I- övünmesi, Çok İyi Arapça Bildiği İddiası: 3 Iı- hz. Muhammed'i Şehvetperestlîkle Suçlaması 4



Yüklə 0,85 Mb.
səhifə33/33
tarix04.01.2019
ölçüsü0,85 Mb.
#90132
1   ...   25   26   27   28   29   30   31   32   33

Xxxıı-Nûh Tûfânı

Turan Dursun, Kur'ân'da anlatılan Nûh Tufanının bir efsane oldu­ğunu, Tevrat'ın, bunu "Sümer Tufan Efsânesi"nden aldığını, Kur'ân'm da oradan aktardığını söylüyor.

"Bu öykünün kaynağı: Tevrat. Tevrat'ta ayrıntılar da var. "Ve Tanrı Nuh'a şöyle dedi: Tüm insanlığın sonu geldi. Çünkü onlar nede­niyle yeryüzü zorbalıkla doldu. İşte ben, onları, yeryüzüyle birlikte yok edeceğim. Kendine gofer ağacından bir gemi yap..." diye başlar, sürüp gider. (Bkz. Tevrat, Tekvin, 6: 13-22; 7-9.)

Ve tüm araştırmacılar, Tevrat'taki bu öykünün kaynağının da "SÜMER TUFAN EFSANESİ" olduğunda birleşirler. Tevrat'ları bin yılı aşkın bir zaman öncesinin ürünü olan "GILGAMIŞ DESTANI". "Nuh"un bu "efsane"deki adı: "Utnapişiim (Ut-Napishüm)"dir. (Kar­şılaştırmak için bkz. Gilgameş Destanı, Çev. M. Ramazanoğlu, MEB yayınlan, istanbul, 1989, s. 80-85.) "NUH TUFANI" öyküsünün, Gıl-gamiş Destanı'ndan alınma olduğunu, araştırmacı "ilahiyatçılar" da kabul etmek zorunda kalmışlardır. İlahiyatçı "Dinler Tarihi Müderris Muavini" A. Hilmi Ömer, bu konuya ayırdığı, gerçekten çaplı incele­mesinde, gerçeği açık seçik yazmıştır. (Bkz.A. Hilmi Ömer, Tufan Hikayesi, ilahiyat Fakültesi Mecmuası, İstanbul, 1932, yıl; 5, sayı: 23, s. 53-64 sayı: 24, s. 33-45.)" (s. 210)

Kur'ân, olayı anlatırken bir tarih vermez, ayrıntıya da girmez. Peygamber Nuh'u dinlemeyenlerin, sonunda bir tufanla boğulduklarını anlatır.

Günümüzde bir depremin, Meksiko'da 25000 den fazla insanı bir­kaç saniye içinde toprağın altına gömdüğünü, Amerika'da bir Hügo kasırgasının nice beton binaları devirdiğini, kentleri yıktığım; Muson yağmurlarının binlerce Bangladeşli ve Doğu Hindliyi sular altında boğduğunu; Bopal felaketinde beş bin insanın zehirlenip öldüğünü; bir yanardağdan fışkıran magmaların, eteklerdeki köyleri silip süpürdüğü-nü; Bangladeştcki kasırganın ve yağmurların yüzbinden fazla canı te­lef edip belki de ikinci bir Nûh Tufanı yarattığını görüyor, gazeteler­den okuyor, televizyonlardan seyrediyoruz. Günümüzde bu felâketlerin olduğunu kabul ediyoruz da Nuh'a inanmayan, Hakk'ın genel yasalarına ters düşen tedbirsiz kavmin, ansızın basüran yağmur sularıyle boğulmuş olduklarını neden uzak görüyoruz?

Sümer Efsanesi, Gılgamış Destanı diyoruz. Acaba bu destanın hiç gerçek olan yanı yok mu? Bilim adamları, destanın temelinde gerçek payı bulunduğunu söylüyorlar. Meydan Larous'lan bir iki cümle ala­lım: "Gılgamış, yalnız mitolojik bir kahramana benzemez. İki ırmak vadisinin güneyinde gerçek olarak hüküm sürdüğü sanılır. Papazların ve şâirlerin çabalarıyle bu destana birçok eklenti yapılmışsa da destan­daki birçok bölüm gerçekle İlgilidir." (M. Larousse, 5/155)

Bu tufanın umumîliği tartışılabilir ama tümden inkârı, büyük cür'ettir, bilime de aykırıdır. Şimdi Tûfân hakkında Çağdaş Tefsirimizde yazdıklarımızın bir bölümünü aktaralım:

Nûh kıssası, Tevrat'ın Tekvin Kitabında vardır. Olay, bugünkü Tevrat'ta, Kur'ân'ın anlattığı biçimde geniş anlatılmaz. Nûh ile oğlu arasında geçen konuşmadan söz edilmez. Fakat geminin eni, boyu, odaları, binen hayvanların cinsleri hakkında teferruat vardır. Tevrat'a göre Nûh, kendisine vahyedildiği şekilde gemiye bindikten sonra kırk gün, kırk gece tufan olmuş, sular onbeş arşın yükselip dağlan örtmüş ve yer üzerinde hareket eden bütün beden sahipleri hep ölmüşler. Ge­miye binerken altıyüz yaşında olan Nûh, beraberindekilerle gemide yüz elli gün yol almış, yedinci ayda, ayın onyedinci gününde Ararat Dağları üzerine oturmuş.198

Kur'ân, gereksiz olan böyle teferruata girmez. Ancak yukarıda işaret elliğimiz hususlar Tevrat'la yoktur. Bunlar teferruat değil, İslâm davetinin özüyle ilgili olduğu için anlatılmıştır. Herhalde Hz. Muham-med (s.a.v.) zamanındaki Tevrat nüshalarında bu hususlar vardı, za­manla kaybolmuştur. Nitekim Tabcrî, Ibn Kesîr ve Hazin gibi müfes-sirlcrin, Tufan olayı hakkında anlattıkları detaylı rivayetler, Ibn Abbâs, Ka'b el-Ahbâr gibi Pcygambcr'in çağdaşı olup yahudilerden haberler nakleden insanlardan gelir. Bunlar bu bilgileri kendileri uy-durmamışlardır. Demek ki bu teferruat, o zamanki yahudî Mukaddes Kitabında ve bunun şerhlerinde vardı.

Tevrat, geminin Araral dağlarına oturduğunu söylerken Kur'ân-ı Kerîm, Cûdî'ye oturduğunu söylemektedir. Bundan da Kur'ân'ın indiği sırada yahudîicrin ellerinde bulunan Tevrat nüshalarında geminin Cûdî üzerine oturduğunun söylendiği anlaşılmaktadır. Aksi takdirde yahudiler, Kur'ân'ın söylediğine itiraz ederlerdi. Böyle bir itiraz varid olmamıştır. Gılgamış Destanında ise geminin Nisir dağının tepesinde olduğu anlatılır.

Nûh Sûresinin 25. âyetinde Nûh kavminin, günâhları yüzünden boğulup ateşe sokuldukları ve kendilerini kurtaran olmadığı vurgulan­makla; onlar gibi davrananların da onların sonucuna uğrayacakları îmâ edilmektedir.

Sûrenin: "Biz, Nuh'u kavmine gönderdik" mealindeki birinci âyetinden, Nuh'un, yalnız kendi kavmine elçi olarak gönderildiği anla­şılır. Nûh, yalnız kendi kavmine gönderildiğine göre, kendisini dinle­meyenlere ceza olarak verilen Tufan'm da kendi kavmine mahsus ol­ması gerekir. Çünkü: "Biz elçi göndermedikçe azâb edici değiliz" 199 âyetinde buyurulduğu üzre Allah elçi gönderip uyarmadıkça bir kavmi helak etmez.

Meşhur kavle göre Hz. Nûh, Irak'ta yaşamıştır. Bundan Tûfân'ın, Dünyânın her yanında değil, Irak bölgesinde vukubulmuş bir felâket olması lâzım gelir. Nitekim o bölgede bir tufanın olduğu, kazılardan çıkan yazıtlardan da anlaşılmıştır.

Olayın temeli Gılgamış Destanına dayansa bile, yine de bir aslı vardır. Zîrâ Gılgamış Destanı da Irak'taki Uruk krallığında vukubul­muş bîr felâketi anlatmaktadır.

Daha önce söylediğimiz gibi Kur'ân'ın kıssa anlatmasından ama­cı, hikâye anlatmak değil, hikâye yoluyla öğüt vermektir. Bundan do­layı Kur'ân, Peygamber kıssalarının, Hz. Muhammcd'in davetiyle or­tak olan yönlerini seçerek anlatır. Şimdi bu kıssanın, 27-30 ncu âyetlerinde kavminin, Nuh'a, kendisine uyanların basit düşünceli, ayak takımı kimseler olduğunu, onların üstün bir yanlan bulunmadığım söyledikleri anlatılmaktadır. Âyetlerin sözgeliminden anlaşılıyor ki zenginler, Nuh'tan, bu yoksul kişileri yanından kovmasını islemişler, Nûh da onları yanından kovmayacağını söylemiştir.

îşte bu olay Pcygamber'in kendi hayaliyle yakından İlgilidir. Çün­kü Hz. Muhammed'in kavmi olan Kureyş liderleri, Peygamber'in çevresinde toplanan yoksullarla beraber oturmağa tenezzül etmiyor, ken­disiyle oturup konuşmaları için onlan yanından kovmasını öneriyor­lardı, işte bu kıssa yoluyla geçmiş peygamberlerin kavimlerinin de ay­nı şeyleri yaptıkları, fakat zayıfların kovulmadığı, haksızlık eden zen­ginlerin ise boğulduğu anlatılarak Peygamber'e ve mü'minlere karşı böbürlenen kimselere, yaptıklarının kötülüğü anlatılmakta ve onlar bu yolla uyan 1 maktadır.

En'âm Sûresinin 52-53 ncü, Kehf Sûresinin 26 ncı âyetlerinde Peygamber'e, yoksulları yanından kovmasını isteyen müşriklerin söz­lerine uyarak o zavallıları kovmaması, onlarla beraber oturması emre-dilmektedir.

Nûh kavmi Nuh'tan birçok mu'cize istemişler ki Nûh onlara: "Ben size: 'Allah'ın hazineleri benim yanımdadtr' demiyorum. Caybi de bilmem, 'Ben meleğim' de demiyorum" diye cevap vermiştir. Hz. Muhammcd'in kavmi de aynı şeyleri istiyorlar: "Ona melek indirilme­li, Mekke'den dağları kaldırıp arazimizi ziraate uygun düz bir arazi yapmalı, nehirler fışkırlmalısın; üslüne bir hazine düşmeli, ölüler diril-tilmcli" diyorlardı. Onların bu işleklerine karşılık şöyle demesi emre­dilmiştir: "Ben size, Allah'ın hazineleri yanımdadır, demiyorum, Gay-bı da bilmem. Ben size, ben meleğim de demiyorum. Ben sadece bana vahyolunana uyuyorum" 200

Görülüyor ki Nûh olayında anlatılanların hepsi Peygamber'in kendi davetiyle ilgilidir. Bu kıssa yoluyla müşrik Araplara, tutumları­nın yanlış olduğu, kendilerini kötü sonuca sürükleyeceği anlatılmakla­dır, işte diğer kıssalar da hep böyledir. Yani bu kıssalar mazi olmaktan çok haldir. Hz. Muhammcd'in kavminin tulumları, bu kıssalarda sem­bol leştirilmekicdir. 201



1 Prof. Dr. Süleyman Ateş, Gerçek Din Bu, Yeni Ufuklar Neşriyat: 7-9.

2 Prof. Dr. Süleyman Ateş, Gerçek Din Bu, Yeni Ufuklar Neşriyat: 11-14.

3 Ebû Dâvûd, Nikah: 43; Tirmizî, Edcb: 28.

4 Müslim, Hac, bâb: 19, hadîs: 147.

Prof. Dr. Süleyman Ateş, Gerçek Din Bu, Yeni Ufuklar Neşriyat: 14-17.



5 lîuhârî, Tefsir, Sûre: 33/2.

6 İbn Sa'd, GazcvâtuV-Rasûl veScrâyâh, s. 189-192, Bcynıt 1401, 1981.

7 Bclâzûrî, 435, Beyrut, 1398/1977.

8 IbnuTArabî, Ahkâmul-Kur'ân: 3/1529; Kurtubî: 14/190.

9 Câmiul-bcyîn: 22/13; Kurtubî, el-Câmi': 14/190. '

10 Ahkâmu'1-Kuran: 3/1529; Kurtubî, d-Câmi': 14/190.

11 el-Fohu'r-Rabbânî: 18/240.

12 Butıârî, Tefsir, Sûre: 33; Tinni/.î, Tefsir, Sûre: 33; cl-Tâc; 4/208.

13 Ahkâmu'l-Kuran: 3/1531-1532.

14 Tabresî, Mecmc'u'l-bcyân: 8/260.

15 Prof. Dr. Süleyman Ateş, Gerçek Din Bu, Yeni Ufuklar Neşriyat: 18-26.

16 Prof. Dr. Süleyman Ateş, Gerçek Din Bu, Yeni Ufuklar Neşriyat: 26-34.

17 Câmi'u'l-beyân: 5/60; FeyzıTl-Kadîr: 3/482; Tefsîrul-Kasimî, 5/1219. İbn Mâce'de de aynı mealde bir hadîs vardır. Nikâh: 5.

18 İbn Hanbel, Musned: 1/191.

19 Câmi'ııl-beyân, 5/68.

20 Müslim, Hac, b. 19, h. 147.

21 Prof. Dr. Süleyman Ateş, Gerçek Din Bu, Yeni Ufuklar Neşriyat: 34-40.

22 Prof. Dr. Süleyman Ateş, Gerçek Din Bu, Yeni Ufuklar Neşriyat: 40-41.

23 Encyclopedia Briıanica.

24 Sayılar, bab: 30, âyet: 13.

25 Mııhammed ibn Abdullah, Hııkuku'l-mer'eti fi'1-lslâm, s. 26-27, Kahire, 1398/1978.

26 Nahl Suresi: 58-59.

27 Tekvîr Suresi: 8-9.

28 Rfizî, Mcfâtîhu'l-ğayb. 20/55.

Prof. Dr. Süleyman Ateş, Gerçek Din Bu, Yeni Ufuklar Neşriyat: 41-46.



29 Şûrâ Suresi: 49-50.

30 Prof. Dr. Süleyman Ateş, Gerçek Din Bu, Yeni Ufuklar Neşriyat: 46-47.

31 Nisa Suresi: 3.

32 Tekvîn, bab 28, âyet: 8-9.

33 Tekvin, bab31, cümle: 17.

34 Tekvîn, bab 32, cümle: 22.

35 I. Samuel, bab 1, cümle: 1.

36 II. Samuel, bab 5, cümle: 13.

37 Çıkış, bab21, cümle 10.

38 I. KıraUar, bab: 11, cümle: 3.

39 Abdulâztz Çaviş, Anglikan Kilisesine Cevap, Mehmet Akif tercemesi ve Sü­leyman Ateş sadeleştirmesi, s. 165-166, Ankara, 1974,

40 İbn Mâcc, Nikâh, 56.

41 Prof. Dr. Süleyman Ateş, Gerçek Din Bu, Yeni Ufuklar Neşriyat: 47-53.

42 Hucurât Suresi: 13.

43 A'raf Suresi: 189.

44 Ali İmran Suresi: 195.

45 Ahrâb Suresi: 35.

46 Nah! Suresi: 97.

47 Tevbe Suresi: 72.

48 Tevbe Suresi: 67-68.

49 Ali İmran Suresi: 10.

50 Tevbc Suresi: 71.

51 SîratulbnHişSm.I. 327,358,11. 112

52 Aynı eser.

53 İbn Mâce, Mukaddime, 17.

54 Buhârî, llm 10; Müslim, Zikir, 37, 38; îbn Mâce, Mukaddime, 17.

55 Mennâ' el-fCaium, el-Usretu fi'1-Islâm, s. 32. 33; Hukul-mer'eti fi'1-lslâm, s. 48-49.

Prof. Dr. Süleyman Ateş, Gerçek Din Bu, Yeni Ufuklar Neşriyat: 53-56.



56 İbn Kesîr, Tefsîru'1-Kur'âni'l-azîm, c. 1, Nisa Suresi.

57 Taberî, Câmi'ul-beyân, IV. 275.

58 Tefsîru Ayâti'l-ahkâm, II. 37.

59 Nisa Suresi: 11-12.

60 Nisa Suresi: 34.

61 Bakara Suresi: 253 ncii âyete bakınız.

62 Bakara Suresi: 223;

63 Talak Suresi: 6-7.

64 Talâk Suresi: 1

65 Ibn Mâce, Nikâh, 3.

66 Buharî, Nefckat, 9, 14; Müslim, Akdiye, b, 4, h. 7.

67 Hukuku'J-mer'eti fİl-îslâm, s. 76.

68 Prof. Dr. Süleyman Ateş, Gerçek Din Bu, Yeni Ufuklar Neşriyat: 56-62.

69 Müslim, Birr, b. 46, h. 147; Buhâiî, Zekât, 10; Tirmizî, Biıt, 13.

70 Müslim, Birr, b. 46, h. 149.

71 İbn Mâce, Edeb, 3; fcbu Davud, Edeb, 6, Rikak 22,î'tisam, 3; Müslim, Akdiyc, n.

72 Tİmıizi, Bin-, 13.

73 Müslim, Talâk, b. 5, h. 31, 34; Ahkâmul-Kur'an, c. 3, s. 1507-1510.

74 Feydu'i-Kadîr, II. 97.

75 FcydıTl-Kadîr, m. 496.

76 Tirmizî, Tefsir, Sure: 9.

77 Taberânî, ei-evsat, Keşfu'1-Hafâ, 1338.

Prof. Dr. Süleyman Ateş, Gerçek Din Bu, Yeni Ufuklar Neşriyat: 62-64.



78 Bakara Suresi: 282.

79 İ'lâmul-Muvakkîn, II. 76 ve devamı; Kur'ân-ı Kerîm'in Yüce Meali ve Çağ­daş Tefsiri, I. 337-338.

80 Prof. Dr. Süleyman Ateş, Gerçek Din Bu, Yeni Ufuklar Neşriyat: 64-65.

81 Talâk Suresi: 1.

82 Tirmizî, Talâk, 16; Taberî, Câmiu'lbeyân, II. 456.

83 îbnKesîr,I.371.

84 Ncsâ'î, Talâk, bâb es-selâs.

85 Ebû Dâvûd, Talâk, bâb neshil mürâca'a.

86 Prof. Dr. Süleyman Ateş, Gerçek Din Bu, Yeni Ufuklar Neşriyat: 65-68.

87 İbn Kesîn Râzî, Mefatîh, II. 249.

88 ibn Mâce, Talâk 21; Ebû Dâvûd, Talâk, bâb fi'l-hul'; Dârimî, Talâk, 6.

89 Prof. Dr. Süleyman Ateş, Gerçek Din Bu, Yeni Ufuklar Neşriyat: 68-70.

90 Hâzin, ibn Kesir Tefsirleri.

91 îbnu'I-Arabî, Ahkâmu'i-Kur'ân, ffl. 1574.

92 AhkÛmu'1-Kur an, E 1575.

93 Taberî, Câmi'ul-beyan, XXH. 46.

94 İbn Kesîr, Tefsir, W. 114.

95 Mefâtîhu'1-ğayb, XXffl. 205.

96 Keşşaf, Nur Suresi, 31 nci âyetin tefsiri.

97 lbn Kesir, İL 599.

98 Ebû Dâvûd, Libâs, bâbu fîmâ tubdri-mer'eıu min zmetihâ.

99 Mefâtîh, XXIII. 202-203.

100 Taberî, Gâmi'ul-beyân, XVDI. 119.

101 Taberî, Câmi'ul-beyân, XVIII 119-120.

102 Müslim, Selâm, 22.

103 Buhârî, Vudû', 13, Nikâh, 115.

104 Müslim, Cihâd, b. 22, h. 64-67; Ahkâmu'l-Kuran, IH. 1502.

105 Isrâ Suresi: 23-24.

106 Müslim, Birr, 8; îbn Hanbel, Musncd, II. 346.

107 Ahmed, Nesa î, tbn Mâce ve Hâkim rivayet dinişlerdir. Keşfu'I-hafâ I. 335.

108 Prof. Dr. Süleyman Ateş, Gerçek Din Bu, Yeni Ufuklar Neşriyat: 71-78.

109 Prof. Dr. Süleyman Ateş, Gerçek Din Bu, Yeni Ufuklar Neşriyat: 78-82.

110 Prof. Dr. Süleyman Ateş, Gerçek Din Bu, Yeni Ufuklar Neşriyat: 82-85.

111 Prof. Dr. Süleyman Ateş, Gerçek Din Bu, Yeni Ufuklar Neşriyat: 85-87.

112 îsrâ Sûresi: 33.

113 Bakara Sûresi: 194.

114 Nahl Sûresi: 126.

115 Buhârîilnı39.Cihâd, 17. Diyât, 24, 31; Ebû Dâvûd, 11. 147;.

116 Prof. Dr. Süleyman Ateş, Gerçek Din Bu, Yeni Ufuklar Neşriyat: 87-96.

117 Prof. Dr. Süleyman Ateş, Gerçek Din Bu, Yeni Ufuklar Neşriyat: 96-99.

118 Prof. Dr. Süleyman Ateş, Gerçek Din Bu, Yeni Ufuklar Neşriyat: 99-107.

119 Bürûc Sûresi: 10.

120 Kahl Sûresi: 110.

121 Tevbe Sûresi: 3.

122 Tevbe Sûresi: 6-12.

123 Nisa'Sûresi: 90.

124 Nisa Sûresi: 94.

125 Enfâl Sûresi: 61.

126 Muhammed Sûresi: 1-4.

127 Bk. Ibn Sa'd, Tabakât: 3/132; Taberî, Târîhû'l-Umemi ve ve'1-Mulûk: 3/226-227.

128 Taberî, Târîhul-umemi ve'1-mulûk: 3/367-368.

129 Aynı eser: 4/18.

130 Aynı eser: 4/18.

131 Taberî, Târîhıı'I-umemi ve'1-mulûk: 4/153.

132 Taberî, Târîhu'l-umemî ve'1-mulûk: 4/155.

133 Taberî, Târihu'l-umemî ve'1-mulûk: 4/157; Tefsînı'l-Menân 10/294-297.

134 Prof. Dr. Süleyman Ateş, Gerçek Din Bu, Yeni Ufuklar Neşriyat: 107-119.

135 tbn Hişâm'ın Sîretinden Özetlenmiştir: 4/65-148; keza bkz. Ibn Kesîr, Tefsir: 2/344-346.

136 Mefâtîhu'l-jŞayb: 16/111.

137 Prof. Dr. Süleyman Ateş, Gerçek Din Bu, Yeni Ufuklar Neşriyat: 119-125.

138 Bakara: 255.

139 Prof. Dr. Süleyman Ateş, Gerçek Din Bu, Yeni Ufuklar Neşriyat: 126-139.

140 Prof. Dr. Süleyman Ateş, Gerçek Din Bu, Yeni Ufuklar Neşriyat: 139-141.

141 Prof. Dr. Süleyman Ateş, Gerçek Din Bu, Yeni Ufuklar Neşriyat: 142-143.

142 Felhul-Kadîr: 5/507.

143 Prof. Dr. Süleyman Ateş, Gerçek Din Bu, Yeni Ufuklar Neşriyat: 143-146.

144 Prof. Dr. Süleyman Ateş, Gerçek Din Bu, Yeni Ufuklar Neşriyat: 147-149.

145 Prof. Dr. Süleyman Ateş, Gerçek Din Bu, Yeni Ufuklar Neşriyat: 149-152.

146 Prof. Dr. Süleyman Ateş, Gerçek Din Bu, Yeni Ufuklar Neşriyat: 152-154.

147 Prof. Dr. Süleyman Ateş, Gerçek Din Bu, Yeni Ufuklar Neşriyat: 155-162.

148 Prof. Dr. Süleyman Ateş, Gerçek Din Bu, Yeni Ufuklar Neşriyat: 162-166.

149 Mefâtîhul-ğayb, 1/635.

150 Rûhu'l-Me'ânî, 1/339.

151 Prof. Dr. Süleyman Ateş, Gerçek Din Bu, Yeni Ufuklar Neşriyat: 166-171.

152 Mefâıîhu'l-ğayb: 32/187.

153 Buhârî, Bcd'u'1-halk: 11, Cizye: 14, Tıb; 66, 68, 69; Müslim, Selâm: 42, İbn Mâcc, Tıb: 45; İbn Ilanbc], Musned: 6/96.

154 İbn Kesîr, Tcfsîr: 4/575.

155 Aynı.

156 Aynı.

157 el-Bahru'1-Muhîı: 8/530.

158 et-Teshil: 4/225.

159 En'âm Sûresi: 112.

160 A'râf Sûresi: 200.

161 Prof. Dr. Süleyman Ateş, Gerçek Din Bu, Yeni Ufuklar Neşriyat: 171-177.

162 Müsin: Arapça "sinn" den. Yaşlı, geçkin, kocamış, ihtiyar.

163 "Izâ semİ'lum bit'tâûn bi-ardın felâ tedhulû aleyhi. Ve izâ vakaa ve entum bi ardın felâ tahrucû minha firaren minhu". (Veba olan yere girmeyin, vebâ olan yerde iseniz çıkmayın, mcâltndedİr.) (Hadîs-t Şerif).

164 Safahat, s. 260-271.

165 Prof. Dr. Süleyman Ateş, Gerçek Din Bu, Yeni Ufuklar Neşriyat: 177-185.

166 Prof. Dr. Süleyman Ateş, Gerçek Din Bu, Yeni Ufuklar Neşriyat: 185-187.

167 Prof. Dr. Süleyman Ateş, Gerçek Din Bu, Yeni Ufuklar Neşriyat: 188-189.

168 Prof. Dr. Süleyman Ateş, Gerçek Din Bu, Yeni Ufuklar Neşriyat: 189.

169 Prof. Dr. Süleyman Ateş, Gerçek Din Bu, Yeni Ufuklar Neşriyat: 189-202.

170 Iiuhârî, Salât: 1, Hac: 76, Enbiyâ: 5, Tevhîd, 37, Menâkıb: 24; Müslim, îmân: 259,263; tbn Hanfacl, Musned: 3/148, 149; 5/143.

171 tbn Kesir, Tefsîr: 3/4

172 İbn Kesîr, Tefsir: 3/4.

173 Tefsir: 3/8.

174 Mefâlîlıti'l-ğayh: 20/152.

175 Müslim, îmân: 291; Tinmizî, Tefsir: Sûre: 53; Ibn Hanbel de rivayet etmiştir. İbn Kesîr Tefsir: 3/10.

176 Ibn Kesîr, Tefsîr: 3/4.

177 N'ecm Sûresi: 5-14

178 Ibn Kesîr, Tefsîr: 3/4-21; Hâzin: 4/135.

179 Prof. Dr. Süleyman Ateş, Gerçek Din Bu, Yeni Ufuklar Neşriyat: 203-212.

180 Câmi'u'l-beySn: H/87; Mefatîhul-ğayb: 23/49-50; fon Kesîr, Tefsir: 3/230.

181 Prof. Dr. Süleyman Ateş, Gerçek Din Bu, Yeni Ufuklar Neşriyat: 212-221.

182 Taberî, 3. 28-29-

183 Kitabı Mukaddcs/s. 825-826.

184 Mcfâlîhu'l-ğayb, 7/41-42; Tefsînı'l-Kur'âm'l-Hakâm, 2/55-56.

185 Prof. Dr. Süleyman Ateş, Gerçek Din Bu, Yeni Ufuklar Neşriyat: 222-228.

186 Secde; 5.

187 Mcâric; 4.

188 Rahman; 20.

189 Tekvin, bab: 1.

190 Mefâtîhul-ğayb: 14/115.

191 Tefsîrul-Mcnâr: 8/448.

192 Müslim, Münâfikîn: 27; tbn Hanbel, Musned: 2/327.

193 Mİzân u'l-l'tidâl: 1/464.

194 İbn Kesîr: 2/221.

195 Tefsîru'1-Menâr: 8/448-449.

196 el-Cevâhir fi Tef sîri'l-Kur'ân: 12/207-208.

197 Prof. Dr. Süleyman Ateş, Gerçek Din Bu, Yeni Ufuklar Neşriyat: 228-235.

198 Tekvûı, bab: 6-8.

199 Isrfi: 15.

200 Kn'âm: 50.

201 Prof. Dr. Süleyman Ateş, Gerçek Din Bu, Yeni Ufuklar Neşriyat: 235-239.

Yüklə 0,85 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   25   26   27   28   29   30   31   32   33




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin