208
organları seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan kamu tüzel kişileridir.” (Gözler/Kaplan
2012: 35).
Merkezi idare, yerel yönetimleri denetleyebilir. Buna idari vesayet denir. İdari vesayet
şu şekilde tanımlanabilir “Kanunla öngörülmüş durumlarda merkezi idarenin yerinden yönetim
kuruluşlarının eylem ve işlemleri üzerinde sahip olduğu sınırlı bir denetim yetkisidir.”
(Gözler/Kaplan 2012: 49). İdari vesayette, denetim dışarıdan, diğer bir tüzel kişi
(devlet/merkez) tarafından yapılmaktadır. Örneğin merkezi idare (içişleri bakanlığı), tüzel
kişiliğe sahip olan belediyeleri, sağlık bakanlığı tabip odalarını denetlemektedir. İdari vesayetin
amacı, merkezi idareyle yerinden yönetim kuruluşları arasındaki bütünlüğü sağlamaktır.
Anayasada da bu husus, toplum yararının korunması, mahalli gereksinimlerin gereği gibi
karşılanması şeklinde ifade edilmiştir (Anayasa, m. 127).
Hizmet Bakımından Yerinden Yönetim Kuruluşları
Kimi kamu hizmetleri, yerinden yönetim kuruluşları olarak teşkilatlanmıştır. Örnek
olarak TRT, Kamu İktisadi Teşebbüsleri, üniversiteler, TÜBİTAK verilebilir. Bu kuruluşların
yerine getirdiği hizmetler, farklı uzmanlıklar ve teknik bilgi gerektirir. Bundan dolayı bu
kuruluşlar alanlarında uzmanlığa sahiptir. Bunar, kamu tüzel kişisi olabileceği gibi kamu
kurumu niteliğinde meslek kuruluşu da olabilir (Bilgili/Demirkapı 2017: 213). Bakanlar,
başında bulundukları bakanlığın en üst amiri durumundadırlar. Bunun bir sonucu olarak her
bakan, bakanlığının iş ve işlemlerinden dolayı cumhurbaşkanına karşı sorumludur. Eski
hükümet sisteminde/parlamenter sistemde bakanlar TBMM’ye karşı sorumluydular.
Son yıllarda ülkemizde sayısı artan özerk kuruluşlar hakkında bilgi vermekte yarar
vardır. Genellikle genel idare içerisinde kabul edilen ancak hükümete bağlı olmayan kamu
kuruluşlarına özerk kuruluşlar denir. Yasa koyucu, kimi kamu hizmetlerinin siyasal otoriteden
bağımsız bir biçimde uzmanlık kuruluşları eliyle yürütülmesinin hizmetin verimliliğini
artıracağını kabul etmiştir. Bu tür hizmetler, bakanlıklara bağlı kurumlar aracılığıyla değil,
kendi kararlarını kendisi alan, kendisine yasayla özgülenmiş kaynakları yardımıyla kendi
bütçesini de kendisi yapan ve uygulayan birimler aracılığıyla yerine getirilir. Bunlar uzmanlık
kuruluşu olduğundan genellikle alanının uzmanı olan kişiler tarafından yönetilir. Bu
kuruluşların üyeleri, meclis veya cumhurbaşkanı tarafından doğrudan veya dolaylı olarak belli
bir süre için seçilirler. Bu kişiler, özerkliğin bir sonucu olarak görev süreleri dolmadan
görevlerinden alınamazlar. Bu kuruluşların özerk olması, kararlarının yargı denetimine tabi
olmadığı anlamına gelmemektedir. Diğer bir anlatımla bu kuruluşların kararları yargı
denetimine tabidir (Battal 2006: 57).
Dostları ilə paylaş: