D- Kadın Erkek Eşitliği:
islâm gelinceye kadar kadın, her toplumda horlanmıştır, işte islâm, doğmasından utanç duyulan kadını, horlandığı mevkiden alıp yükseltmiş, erkeği de kibir ve gururundan aşağı indirmiş, iki cinsi Allah'a kulluk mertebesinde eşit saymıştır. Birçok âyette erkek ve kadına birlikte hitabedilmektedir. Kur'ânı Kerim, kadın ve erkeğin birbirlerini tamamladıklarını, birisi olmadığı takdirde diğerinin de olamayacağını, insanlık bakımından aralarında bir fark bulunmadığını söyler. Bakınız Hucurât Sûresinde bu eşitlik nasıl vurgulanıyor:
"Ey insanlar, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. İyi biliniz ki Allah katında en üstün olanınız, (Allah'ın buyrukları dışına çıkmak-lan) en çok korunanıntzdır. Allah (herşeyİ) bilendir,haber alandır. "42 "O'dur ki sizi bir tek nefisten yarattı, gönlünün ısınması için o nefsin eşini de kendisinden var etti. "43
Burada kadının, erkeğin kendisinden yaratıldığı ve kendisi gibi insan olduğu ve ancak onunla huzur bulacağı, rahat edeceği anlatılmaktadır. Peygamber (s.a.v.) de kadınların, erkeklerin şekîkası yani-bir parçası olduğunu söylemiştir.
tşte dünyada kadının ruhu var mıdır, yok mudur diye tartışılırken islâm, kadını, erkeğin parçası sayıyor ve onu erkek gibi teklife ehil, insanlık bakımından tamamen erkeğe eşit yapıyor. Kur'âh şöyle buyuruyor:
"Rableri onlara şöyle dedi: Ben sizden, erkek kadın hiçbir çalışanın çalışmasını zayi etmeyeceğim, hep birbirinizdensiniz. Göç edenler, yurtlarından çıkarılanlar, yolumda işkenceye uğrayanlar, vuruşanlar ve Öldürülenler... Elbette onların kötülüklerini örteceğim ve onları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacağım. (Yaptıklarına), Allah katında bir karşılık olarak (bu nimetler onlara verilecektir). Karşılıkların en güzeli Allah kalındadır."44
"Müslüman erkekler ve mûslüman kadınlar, mü'min erkekler ve mü'min kadınlar, tâate devam eden erkekler ve tâale devam eden kadınlar, doğru erkekler ve doğru kadınlar, sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, (gönülden Allah'a) saygılı erkekler ve (gönülden Al-lah'a) saygılı kadınlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkekler ve ırzlarını koruyan kadınlar, Allah'ı çok anan erkekler ve Allah'ı çok anan kadınlar; İşte Allah, bunlar için bağış ve büyük bir
mükâfat hazırlamıştır. "45
"Erkek ve kadından her kim, inanmış olarak iyi bir iş yaparsa, onu (dünyada) hoş bir hayatla yaşatırız (daima huzur İçinde bulunur, halinden memnun olur. Ahirette ise) onların ücretini yaptıklarının en güzeliyle veririz. "46
"Allah, inanan erkeklere ve inanan kadınlara, altlarından ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları cennetler ve Adn cennetlerinde güzel meskenler va'deimiştir. Allah'ın (onlardan) razı olması ise hepsinden daha büyüktür, işte büyük kurtuluş budur. "47
"Münafık erkekler ve münafık kadınlar birbirlerindendirter. Kötülüğü emreder, iyilikten menederler ve ellerini sıkı tutarlar. Allah'ı unuttular, O da onları unuttu. Münafıklar, işte yoldan çıkanlar onlardır Allah, münafık erkeklere ve münafık kadınlara ve kâfirlere cehennem ateşini va demiştir. Onlar orada ebedî kalacaklardır.,."48
Peygamber (s.a.v.)in, erkeklerden ayrı olarak kadınlardan da biat alması, erkek kadın eşitliğini, en güzel şekilde ortaya koyar. Erkeklere farz olan şeyler, kadınlara da farz, erkeklere yasak olanlar, kadınlara da yasaktır. Dinin en önemli buyruklarından olan iyiliği emir, kötülükten men görevi, hem erkeklere, hem kadınlara verilmiştir:
"Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı bir ümmet oldunuz. İyiliği emreder, kötülükten menedersiniz ve Allah'a inanırsınız."49
Âyetteki ümmet deyimi içerisine kadınlar da dahildir. Bu husus daha açık olarak da şöyle ifade edilmiştir: "İnanan erkekler ve kadınlar, birbirlerinin velîsidirler. iyiliği emrederler, kötülükten menederler, namazı kılarlar, zekâlı verirler, Allah'a ve Resulüne itaat ederler. İşte onlara Allah rahmet edecektir. Allah, daima üstündür, hikmet sahibidir. "50
iyiliği emir, kötülükten men bir Öğreticiliktir. Demek ki Allah, kadına öğreticilik görevini de vermiştir. Nitekim Peygamber (s.a.v.)in hanımları, onun hadislerini ve dinî hükümleri ashaba anlatarak öğretmenlik görevi yapmışlardır.
Uk mûslüman kadınlar da Allah'ın bu buyruğunu yerine gelirmişlcr, dinlerini korumak ve savunmak için çeşitli güçlüklere, işkencelere göğüs germişler, yurtlarından çıkarılmışlar, şehid olmuşlardır. Meselâ Ammâr'ın babası Yasir ile, annesi Sümeyye, dinleri uğruna ilk şehid °imuş insanlardır. Ebubckir'in kızı Esma, Allah Resulünün, babasiyle birlikte hicretini gizlemiş, bu yüzden işkenceye uğramıştır 51 Hattâb kızı Fâtıma, dini uğrunda kardeşi Ömer'den yediği tokatla yüzünden kan akmış, fakat dinini onun karşısında cesaretle savunmuştur.52 Bâzı müslüman kadınlar da, dinlerini korumak için kocalariyle birlikle Habeşistan'a hicret etmişlerdir.
"itim öğrenmek, her müslumana farzdır."53 Genellik bildiren her müslüman tâbiri içine kadınlar da girer. Yüce Allah Zümer Suresinin dokuzuncu âyetinde bilen insanların, bilmeyenlerle bir olmayacağını buyurarak insanları öğrenmeğe teşvik ettiği gibi Peygamber (s.a.v.) de, ilim öğrenmek için bir yola giden kimseye, Allah'ın, cennet yoluna girmesini kolaylaştıracağını buyunnustur.54
İlim öğrenme konusunda kadınla erkek arasında fark bulunmadığını, İbn Hazm şöyle ifade ediyor: "Akıllı, ergin olan erkek, kadın, hür, köle her müslümana, helâl ve haram olan hükümleri bilecek kadar ilim öğrenmek farzdır. Devlet başkanı, kadınların, kocalarını, kölelerin efendilerini, bu söylediğimiz şeyleri onlara öğretmeğe ve bunları öğretecek öğretmenlere gitmelerine izin vermeğe mecbur eder. insanları bundan sorumlu tutmak, câhiller için öğreticiler görevlendirmek, devlet başkanına farzdır."55
Dostları ilə paylaş: |