I- övünmesi, Çok İyi Arapça Bildiği İddiası: 3 Iı- hz. Muhammed'i Şehvetperestlîkle Suçlaması 4


F- Hz. Muhammed'in, Hanımlarına Davranışı



Yüklə 0,85 Mb.
səhifə10/33
tarix04.01.2019
ölçüsü0,85 Mb.
#90132
1   ...   6   7   8   9   10   11   12   13   ...   33

F- Hz. Muhammed'in, Hanımlarına Davranışı

Bir müslüman için her hususta olduğu gibi aile içi davranışlarda da en büyük örnek Peygamber (s.a.v.)in davranışıdır. Peygamberimiz, hiçbir hanımına bir fiske dahi vurmamış, zaman zaman onların dünya­lık, refah istekleriyle kendisini rahatsız etmelerine de ses çıkarmamış­tır. Hz. Ömer şöyle diyor:

"Bİz Kureyşliler, kanlarımızın sözünü dinlemezdik. Medine'ye geldik, Medinetilerin, karılarının sözleriyle gezdiklerini gördük. Bitim kadınlarımız da onların kadınlarından öğrenip bize karışmaya, sözlerimize karşılık vermeye başladılar. Bir gün kanma kızdım. Çün­kü yapmak istediğim bir şeyde bana:

Şöyle yapsan daha iyi olur, dedi.

Sen kim oluyorsun ki benim işime burnunu sokuyorsun, dedim. Karım:

Sen, bana karşılık verilmesini istemiyorsun ama kızın, Allah'ın Resulüne Öyle karşılık veriyor ki Peygamber (s.a.v.) bir günü kırgın, dargın geçiriyor, dedi." 69

işte kadınlarının bir düşünce beyan etmelerine dahi müsaade et­meyen bir ortamda Peygamber (s.a.v.), kadınların durumunu yükselt­miş, onlara iyilik edilmesini emretmiştir:

"Sizin hayırlınız, kadınlarına hayırlı olandır."70"Kadınlara an­cak kerîm olanlar ikram ederler. Onlara kötülük edenler letm (kötü) insanlardır. "71

"En güzel dünya nimeti: Zikreden dil, şükreden kalb, ve insanın, inancına göre yaşamasına yardımcı olan kadındır. "72

"Sizin dünyanızdan sana üç şey sevdirildi: Güzel koku, kadın ve gözümün bebeği kılınan namaz."73

Aşağıdaki hadisler, islâm Peygamberinin, kadınlara, kız çocukla­rına ne kadar şefkat ve merhamet beslediğini göstermeğe yeter:

"llz. Aişe diyor ki: Bana, yanında iki kızı bulunan fakir bir kadın geldi. Benden bir şey istedi, yanımda tek hurmadan başka vereceğim bir şey yoktu. O hurmayı kadına verdim. Hurmayı aldı, bölüp iki kızına verdi. Kendisi yemedi. Sonra kalktı, kızlarıyle birlikte çıkıp gitti. Peygamber (s.a.v.) gelince olayı kendisine anlattım, buyurdu ki: Kim bu kızlarla imtihan edilir (yani kimin kızı olur) de onlara güzel ba­karsa onlar onun için ateşe karşı koruyucu perde olurlar."74

"Kim, iki kıza bakıp ergenlik yaşına kadar onları yetiştirirse, kı­yamet gününde o, benimle şöyle olur. (Peygamber böyle deyip par­maklarını birbirine geçirmiştir.75

"Kimin üç kızı olur da sabırla onlara bakar, elinden geldiğince yedİrir, içirir, giydirirse kıyamet gününde onlar, o kimse İle ateş ara­sına perde olurlar.."76 Hadisin, Tirmizî'deki varyantı şöyledir: "Ki­min üç kızı, yahut üç ktzkardeşi, yahut iki kızı, ya da iki kızkardeşi olur da onlara güzel bakar, onlar hakkında Allah'tan korkar (onlara

haksızlık etmezjse onun için cennet vardır. "77

G- Kadının Şahîdlîğî Sorunu:

Bazı konulardaki şahitlik meselesinde îslâm, iki kadını bir erkeğe denk tutmuştur. Bunun sebebi, erkeği kadından üstün görmesi değil, kadının erkeğe göre daha heyecanlı, hassas ve unutkan olmasıdır. Çünkü çocuklarının eğitimi, evinin tertip ve düzeni gibi birçok işlerle meşgul olan kadın, aynı zamanda çok hassas olması yüzünden zaman* la unutkan olabilir. Bundan dolayı borç senedi yazımında: "Erkekleri­nizden iki kişiyi de şahit tutun. Eğer ilci erkek yoksa razı olacağınız şahitlerden bir erkek ve iki kadın şahitlik etsin. Tâ ki kadınlardan biri şaşınrsa diğeri ona hatırlatsın..." 78

Ayette, neden iki kadının bir erkeğe denk tutulduğu açıklanmak­tadır. Bu, kadının şaşırması veya tefsirlere göre unutmasıdır. Gerçi âyette unutma tabiri yoktur, şaşırma tabiri vardır. Bunun şaşırma ile terceme edilmesi, asla daha uygun olur. Çünkü kadın, unutmaktan zi­yade heyecan yüzünden şaşırabilir veya erkeğe nisbetle daha çabuk kanabilir. Çünkü daha hassastır, daha çok etki altında kalabilir. İşte böyle bir durumda şahit yalnız bir kadm olursa şahitlik tehlikeye düşe­bilir, hukuk zayi olabilir. Halkın hukukunu korumak ve garanti altına almak için borç, ticaret, gibi daha ziyade erkeklere mahsus işlerde bir erkek yerine iki kadının şahitlik etmesi emredilmektedir. Çünkü bu gi­bi işler erkeklere mahsustur, bunların şahitliğini yapmak da yine er­keklerin görevidir. Ama erkek olmazsa bu görevi kadınlar da yaparlar. Ancak kadın, burada asıl görevi dışında bir vazife yüklenmektedir. Er­keğe ait olan bir görevi tek kadına yüklemek ağır olur. Bundan dolayı bu görev, iki kadına yüklenmektedir. Fakat bir erkek yerine iki kadı­nın tanıklık etmesi, erkeklerin tanıklık yapabilecekleri konulardadır. Doğum, süt emzirme, annelik, dulluk, bakirelik, Hân gibi ailevi konu­larda kadın erkeğe denktir. Tek kadının şahitliği dahi yeterlidir.79

Bazı tabiilere atfedilen sözlere göre kadınlar, had, ceza, ve kısas gibi konularda tanıklık edemezler, ancak mal, akid, nikâh, köle âzâdı, doğum, süt emzirme, dulluk vs. gibi davalarda tanıklık edebilirler. Fa­kat bu görüşe mesned olabilecek bir hadis veya sahabi sözü yoktur. 1b-nu'1-Kayyim cl-Ccvziyye, bu sorunu etraflı olarak incelemiş, Kur'ân ve hadisin naslarma göre kadının da her hususta tanıklık edebileceği sonucuna varmıştir. 80



H- Üç Boşama Sorunu:

Bakara Suresinin 229 ncu âyetinde: "Boşama iki defadır. (Bundan sonra) ya iyilikle tutmak, ya da güzelce salıvermek (lâzımdır)" buyurulur.

Islâmdan önce Araplar, kanlarını istedikleri kadar boşar, belli bir süre sonra tekrar ona döner, yine boşar, yine döner, böylece kadına iş­kence ederler; ne ona özgürlüğünü verirler, ne de onu eş yaparlardı. İslâm devrinde ensârdan bir adam karısına:

Sana hiç yaklaşmayacağım, ama sen benden çözülüp ayrılama­yacaksın, dedi. Kadın:

Nasıl olur bu? dedi. Adam:

Seni boşayacağım, süren bitmeye yaklaşınca sana döneceğim. Yine boşayacağım, iddet süren sona yaklaşınca tekrar döneceğim, işi böyle sürdüreceğim, dedi.

Kadın, bu durumu Allah'ın Resulüne arz etti. Yüce Allah, Bakara Suresinin 229 ncu âyetini indirdi 81 ve kadının aleyhinde işleyen bu boşama sistemini kaldırıp ancak iki boşamada dönme hakkı tanıdı. Er­kek üçüncü defa da boşarsa artık ona dönme hakkı vermedi.82

Gerek Talâk Suresinin birinci âyetinden, gerek Kütüb-i Sitte'de bulunan sağlam hadislerden anlaşıldığı üzre karısını boşamak isteyen kimse, kadın âdetinden temizlendikten sonra onu boşayıp bekler. Ka­dın bir âdet daha görüp temizlendikten sonra bir daha boşar, yine bek­ler. Kadın bir âdet daha görüp temizlenir. Eğer adam boşamaya kararlı ise bir daha boşar. Böylece kadınla bütün evlilik bağları kopmuş olur. Kadın ertesi âdetini de gördükten sonra dilediğine varabilir, dilediğiy-1c evlenebilir. Ama erkek, birinci veya ikinci boşamadan sonra pişman olup boşamadan vazgeçerse bu üç aylık süre içinde karısına dönebilir. Zaten talâkın üç aylık süreye bağlanması ve bu sürenin sayılmasının cmrcdilmesi, erkeğe karısına dönme fırsatını tanımaktır. Nitekim yüce Allah, Talâk Suresinde şöyle buyurmaktadır: "Ey Peygamber, kadın­lı ) lan boşadığınız zaman iddetleri içinde (âdetten temiz oldukları sıra­da) onları boşayın ve iddeti sayın (üç defa âdet görüp temizlenmeleri­ni bekleyin). Rabbiniz Allah'tan korkun. (Bekleme süreleri dolmadan) onları evlerinden çıkarmayın. Kendileri de çıkmasınlar; ancak apaçık bir edepsizlik yaparlarsa başka. Bunlar, Allah'ın sınırlarıdır. Kim Al-lahın sınırlarını geçerse kendisine yazık etmiş olur. Bilmezsin belki Allah, bundan sonra bir iş ortaya çıkarır (bu bekleme süresi içinde eşler arasında bir sevgi yaratır, bir anlaşma ortamı hazırlar)." 83

Gerek Bakara Suresinin 229 ncu âyetinden, gerek Talâk Suresinin 1 nci âyetinden açıkça anlaşılıyor ki bu üç boşama, bir ağızla söylene­cek sözler olmayıp, üç ay içerisinde ve her ay bir tane olmak üzre ve­rilecek ayrı ayrı talâklardır. "Marratayn" tabiri, bir şeyin iki kere ya­pılmasını gösterir. Namazdan sonra otuz üç kere subhânellâh demek müstehabdir. Şimdi biri kalkıp da bir söz ile "Otuz üç kere subhânellâh" olsun demekle otuz üç kere değil, sadece bir kere subhânellâh demiş olur. Üç defa dersini okuması emredilen bir Öğren­ci üçe niyet ederek bir defa okumakla bu emri yerine getirmiş olmaz. Mutlaka ayn ayrı üç kere okuması gerekir. İşte talâk da böyledir. Mut­laka ayn ayrı yapılmak icabeder. Her âdet içinde de birden fazla talâk olmayacağına göre kadını boşama işlemi en erken üç ayda tamamlana­bilir. Bundan önce olmaz. Maalesef bu konuyu insanlar istismar ede­rek Kur'ân'ın kesin emrini âdeta bir oyuncak gibi yapmışlar ve "Üçten dokuza boş ol" gibi uydurma bir söz ile aile saadetini yıkmışlardır. Halbuki ne Kur'ân'ın kasdi, ne de.AHah Resulünün amacı bu değildir.

Gelen sahih hadisler, üç talâkın bir defada verilemeyeceğini gös­terir. "Bir adamın, karısını bir defada üç talâk ile boşadığı, Allah'ın Resulüne haber verildi. Allah'ın Resulü, kızarak ayağa kalktı, şöyle dedi:

Ben henüz aranızda iken Allah'ın Kitabiyle mi oynanıyor?

Bir adam ayağa kalktı:

Ya Resulâllah, şu adamı öldüreyim mi? dedi." 84

Hz. Peygamber, karısını bir defada üç talâk ile boşayip sonra piş­man olan Abdu Yezîd'e karısına dönmesini emretmiş,.Abdu Yezîd:

Ya Resulâllah, ben onu üç talâk ile boşadım, deyince, Hz. Pey­gamber (s.a.v.):

Biliyorum, demiş ve Talâk sûresinin birinci âyetini okumuştur.85

Zaten boşama, bir sözle olup bitecek bir iş olsa, Talâk Suresinin sonundaki: "Bilmezsin, belki Allah bundan sonra bir iş ortaya çıkarır (bir anlaşma zemini hazırlar)" cümlesinin bir anlamı kalmaz. 86


Yüklə 0,85 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   6   7   8   9   10   11   12   13   ...   33




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin