Hldlniava V l h o n I n, I,1 V a hjhvi 3a I o I l n V 31 V h fi 11 fi



Yüklə 8,43 Mb.
səhifə306/980
tarix09.01.2022
ölçüsü8,43 Mb.
#92016
1   ...   302   303   304   305   306   307   308   309   ...   980
OTUZ BİR MART OLAYI

Osmanlı tarihinde istanbul'daki son ayaklanma. "31 Mart Vak'ası", "31 Mart irticai", olarak da bilinir. Olay, rumi takvime göre 31 Mart 1325'te başladığından bu adla anılır, miladi karşılığı 13 Nisan 1909'dur. Olay 27 Nisan 1909'da II. Abdülhamid'in(->) tahttan indirilmesiyle sona ermiştir.

Ittihad ve Terrakki Cemiyeti'ne karşı bir gösteri niteliğinde iken ayaklanmaya dönüşen 31 Mart Olayı'nın gerisinde Ahrar Fırkası'nın, Ittihad-ı Muhammedi Cemiye-ti'nin, muhalif basının, ittihatçı karşıtlarının, mektepli zabit-alaylı zabit sürtüşmelerinin, etnik grupların, Türk milliyetçiliğinin uyanmasının ayrı ayrı payı vardır. Gazeteci Hasan Fehmi Bey'in olaydan bir hafta önce öldürülmesi ise ayaklanmaya bir gerekçe olmuştur.

23 Temmuz 1908'de Kanun-ı Esasi'nin yeniden yürürlüğe girmesi, istanbul'da, "hürriyetin ilanı", "Meşrutiyet devri" olarak tasvip gördü. Özgürlüğe hasret toplum sık sık mitingler düzenleyip taşkınlık düzeyinde gösteriler yapmaya başladı. II. Abdülha-mid'e ve yasaklanan hafiyeliğe karşı tepkiler arttı. Sansürün kalkması ile basın da her türlü düşünceye açıldı. Genel af, yaygınlaşan gösteriler ve basında çıkan yazılar, tutucu kesimleri ve saray çevresini kaygılandırmaya başladı.

Ülke genelinde seçimlerin yapılmasından sonra 17 Aralık 1908'de İstanbul'da Meclis-i Umumi (Ayan ve Mebusan meclisleri) toplandı. II. Abdülhamid'in mecliste okunan açış söylevinde, halkın özgürlük yeteneğinin eğitime verilen önemle geliştiğinin vurgulanması, mebusların tepkisini çekti. Diğer yandan, 7 Ekim 1908'de Kör Ali ve ismail Hakkı adlı iki hocanın Fatih Camii'nde başlarına toplandıkları ve "Ey ümmet-i Muhammedi Din elden gidiyor, sokaklarda alenen oruç yenmekte, kadınlar yüzleri açık geziyorlar" diyerek kışkırttıkları bir kısım halk ise Yıldız Sarayı'na kadar yürüyüp Meşrutiyet aleyhinde gösteride bulunmuştu. Basın ise, Ittihad ve Terrakki Cemiyeti yanlısı ve muhalifi olarak ikiye ayrılmıştı; gazeteler tirajlarını artırmak için ortamı her gün biraz daha gerginleş-tiriyorlardı. ittihatçılara karşılık adem-i merkeziyetçi bir grup, halktan taban ararken Ahrar Fırkası da daha farklı bir siyasal bakışla ortaya çıktı. Sadrazam Kâmil Pa-şa'nın Ittihad ve Terakki'ye cephe alması ve dolaşan darbe söylentileri, Meclis-i Me-busan'da sık sık yinelenen tartışmalar, ortamı büsbütün elektriklendirdi.

Bahriye subaylarının Babıâli'ye gelip donanmanın ıslahım istemeleri gibi bir nedenden ötürü Meclis-i Mebusan'da Kâmil Paşa kabinesine güvensizlik oyu verildi ve hükümet istifa etti. 14 Şubat 1909'da Hüseyin Hilmi Paşa yeni kabineyi kurdu. Muhalefet, hükümetteki bazı nazırlardan rahatsızlık duyduğu için 27 Şubat'ta istanbul' daki medrese talebelerine bir protesto mitingi yaptırdı. Medreseliler, gazetelere protesto bildirileri dağıttılar.

Kıbrıslı Derviş Vahdeti, saraydan aldığı izinle Aralık 1908'de çıkarmaya başladığı Volkan gazetesinde bu tepkiyi desteklerken masonluğa karşı İslamiyetçi-hürri-yetçi bir kampanya açtı ve gazetesini, Ittihad-ı Muhammedi Cemiyeti'nin yayın organı yaptı.

31 Mart Olayı'm hazırlayan bir diğer olgu, ordu içindeki huzursuzluklar ve "mek-tepli-alaylı" sürtüşmeleriydi. Mart ayma gelindiğinde herkes bir ihtilal beklentisi içindeydi. Ittihad ve Terakki Cemiyeti ile Ahrar Fırkası, kendilerini tutan basın aracılığı ile suçlamalarını artırdılar. Volkan'da ise

Hareket Ordusu'nun bir bataryası. Erkin Emiroğlu arşivi

ordunun er ve erbaş kadrolarında yer alan "dinine bağlı" kişilerin mektupları yayımlanıyordu. Ittihat-ı Muhammedi Cemiyeti ise Ayasofya'da mevlit törenleri düzenlemekteydi. Olayın ilk işaretlerinden sayılan bir gelişme Yıldız Sarayı'm bekleyen Arap ve Arnavut, sarıklı zuhaf askerlerinin oluşturduğu tabura Anadolulu gençlerin alınmasıyla yaşandı. Zuhaflar, Türk askerleri aralarına kabul etmeyerek dövüp yaralayıp kışladan çıkarttılar. Bunun üzerine Hassa Ordusu Komutanı Mahmud Muhtar Paşa zuhaf taburu kışlasını, nişancı ve avcı birlikleri ile kuşatmaya aldı ve Yıldız Sara-yı'nın yanında 2 gün süren bir muharebe yaşandı. 29 Mart 1909'da Arap ve Arnavut askerler Taşkışla'ya nakledilerek olay kapatıldı. Aynı günlerde, elaltından kışkırtmalarla "dindar geçinen" bir kısım alaylı subay ve asker, eğitim ve görevlerinin çokluğundan, yıkanmaya, abdest almaya, namaz kılmaya vakit bulamadıkları konusunda saraya şikâyette bulundular. II. Abdül-hamid, buna bir çözüm bulunmasını istedi. Oysa ordu komutanları ibadet bahanesiyle eğitime katılmama, görev almama ayrıcalığını kaldırmak amacındaydılar. Yine ordudan kaynaklanan bir başka neden, asker giyiminin basit ve pratik biçime kavuşturulması çabasıydı. Bu kapsamda şapka benzeri bir serpuş da düşünülmüştü. Sarıklılar bunu da "kâfire benzemek" biçiminde yorumlamaktaydılar.




Yüklə 8,43 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   302   303   304   305   306   307   308   309   ...   980




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin