OSMANLI BANKASI OLAYI
26 Ağustos-3 Eylül 1896 günleri boyunca Ermeni komitacılarının İstanbul'da gerçekleştirdikleri terör eylemleri.
"Banka Vak'ası", "Banka Meselesi", "ikinci Ermeni Patırtısı" da denmiştir, ilk gün bir baskın düzenlenen Galata'daki Osmanlı Bankası (Bank-ı Osmani-i Şahane)
başlıca hedef seçildiğinden Osmanlı Bankası Olayı olarak tarihe geçmiştir, istanbul'da ilk bombalı terör eylemidir.
Osmanlı Imparatorluğu'nun devlet bankası işlevindeki Osmanlı Bankası'na karşı düzenlenen ve kanlı bir baskınla başlayan terör bir yıl öncekinden daha geniş çaptaydı ve birçok insanın ölümüne ve yaralanmasına neden oldu (bak. Ermeni ayaklanması).
1878 Berlin Antlaşması'nın 6 Doğu vilayetinde (vilayât-ı sitte) yapılmasını öngördüğü ıslahatın gerçekleştirilmediğini ileri süren Ermeni Taşnaksutyun örgütü, 1894'ten sonra Ermeni toplulukların bulunduğu yerlerde ayaklanmalar başlattı. Rusya'nın da desteklediği bu eylemlerin amacı Batılı büyük devletlerin daha çok ilgisini çekmek ve Ermeni sorununu gündemde tutmaktı. Örgüt, bu amaçla 30 Eylül 1895'te İstanbul'da da ilk eylemi gerçekleştirdi. Kumkapı'da başlayıp Babıâli'de sona eren bu ilk eyleme katılanlar kolluk güçlerince dağıtılmışlardı. Bunun, Avrupa devletlerinin müdahalesine yol açan ciddi bir sonuç vermemesi üzerine ertesi yıl yeni bir eylem planlandı.
Eylemi planlayan ve yönetenler, Kafkasya kökenli ve Taşnaksutyun üyesi Varto, Mar ve Boris adlı komitacılar ile Atina'dan gelen Armen Garo (Karakin Pas-tırmacıyan) idi. Eylem, tüm ayrıntıları ile olaydan üç ay kadar önce İstanbul dışında planlandı. Bu hazırlıkta, Taşnaksutyun örgütünün yanısıra, İstanbul'da faaliyet gösteren yasadışı Şant ve Kurban adlı ihtilal örgütlerinin temsilcileri de yer aldılar. Plan gereği, Beyoğlu'nda Ağa Camii'nin önünde, Galata Köprüsü'nün iki başında, Karaköy'de Getronagan Ermeni Lisesi'nde(-0, Tepebaşı'nda ve Galatasay'da uygun noktalarda terör timleri mevzilenecek; bunlar aynı anda halkın üzerine bomba yağdırarak eylemi başlatacaklardı. Zaptiye nazırına, sadrazama, suikast için de küçük gruplar oluşturulması kararlaştırılmıştı. Önemli noktaların ele geçirilmesi, belli-başlı devlet dairelerinin bombalı saldırılarla hizmet dışı bırakılması ve işgali, Beyoğlu cihetinde mevziler ve siperler hazırlanması, karakollara baskınlar, Patrikha-ne'nin, Ayia Tirias Kilisesi'nin, Credit Lyon-nais Bankası'nın işgalleri de eylem kapsamındaydı. En önemli hedef ise Osmanlı Bankası olup gerekirse bu banka, dinamitlerle havaya uçurulacaktı. Bundan a-maç, yabancı devletleri harekete geçirmek ve isteklerini Osmanlı hükümetine kabul ettirmekti.
Ağustos başında istanbul'a gelen eylemciler, Üsküdar, Hasköy ve Samatya'da hazırlıklara başladılar. İstanbul'da ilk defa kullanılacak olan ve o dönemin bir yeniliği sayılan bombaları ve dinamit kalıplarını, Arapgirli Serkiz ve Mikael kardeşlere imal ettirdiler. Bunları Kâğıthane'de denediler. 25'er kiloluk 12 büyük ve 740 küçük bomba ile yüzlerce Amerikan rovelve-ri, Üsküdar'dan Kabataş'a oradan da öküz arabaları ile Beyoğlu'na taşındı. Eylem komitesi, Beyoğlu'nda Karnavola Sokağı'nda Matmazel Uskuk'un evinde gizli toplantı-
lar yaptı. Çeteler ve gerçekleştirecekleri eylemler belirlendi. Samatya'daki eylemler, Kurban örgütünün oluşturacağı komiteye, Üsküdar ciheti, Taşnaksutyun'dan Avo'ya; Hasköy Hraç'a bırakıldı. Bombaların bir bölümü Galata'daki İngiliz Mekte-bi'ne taşındı. Bunlar olurken Taşnaksutyun istanbul merkez komitesi de Batılı büyük devletlerin elçiliklerine olay günü ulaştırılacak bildiriyi hazırladı. Eylemci grupların reisleri ve beyin takımı çoğunlukla dışarıdan gelenlerden, bombacı ve tetikçiler ise Osmanlı uyruğundaki Ermeni hamallardan oluşuyordu. Diğer yandan II. Abdülhamid'in hafiye örgütü de kesin ipuçları elde edememekle birlikte büyük bir ayaklanmanın başlayacağını öğrenmiş bulunuyordu. Beyoğlu cihetindeki karakollar polis ve askerle takviye edildiği gibi, önemli noktalar da sivil polislerce kontrolde tutuluyordu.
Olay, 26 Ağustos 1896 Çarşamba günü saat 06.30'da eylemcilerin, omuzlarında bomba çuvalları, ellerinde tabancalar ortaya çıkmaları ve hedeflere bomba atıp kurşun sıkmaları ile başladı. Birçok binanın da pencerelerinden ve damlarından bombalar atılıyordu, istanbul, bir anda paniğe boğuldu. Kimse ne olduğunu anlayamadı. II. Abdülhamid'in baskıcı rejimi yüzünden de sorup soruşturma olağanı yoktu. Yollarda ve meydanlarda cansız yatanları, bomba yarası ile çırpınan ve bağıranları görenler, saklanacak yer arama telaşına kapıldılar. Polis karakollarına dönük saldırılar daha yoğun olduğundan buralarda ölen kolluk görevlileri yanında eylemciler de çoktu.
Eylemin Osmanlı Bankası'na dönük safhası saat 13.00'e doğVu başladı. Banka baskınını gerçekleştirecek olanlar, Karaköy'de yaralıların ve ölenlerin arasından geçtiler. Bankanın görkemli binasına ön-
ceden müşteri gibi giren bir kısım eylemci de kendilerini beklemekteydi. Banka çevresinde ise silahlarını gizlemiş sivil giyimli çok sayıda polis vardı. 20 kadar komitacı bomba ve kurşun yağdırarak içeriye girerken karşı ateşle 3'ü öldü, 6'sı yaralandı. Bu beklenmedik durum, baskıncıları korkuttu ve planlarını aynen uygulama konusunda başarısızlığa sürükledi. Banka personeli ise baskıncıları soyguncu sanarak öldürülmek korkusuyla saklanmaya çalışmaktaydı. Hraç bağırarak eylemlerinin Osmanlı hükümetine karşı olduğunu, korkmamalarını duyurdu. Plana göre Türk personelin hepsi öldürülecekken bunları ayırmaya olanak bulunamadı. Buna karşılık Hraç, beş katlı binanın damına çıkıp mendilini sallayarak belli noktalarda bekleyen arkaşadaşlarına başarı işareti verdi. Bunlardan Margo, büyük devletlerin İstanbul'daki elçiliklerine örgütün hazırladığı bildirileri ulaştırmak üzere harekete geçti. Bu bildiride özetle, 6 büyük devlet tarafından seçilecek Avrupalı bir yüksek komiserin Doğu vilayetine atanması, kolluk güçlerinin yerli halktan oluşturulması, yargı reformu yapılması, inanç ve basın özgürlüğü, ülke gelirlerinin 3/4'ünün yerel gereksinimlere ayrılması, vergi borçlarının silinmesi ve vergi bağışıklığı, göçmenlerin serbestçe geri dönmeleri, politik suçlardan mahkûm Ermenilerin affı vb hususlar yer alıyordu. Aşağıya inen Hraç, Garo ile banka direktörü Auboyneau'nun odasına girerek elçiliklere dağıtılan bildirideki isteklerinin derhal yerine getirilmesini, çatışmalarda yakalanan arkadaşlarının serbest bırakılmasını, haklarında herhangi bir kovuşturma yapılmamasını, aksi durumda bankayı kendileriyle birlikte havaya uçuracaklarını bildirdiler. Direktör, bu istekleri Yıldız Sarayı'na ulaştırabilmek için önce baskıncılardan, daha sonra da sicim-
Dostları ilə paylaş: |