Yıldız Demiriz
PİYALE PAŞA KÜLLİYESİ
manii üslubu ile ampir üslubuna bağlanan ayrıntıların iç içe geçtiği, iddialı ve çirkin, mermerden bir vaaz kürsüsü yerleştirilmiştir.
Caminin asıl şadırvanı, doğu yönündeki platformun yan cephesinde bir dizi halinde yerleştirilmiş musluklardan meydana gelmektedir. Son yıllarda söz konusu musluklar onarılmış ve dikmelere oturan ahşap bir sakıfla donatılmış, ayrıca bu platformun içine yeni helalar ve abdest alma mahalleri yerleştirilmiş, caminin kuzeyindeki avlunun merkezine de, çan biçimindeki sütun başlıkları hariç, klasik üsluba uygun, mermerden bir şadırvan inşa edilmiştir. Aynı avrlınun kuzeydoğu kesiminde yer alan Kuran kursu binası ile kuzeybatısındaki meşruta ise son derecede çirkin ve uyumsuz yapılardır.
Medrese ve Tekke: Evliya Çelebi'nin 5e-yabatname'sinde ve Hadîkatü'l-Cevâ-mi'de yer alan bilgilerden, 1842 tarihli Moltke Haritası'nda yer alan krokiden, Ju-les Laurens'in 1846-1846 arasında katıldığı bir bilim gezisi sırasında yapmış olduğu, caminin avlusunu gösteren bir desenin li-tografisinden ve avlunun boyutlarından harekede, günümüzde tamamen ortadan kalkmış bulunan medrese ve tekke hücrelerini ana hatları ile restitüe etmek mümkün olmaktadır: Avlunun kuzey sınırı boyunca yaklaşık yirmi sekiz adet tekke hücresi, batı sınırında da yaklaşık on yedi medrese hücresi sıralanmakta, avlunun kuzeybatı köşesinde dik açıyla birleşerek bir "L" oluşturan bu kitlenin önünde sivri kemerli ve sakıflı bir revak uzanmakta, hücreler ise kare planlı ve kubbeli olarak tasarlanmış bulunmaktaydı. Medresede dershane, tekkede de tevhidhane birimleri olmayıp bu fonksiyonları caminin harimi karşılamaktaydı. Piyale Paşa Külliyesi, bu yönü ile, Anadolu Türk mimarisinin erken dönemlerinden itibaren gelişmesi izlenebilen, Osmanlı döneminde en başarılı örnekleri Sinan tarafından verilmiş olan, ortak avlulu cami-medreselerin ve cami-tekkele-rin geleneğine bağlanır.
Türbe ve Hazire: Piyale Paşa'nın türbesi bugünkü şekli ile, düzgün küfeki taşından, sekizgen, sade bir yapıdır. Üzeri oldukça basık bir kubbe ile örtülüdür. Her cephesinde bulunan altlı üstlü iki pencere ile iki katlı düzendedir. Türbenin içinde ve dışında süsleme yoktur. Yapının aslında bu kadar sade olmadığını gösteren kalıntı ve izler vardır. Buna göre yapı 1578' de sekizgen sütunlar üzerinde düz atkılı, ahşap çatılı revaklarla çevrili idi. Bu dönemden kalma baklavalı başlıklar yapının yakınlarında dağınık halde durmaktadır. 18. yy'da ahşap çatılı revağın yıkılması ile dönem üslubuna uygun akantuslu başlıkları olan silindir biçiminde yekpare sütunlara oturan yeni bir revakla çevrilmişti. Bu durumu gösteren eski fotoğraflar yayınlara geçmiştir. Sütunlar da hazirede dağınık halde durmaktadır. Bugün ise revaksız olarak restore edilmiştir.
Türbede üçü ahşap sanduka, onu mermer lahit olmak üzere on üç mezar vardır. Kaynaklara göre birinci sıradakiler paşa
Dostları ilə paylaş: |