Hukuk Öğretiminde Yeni Yaklaşımlar: Hukuk Klinikleri



Yüklə 1,16 Mb.
səhifə3/25
tarix28.10.2017
ölçüsü1,16 Mb.
#18991
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   25









Ana Tema Konuşması


Hukuk Kliniği Öğretiminin Tarihçesi ve Amacı”

David McQuoid-Mason

Kwazulu-Natal Üniversitesi, Durban, Güney Afrika

Öncelikle yeniden Türkiye’de olmanın benim için büyük mutluluk olduğunu belirtmek istiyorum çünkü buraya ilk kez 1967’de geldim, uluslararası turist yılıydı ve ben Türkiye Turizm Bakanlığı için erkek modelliği yaptım. Dolayısıyla eğer turist müzenize gider ve 1968 broşürüne bakarsanız Efes’te, Türkiye’nin çeşitli yerlerinde çekilmiş fotoğraflarımı görebilirsiniz. Türkiye’ye onuncu gelişim ve burada olmaktan ötürü çok çok memnunum. Anadolu Üniversitesi’nin 55. ama özelikle de hukuk fakültesinin 20. yaş gününü kutlamak istiyorum.

Benden burada sizlere, klinik hukuk eğitiminin tarihi ve misyonu ve uygulamalı hukuk eğitiminin ve sosyal adaletin gelişimine katkısı üzerine bir konuşma yapmam istendi. Dekanın bu sabah söylediği bir şeye değinerek başlamak istiyorum. Nasıl işbirliği yaptığınızı fark ettim ve Adalet Bakanlığı mensuplarını ve diğer kamu görevlilerini burada görmekten ötürü oldukça mutluyum çünkü birazdan anlatacağım gibi, bizim ülkemizde devlet tarafından finanse edilen ve yoksul insanlara adli yardım hizmetleri sunan bağımsız bir Adli Yardım Kurulumuz var. Bu kurulun hukuk klinikleri ile ortaklıkları var. Hukuk klinikleri bu ortaklık çerçevesinde, kurula adli yardım hizmetleri sunma konusunda yardım ediyor ve bunun karşılığında da kamu finansmanından pay alıyorlar. Dolayısıyla da bu çok önemli bir bileşen. Hepinizin burada olmasından ötürü çok memnunum. Her birimiz, ister akademisyen, ister kamu görevlisi, ya da her kim olursak olalım adalet için çalışıyoruz.

Pekâlâ, bu sabah sizlere klinik hukuk eğitimi nedir, klinik hukuk eğitiminin tarihi, klinik hukuk eğitiminin misyonu, klinik hukuk eğitimi öğretim yöntemleri, öğrettiğimiz klinik hukuk eğitimi becerileri, kinik hukuk eğitimi ve müvekkille ilişki modelleri, klinik hukuk eğitimi ve sosyal adalet konularından bahsedeceğim. Daha sonra konuşmamı sona erdireceğim çünkü klinik hukuk eğitimi ders anlatır gibi anlatılmaz. Beni on dakika sonra uyarmalarını istedim. Sonrasında sizlere klinik hukuk eğitimi metodolojisini nasıl kullandığımızı örneklerle açıklayacağım.

O halde ilk olarak, klinik hukuk eğitimi nedir? Biz bunu genelde deneyimsel öğrenme olarak betimliyoruz. Üniversitenizin rektörünün de söylediği gibi yaşam boyu eğitim anne karnında 4. aydan itibaren başlıyor. Bizim yaptığımız da üniversitelerde zaten belirli bir noktaya kadar öğrenen öğrencilerin deneyimlerinden yola çıkmak ve bu deneyimleri geliştirmek. Dolayısıyla onları uygulamalı avukatlık sorunlarıyla karşı karşıya getiriyoruz. Burada söz konusu olan gerçek konular oluyor, salt kitaplarda yazan şeyler değil, gerçekten olan şeyler. Bunlarla avukatlık mantığıyla ilgileniyorlar, fiilen avukat rolünü üstleniyorlar. Dolayısıyla sadece akademisyenlerin yazdıklarını okumuyorlar, avukat olmaya çalışıyorlar. Müvekkillerle ya da kendi aralarında etkileşime giriyorlar. Bazen rol oynuyorlar. Ve hukuki meseleleri ve sosyal adaleti tanımlamaya ve çözmeye çalışıyorlar. Sosyal adalet çok önemli bir unsur çünkü hukukun üstünlüğü ve demokrasi için çok önemli. Sosyal adalet olmazsa devrim ve kargaşa olur.

Öğrenciler öğrendikleri şeyler üzerine kafa yoruyorlar. Klinik eğitim projeleri aracılığıyla, hem toplum hakkında öğrendiklerini ve hukukun toplumdaki rolünü hem de kendileri hakkında öğrendiklerini ve bunların arasından kendilerini bir gün iyi bir avukat yapacak şeylerin neler olduğunu düşünmeye davet ediliyorlar. Tüm bu konular üzerine düşünülüyor ve bu konular gerek öğretmenler tarafından, gerekse öğrencilerin kendi aralarında eleştirel bir yaklaşımla gözden geçiriliyor. Öğrencilerden sürekli bilgi alıyorsunuz. Onlara soru soruyorsunuz ve her daim geri bildirimde bulunuyorsunuz. Sadece yazdıkları makaleleri toplayıp, not verip geri göndermiyorsunuz; gelişimlerini sürekli takip ediyorsunuz.

Klinik hukuk eğitiminin tarihi: biz bu fikri aslında tıp mesleğinden aldık çünkü tıpta problem bazlı eğitim uygulanıyor. Tıp öğrencileri hastalara maruz kalıyorlar. Eski geleneksel yöntemde, hukuk öğretmenleri ders anlatırlardı ve siz yalnızca kitaplardan öğrenirdiniz. Gerçek kişileri hiç görmeden mezun olur ve mesleğinizi yapmaya başlardınız. Klinik hukuk eğitiminin modern versiyonları Ford Vakfı tarafından finanse edilen bir programla birlikte 1960’larda ABD’de başladı. Kanada’da, Birleşik Krallık’ta, Avustralya’da ve Güney Afrika’da ise 1970’lerde başladı. Bizde o zaman apartheid rejimi vardı ve insanlarla iletişimimiz kesilmişti. 1973 yılında bir konferans organize etmek istedim. O yıl ülkemizde bir yıl önce açılmış olan ve öğrenciler tarafından işletilen üç tane hukuk kliniği vardı. Nisan 1973’te açılmış olan bir tane vardı, bunu Profesör Philippa Kruger size daha sonra anlatacak. Sonra ben bir tane başlattım. Temmuz’da bir konferans yaptık ve Ağustos’ta bir hukuk kliniği kurduk. Hiç kaynağımız yoktu. Elimde bir tek seyyar dosya dolapları vardı. Kiliselere gider öğrencilere denetmenlik yapardım.

Hukuk klinikleri 1980’lerde Filipinler, Hindistan ve Botswana’ya; 1990’larda Tayland, Malezya, Orta ve Doğu Avrupa, Orta Asya, Latin Amerika ve Rusya’ya yayıldı. 1990’lar önemli çünkü insanlar genelde hukuk kliniklerinin yaygın bir yargı uygulaması olduğunu düşünüyorlar; Amerikan ve İngilizce eğitim veren üniversitelerin yaptıkları bir şey gibi. 1990’larda 16 Doğu Avrupa ülkesinde yaptığımız işler var. Bu ülkelerin hepsinde medeni hukuk sistemi var, hepsi Roma hukukuna kadar gidebiliyor. Ve sanırım Türkiye için de bu böyle. Siz de kanununuzu Almanlardan aldınız ya da birisi sizin kanununuzu etkilemiş olabilir, ama sonuçta bir medeni hukuk sistemi ve hukuk klinikleri her iki sistemde de etkili bir şekilde çalışıyor. O yüzden hangi sisteme sahip olduğunuzun bir önemi yok. 2010 yılında Türkiye de aramıza katıldı. Aramızda Bilgi Üniversitesi var, daha sonra kendilerini anlatacaklar. Bunun yanı sıra Çin, Japonya, Meksika, İspanya, Nijerya, Sierra Leone, Güneydoğu Asya, Ortadoğu ülkeleri, İran gibi, size daha sonra bunlarla ilgili bir takım şeyler anlatacağım, pek çok ülke var ve Türkiye de bir şekilde dâhil olmaya başladı. Katalizör olmaya başlıyorsunuz; dünya toplumuna katılmaya, bir parçası olmaya başlıyorsunuz.

Son dönemlerde hukuk eğitimiyle ilgili American Health’de yayınlanan kitaplar var. Ve dediğim gibi, avukatlık becerilerine bakıyoruz. Bunu öğretmenin en iyi yolu klinik hukuk eğitimi. O halde misyonumuz nedir? Bunu aslında, bir sosyal adalet ortamında uygulamalı becerileri öğretmek olarak tarif edebilirim. Sosyal adalet ortamı sağlık, konut, refah, eğitim ve hukuk kaynaklarının adil bölüşümü anlamına gelmektedir. Mahkemelere ulaşabilmeniz gerekir. Sierra Leone için adli yardım yasası hazırlarken, devlet başkanları da dâhil olmak üzere bütün önemli aktörlerle tanıştım. Sierra Leone’de 10 yıl önce iç savaş olduğunu biliyor musunuz bilmiyorum. İnsanlar birbirlerini öldürüyorlardı. Birbirlerinin kafalarını kesiyorlar ve her türlü korkunç şeyi yapıyorlardı. Başkan bana “Ülkemizde iç savaş olmasının nedenlerinden birisi, insanların adalet yönetimine güvenmemeleriydi” dedi. Bütün avukatlar başkent Freetown’daydı. Bütün hukuk görevlileri de oradaydı. Ülke çapında belki dört tane avukat vardı. Başka kimse yoktu. Ellerinde bir tek savcılar, polis memurları ve mahkemeler vardı. Kendilerini savunacak hiç kimseyi görmemişlerdi. O yüzden de isyancılar gelip, “Arkadaşlar, gelin ve adalet için savaşın, devrime katılın, bu herifleri devireceğiz” dediler. Bundan dolayı başkan Sierra Leone’de adli yardımı hayata geçirmek için çok fazla çaba harcadı. Dolayısıyla bu, hukukun üstünlüğü ve demokrasi için çok önemli. İhtiyaçlarla ilgileniyor, taleplerle değil. Herkes zengin olmak ister. Herkes her şeyi ister ama hepimizin ihtiyaç duyduğu bazı temel şeyler vardır ve biz de klinik hukuk eğitimi ile bunları karşılamaya çalışıyoruz. Öğrenciler uygulamalı becerileri öğrenirlerken aynı zamanda toplulukların sosyal adalete ulaşmasına yardım eden değerli hizmetler de sunmuş oluyorlar. Şimdi bu pek çok şeye bağlı. Ben gelişmekte olan bir ülkeden geliyorum, Güney Afrika’dan. Pek çok ülke bunlar üzerinde çalışıyor. Bizim böyle bir lüksümüz olamaz. Amerika’daki bazı hukuk klinikleri hiç müvekkil görmüyorlar bile. Onlar sadece simülasyon veya hukuk eğitimi almış öğrencileri istiyorlar. Hatta bazı durumlarda zengin müvekkillerle ilgileniyorlar. Bizim yaptığımız bu değil. Biz gelişmekte olan ülkelerdeki yoksul insanlara yardım etmeye ve her zaman gerçek hayat klinikleri yaratmaya çalışıyoruz. Şu anda size bir şeyi açıklayacağım. Farklı şekillerde sokak hukuku klinikleri, canlı müvekkil klinikleri, sokak hukuku olan kamu hukuk eğitimi, yasa tasarısı hazırlama klinikleri kurabilirsiniz. Ben sizlere temel üç tanesini tarif edeceğim. Canlı müvekkil kliniklerini anlatacağım. İnsanların tavsiye alması. Sokak hukukunu açıklayacağım, ya da hukuki farkındalık kliniklerini. Daha sonra, Arap dünyasında oldukça popüler olan bir uygulamayı tarif edeceğim ve sonrasında Doktor Mattar size bu konuyu anlatacak. Kendisi fiilen yasa tasarısı hazırlanmasına yardım etti; engelli insanlar için yasalar, yaşlı insanlar için yasalar ve diğerleri. Ve bu bir öğrencinin, aynı zamanda toplumu tanımasını da sağlayarak yapabileceği çok faydalı bir şey.

Öğretim yöntemleri bizim için çok önemli. Konuşmanın sonunda sizlere interaktif öğretim yöntemi adını verdiğimiz yöntemi nasıl kullandığımızı göstermek için bir miktar zamanım kalacak. Sadece ayakta durup ders anlatmıyoruz. Şu anda yaptığım şey korkarım ki biraz bu ama size açılış konuşması yapmakla yükümlüyüm ve bunu yapıyorum ama sonra sizlerle başka bir şey yapacağım. Öğrencilerin kendi deneyimlerini kullandıkları rol oynama gibi şeyler yapıyoruz. Tutuklama esnasındaki haklarınızı öğretiyoruz, polisin yetkileri ve vatandaşların hakları. “Kim tutuklandı?” diye soruyoruz. “Aramızda tutuklanan birisi varsa öne çıksın ve bize nasıl tutuklandığını anlatsın, polis bu işi nasıl yaptı söylesin” diyoruz. Rol oynama sona erdikten sonra ise “Tamam, bunlar polisin yetkileri, bunlar vatandaşların hakları” diyoruz. Polis neden güç kullandı, nasıl kullandı? Rol oynama yöntemini kullanıyoruz, simülasyonları. Aslında senaryo da kullanabiliriz, öğrencilerin kendi deneyimlerini kullanacakları rol oynama oyunları ve onlar için yazacağımız senaryo simülasyonları. Münazara meclisleri: bazı insanlar münazara meclisleriyle yalancı duruşmaları birbirine karıştırıyorlar. Münazara meclisi biz avukatların kendi aralarında, genellikle daha önceden kararlaştırılan bir hukuk alanında tartışması anlamına gelir. Yalancı duruşmalarda ise biz avukatlar tanıkları inceleriz, hâkimler tanıkları inceler ve duruşma yapılır. Vaka çalışmasında ise mahkemelerin karar almış olduğu davalara bakarız. Küçük grup tartışmaları öğrenmek için oldukça iyi bir yoldur, öğrenciler birbirleriyle etkileşime girer. Münazaraları hepiniz biliyorsunuz, öğrenciler farklı taraflarda yer alıyorlar, bir pozisyon alıyorlar. Veya öğrenci sunumları. Bunlar gibi pek çok alanda öğretmenler fiili eğitmenden çok kolaylaştırıcı oluyorlar ve bu da size öğrencilerin sahip olmasını istediğiniz yaşam boyu eğitim deneyimini sağlıyor.

Tamam, şimdi bazı farklı kliniklerden bahsetmek istiyorum. Sadece simülasyon değil gerçek insanlarla çalıştığınız canlı müvekkil klinikleri var. Yaptığınız bütün programların öğrencileri eğittiğiniz, onlara öğrettiğiniz bir akademik bileşeni bir de hizmet bileşeni olmak durumunda. Akademik kısımda genellikle bir sınıfa gidip interaktif yöntemler kullanarak ders ve seminer veriyorsunuz. Bir avukatın müvekkille nasıl görüştüğünü prova ediyorsunuz ve gidip gerçek bir müvekkille görüşüyorsunuz, gerçek bir müvekkille ilgileniyorsunuz. Servis kısmında ise bir hukuk kliniğinde ya da başka bir kurumda çalışabilirsiniz. Size bir takım farklı modeller göstereceğim. Ve öğrenciler kampüste de çalışabilir, gidip bir sivil toplum kuruluşunda, hatta bazen bir devlet dairesinde de çalışabilir. Bununla ilgili konuşacağız.

Bu iş genel olarak şu şekilde oluyor. En iyisi, öğrencilerin bunun karşılığında akademik kredi alması. Üniversite bunu tanır ve diğer herhangi bir hukuk dersi gibi kredi verir. Bazı üniversiteler size not vermeyebilir ama tüm öğrenciler bunu bir kamu hizmeti gibi yapmak zorunda olurlar. Diğerleri ise “Hey gönüllüler! Biz size gerçek manada akademik kredi vermeyeceğiz ama gönüllü olabilirsiniz” diyorlar. En iyisi size akademik kredi verenler.

Öğrencilerin toplumla ilgilenirken doğru tavsiyeleri verdiklerinden emin olmak için kalifiye avukatlar öğrencileri denetliyorlar. Genellikle tavsiyelerde bulunuyorlar, ama bazen, ki bunu Wits’ten meslektaşımız Philippa’dan tekrar dinleyeceksiniz, bazen öğrenciler ön çalışmayı yapıyorlar ve avukatla birlikte mahkemeye gidiyorlar. Bazı yargı kurumlarında öğrenci uygulama kuralları adını verdiğimiz bir şey var. Bu uygulama ABD’de, Filipinler’de ve Şili’de var. Buralarda öğrenciler gerçekten mahkemeye gidip denetmenlerle birlikte davaları tartışabiliyorlar. Filipinler çok ilerici çünkü öğrenciler orada sadece mahkemeye gitmekle kalmıyorlar, aynı zamanda yüksek mahkemede de fikirlerini tartışabiliyorlar, tabii eğer düzgün bir şekilde denetlenirlerse.

Akademik sınıf bileşenini hizmet bileşeniyle dengelemek işin zor kısmı çünkü akademik bileşeni öğretmeye çalışırken aynı zamanda hizmet içi eğitim de yapıyorsunuz. Öğrencilere avukatlık becerileri adını verdiğimiz pek çok beceriyi öğretmeye çalışıyoruz. Müvekkille görüşme: bir müvekkille nasıl görüşülür, nasıl danışmanlık yapılır, müvekkile nasıl tavsiye verilir; mesleki sorumluluk: bir avukatın ilişkilerini yönlendiren etik kurallar nelerdir; savunma: mahkemede nasıl inandırıcı bir savunma yaratılır; müzakere: nasıl müzakere edilir; eleştirel düşünme: tamam, kanun böyle söylüyor, sanki kanun bize karşı gibi görünüyor, haydi araştıralım, deneyip başka bir şey yapabilir miyiz bir bakalım; problem çözme: problemleri nasıl çözeriz, avukatın hayatı devamlı problem çözmektir; taslak hazırlamak: belgeleri nasıl hazırlarız; belgeleri tasarlamanın önemi: yanlış yere nokta veya virgül koyamazsınız, size milyonlara mal olur; iletişim becerileri: nasıl konuşuyorsunuz, nasıl yazıyorsunuz, nasıl iletişim kuruyorsunuz, telefonunuzu nasıl kullanıyorsunuz ve ayakta nasıl düşünüyorsunuz. Aranızdan atölye çalışmasına gelecek olanlara ayakta nasıl düşünebileceğiniz ve inandırıcı bir savunma yapabileceğinizle ilgili küçük bir formül vereceğiz.

İlişki modelleri çok çeşitli. Örneğin kampüs hukuk klinikleri. Sanırım bu sizde de var. Genelde şöyle oluyor, kampüsünüzde bir hukuk büronuz oluyor. Ben kliniğime başladığımda bir hukuk büromuz yoktu. O yüzden de sadece seyyar dosya dolaplarımla birlikte bir kiliseye veya mahalli bir salona gider ve buraları kullanırdım. Buraya bu yüzden aynı zamanda kampüs dışı klinik de diyoruz. Dolayısıyla şehirde gidebileceğiniz bir yeriniz olabilir. Mobil hukuk klinikleri; küçük bir kamyonet ya da bir araba alır ve büyük bir problemin olduğu ve insanların yardıma ihtiyacı olduğu kırsal kesimdeki bir topluluğa gideriz. Dolayısıyla arabanıza atlar ve oraya gidersiniz, bir ağacın altına oturursunuz, dosyalarınızı da götürürsünüz, öğrencilerinizi eğitirsiniz, ağaçların altına oturup tavsiyelerinizi orada verirsiniz ve üniversiteye geri dönersiniz. Biz bunu çok defalar yaptık. Kamu çıkarı hukuk firmaları sonuçta herkesi etkileyecek olan bir konuda, bir insanı harekete geçirmeye çalışan firmalar ve bazı hukuk klinikleri bu konuda uzmanlaşıyor. Benim ülkemde kamu çıkarı hukuk firmaları adli yardım destek makamlarıyla birlikte çalışıyorlar çünkü bunlar insanların hayatını değiştirecek büyük davalar getirebiliyorlar. Topluluk hukuku klinikleri ki bunlar hakkında biraz daha detaylı konuşacağım, öğrencilerin tatilleri sırasında gidip topluluklarla birlikte yaşadığı ve onların problemleri hakkında bilgi sahibi oldukları ve tavsiye verdikleri klinikler. Sonra farm-out olanlar var. Farm-out veya externships dediğimiz uygulanması en ucuz olanlar. Burada klinikleriniz sivil toplum örgütlerine veya devlet dairesine veya benzeri bir yere gidiyor ve hizmeti buralarda sunuyor.

Pekala, bunlardan biraz bahsedelim. Kampüs içi ve kampüs dışı klinikler. Bizim genel uygulama adını verdiğimiz ve ideal olarak her şeyin içinde olduğu modeli uygulayabilirsiniz. Bu yüzden bu model, bu işe yeni başlayan batılı ülkeler için en popüler modeldir. Özel problemleri olan müvekkillerle ilgilendiğiniz uzman klinikler açabilirsiniz. Bunu size Philippa anlatır. Onlar bunu Güney Afrika’daki Wits Üniversitesi’nde yapıyorlar, biz de yapıyoruz. İşçi davalarını alabilirsiniz. Benim ülkemde HIV/AIDS önemli, ya da tüketici hukuku davaları veya idari yargı davalarında uzmanlaşabilirsiniz. Ya da bahsettiğim gibi, pek çok insan adına dava açtığınız kamu çıkarı hukuk klinikleriniz olabilir.

Genel uygulama olanlar başlangıç için en yaygın olanlar. Burada temel olarak tavsiyelere odaklanıyorsunuz. İnsanlara tavsiye veriyor ve onları avukatlara ya da devlet dairelerine yönlendiriyorsunuz. Başlangıç için en kolayı bu. Uzman olanlar da oldukça sık kullanılıyor, onlardan bahsettim, ama ceza hukuku ve ev içi olmayan şiddet problem. Örneğin kadın ve çocuk mülteciler, bunların davaları. Bir bilirkişi raporu oluşturuyoruz ve çoğu zaman, bunu Philippa da anlatacaktır, avukatlar mahkemeye gidiyor. Yalnızca yönlendirmiyorsunuz, avukatlarınız ve firmanız da mahkemeye gidiyor çünkü orada konuşuyorlar, öğrencileri de yanlarına alıyorlar. Mobil olanların da benzer meseleleri var ama onlar kampüsten gidiyorlar. Esasen gezici dava vekilliği yapıyorlar. Mobil bir dosyalama sistemleri var. Dosyalarınızı asıp yanınıza alabileceğiniz ve sonra da ofise geri getirebileceğiniz basit bir dosya dolabı alabilirsiniz. Ve bunlar genellikle salt bazı kişilere değil herkese uyabilecek davalarla uğraşıyorlar çünkü bir etki yaratmak istiyorlar. Buna genellikle etki davası da diyoruz. Uzman hukuk firmaları bunu yapabilirler.

Bunun yanı sıra topluluk ve ADR, alternatif anlaşmazlık çözümü, adını verdiğimiz şeyi yapabilirsiniz. Bunun ne anlama geldiğini Türkiye’de herkes biliyor. Arabuluculuk ve hakemlik gibi şeyler yapıyoruz. Topluluk kliniklerini Bangladeş ve Hindistan’da oldukça fazla kullanıyorlar. Topluluk kliniklerine öğrenciler tatillerinde katılıyorlar. Eğer bir köyden geliyorlarsa köylerine geri gidiyorlar, köylerinde yaşıyorlar. Ya da, zengin çocukları alıyorsunuz ve onları kırsal bölgelere gönderiyorsunuz. Güney Doğu Asya’da herkes gibi bir avuç pirinçle yaşamak durumunda kalıyorlar ve topluluğun sorunlarını öğreniyorlar, bunları nasıl tanımlayabileceklerini görüyorlar. Sonra üniversiteye geri dönüp sorunları araştırıyorlar ve tavsiye vermek için neler yapılabileceğine bakıyorlar. Bunlar kırsal bölgelerdeki mükemmel şeyler. Türkiye’de öğrencilerin gidip topluluklarla birlikte yaşayarak onların sorunlarını tespit edebilecekleri bir tatil veya hafta sonu geçirebildikleri, daha sonra kliniğe dönüp onlara yardım etmeye çalışabilecekleri kırsal bölgeler olduğunu düşünün.

Alternatif anlaşmazlık çözümü klinikleri: burada öğrenciler arabuluculuk yapmak konusunda eğitiliyorlar. Hindistan’da “long dallact” adını verdikleri bir şey var. Hukuk öğrencileri mahkemelerle çalışıyorlar. Esas olarak özel hukuk davalarıyla ilgileniyorlar ve arabuluculuk yaparak bir anlaşmaya ulaşmaya çalışıyorlar. Öğrenciler mekik diplomasisi yapıyorlar. Bir hafta sonu mahkemeler açılıyor ve hukuk öğrencileri müvekkillerle birlikte geliyorlar. Yargıç kürsüsünde bir sulh hâkimi veya bir bölge hâkimi, bir sosyal hizmet görevlisi ve sıradan bir avukat oturuyor. Öğrenciler müvekkillerle birlikte geliyorlar. Müvekkillere burada arabuluculuk yapılarak bir anlaşmaya varılıyor ve bu anlaşma mahkemenin kararı oluyor. Davaların %75’ini mahkemelerden alabiliyorlar. Bu yöntemi kullanarak mahkemeleri temizliyorlar. Öğrencileri kullanmak ve denetlemek de oldukça faydalı bir şey. Bu, ev içi şiddet ve aile içi şiddet için oldukça iyi. Afganistan’da ev içi şiddet kliniği olan hukuk klinikleri olduğunu ve arabuluculuk yöntemini kullandıklarını duyunca şaşırabilirsiniz. Bildiğiniz gibi Afgan toplumu oldukça geleneksel. Bu yüzden de doğrudan kocayla ilgilenmek oldukça zor. Dolayısıyla klinik şu şekilde çalışıyor: her iki tarafın yaşlıları da dâhil olmak üzere bütün aileyi bir araya topluyorlar. İlk önce kanunu anlatmakla başlıyorlar. Kanun pek çok ülkedeki gibi, karınızı dövmek suç vesaire. Ama onlar bunun geleneksel olduğunu düşünüyorlar. Ama avukatlarla konuştuktan sonra hakikaten üzgün olduklarını çünkü kanuna karşı geldiklerini fark etmediklerini söylüyorlar. “Bunu kültürümüz açısından yapabileceğimizi düşündük” diyorlar. Ve pek çok vakada gerçekten de bir anlaşmaya varılıyor. “Tamam, karımı dövmeyeceğim. Bunun üstesinden gelmenin başka bir yolunu bulacağım.” Bu yapılması faydalı bir şey aynı zamanda.

Farm-out kliniklerinde, externships’te öğrenciler bir adli, hukuk destek veya tavsiye ofisine veya diğer kurumlara gidip çalışıyorlar ve bu kurumun personeli tarafından denetleniyorlar. Ama eğer onları akademik kredi için kullanıyorsanız, denetmenlerinizin eğitimli olduğundan ve bu yerleştirmelerle eğitsel hedeflerinize ulaştığınızdan emin olmanız gerekir. Bu kurumlar toplulukların içyüzüyle ilgili bilgi vermek konusunda oldukça iyiler. Bunları işletmek daha ucuz çünkü kendi avukatlarınızın çoğuna ihtiyacınız olmuyor. STK’lardaki, devlet dairelerindeki veya insan hakları komisyonlarındaki avukatları veya başkalarını kullanabiliyorsunuz. Pekâlâ, bunlar canlı müvekkil klinikleri.

Sokak hukuku klinikleri de yine deneyimsel öğrenmeye dâhil. Mesele aslında öğrencileri söz konusu interaktif öğretim yöntemlerini kullanmaları için eğitmek. Onlar daha sonra hapishaneler gibi kurumlara giderek duruşma bekleyen mahkûmları veya çocuk mahkûmları eğitiyorlar. Bilgi Üniversitesi bunu hüküm giyen mahkûmlara yapıyor örneğin çünkü onlar çoğu zaman eğitimle ilgili ne yapmaları gerektiğini bilmiyorlar. Dolayısıyla öğrencileri bulup onlardan hapishaneye gitmelerini istiyoruz. En çok katılan insanlar genellikle hapishane gardiyanları, hapishane memurları çünkü onlar da öğrencilerle birlikte kanunları öğrenmeyi istiyorlar. Hukuk öğrencileri bir kez daha uygulamalı problemlerle karşılaşıyorlar. Bir topluluğa hukuk öğretmeye gittiğinizde o toplulukta gerçekte neler olduğunu öğreniyorsunuz, insanların problemleri var. Bir kez daha öğrendikleri şeyler hakkında kafa yoruyorlar, eleştirel gözden geçirme alıyorlar vesaire. Yine bunu akademik krediyle yapabilirsiniz, kamu hizmeti gibi ya da gönüllü yapabilirsiniz. Onları hedef gruplara öğretmek konusunda eğitmeniz gerekiyor. Topluluklarınız hakkında oldukça hassas olmalısınız. Türkiye’deki kırsal topluluklarınız ne kadar muhafazakâr bilmiyorum ama bizde, topluluklarında olan bitene karşı hassas olduğunuzdan emin olmanız gerekiyor. Bazen bazı topluluklarımıza salt gitmek için bile bir güvenlik görevlisine ihtiyacımız oluyor. Öğrencilerin orada neler olduğunu bilmeleri gerekiyor.

Biz genelde çok fazla tavsiye vermiyoruz. Street Law Plus adında her türlü tavsiyeyi barındıran İngilizce bir program var, daha sonra bahsedeceğim. Sokak hukuku kliniklerinde yaptığımız problemle ilgili genel bir tavsiye vermek ama bireysel davaları, eğer ihtiyaçları varsa, üniversite kampüsündeki canlı müvekkil kliniklerine veya bir avukata veya bir devlet dairesine yönlendiriyoruz. Bu akademik çalışmayı da hizmet çalışması ile dengelemeniz gerekiyor. Öğrencilerimiz benim şehrimde, 100 lisede 25 ders veriyorlar, gidip liselerde ders anlatıyorlar. Liselerinizde bir yaşam becerileri programı veya rehberlik ya da vatandaşlık programı var mı bilmiyorum ama bizim öğrencilerimizin kullandıkları programlar bunlar.

Pekâlâ, okullarda, hapishanelerde, genç/çocuk suçluların gittiği güvenlik mekânlarında, topluluk gruplarında, sendikalarda, gençlik gruplarında, kadın gruplarında, üniversite gruplarında, sivil toplumda farklı modellerimiz var. Bunu pek çok yerde yapabilirsiniz ve bir kez daha bu öğrenciler, Street Law Plus’tan bahsettim, burada problemleri takip etmek konusunda bir şeyler yapmaya çalışıyorlar. Sizlere bahsetmek istediğim son grup, ki bu özellikle Arap dünyasında oldukça faydalı bulundu ve bazı İngiliz üniversitelerinde de yapılıyor, yasa tasarısı hazırlama. Burada aslında bir paydaş olarak yardım ediyorsunuz. Adalet Bakanlığı için yeni bir yasa tasarısı hazırlamada ya da başkası yeni bir yasa istediğinde öğrenciler dâhil oluyorlar ve topluluğu etkileyen problemi tanımlayarak yardım ediyorlar. Örneğin buradaki yaşlı insanları, dul kadınları neler etkiliyor veya engelli insanlar için neler yapılabilir gibi. Problemlerinin neler olduğu hakkında topluluktan geri bildirim alıyorsunuz. Bakıyorsunuz, araştırma yapıyorsunuz. Bunu başka ülkelerin yaptığını görüyorlar ve bunun üzerine gelip bir değişiklik taslağı hazırlamayı öneriyorlar. Güney Afrika’da bunu adli soruşturmalarla ilgili kanunları tasarlamak için yapan öğrencilerimiz var, örneğin tıbbi konularda. Yine akademik krediler ve bahsettiğim diğer şeyler var. Bir kampüs yasa tasarısı hazırlama kliniğiniz olabilir. Öğrencilerin yasa değişikliklerini savundukları savunma gruplarınız olabilir. Öğrenciler hukuk komisyonlarına araştırma desteği sunarak yardım edebilirler. Öğrenciler devlet birimlerine de destek olabilirler. Onlar çok faydalı kaynaklar, üniversitedeler.

Pekâlâ, bitirmek üzereyim. Nasıl gidiyorum? On dakika. Tamam. Sadece sosyal adaleti özetleyeceğim. Sonra hızlı bir gösterim yapacağım. Tamam, sosyal adalet söz konusu olduğunda, gerçekten de hukuk sistemini veya başka bir şeyi öylece öğretemezsiniz. Ders kitaplarında veya başka yerlerde olan şeyleri okumakta bir sorun yok, ama aynı zamanda toplulukta neler olduğuna da ulaşmanız gerekiyor. Teorik bir çerçeve oluşturabilirsiniz ama ayrıca neler olduğunu da görmeniz gerekir. Anayasamıza göre bir avukat hakkımız var ama biz öğrencilere tatillerinde gidip mahkemelerde oturmalarını söylüyoruz. Herkes bir avukata sahip olabiliyor mu? Bu doğru mu? Gerçekten işe yarıyor mu, yaramıyor mu? Bu, gelişmekte olan ülkeler için önemli. Karşılıksız hizmet adını verdiğimiz ruhu yüreklendirmek istiyoruz, iyi şeyler yapmak istiyoruz. Eğer akademik ve topluluk hizmeti programlarını düzgün bir şekilde bütünleştirirseniz, hukuk öğrencilerine sadece avukatlık uygulamalarını öğrenmek için değil aynı zamanda topluluğa hizmet etmek için de mükemmel bir fırsat sunabilirsiniz.

Sonuç kısmını atlayacağım. Sizlere şimdi küçük bir oyun göstermek istiyorum. Tamam. Sizlerle yapmak istediğim, müzakerelerle ilgilenirken yaptığımız bir alıştırma. Ve bunu hepimiz yapacağız. Şimdi size ne olduğunu söyleyeceğim. Müzakerelerde, ki bu aile içi şiddet vakaları için de geçerlidir, insanlar genellikle pozisyonlar adını verdiğimiz şeylerle gelirler. “Benim pozisyonum, ben bunu istiyorum, ben şunu istiyorum.” Bizim yapmaya çalıştığımız insanları pozisyonlardan çıkarlara yönlendirmek. “Bunu neden yapmak istiyorsun? Nasıl kazanabiliriz?” Bu yüzden sizinle “kazanabildiğin kadar kazan” diye bir oyun oynayacağız. Bunu unutmayın. Kazanabildiğiniz kadar kazanın. Tamam mı? Bu genelde bilek güreşiyle yapılır ama bunu burada yapmak zor. İkili gruplar halinde olmalısınız. Bunu burada yapmak İran’da yapmaktan daha kolay çünkü İran’da birbirlerine yabancı olan erkekler ve kadınlar el ele tutuşamıyorlar. Türkiye’de her şey yolunda. Sizden yapmanızı istediğim şey, hepinizin ayağa kalkmasını ve bir partner bulmasını istiyorum, rektör ve rektör yardımcısı da dahil. Burada hepimiz eşitiz ve bu da “kazanabildiğin kadar kazan” oyunu. Ayağa kalkacağız, yanımızdaki kişinin elini tutacağız, kadın ya da erkek. Herkes ayağa kalksın. Tamam, şimdi bu oyunda şu şekilde puan kazanıyorsunuz. Ellerinizi yanınıza koyun, partnerinizin elini bacaklarınıza değene kadar çekeceksiniz. Ben bir puan aldım, o bir puan aldı. Çekerek puan kazanacağız. Partnerinizin elini bacağınıza doğru çekeceksiniz, eğer eli sizin bacaklarınıza değerse puan kazanacaksınız. Hepiniz bir partner buldunuz. Herkes bir partner buldu mu? Tamam, hatırlayın, ikili veya üçlü gruplar fark etmez, kazanabildiğiniz kadar kazanın. Hazır ol…başla! Tamam, durun, durun. Şimdi hatırlayın, oyunun adı ikili gruplar halinde kazanabildiğin kadar kazan idi. Peki kaçınız 10 yaptı? 5? 5-0, tamam. Sayın rektör, siz kaç tane yaptınız? 0? 0-0. Sizler kaç tane yaptınız? 4-1, 5. Arkadakiler kaç tane yaptı? 0-0. 10 yapan oldu mu? 10 yapan oldu mu? 10-10, 20. Tamam, buraya gelin ve nasıl 20 yaptığınızı gösterin. Bu arkadaşları izleyin. Nasıl 20 yaptınız? Görüyorsunuz. Bir dakika durun. Bunu neden yaptıklarını biliyor musunuz? Bunu neden yaptınız? (İkimiz de kazanabildiğimiz kadar kazanmak istedik). İkili takımlar halindeydiniz ve kazanabildiğiniz kadar kazanmak istediniz. Siz bir takımdınız. Savaşmak istiyorum gibi bir pozisyon almanıza gerek yoktu. Çıkarımız ne? Kazanmak için yapabildiğimiz kadar işbirliği yapmamız gerekiyor. “Kazanmak istiyorum ve kazanmak istiyorum” pozisyonundan, “Dur biraz, biz bir takımız arkadaşlar, haydi işbirliği yapalım” noktasına geçiyoruz. Aynı şey ev içi şiddet ve aile içi şiddette de oluyor. Hepsi bu kadar. Vaktiniz için çok teşekkür ederim.

Yüklə 1,16 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   25




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin