Hldlniava V l h o n I n, I,1 V a hjhvi 3a I o I l n V 31 V h fi 11 fi


RAŞİTRIZA bak. SAMAKO, RAŞİT RIZA RAUF YEKTA BEY



Yüklə 8,43 Mb.
səhifə533/980
tarix09.01.2022
ölçüsü8,43 Mb.
#92016
1   ...   529   530   531   532   533   534   535   536   ...   980
RAŞİTRIZA

bak. SAMAKO, RAŞİT RIZA



RAUF YEKTA BEY

(27Mart 1871, İstanbul-8 Ocak 1935, İstanbul) Musiki nazariyatçısı, bestekâr, neyzen, yazar.

Asıl adı Mehmed Rauf olup, "Yekta", hat hocası tarafından kendisine verilmiş mahlastır. Simkeşhane İkokulu'nu ve Mahmudiye Rüştiyesi'ni bitirdikten sonra 4 yıllık Lisan-ı Mektebi Ali'nin Fransızca bölümünden mezun oldu. Özel hocalardan Arapça, Farsça öğrendi. Henüz 13,5 yaşında ve öğrenci iken Divan-ı Hümayun'da devlet memurluğuna başladı. 38 yıllık hizmetten sonra 51 yaşında, beylikçi muavinliğinden emekliye ayrıldı. 64 yaşındayken tifoya yakalanarak Beylerbeyi'ndeki evinde öldü. Kuzguncuk'taki Nakkaştepe Me-zarlığı'na gömüldü.

İlk ney derslerini Kulekapısı (Galata) Mevlevîhanesi dervişlerinden Sabri Dede ve Hacı Ali Dede'den aldı. Daha sonra Ye-nikapı Mevlevîhanesi neyzenbaşısı Cemal Dede ile Aziz Dede'den bu sazı öğrenmeye devam etti. Yenikapı Mevlevîhanesi Şeyhi Celaleddin Dede'den tanbur öğrendi. Klasik repertuvarı, 7 yıldan fazla öğrencisi olduğu Zekâi Dede(->), Ahmed Irsoy ve Bolahenk Nuri Bey'den(-») meşk etti. Musikinin ses fiziğiyle ilgili konularını matematik alanında tanınmış bir bilim adamı olan Salih Zeki Bey'den öğrendi. Galata Mevlevîhanesi Şeyhi Atâullah Dede ve kendisinden tanbur öğrendiği Yenikapı Mevlevîhanesi Şeyhi Celaleddin Dede ile musiki nazariyatı konusunda çalıştı, tanbu-run perdeleri ile aralıklarını yaptığı bir so-nometreyle ölçtü.

Mevlevî olan Rauf Yekta Bey, Bahariye Mevlevîhanesi Şeyhi Hüseyin Fahred-din Dede, Atâullah Dede ve Celaleddin Dede'nin teşvikleriyle müzikoloji çalışmalarına yöneldi. Çağdaş Türk müzikolojisi-nin temellerini atan musiki araştırmacılarının ilki olarak Türk musikisi tarihinde çok önemli bir yeri vardır. Uzun yıllar birlikte çalıştığı Subhi Ezgi(-0 ve Hüseyin Saadettin Arel'in(->) sonradan geliştirecekleri bilimsel çalışmaların öncüsü ve ha-.. zırlayıcısıdır. Geleneksel Türk musikisinin hiç kimse tarafından bilinmeyen örneklerine dek hemen tamamını hafızasında taşıyacak kadar geniş repertuvarı, her biri devrin en büyük üstatları olan hocaların eğitiminden geçmesi ve Batı müziko-lojisi kaynaklarını inceleyerek elde ettiği bilgiler ile hem içinde yetiştiği geleneği iyi tanıyor, hem de o geleneğe bilimsel bir gözle bakabiliyordu.

Rauf Yekta Bey, Darü'l-Elhân(-») kurulduğunda, bu okulda "musiki nazariyatı ve tarihi" dersleri verdi. 1926'da Darü'1-El-hân'ın Türk musikisi şubesi kapatılıncaya kadar bu görevini sürdürdü. 1926'dan ölümüne kadar da aynı kurumda oluşturulan Türk Musikisi Eserlerini Tesbit ve Tasnif Heyeti'nin başkanlığını yürüttü. Bu kurulda İsmail Hakkı Bey(->), Mesud Cemil(->), Ahmed Irsoy, Subhi Ezgi ve Ali Rifat Çağa-

tay(->) ile birlikte sürdürdüğü çalışmalarda çok sayıda Türk musikisi klasiğinin notalarını yayımladı. Bu eserler en sağlam kaynaklar arasında sayıldı. 1926'dan sonra başlatılan Anadolu folkloruna yönelik araştırma ve derleme gezilerine de katılan Rauf Yekta Bey, bu araştırmalara önemli katkılarda bulundu.

1898'de İkdam gazetesinde yayımlanan ilk makalesinden başlayarak ölümüne kadar yazdığı inceleme ve araştırma yazılarının sayısı 400 kadardır. İkdam dan başka Şehbal, Yeni Mecmua, Hale, Nota gibi yerli gazete ve dergilerin dışında Re-vueMusicaleve Monde Musicale gibi yabancı yayın organlarında da inceleme ve araştırma yazıları basılmıştır. 1922'de Paris'te yayımlanan, Albert Lavignac'ın yönettiği Encylopedie de la Musique adlı ansiklopedinin Türk musikisi için ayrılan kısmının yazarı da Rauf Yekta Bey'dir. Bir yıl çalışarak yazdığı 120 sayfalık bu monografi, çok değerli bir müzikoloji çalışması niteliği taşır. Bu inceleme sonradan Türkçe'ye de çevrilmiştir. Türk musikinin kendine özgü ses ve perde yapısının bilimsel bir açıklaması olması gerektiği düşüncesinden yola çıkan Rauf Yekta Bey bu monografisinde Türk musikisi bilgilerini bir düzene sokmuş, makamları, usulleri bilimsel bir temele dayanarak yeniden tanımlamış, bir sekizlide 24 eşit olmayan aralığa karşılık 25 perde bulunduğu yolundaki görüşünü açıklamıştır. Bu görüş, daha sonra Arel-Ezgi sisteminin çıkış noktası olmuştur.

Rauf Yekta Bey'in "Esâtiz-i Elhân" serisinden yayımladığı Zekâi Dede, Dede Efendi ve AbdülkadirMerâgîadlı üç kitapçığı, bu bestekârların hayatı ve sanatı üstüne yazılmış ilk ve değerli araştırmalardır. Darü'l-Elhân'daki hocalığı sırasında verdiği derslerin notlarından oluşan Türk Musikisi Nazariyatı adlı eserini 1924'te 9 forma halinde, Şark Musikisi Tarihi adlı eserini de 1925'te 4 forma halinde yayımlamıştır. Rauf Yekta Bey'in Milli Tetebbular Mecmuası hda yayımlanan çalışmaları da Türk musikisi kaynaklan arasında önemli bir yeri olan yazılardır.

Rauf Yekta Bey'in yakın zamana kadar varlığından haberdar olunmayan ya da içeriği bilinmeyen üç eseri daha ortaya çıkmıştır. İlki Mart 1932'de Kahire'de toplanan ve Türkiye temsilcisi olarak katıldığı Doğu Musikisi Kongresi'ne sunduğu tebliğ ve raporlarla birlikte genel görüşmelerin toplandığı, Kahire'de basılan kitaptır. İkinci eser, Türk Notası ile Kıraat-ı Musikiyye Dersleri adlı 16 sayfalık bir kitapçıktır. Kendi geliştirdiği nota sistemini anlattığı ve 1917'de Şehzadebaşı Evkaf-ı İslamiyye Matbaası'nda basılmış olan bu kitapçık Rauf Yekta Bey'in yarım kalan eserlerindendir. Varlığı yeni keşfedilen eserlerin üçüncüsü, Mütaleat ve Erâe Havle Mu 'temerü 7-MusikiüT-Arabiyye adını taşımaktadır. 1932'de Şark Musikisi Kongresi'nde bulunduğu günlerde Muhaddefe gazetesinde yayımladığı 30 kadar makalenin, aynı gazete tarafından kitap haline getirilip 1934'te yayımlanmış şeklidir. Kitap, yaza-

rın Doğu musikisinin yaygınlaştırılması üzerine görüşlerini içerir.

Rauf Yekta Bey'in bestelediği eserler Mevlevi ayini, beste, ağır semai, peşrev, saz semaisi, marş, ilahi, tekbir, kâr, şarkı ve fantezi türlerinde olmak üzere 50 dolayındadır. Yenikapı Mevlevîhanesi'nde neyzenbaşıyken bestelediği ve ilk mukabelesi 16 Ağustos 1923'te aynı mevlevîha-nede gerçekleşen "yegâh ayin", en büyük çaptaki eseridir. Saz eserleri arasında mahur peşrevi çok ünlüdür. R. Yekta Bey bütün bu eserlerinde geleneksel zevke, kurallara bağlı bir bestekâr olarak dikkati çeker. Mehmet Akif'in "İstiklal Marşı"nı besteleyen bestekârlardan biri de Rauf Yekta Bey'dir. Yetiştirdiği çok sayıda öğrenci arasında Kemal Batanay, Sadeddin Heper ve Burhanettin Ökte anılabilir. Torunu Yavuz Yektay da bestekâr ve neyzendir.


Yüklə 8,43 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   529   530   531   532   533   534   535   536   ...   980




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin