Hldlniava V l h o n I n, I,1 V a hjhvi 3a I o I l n V 31 V h fi 11 fi



Yüklə 8,43 Mb.
səhifə754/980
tarix09.01.2022
ölçüsü8,43 Mb.
#92016
1   ...   750   751   752   753   754   755   756   757   ...   980
SANAYİ

440

441

SANAYİ

Tablo H

İstanbul'da Küçük Sanayi Sitelerinde İşyerlerinin Ana Sektörlere Göre İlçelere Dağılımı (1993)

İlçenin Oto Soğuk Adı Tamircisi Demirci

Tornacı

Zirai Alet Ayakkabı imalatçısı Marangoz Sobacı imalatçısı

Mobilyacı

İl toplamı

5.053

2.229

1.786

25 1.745 232 5306

1.413

Adalar

Avcılar

55

25

16




25

Bağcılar

107

70

50




30

Bahçelievler

50




215

85 495

55

Bakırköy

18







15

54

Bayrampaşa

56

140

255

6 174

20

Beşiktaş




15

5




10

Beyoğlu

450




279

2

57

Beykoz

8

11

3

7 3

15

B. Çekmece

25

5

4

3 25

- 17

Çatalca

6

5

3

3 15 2 3

!5

Eyüp

55

15

11

1 "352

154

Eminönü




5




18 222 4.571

11

Fatih

357

15

30

2 4

25

G.O.Paşa

130

180

125

4 251 8 172

33

Güngören

527

105

152

145 45

50

Kadıköy

516

12

52

50

59

Kartal

57

15

22

15

19

K. Çekmece

141

1.104

55

104 12

34

Kâğıthane

145

55

45

155

140

Maltepe

85

25

20

70 5

60

Pendik

45

16

8

12

20

Sarıyer

549

5

53




5

Silivri

29

16

19

2 15

8

Sultanbeyli

12

55

15

3

1

Şile

5

4

1

1 8

3

Şişli

975

35

44

52

49

Tuzla .

4

12

17




5

Üsküdar

8

2

1

9

15

Ümraniye

250

165

263

115

358

Yalova

15

12

8

1 16

18

Zeytinburnu

373

105

15

30

48

Kaynak: îl Sanayi

ve Ticaret Müdürlüğü,

Küçük Sanayi

Sitesi Yapı Kooperatifi Birlikleri.




1932'de İstanbul'daki Teşvik-i Sanayi Kanunu'ndan yararlanan 444 işletmenin 170'i dokuma sanayiinde, 99'u tarıma dayalı sanayide, 57'si maden işleme sanayiinde, 4l'i ağaç ürünleri sanayiinde, 30'u kimya sanayiindeydi. Maden işleme sanayimin yüzde 67'si, kâğıt ve basım sanayiinin yüzde 6l'i, dokumanın yüzde 48,4'ü, kimya sanayiinin yüzde 39,5'i İstanbul'da toplanmıştı. Gıda, içki, tütün, deri vb'yi de içeren tarıma dayalı sanayide çalışanların yüzde 22'si İstanbul'daydı ve bu dalda yaratılan katma değerin yüzde 52,7'si İstanbul'da gerçekleştiriliyordu. Tarıma dayalı sanayide önde gelen dal, 31 işletme ve toplam çalışanların yüzde 48,6'sıyla dericilikti (Tablo I).

1910'larda ve 1926-1930 döneminde tz-mit-Eskihisar'da, Danca'da, Bakırköy'de, Zeytinburnu'nda, Kartal'da (Yunus Çimento) kurulan çimento fabrikalarını da içeren

ne geçmiş kötü deneylerin ve milli pazarın oluşmasının etkileriyle temel sanayinin Türkiye'nin çeşitli yörelerine dağıtılması öngörülüyordu.

1930-1939 arasında, sabit fiyatlarla sanayinin büyüme hızı yıllık ortalama yüzde 11,6 iken, bu ortalamanın İstanbul'un sanayi üretiminde biraz daha düşük kaldığı hesaplanmaktadır. Buna karşılık Teş-vik-i Sanayi Kanunu'ndan yararlanan, yani belli bir büyüklükte ve belli bir teknolojik düzeyde olan 1.417 kuruluştan 444'ü (yüzde 31,3) buralarda çalışan toplam 55.320 işçiden 14.949'u (yüzde 27) istanbul'daydı. Teşvik-i Sanayi Kanunu'ndan yararlanan bu kuruluşlarda yaratılan toplam katma değerde İstanbul'un payı, yüzde 4l'den fazlaydı ve diğer kuruluşlar arasında İstanbul, ileri teknoloji kullanan ve emek verimliliğinin Türkiye ortalamasının üstünde olduğu bir kent niteliğine sahipti.

taş ve toprağa dayalı sanayi sektörü de, bu alandaki tüm katma değerin yüzde 69'un-un yaratıldığı İstanbul açısından önemliydi.

1930-1939 arasında İstanbul'da sanayide görece hızlı gelişme gıda ve tekstilde gerçekleşti. Bu dallarda bir yandan devlet fabrikaları kurulurken veya mevcut işletmeler devlete geçip yeni yatırımlarla geliştirilirken (Paşabahçe Cam Fabrikası; Beykoz Deri ve Kundura Fabrikası, Paşabahçe Tekel İçki Fabrikası; Mecidiyeköy Likör ve Kanyak Fabrikası, Bakırköy Pamuklu Sanayi İşletmesi, Feshane, Cibali Tütün Fabrikası) aynı dallarda ve diğerlerinde küçük işletmeler de önemli rol oynuyordu. 1935'te İstanbul'da sanayi üretimi ve küçük sanatlarla uğraşan 95.000'i aşkın kişinin 42.750'si, yani neredeyse yarısı küçük sanayi alanındaydı. 1930'ların sonlarına doğru ayakkabıcılar, terziler, ekmekçiler, demirciler, inşaat işçileri, dokumacılar 3.000 ile 7.500 kişilik gruplar oluşturuyorlardı. II. Dünya Savaşı yıllarına kadar giden bu dönemin sonunda, 1940'ların başında İstanbul'da sanayinin durumunu 1941 verileriyle saptamak olanaklıdır. 1941'de Teşvik-i Sanayi Kanunu'ndan yararlanabilecek büyüklük ve nitelikteki sanayi kuruluşlarının yüzde 30'u İstanbul'daydı (1.052 firmanın 317'si). Bu kuruluşların 3l4'ü imalat sanayiinde yer alıyordu. İstanbul'da bu kuruluşlar tarafından sanayide yaratılan katma değer payı, tüm Türkiye'ye oranlandığında yüzde 33'tü. 1932'de aynı pay yüzde 41,3 olduğuna göre, temel sanayinin İstanbul dışına yayılması yönündeki ekonomi politikası etkisini göstermişti. Katma değer payındaki düşüş en fazla dokuma ve tarıma dayalı sanayi dalında göze çarpıyordu. 1941'de İstanbul'da Teşvik-i Sanayi Kanunu kapsamındaki kuruluşların 129'u dokuma sanayiinde, 77'si tarıma dayalı sanayide, 43'ü maden işleme sanayiindeydi. Toplam imalat sanayii Türkiye'deki benzer kuruluşların sayıca yüzde 34'ünü oluşturuyordu.

1940'lara kadar giden bu dönemde, tütün, içki ve deri başta olmak üzere tarıma dayalı sanayi, tekstil, taş-toprak sanayii (inşaat, inşaat gereçleri, çimento, şişe, cam vb) ve tersaneleri de içeren metal işleme sanayii, İstanbul'da en önde gelen sanayi üretim dallarıydı.

1950'den 1990'lara Sanayi

II. Dünya Savaşı Türkiye'nin olduğu gibi İstanbul'un sanayi gelişmesinde de bir kesinti yaratmış, gayri safi sermaye birikimi 1933-1939 arasında milli gelirin ortalama yüzde 10,7'sini oluştururken 1940-1945 ortalaması yüzde 8,2'ye düşmüş; net sermaye birikimin payı ise yüzde 3,7'ye kadar gerilemiştir. Bu gerilemenin İstanbul'a da aynen yansıdığı var sayılabilir.

1946 sonrasında Türkiye'nin yaşadığı derin ve hızlı toplumsal, siyasal, ekonomik değişme sürecinde, İstanbul'un sanayiinde de, yapısal denebilecek dönüşümler ve bu değişmenin yarattığı önemli sorunlar ortaya çıkmıştır. Hızlı büyüme, sosyal sınıf ve tabakaların gelir ve yaşam düzeylerinin yükselmeye başlaması, buna bağlı olarak

artan talep, kırsal kesimlerde tarımda kapitalizmin gelişmesiyle başlayan göç eğilimi, İstanbul'un birinci dereceden göç alan kent haline gelmesi, yedek işgücü ordusunun göçle büyümesi, savaş zengini bir kesimin elinde sermaye birikmesi vb olgular 1950'lerde belirginleşmiş ve 1950 sonrası dönemi etkilemiştir. 1950 sonrası dönemde, sanayide özel kesimin ve yabancı sermaye girişinin teşviki başlıca politikalar olmuş ve bu politikalar, özel sermayenin ve burjuvazinin en güçlü, yabancı sermaye ile ilişkilerin de en eski ve en köklü olduğu İstanbul'da belirgin bir başarı kazanmıştır.

Dönemin başlangıcı olan 1950'deki sanayi sayımına göre, Türkiye imalat sanayiindeki küçük ve büyük işyerlerinin 16.098'i (yüzde 20) İstanbul'dadır. Tekstil, mobilya-mefruşat, makine yapımı dallarındaki işyerlerinin payı tüm Türkiye'ye oranla yüzde 30 civarındadır. Elektrikli araçlar ve metal sanayiinde İstanbul tüm Türkiye'de sırayla yüzde 48 ve yüzde 67,7 payla başı çekmektedir. Bunlar, o döneme göre teknolojik düzeyleri yüksek işletmelerdir. Yine kâğıt ve kâğıt ürünleri dalındaki tüm işletmelerin yüzde 82'si İstanbul'da bulunmakta ve İstanbul matbaacılık sanayiinin rakipsiz kenti olmayı sürdürmektedir. 1950 verilerine göre, işyeri.sayısı açısından payı yüzde 20'lerde kalan İstanbul, katma değer açısından payım yüzde 32'ye yükseltmekte, ülkenin tüm enerji, özellikle de elektrik tüketiminde yüzde 63'lük payına sahip bulunmakta ve tüm ölçütlere göre hesaplandığında Türkiye sanayiinin üçte birini bünyesinde barındırmaktadır.

1950 sonrasında, sanayiye gerekli altyapı yatırımlarından (ulaşım ve enerji başta) en büyük payı İstanbul'un alması; yabancı sermaye girişinde önemli artış olması, ekonominin geçirdiği yapısal değişmenin etkileri, kredi ve teşvikler, 1960 sonrası planlı dönemde (özellikle I. ve II. plan dönemlerinde) İstanbul'un kamu yatırımlarından aldığı önemli paylar imalat sanayiinde daha önceki dönemlere oranla çok daha hızlı bir gelişme yaratmıştır.

1964 Sanayi ve İşyerleri Sayımı'na göre, İstanbul'da 10'dan daha fazla işçi çalıştıran 1.293 kuruluş vardır ve bunlar Türkiye'deki büyük işletmelerin yüzde 43'ünü meydana getirmektedir. Buralarda Türkiye büyük imalat sanayiinde çalışanların yüzde 35'i yer almakta; tüm katma değerin yüzde 38,5'i bu kuruluşlarda üretilmektedir. Emek verimliliğinin yüksekliği (Türkiye genelinde işçi başına katma değer 20.415 TL, İstanbul'da 23.762 TL) İstanbul'da sanayide görece ileri teknoloji ve bilgi kullanımının göstergesidir.

Bu dönemde sanayide ağırlık dayanıksız tüketim maddelerindedir. Gıda, tekstil, metal eşya işletmeleri toplam işletmelerin yüzde 70'ini oluşturmakta, bu üç dalın il katma değeri içindeki payı yüzde 69'u bulmakta; en fazla işçi tekstil, giyim ve deri sanayii dalında, onu izleyerek de metal eşya, makine, taşıt araçları dalında çalışmaktadır.

Berggren'in

objektifinden

1884'te

bir mekanik

atölyesi

(üstte) ile

ihracat ve

paketleme

servisleri.

Images d'Empire,

İst, 1993

1964-1965'te Türkiye'de yabancı sermayeli kuruluşların yüzde 80,3'ü (98 kuruluş) ve tüm yabancı sermayenin yüzde 80,5'i İstanbul'a yerleşmiştir. Aynı zamanda, sayıları fazla olmamakla birlikte (1964'te 30 işletme) toplam çalışanların yüzde 20'sini çalıştıran ve katma değerin yüzde 20'sini yaratan gıda ve dokuma dalında yoğunlaşmış devlet işletmeleri de 1950-1960 sonrası İstanbul sanayiinin motor gücünü oluşturmaktadırlar. Bu dönemde Et ve Balık Kurumu'nun Zeytinburnu kombinası ve Beşiktaş tesisleri, Yıldız Porselen Fabrikası ve Cibali Tütün Fabrikası, Paşabahçe Tekel İçki Fabrikası ile Bomonti Bira Fabrika-sı'nın tesislerinin genişletilmesi ve yenilen-

mesi gerçekleştirilmiştir. Özel kesim ise öncelikle tekstilin her dalında, gıda, metal ve madeni eşya, kimya dallarında çeşitli büyüklükte yeni işyerleri açmış; gıda, tekstil ve metal sanayii 1964 verilerine göre, il katma değerinin yüzde 69'unu üretirken diğer sanayi dalları geri kalan katma değeri paylaşmıştır.

Sanayinin 1950-1960 döneminde kazandığı ivme, 1960'tan sonra yabancı sermayenin İstanbul'u başlıca yatırım bölgesi seçmesi, özel kesime sağlanan kredi olanaklarının genişlemesi, kamu yatırımlarından en büyük payı 1963-1970 döneminde İstanbul'un alması, geniş çapta uygulanan teşvik tedbirlerinden yine en fazla

SANAYİ


442

443

SANAYİ MEKTEBİ



Sektörler

1981

1982

1983

1984

1985

1986

1987

1988

1989

Gıda, içki ve tütün

6,78

8,25

8,11

7,85

7,67

8,42

7,19

7,26

8,60

Tekstil, deri, ayakkabı

17,86

17,30

16,89

16,01

17,93

19,43

16,49

19,27

19,21

Orman ürünleri

0,95

1,04

0,78

0,69

0,54

0,55

0,41

0,61

0,60

Kâğıt ve basım san.

4,11

4,25

3,56

3,60

3,08

3,24

2,95

2,99

3,77

Kimya, petrol arıtımı, plastik ve lastik san.

22,06

21,06

22,44

19,06

20,78

18,41

22,03

23,05

22,39

Taş ve toprağa dayalı sanayi

5,62

7,87

6,36

5,85

5,81

6,71

6,33

6,93

8.96

Metal ana sanayi

6,30

7,47

8,00

7,27

8,17

8,76

5,94

9,29

8,80

Metal eşya makine ve taşıt araçları san.

35,57

31,93

33,05

38,81

35,31

33,92

38,28

30,18

27,07

Diğer imalat sanayii

0,75

0,83

0,81

0,87

0,71

0,56

0,38

0,42

0,60

(*) Küçük ve büyük imalat

sanayii bir

arada hesaplanmıştır.

Tablo m

İSO Üyesi Sanayi Kuruluşlarının (*) Yarattıkları Katma Değerin Sektörlere Dağılımı (Yüzde)

İstanbul sermayesinin yararlanması ile birleşince 1960-1970 arasında imalat sanayimde yüksek büyüme hızı sağlanmıştır.

1972'de İstanbul'da 10 kişiden fazla işçi çalıştıran imalat sanayi işyerlerinin sayısı, 1964'e göre yüzde 82'nin üstünde bir artışla 2.359 olmuştur. Aynı sanayi kuruluşlarında çalışan işçi sayısı ise yüzde 100'ü aşan artışla 219.000'e çıkmıştır. Katma değer açısından 1964 ile 1972 arasındaki artış oranı yüzde 305'tir.

Bu nicel gelişmeler yanında sanayinin yapısında da değişme görülür. O zamana kadar İstanbul'un temel sanayi dallan olan tekstil ve gıdanın toplam üretim ve sanayi içindeki paylan gerilerken, kimya, dayanıklı tüketim maddeleri, metal eşya ve makinenin payı artmıştır. Böylece sanayi 1970'lerde artık ara mallar ve dayanıklı tüketim maddeleri üretimine doğru gitmektedir.

1972-1980 arasında Türkiye ekonomisinin genel istikrarsızlığı ve zaman zaman konjonktürel, hattâ yapısal bunalımlara varan durgunluğu, İstanbul sanayiine de yansımıştır. 1970'lerin sonlarına, 1979'a gelindiğinde, İstanbul'da imalat sanayiinde büyük işyeri sayısı 3.556'dır. Ancak 1972'ye göre artış sadece yüzde 50 civarındadır. Bu işyerlerinde çalışanların sayısı da ancak 248.000 olmuştur ki, bu 1978'e göre de bir düşüşün ifadesidir. 1972-1978 arasında anlamlı bir artış göstermeyen katma değer payı da bunalım yılı olan 1979'da bir yıl önceye oranla yüzde 23 gerilemiştir. İstanbul imalat sanayiinin ülke sanayii içindeki yerinde de 1980'e doğru gerileme gözlenir. 1979'da İstanbul'daki büyük ölçekli sanayi işyerlerinin Türkiye sanayiindeki payı yüzde 46, tüm sanayi çalışanları içindeki payı yüzde 31,4 ve katma değer içindeki payı yüzde 32,5'tir.

Bu sonuçlarda, 1970'lerden sonra İstanbul'daki sanayi sermayesinin işyerlerini İstanbul çevresine, örneğin Kocaeli ve Sakarya İli'ne, Bursa ve Trakya'ya kaydırmalarının payı büyüktür. Türkiye sanayiinin kalbi yine İstanbul'da atmakla ve sanayi İstanbul'dan planlanıp yönetilmekle birlikte, yayılma alam çevre iller olmaya başlamıştır.

1980'e gelindiğinde Türkiye imalat sanayii kuruluşlarının yüzde 46'sı, bu kuruluşlarda çalışanların yüzde 31'i ve üretilen katma değerin yüzde 32,5'i İstanbul'daydı. Kaba bir karşılaştırma ve değerlendirmeyle Türkiye sanayiinin üçte biri İstanbul'da bulunuyordu. Türkiye ortalamalarına oranla İstanbul sanayiinde özel kesim üstünlüğe sahipti. 1979'da özel kesim İstanbul'da tüm ilde üretilen katma değerin yüzde 90'ını sağlıyordu. Metal eşya, elektrikli eşya, makine sektörü öne geçmiş, tüm ilde yaratılan katma değerin üçte birini sağlamaya başlamıştı. Bu dalda yer alan otomotiv sanayii gelişmesini sürdürüyordu. Çoğunda tekellerin egemen olduğu elektrikli makine sanayiinde, pil üretiminde, trafo, ampul, akü, televizyon alıcısı, telefon santralı, otomotivde İstanbul, Türkiye'de aynı dallardaki firmaların ve üretimin yüzde 80'e yakınım gerçekleştirerek rakipsiz bir konumda bulunuyor-

Kartal'daki Anadolu Çimento Fabrikası. Cumhuriyetin 50. Yılında istanbul

du. Kimya sanayiinde yaratılan katma değerde yüzde 83'lük pay İstanbul'a aitti (merkezi Kocaeli'nde bulunan petro-kim-ya sanayii hariç).

Büyük sanayide Türkiye'de her anlamda birinci il olmayı sürdüren İstanbul'da, küçük sanayi de her dönem var olmuş ve önemli üretim ve istihdam kapasitelerine ulaşmıştır. 10 veya daha az işçi çalıştıran atölye ve imalathanelerle ilgili istatistik veriler daha az ve güvenilirliği daha tartışmalı olmakla birlikte, İstanbul'daki yaygınlıkları ve imalat sanayiindeki önemleri tartışılmazdır. 1980'de yapılan imalat sanayii sayımına göre İstanbul'da o tarihte 36.485 küçük işyeri vardı. Gerçek rakamın bunun üzerinde olduğu sanılmakla birlikte bunların dörtte birinden fazlasının (11.271) Eminönü İlçesi'nde bulunduğu ve burada dokuma, giyim, deri ve basın-yaym alanlarındaki işyerlerinin yoğunlukta olduğu anlaşılmaktadır. 5.177 işletme ile Beyoğlu, ağır-

lığı metal dalında olmak üzere Eyüp (4.510 işletme), Bakırköy, Fatih, Kâğıthane ve Şişli ilçeleri küçük sanayi işletmelerinin yoğun olduğu yerlerdi. Daha sonra bir dizi küçük sanayi sitesi ve organize sanayi bölgeleri oluşturulmasıyla küçük sanayi başka ilçelere doğru yaygınlaşmaya başlamıştır (bak. küçük sanayi siteleri).

Bunların başlıcaları 1990'da Yenibosna' da kurulan Doğu Sanayi Sitesi (254 işyeri), 1975'te Yukarı Dudullu'da kurulan Modo-ko (269 işyeri), 1968'te kurulan Kadıköy Oto Sanayi Sitesi (172 işyeri), 1968'de Ümraniye'de kurulan İMES (843 işyeri), 1967' de Maslak'ta kurulan Atatürk Oto Sanayi Sitesi (369 işyeri), 1975'te Haramidere'de kurulan Birlik Küçük Sanayi Sitesi (402 işyeri), 1975'te kurulan Ümraniye Küçük Sanayi Sitesi (366 işyeri), 1981'de kurulan Kartal Oto Sanayi Sitesi (602 işyeri), 4. Levent Oto Sanayi Sitesi (172 işyeri) ve 1981'deTop-kapı'da kurulan İstanbul Matbaacılar ve

Ciltçiler Küçük Sanayi Sitesi'dir (123 işyeri). Ayrıca Küçükçekmece'de kurulan Birlik Sanayi Sitesi (402 işyeri), Esenyurt'ta kurulan Evren Sanayi Sitesi (465 işyeri) ve Tuzla'da kurulan İstanbul Dericiler Organize Sanayi Bölgesi (183 işyeri) küçük sanayinin yoğunlaştığı önde gelen yerlerdir. İkitelli'de binlerce işyerini barındıracak çok büyük bir küçük sanayi bölgesi geliştirilmektedir. Bunların yanısıra özellikle Topkapı-Bayrampaşa hattında küçük sanayi işyerlerini toplayan bir dizi küçük site daha yapılmıştır. Ancak halen küçük sanayi işletmelerinin büyük bölümü dağınık şekilde kentin her yanına dağılmış bulunmaktadır.


Yüklə 8,43 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   750   751   752   753   754   755   756   757   ...   980




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin