Kumarlıdere Kemeri
Kâzım Çeçen arşivi
minde yapılan bu uzun isale hattından kaynaklanmaktadır. İsale hattı üzerinde yapılan incelemeler ve 4. yy'ın ikinci yarısında istanbul'da su sıkıntısının çekilmesi bu hattın tamamlanmasının Constanti-nus'tan sonra olduğunu göstermektedir, istanbul'a su getiren üçüncü bir Roma isale hattı Valens tarafından yaptırılmıştır. Bu isale hattının da güzergâhı belli değildir. Ancak isale hattının galerisinin Va-lens'in adı ile anılan Bozdoğan Kemeri'nin üzerinden geçtiği kesindir. Valens'in yaptırdığı isale hattının geçtiği yerler hakkında şu tahminlerde bulunulabilir: Valens'in isale hattı aynı yüzyılda yapıldığı tahmin edilen Atışalanı'ndaki Mazul Kemer(->) ve Çı-naıiıhan civarındaki bugün taşocaklannın artıkları altında kalan üç gözlü Karakemer ile bazı küçük kemerlerin üzerinden geçmiştir. Nitekim 1550-1557 arasında yapılan Süleymaniye suyollarının güney ve kuzey kolları da aynı kemerleri aştıktan sonra Bozdoğan Kemeri'nin üzerinden geçer.
Talaş Kemeri (sol üst), Büyükgerme Kemeri (sağ üst), Keçigerme Kemeri (sol alt) ve
Ballıgerme Kemeri.
Kâzım Çeçen, 1992, (sağ alt) 1993
Süleymaniye suyollarının künkleri 21 cm çapındadır. Romalılar ise sularım çok daha büyük boyutlardaki galeriler ile geçirmişlerdir. Bu yüzden künkler için yeterli olan eğim, galeriler için çok daha uygun olacağından Valens'in isale hattının da aynı yolu takip etmiş olması ihtimali büyüktür. Bozdoğan Kemeri'nin eskiden 1. kemer diye kabul edilen gözün içerisinde görülen kalker yığıntıları ile tıkanmış galerisinin Valens Suyolu'na ait olması ihtimali fazladır.
Geç Roma döneminde yapılmış olan dördüncü önemli isale hattı Belgrad Or-manı'ndan gelir. 50 km'den uzun olan bu isale hattının biri doğuda, diğeri kuzeyde olmak üzere, üzerinde büyük kemerler bulunan iki kolu vardır, iki kol Kemerburgaz'ın güneybatısında birleştikten sonra, anagaleri Alibeyköy ve Cebeciköy derelerim büyük kemerler üzerinden geçerek, Cebeciköy Deresi'nin sağ sahilinden gelen bir kolu da aldıktan sonra güneye yönelir. Balıklı Kemer civarında Balıklı Havuz denen bir Roma kaptajımn da suyunu alır. Küçükköy'ün kuzeyindeki derenin yamaçlarından bugün tamamen harap olan bir Roma galerisinden de anagaleriye su katıldıktan sonra galeri Eğrikapı'ya ulaşır. Buradaki dağıtım galerilerinin biri bugünkü surların dışından geçerek Sulukule'den içeri girer, Haseki Hastanesi civarından geçerek Yedikule'de son bulur. Anagaleri ise Bozdoğan Kemeri'nin altındaki Tezgâhçı-lar Maksemi'ne geldikten sonra bir kol Ge-dikpaşa, Sultanahmet üzerinden Ayasof-ya Kubbesi'ne, diğeri Tahtakale Kubbesi'-ne ulaşır.
Belgrad Ormam'ndan gelen bu isale hattı, 7. yy'dan itibaren şehri kuşatanlar tarafından, tamamen tahrip edilmiştir. 1204 Latin istilasından sonra şehir şebekesi de yıkılınca bu tesis bir daha onarılamamıştır. Dalman, bu tesisin I. Theodosius zamanında (379-395) yapıldığı kanaatindedir. Şemseddin Sami ise Kamusü'l-A'lam'da. "364'ten 3ö8'e (378 olacak) kadar hüküm süren Valens zamanında dahi bir büyük su bendi tesis olunarak şehre kâfi su getirilmiştir. Bu bent muahharan Sultan Süleyman tarafından tamir ve tadil olunarak
elyevm mevcut Belgrad Büyük Bendi'dir" diye yazar. Valens'in yaptırdığı suyolunun kendi adıyla anılan kemerden geçeceği varsayılırsa, bu tesisin Valens tarafından yapılmadığı sonucuna varılır. Çünkü bu isale hattı Valens Kemeri'nden 25 m kadar daha alçaktadır. Kaynaklarda da bu tesisin Valens tarafından yapıldığına dair bir kayıt yoktur. Bu tesisin yerinde I. Süleyman (Kanuni) tarafından Mimar Sinan'a yaptırılan ve sonradan Kırkçeşme adını alan Kâğıthane suyunun inşası sırasında Roma isale hatları yol gösterici olarak kullanılmış ve Roma döneminde yapılandan daha büyük bir isale hattı inşa edilmiştir. Bu arada Roma döneminden kalan temeller iki yerde kullanılmıştır. Uzun Kemer'in bazı yerlerinde temele yakın bölgelerde Roma döneminden kalan parçalara rastlanmaktadır. 3 katlı Kovuk Kemer'in alt katı ile orta katın küçük bir bölümü de Roma döneminden kalmıştır. Kırkçeşme Tesisleri'nde(-0 Roma galerilerinin bir bölümü de aynen kullanılmış olabilir. Fakat bütün kemerler Osmanlı yapısıdır ve sivri kemer olarak inşa edilmiştir. Mak-semlerden Tezgâhçılar Maksemi sonradan çeşitli tadilatlara uğramış ise de, Roma döneminden kalmıştır. Ayasofya Maksemi bugün yolun altında kaldığı için hangi döneme ait olduğu hakkında bir kanaat ileri sürülememektedir. Ancak Eğrika-pı'daki Savaklar Kubbesi denen Eğrikapı Maksemi tamamen Sinan yapısıdır. Bir Sinan eseri olan Sulukule Kubbesi de yapılan apartmanlar dolayısıyla ortadan kalkmıştır. Roma döneminden kalan bir yeraltı suyu kaptajı olan Balıklı Havuz enteresan bir yapıdır. Çeşitli bölmeleri vardır. İç boyutları 12x11,70 m, derinliği 7,20 m'dir. Etrafındaki birçok galeriden gelen sular havuzda birleştikten sonra anagaleriye Balıklı Kemer'de katılır.
Roma döneminde yapılan bu dört önemli isale hattından hangilerinin açık ve kapalı sarnıçları beslediği hakkında kesin bilgiye sahip değiliz. Bu hatlardan daha sonraki yıllarda yapılan Aetios Sarnıcı(->), As-par Su Haznesi(-») ve Mokios Sarnıcı(->) ile diğer açık sarnıçlarla 70'in üzerindeki kapalı sarnıcın toplam su toplama kapasitesi 800.000-900.000 m3 arasındadır.
Bu üç sarnıç şehrin en yüksek yerlerinde yapıldığı için civardan gelen yağmur suları ile beslenmelerine imkân yok-
tur. Aetios ve Aspar sarnıçlarının taban kotu 48 m, Mokios'unki ise 42 m civarındadır. Bu sarnıçların depolayacakları su miktarı ekseri çok fazla gösterilmiştir: 5,20 m kalınlığındaki sarnıç duvarı için stabi-lite hesabı yapılınca, sarnıçtaki su derinliğinin en çok 7,5 m olabileceği anlaşılır. Duvarın arkasındaki kil dolgu ve pasif toprak basıncı da hesaba katılırsa bu derinlik en çok 9,5 m alınabilir ve her üç sarnıcın toplam su depolama kapasitesi 650.000 m3 civarında olur. Mokios Sarnı-cı'nda bu derinlik 10-10,5 m alınabilir.
Bu hesaba göre Aetios ve Aspar sarnıçları doluyken su seviyeleri 57 m olacağından bunları besleyen isale galerisinin daha yüksekte olması gerekir. Belgrad Ormam'ndan gelen galeri 34 m'den daha alçaktaki bölgelerin suyunu sağladığına göre bu sarnıçlara ancak Hadrianus, Valens ve Istrancalar'dan gelen isale hatlarının birinden su verilmiş olabilir. İlk ikisinin debisi çok az olduğundan bu sarnıçların Istrancalar'dan gelen isale hattından beslenmiş olması gerekir. Sarnıçlardan çıkan suyu dağıtan galerinin seviyesinin ise sarnıcın taban seviyesiyle aynı olması lazımdır.
Bibi. F. W. Unger, Quellen derByzantinischen Kunstgeschichte, Viyana, 1878; Strzygowski-Forchheimer, Byzantinischen Wasserbehâlter; K. O. Dalman, Der Valens-Aquâdukt in Kons-tantinopel, Bamberg, 1933; Çeçen, Kırkçeşme; Çeçen, Halkalı; K. Çeçen, "Istranca'dan gelen Roma Suyolu", (baskıya hazır); Sami, Kamus, II; F. Dirimtekin, "Adduction de l'eau a Byzan-ce dans la region dite Bulgarie", Cahiers Arcbe-ologigues, X, Paris, 1959; Janin, Constantinop-le byzantine; C. Mango, Le Developptnent Urba-indeConstantinople,Pans, 1990; Müller-Wiener, Bildlexikon; G. Spitzing. Lexikon Byzantinische-Christlicher Symbole. Münih, 1989.
KÂZIM ÇEÇEN
Dostları ilə paylaş: |