Paris, 1864'te şimdiki Orhan Apaydın Sokağı'nda (Piremeci Sokak) Hötel de Vienne, 1870'lere doğru Hötel Saint-Peters-bourg, Hötel de Grand Bretagne, 1875'te Hötel de Constantinople ve Grand Hotel National, Hötel Restaurant Anatolie vb açıldı. 1876'da, daha 1860'larda Büyükada'da
Swissotel ve
Conrad
Oteli'nin bir
görünümü.
Gürol Kara/
TETTV Arşivi
Hötel Giacamo'yu açmış ve işletmekte olan, Tepebaşı'ndaki Hötel d'Orient'ın, Hotel de Constantinople'un da sahibi olan otelci aile Logotheti'lerden François Logot-heti Tepebaşı'nda Hotel Royal'i açtı. Bir süre sonra adı Hötel Royal d'Angleterre olan bu otel ingiltere Elçiliği'nin bulunduğu yerdeki İbrahim Paşa Konağı binasındaydı (daha sonra Royal Otel ve Alp Oteli adlarını almıştır).
Aynı zamanda ünlü restoranlara, kafe-lere sahip olan, çoğu müzikli eğlence yerleri niteliğinde bulunan, maskeli baloların tertip edildiği, haftanın belli gecelerinde çeşitli özel eğlencelerin de yapıldığı bu oteller, Beyoğlu'nda (Pera) Batılı yaşam biçiminin simgeleriydiler. 19. yy'ın ikinci yarısının bu otelleri, otelci Levantenler arasında sık sık el değiştiriyor, çoğunlukla yeni adlarla yeniden açılıyor, bina değiştirdikleri de oluyordu.
1891'de Beyoğlu'nda Grand Hötel de Londre yeni yerinde en son konfor ve lüksle, iddialı biçimde açıldı (bak. Londra Oteli). Bütün odalarında sıcak su, elektrik, iç hat telefon vardı. 1890'lar Beyoğlu'nda kendileri veya ünleri günümüze kadar gelen büyük otellerin kuruluş dönemi oldu. 1892'de Şark Ekspresi (Orient-Express) yolcuları için özel olarak inşa edilen Pera Palas(-0, 1896'da Hötel Bristol, 1898'de bütünüyle yeniden yapılan ve dekore edilen Hötel Saint-Petersbourg, 1897'de ünlü Tokatlıyan Oteli(->) açıldı. 20. yy'a girerken Beyoğlu'nda bunlar dışında da pek çok otel ve bir o kadar da pansiyon vardı.
istanbul'da 19. yy'ın sonu, 20. yy'ın başında büyük ve önemli otellerin daha çok Beyoğlu'nda toplanmasına karşılık, Sirkeci tarafında da, ayrıca Kadıköy yakasında, Bakırköy civarında ve Boğaziçi'nde de daha küçük çapta ve özelikle Boğaziçi'nde pansiyona daha yakın oteller kurulmuştu.
Cumhuriyet sonrasında İstanbul'da oteller gerek sahipleri gerekse yerleri açısından önemli değişiklikler geçirmiş görünüyorlar. 1934 tarihli İstanbul Şehir Rehbe-n'he göre, o dönemde İstanbul'da 67'si Is-
Dostları ilə paylaş: |