SIBYAN MEKTEPLERİ
İstanbul'un fethinden (1453), Tevhid-i Tedrisat Kanunu'nun yürürlüğe girişine (1924) değin hizmet veren ilk okuma ve din bilgileri okulları.
"Mekteb-i sıbyan", "darü's-sıbyan", "muallimhane" ve "mektebhane", "darü'l-ilm", "dârü't-tâ'lim", "mahalle mektebi" olarak da bilinir. Kagirden binası olanlara taş mektep denmekteydi. Sıbyan mektepleri, İstanbul'da olduğu gibi, diğer Osmanlı kent ve kasabalarında da en yaygın eğitim-öğretim kurumlarıydı.
İstanbul'daki en eski sıbyan mektepleri, Fatih Külliyesi'ndeki(->) Darü't-Ta'lim ile Bayezid Külliyesi'ndeki(->) Muallimhane olarak bilinmektedir. Bunlardan başka yine 15. yy'da hizmete giren Davutpaşa, Mahmutpaşa, Hoca Hayreddin (Üç Mihraplı) sıbyan mektepleri de vardı. İlgili vakfiyelerde bu okullara öncelikle yetim ve yoksul çocukların alınmaları, herbirine gündelik harçlık, yemek, yılda bir kez "kapama" (hazır elbise) ile bir çift ayakkabı verilmesi koşulları yer almaktaydı. Bu gelenek sonraki yüzyıllarda da sürdü. Örneğin Şeyhülislam Esad Efendi'nin vakfiyesinde "her sene bir boğası kapama, bir fes, bir mintan, birer kuşak, mest ve pabuç" verilmesi, bir başka vakfiyede "her sene 1.200 akçe ile hace ve halifenin, sıbyanı seyre götürüb tabh-ı taam ve it'am-ı sıbyan eylemeleri", yine başka bir vakfiyede ise "eyyam-ı rebi'de hace efendinin sıbyanı mesiregâha götürmesi" yazılıdır.
Sonraki dönemlerde çoğu vakıflarca a-çılan sıbyan mekteplerinde öğrencilere, hoca ve kalfalara, ramazan ve bayramlarda ziyafetler çekilmesi, fazladan harçlık verilmesi, ilkbahar gelince çocukların kırlara götürülmesi de âdetti (bak. mektep seyirleri).
Dostları ilə paylaş: |