Hldlniava V l h o n I n, I,1 V a hjhvi 3a I o I l n V 31 V h fi 11 fi



Yüklə 8,43 Mb.
səhifə106/980
tarix09.01.2022
ölçüsü8,43 Mb.
#92016
1   ...   102   103   104   105   106   107   108   109   ...   980
NEOKLASİK MİMARİ

18. yy'ın ikinci yarısında Herculaneum, Pompei ve Paestum kenüerinde yürütülen kazılar Avrupa'da antikitenin Rönesans'tan sonra yeniden yorumlanmasına neden olmuştur. Neoklasik biçem olarak tanımlanan bu yeni yorumda yoğun bezemeli barok ve rokoko biçemlerin abartılı tasarımına tepki olarak, yalın soyluluk ve anıtsal-

Neoklasik mimarinin istanbul'daki örneklerinden biri olan Arkeoloji Müzesi'nin giriş bölümünden bir ayrıntı.

Ertan Uca / TETTV, 1994

NEORİON

66

r

67

NEVE ŞALOM SİNAGOGU

lık -vurgulanmak amaçlanmaktadır. Yunan ya da Roma mimarlığının kütle anlayışı ve öğeleri yeniden canlandırılmaktadır. Akımın düşünsel temelleri Winckelmann tarafından atılmış, mimarlıkta da öncülüğünü İngiltere'de Adams kardeşler, Fransa' da Ledoux ve Soufflot, Amerika Birleşik Devletleri'nde de Jefferson yapmıştır. Bart-helemy Vignon'un La Madeleine Kilisesi (Paris, 1806-1842) neoklasik biçemin en başarılı ve tanınmış yapıtıdır.

Osmanlı mimarlığında neoklasik biçeni 19. yy'ın ikinci yarısında belirmiştir. Devlet yapılan, bankalar, belediyeler, müzeler gibi kamu yapılarının tasarımını etkilemiştir. Saygınlık düşüncesini ifade ettiği için devletin simgesi olmuştur.

italyan asıllı mimar Gaspare Fossati' nin(->) Sultanahmet'te yaptığı Darülfünun binası(-») ve Rus Konsolosluğu, mimar Vallaury'nin Arkeoloji Müzeleri binası(-») neoklasik biçemin İstanbul'daki örnekleridir. Bu yapıların içinde en çarpıcı olanı Arkeoloji Müzesi'dir. Arkeoloji Müzesi'nde klasik bir plan şeması tasarlanmıştır. Girişte iki kat boyunca yükselen devasa kolonlardan oluşan propileye geniş bir merdivenle çıkılır. Kolonlar, yüksek bir üçgen alınlığı desteklemektedir. Alınlık uçları akroterlerle belirtilmiştir. Yan duvarlar, gömme kolonlar ve pencere ritmiyle değerlendirilmiştir.

Tasarımın geneline egemen olan bu örnekler dışında eklektik bir yaklaşımla çözümlenmiş tasarımlarda neoklasik şemayla oryantalist biçimlerin birlikte kullanıldıkları örnekler de bulunmaktadır. Çırağan Sarayı(->), Bahriye Nezareti binası(->), Fu-ad Paşa Camii, Bâlâ Süleyman Ağa Camii, Mustafa Reşid Paşa Türbesi(->), Kaptan Hasan Paşa Aile Mezarlığı'nın kapısı gibi yapılarda bu tür bir eklektisizmi bulmaktayız. Bu yapılarda kemer alınlıkları, sütun başlıkları, pilastrlar, silmelerde oryantalist biçimler abartısız olarak klasik görüntünün varlığını zedelemeden kullanılmışlardır.

Ahşap ve kagir konut yapılarında Ar--navutköy, Büyükada, Kadıköy, Galata-Pe-ra'da neoklasik anlayışta cephe düzenlemeleriyle karşılaşılır. Ayrıca 1890-1920 arasında Bakırköy, Yeşilköy, Erenköy, Bostancı, Göztepe ve Bağlarbaşı'hda art no-uveau ve neoklasik biçemlerin kaynaştığı bu bölgelere özgü bir yapı türü oluşmuştur. Akroterli ve antefiksli neogrek alınlıklarla birlikte art nouveau öğeler yan yana kullanılmıştır.

BibL S. Çınar, Son Osmanlı Dönemi İstanbul Ahşap Konutlarında Cephe Biçemleri, ist, 1982, s. 33; A. Ödekan, "Mimarlık ve Sanat Tarihi", Türkiye Tarihi, IV, İst., 1989, s. 505-524; T. Saner, "İstanbul'da 19. Yüzyılda Osmanlı Mimarlığında Orientalist Akım", (İstanbul Teknik Üniversitesi, Mimarlık Fak., basılmamış yüksek lisans tezi), İst, 1988.

AYLA ÖDEKAN



NEORİON

Yeni Cami Külliyesi(->) ile Sirkeci arasında, Bahçekapı(-») mevkiinde bulunan Bizans limanı. Buradaki bir "neorion"dan (tersane) dolayı Neorion Limanı olarak adlandırılmıştır.

Limanın 2. ve 3. yy'lardan beri var olduğu kaynaklardan anlaşılmaktadır. 425'ler-de yazılmış bir çeşit resmi tanıtım kitabı olan Notitia Urbis Constantinopolitanae' def-0, şehrin VI. bölgesinde bulunan bu limandan ve buradaki tersaneden söz edilmektedir. 461'de çıkan büyük yangında, şehirle birlikte liman da büyük zarar görmüş; II. İustinos döneminde (565-578) Sofia'nın Limanı inşa edilene kadar Kons-tantinopolis'in en önemli ticaret limanı olma özelliğini korumuştur (bak. limanlar).

Neorion Limanı kıyıya, yarını daire şeklinde olan ve biçiminden dolayı "Keratem-bolin" (boynuz biçimli revak) diye adlandırılan bir revak ile bağlanırdı. Bronzdan yapılmış anıtsal bir boğa heykeli ile de süslüydü. Ortaçağda ortaya çıkan rivayetlere göre, bu boğa heykeli yılda bir kez böğürür ve bu olay kentin başına gelecek büyük bir uğursuzluğun habercisi olurdu. Bundan dolayı heykel İmparator Mavriki-os döneminde (582-602) bulunduğu yerden kaldırılarak sulara gömüldü.

Zaman içinde liman, dipte toplanan birikintiler yüzünden kullanılamaz hale geldi. Son kez 698'de temizlendiğinde, buradan çıkarılan kirli çamurlar yüzünden kentte korkunç bir veba salgını çıktığı rivayet edilir.

Daha sonraki yıllarda, Neorion'un liman fonksiyonunu yitirdiği, buna karşılık adının Neorion Kapısı şeklinde yaşadığı görülmektedir. Neorion Kapısı 1300'lerde hâlâ vardı. Osmanlı döneminde aldığı Bah-çekapı isminden anlaşıldığına göre, limanı dolduran alüvyonlu toprak oluşumu fethin ilk yıllarında da devam etmekteydi.



Bibi. Schneider, Mauern, 82-84; Dirimtekin, Haliç Surları, 23-24; Janin, Constantinople byzantine, 235-236, 396-397.

ALBRECHT BERGER




Yüklə 8,43 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   102   103   104   105   106   107   108   109   ...   980




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin