ODALAR CAMÜ
Fatih îlçesi'nde Edirne Kapısı yakınında, Karagümrük semtinde bulunan Odalar Camii, eski bir Bizans kilisesidir.
Buraya Kemankeş Mustafa Paşa Mescidi de denilir. Bizans döneminin hangi kilisesi olduğu bilinmez. İleri sürülen bazı tahminler sağlam dayanaklardan yoksundur. Bir ihtimal olarak Petra Manastırı'nın kalıntısı olabileceği düşünülebilir. Aetios Sarnıcı(->) yakınındaki Sergios ve Bakhos Kilisesi olabileceği yolundaki görüş de inandırıcı bulunmamıştır. Bu husustaki tek dayanak, yapının yakınında bulunan ve üzerine Sergios ile Bakhos'un adlarının başharfleri işlenmiş bir sütun başlığıdır. Kilise teknik bakımdan incelendiğinde, ön-
ce 7. yy'a doğru yüksek bir mahzen üzerine inşa edildiği; sonra bunun üstüne odacıklar halinde bir alt yapının yapıldığı ve esas kilisenin bu 16 hücre üzerinde yükseldiği anlaşılmıştır. Kilisenin 7. yy'da yenilendiği ancak 1203'te, Latin işgali sırasında çıkan büyük yangında harap olduğu sanılmaktadır. Bizans'ın son döneminde 13. yy'ın sonlarında kilise yeniden yapılmış ve II. Mehmed (Fatih) tarafından Kırım'da Kefe'nin fethi üzerine 1475'te İstanbul'a göç ettirilen Katoliklere verilmiştir. Santa Maria di Costantinopoli adıyla anılan kilisenin yanında bir de manastır vardı. Büyük ihtimalle zaten var olan bir Bizans manastırı Katoliklere geçmişti. Kilise ve manastır Dominiken tarikatı tarafından idare ediliyordu. 150 yıldan beri Katoliklerin idaresinde bulunan kilise, Kardinal Demarchis 12 Kasım Iö22'de burayı ziyaret ettiğinde oldukça harap durumda bulunuyordu. Kardinal, kilisenin o yıllardaki görünümü hakkında oldukça ayrıntılı bilgi veren bir rapor yazmıştır. Buna göre yapının esas sütunları alınmıştır ve yüzeyi mozaiklerle süslü kubbeyi dört direk taşımaktadır.
Kısa süre sonra, çevrede yoğunlaşmış olan Müslüman halk ile Katolikler arasında sürtüşmeler başlamış ve bazı olaylardan sonra, l636'da kilise kapatılmış, az sonra da l640'a doğru Sadrazam Kemankeş Mustafa Paşa tarafından mescide dönüştürülmüştür (bak. Kefeli Mescidi). Bu sırada, burada bulunan ve Hıristiyanların çok büyük değer verdikleri Madonna di Costantinopoli olarak adlandırılan Meryem ikonası Venedik balyosu tarafından satın alınarak kurtarılmış ve Galata'da San Pi-etro Kilisesi'ne verilmiştir. l640'ta, Katolikler kiliseyi geri almak için girişimlerde bulunmuşlar, 1644'te de elçi Baron Czer-nin'den bu hususta aracılık yapmasını rica etmişlerdir.
Fakat elçinin ısrarlı başvurusu üzerine sadrazamın "... artık bunun zamanı olmadığı ve zaten Hıristiyanların İstanbul dışında, Galata ve Beyoğlu'nda yeteri kadar kiliseleri olduğu..." yolundaki cevabı üzerine bu konu kapanmıştır.
Buraya Odalar Camii veya Mescidi de-
nilmesine değişik açıklamalar getirilmiştir. Bir görüşe göre çevrede yeniçeri odaları bulunuyordu. Bir başka görüşe göre, "müteehhilin"e (evli kişilere) verilen odaların (bir çeşit sosyal mesken) arasında bulunuyordu, nihayet üçüncü bir görüşe göre ise, caminin (veya mescit) altındaki mahzen küçük odalar (hücre) halinde bölündüğünden dolayı bu adı almıştır.
Odalar Camii, temmuzun ilk günlerinde 1919'da bölgeyi harap eden Salmatomruk yangınında harap olmuş ve bir daha ihya edilmeyerek öylece kalmıştır, isviçreli mimar ve sanat tarihçisi P. Schazmann 1935' te, mahzen kısmındaki odacıkları temizlemiş ve burada duvarlarda ayrı ayrı dönemlere ait dört kat halinde fresko duvar resimleri bulmuştur. Üstteki esas binada da badana tabakalarının altında yine fresko resimlerinin varlığı görülüyordu. Avusturyalı mimar D. Pulgher de 1878'de basılan kitabında burada çok iyi durumdaki duvar resimlerinden bahseder.
Odalar Camii 1940'lı yıllara kadar, bir bekçinin kontrolünde olarak duruyordu. Freskoların üzerlerine koruyucu olarak ince sac levhalar çivilenmişti. Schazmann, buradaki araştırmalarına dair iki rapor yayımlamış ve esas araştırmasını daha sonraya bırakmıştır. Fakat ölümü üzerine bunlar yayımlanmadan kalmıştır. Fresko resimleri renkli kopyalarının İsviçre'de oğlunda bulundukları bilinir. İstanbul'un her türlü kontrolden çıktığı 1960'lı yıllarda Odalar Camii kalıntısının içine gecekondu evler yapılmış, bunlar sonraları daha da geliştiğinden, bu tarihi binanın bütün izleri silinmiştir. Yine eski bir Bizans yapısı olan Kasım Ağa Camii'nin(-»), ancak 20-25 m kuzeyinde olan Odalar Camii'nin bugün görünürde bir kalıntısı yoktur. İçindeki fresko resimlerden bir-iki parça yerlerinden sökülerek İstanbul Arkeoloji Müze-si'ne götürülmüştür. Çevrede son yıllarda bulunan bazı mimari plastik parçalar da herhalde buradaki manastırdan kalmış olmalıdır.
Odalar Camii olan Bizans kilisesi kuzey yönüne dönük bir bina idi. Kubbesi çok önce yıkılmış olduğundan üstü, Paspatis'in kitabında 1877'de yayımlanan gravürün-
Odalar Camii'nin 1933'teki görünümü.
Enis Karakaya arşivi
de de görüldüğü gibi ahşap bir çatı ile örtülmüştü.
Binanın kuzeyinde olan apsisleri önceleri yıkıldığından burası da ahşap olarak kapatılmıştı. Kilisenin mimari tipini belli edecek bir şey yoktu. W. Müller-Wiener, burayı dört destekli kapalı haç planlı, ortada kubbesi olan ve üç apsisli tipik bir orta Bizans dönemi kilisesi olarak restitüe etmiştir. Vakıflar İdaresi'nin kendisine ait bu binaya sahip çıkmayışı ne kadar üzücü ise, 1958'de uluslararası bir kongrede yabancı ilim adamlarının bu tarihi binanın o halde kalmasına göz yuman Türkleri açıkça kınamaları da utanç verici idi.
Bibi. Ayvansarayî, Hadîka, I, 40; İ. Erzi, Camilerimiz Ansiklopedisi, I, İst., 1987, s. 75; Pas-patis, Byzantinai Meletai, İst., 1877, s. 363-364; D. Pulgher, Leş anciennes eglises byzan-tines de Constantinople, Viyana, 1878, s. 42; Belin, Latinite, 112, 119; A. D. Mordtmann, "Constantinopel zur Zeit Süleimans deş Gros-sen...", Bosporus, Mitteilungen deş deutschen Ausflugs Vereins, yeni seri III/l (1906), s. 29-30; E. Mamboury, "Ruines byzantines, autour d'Odalar dijamissi â Stamboul", Ecbos d'Ori-ent, XIX (1920), s. 69-74; ay, Constantinople, guide touristique, ist., 1929, (2. bas.), s. 246-247; Dalleggio d'Alessio, "Recherches sun l'histoire de la latinite de Constantinople...", Ecbos d'Orient, XXIII (1924), s. 458; N. Bru-nov, "Die Odalar-Djami von Konstantinopel", Byzantiniscbe Zeüschrift, XXVI (1926), s. 352-372; M. Alpatov, "Die Presken der Odalar-Djami...", ae, XXVI (1926), s. 373-379; P. Schazmann, "Die Grabungen an der Odalar Camii in Konstantinopel", Archâologischer Anzeiger, (1935), sütun 511-519; ay, "Deş fresques, byzantines, decouvertes â Odalar Camii â İstanbul", Atti d. V. Congresso Int. di Studi Bi-zantini, Roma 1936, II, Roma, 1940, s. 371-386; Schneider, Byzanz, 62-63; B. Palazzo, Deux anciennes eglises dominicaines a Stamboul. Odalar Djami et Kefeli Mesdjidi, İst., 1951; Eyice, İstanbul, 72, no. 102; S. Eyice,, "Leş eglises byzantines d'Istanbul-du IXe an XVe siecle", CorsidiStudi Ravennati e Bizan-tini, XII (1965), s. 297-298; Janin, Eglises et mo-nasteres, 188, 454; Müller-Wiener, Bildlexikon, 188-189; Th. Mathews, The Byzantine churc-hes of istanbul, Pennsylvania, 1971, s. 221-224; Fatih Camileri, 186-187; S. Eyice, "istanbul'da Kiliseden Çevrilmiş Cami ve Mescitler ve Bunların Restorasyonu", VII. Vakıflar Haftası, An-kara, 1990, s. 279-291.
Dostları ilə paylaş: |