SİLİVRİ İLÇESİ
İstanbul İli'nin batı kesiminde, Çatalca Yarımadasının güneybatısında yer alır. Silivri İlçesi kuzey ve doğuda Çatalca II-çesi'ne, güneydoğuda Büyükçekmece II-çesi'ne, güneyde Marmara Denizi'ne, ba-
557
SİLİVRİ İLÇESİ
tıda da Tekidağ İli'ne komşudur. Bu sınırlar içinde kapladığı alan 778 krrf'dir.
İlçe topraklan Çatalca Yarımadası'nın doğuya ve güneye doğru gidildikçe alçalan aşınım düzlüklerinden oluşur. Kuzey kesimini Istranca Dağları'nın güneydoğu uzantıları engebelendirir. ilçenin en yüksek noktası Sazlıtepe'dir (324 m). Başlıca akarsular Marmara Denizi'ne dökülen Çanta ve Kola dereleridir. Çorlu Çayı ve Karasu'nun bazı başlangıç kolları da ilçe topraklarından kaynaklanır. İlçenin Marmara Denizi kıyısının uzunluğu 36 km'dir.
İlçe topraklarında MÖ 13. yy'da Trak-ların yaşadığı bilinir. MÖ 7. yy'ın ilk yarısında Yunanistan'dan gelerek Marmara Denizi kıyısında bazı ticaret iskeleleri kuran Megaralılar bu topraklara da geldiler. MÖ 675'te bu kıyıdaki Selimbria'da bir Me-gara ticaret kolonisi vardı. Ama bu kıyı yerleşmesinin Megaralıların gelmesinden daha önce kurulmuş olduğu sanılmaktadır. Çünkü Selimbria sözcüğündeki "-bria" so-
neki, Trakça "kent" anlamına gelmektedir. İlçe topraklarında Selimbria kadar eski ya da onunla yaşıt başka bir yerleşmenin varlığı hakkında bilgi yoktur. Odris Kral-lığı'nın denetlediği alanlar arasında bulunan bu topraklar, Perslerin istilasına uğradıktan sonra Makedonyalıların ve Romalıların eline geçti. Trakya, Avrupa ve Balkanlar ile Anadolu arasında bir geçit oluşturduğundan birçok kez kuzeyden gelen istilacı kavimler tarafından işgal edildi. Konstantinopolis'i batıdan gelen istilalara karşı korumak amacıyla imparator I. Anastasios, Selimbria'nın batısından Karadeniz kıyısına kadar 60 km boyunca uzanan bir sur yaptırdı. MS 507-511 arasında inşa edilen ve Anastasios Su-ru(->) adıyla anılan bu yapının günümüzde küçük bir bölümü ayaktadır. Selimbria'nın ve çevresindeki toprakların Osmanlıların eline geçmesi istanbul'un fethinden sonraya rastlar.
Osmanlı döneminde istanbul'un besin depolarından biri de Silivri'ydi. Yüksek miktarda tahıl üretimi yapılan Silivri yöresinin irmiği ve unu ünlüydü. Silivri'nin aranan ürünlerinden biri de şaraptı. Ünlü Silivri yoğurdunun ilk kez ne zaman ve kimler tarafından yapıldığı bilinmemektedir.
Silivri yöresi Osmanlı-Rus Savaşı sırasında 1878'de Ruslar tarafından işgal edildi. Daha sonra II. Balkan Savaşı sırasında Bulgarların işgaline uğrayan bu topraklar, Sevr Antlaşması'na göre Yunanistan'a bırakıldı. Mudanya Mütarekesi'nin imzalanmasından sonra Silivri'yi boşaltan Yunanlıların yerini kısa bir süre için italyanlar aldı. Silivri yöresi l Kasım 1922'de TBMM'nin denetimindeki topraklara katıldı.
Osmanlı-Rus Savaşı sırasında Rumeli'den gelen göçmenlerin bir bölümü Silivri kasabası ve çevresindeki köylere yerleşti. Lozan Antlaşması hükümlerine göre buradan gitmek zorunda kalan Rumların yerine Yunanistan'dan gelen Müslüman göçmenler yerleştirildi. Daha sonraki yıllarda Romanya ve Bulgaristan'dan Türkiye'ye göç edenlerden bazı aileler de bu yöreye yerleştiler.
Silivri Kazası, 19. yy'ın başlarında Vize Livası'na bağlıydı. Bir süre yönetim değişikliklerine uğrayan Silivri Kazası 1877' de bağımsız Çatalca Sancağı'na bağlandı. 1924'te bütün sancaklar vilayet yapıldı ve Silivri, Çatalca Vilayeti'nin kazalarından biri oldu. 1926'da Çatalca kaza yapılarak İstanbul'a bağlandı. Böylece Silivri de İstanbul Vilayeti'nin bir kazası haline geldi. Son yıllarda Anadolu'nun çeşitli yörelerinden gelenlerin de yerleştiği Silivri İlçe-si'nin nüfus gelişiminde oldukça dengeli bir artış göze çarpar. Önemli bir kırsal nüfusa sahip olan ilçenin yıllık nüfus artış hızında bir yükselme görülmektedir. Son iki nüfus sayımı arasında yıllık ortalama nüfus artış hızının yüzde 8!e ulaşması önemli bir gelişmedir. Aynı süre içinde bu hız kırsal kesimde yüzde 6 düzeyindeyken, ilçe merkezinde yüzde 13'e ulaşıyordu. 1990'da 77.000'i aşmış olan ilçe nüfu-
sunun özellikle Silivri kentinde olan nüfus artışlarıyla 1995'te 100.000'e ulaşması beklenmektedir. 1990'daki ilçe nüfusunun yüzde 53'ü erkeklerden, yüzde 47'si de kadınlardan oluşmaktaydı (bak. Tablo I).
1990'da ilçenin iki bucağına bağlı 26 köyde 51.550 kişi yaşıyordu.
Silivri ilçe merkezinde 6 ve daha yukarı yaştaki nüfus 1990'da 23.234'tü. Bu nüfus içinde okuryazar olanların oranı yüzde 91'di. Bu oran il ortalamasının üzerindedir. Okuma yazma bilenlerden yüzde 84'ü okul çıkışlıdır. Bunlardan yüzde 60,5'i ilkokul, yüzde 15'i ortaokul ve dengi meslek okulu, yüzde 16,6'sı lise ve dengi meslek okulu, yüzde 7,7'si de yüksekokul ve fakülte mezunudur.
Eskiden bitkisel üretim ve hayvancılığın egemen olduğu Silivri İlçesi'nin ekonomik yapısı 1950'den sonra önemli değişikliklere uğradı. Önceki yıllarda ilçede mandıracılık ve kerestecilikten başka herhangi bir sanayi etkinliğine rastlanmazdı. Ayçiçeği üretiminin yaygınlaşması ve tarımda modern yöntemlerin kullanılması, verimin artması ve tarımsal sanayinin kurulmasına yol açtı. Günümüzde en çok tahıl, şekerpancarı, üzüm, ayçiçeği, soğan, patates ve elma üretimi yapılır. İlçede kurulan seralarda önemli miktarda çiçek de yetiştirilir. Son yıllarda bazı çiftliklerde damızlık hayvan yetiştiriciliği ve süt inekçiliği yapılmaktadır. Eskiden kıyı halkının bir bölümü balıkçılıktan geçinirdi. Aşırı avlanma ve kirlilik nedeniyle eski önemini yitirmekle birlikte hâlâ ilçe kıyılarında balıkçılık yapılır. Silivri İlçesi'nde birçok sanayi tesisi vardır. Bunlardan başlıcaları bitkisel yağ, süt ürünleri, un ve yem fabrikalarıdır. İlçe kıyıları yazın tatil yapmak için gelen İstanbullularla dolar. Bu kıyıdaki birçok tarım alanı otel, motel, tatil sitesi ve konutlarla kaplanmış durumdadır. İlçe merkezinde yaşayanlardan çalışanların istihdam dağılımına göz atıldığında sanayi ve hizmet sektörlerinin ilk sıralarda yer aldığı görülür (Tablo II).
Silivri ilçe merkezinde 12 ve daha yukarı yaştaki nüfus 20.009'dur. Bunun yüz-
de 48,1'i iktisaden faaldir. Bunun dışındaki nüfusun yüzde 33,8'i ev kadınları, yüzde 11,7'si öğrenciler, yüzde 4'ü de emeklilerdir.
Avrupa ülkelerini ve Trakya'daki bazı önemli merkezleri İstanbul'a bağlayan demir ve kara yollan ilçe topraklarından geçer. Eskiköy ve Kapıkule sınır kapılarından gelen demiryolu hattının Çerkezköy'den sonra geçtiği merkezlerden biri de Sinek-li'dir. Çorlu'dan gelen D-100 Karayolu ile Tekirdağ'dan gelen D-llû Karayolu Silivri kentinin güneybatısındaki Kınalı'da kesişir. TEM de denen O-3 Otoyolu ilçe merkezinin kuzeyinden geçer. Bu otoyol, Kınalı'da ve Silivri'nin hemen doğusunda iki ayrı yolla D-100 Karayolu'na bağlanır.
ATİLLÂ AKSEL
Dostları ilə paylaş: |