224
güvenliğinin korunması veya sanığın yaşının küçük olması gibi durumlar söz konusu olduğunda
mahkeme, yargılamanın aleni yapılmamasına karar verilebilir.
Sözlülük ilkesi: İfadenin ve savunmanın sözlü alınması ve sonra tutanağa geçirilmesi
zorunludur. Buna ceza yargılamasında sözlülük ilkesi denir. Sözlü olarak ifade edilmeyen
hususlar karar aşamasında dikkate alınmaz.
Kendiliğinden araştırma ilkesi: Ceza yargılamasında kamu yararı bulunduğundan savcı
ve yargıç tarafından kendiliğinden araştırma ilkesi geçerlidir. Bunun sonucu olarak, yargıç
taraflarca şikâyet dilekçesinde, iddianamede veya savunmada yer verilen olgu ve kanıtlarla ve
tarafların istemleriyle bağlı değildir. Yine bu ilkenin bir gereği olarak savcı, yargıç
şüphelinin/sanığın lehine ve aleyhine olan her şeyi araştırır.
Yargılamanın çabukluğu/yargılamanın makul sürede bitirilmesi ilkesi: Bu ilkeye göre,
suç varsa en kısa zamanda ortaya çıkarılmalı ve sanık da cezalandırılmalıdır. Yargılama bir an
önce bitirilmelidir çünkü soruşturmaya konu olayın üzerinden zaman geçtikçe kanıtlar
kaybolabilir, şüpheliler kaçabilir, tanıkları zamanla tanık oldukları olayı unutabilir. Bunlar da
yargılamayı olumsuz etkiler. Bir başka ifadeyle uzayan davalar adil yargılamayı olumsuz yönde
etkileyebilir. Ayrıca kişinin uzun bir süre itham altında kalması masumiyet ilkesine de zarar
verebilir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına göre de davaların makul sürede
sonuçlandırılması gerekmektedir. Makul sürede sonuçlandırılmayan yargılamalar, sadece
makul süreyi aştığı için adil yargılanma ilkesine aykırı bulunabilmektedir.
Yargılamanın Özneleri
Yargılama süreci, çok sayıda kişi ve makamın katılım ve katkılarıyla işleyen karmaşık
bir süreçtir. Ceza yargılamasına katılanlar iddia (savcı), savunma (avukat) ve hüküm makamları
ve bunların yardımcılarıdır.
Cumhuriyet savcısı: Uyuşmazlığı mahkemenin önüne getiren, bununla ilgili araştırma
ve hazırlık yapmak iddia faaliyetini yürüten kişidir. Cumhuriyet savcısı, soruşturma işlemlerini
kendisi yapabileceği gibi kolluk (polis, jandarma) teşkilatından da yararlanabilir. Şüphelinin
hem lehine hem de aleyhine olan delilleri toplar.
Şikâyetçi (Müşteki): Bir suçtan zarar gören veya mağdur olup da aleyhine işlenen suçu
şikâyet mercilerine bildiren kimsedir. Şikâyet kişiye bağlıdır ve süreye bağlıdır. Bir başka
ifadeyle şikâyeti ancak şikâyete bağlı bir suçtan zarar gören kimse yapabilir. Bu şikâyet failin
ve fiilin belli olmasından itibaren altı ay içinde yapılmalıdır. Bu süre içinde şikâyet yapılmazsa,
şikâyet hakkı düşer.
Mağdur: İşlenen suçtan dolayı yazar gören veya tehlikeye uğrayan kişidir. Örneğin
hırsızlık suçunda taşınır malı çalınan kimse, cinsel istismar suçunda cinsel istismara maruz
kalan çocuk, hakaret suçunda hakarete uğrayan kişi mağdurdur.
Suçtan zarar gören: İşlenen bir suç nedeniyle bir menfaati ihlal edilen kişidir. Örneğin
adam
öldürme suçunda, öldürülen kişinin yakınları suçtan zarar gören kişidir.