İÇİndekiler tablo 2 Ham Petrol ve Dökme Yük taşımacılığı 11 GİRİŞ


Teşvik Primi ve Katma Değer Vergisi Ertelenmesi



Yüklə 376,92 Kb.
səhifə4/5
tarix30.07.2018
ölçüsü376,92 Kb.
#64339
1   2   3   4   5

3.2.5 Teşvik Primi ve Katma Değer Vergisi Ertelenmesi

Teşvik belgesine göre düzenlenen yerli global listelerde yer alıp müsteşarlıkça uygun görülen ve yurt içinde imal edilmiş olan makine ve teçhizatın Katma Değer Vergisi ne karşı gelen miktar. Yatırımları ve Döviz Kazandırıcı Hizmetleri Teşvik Fonundan aşağıda belirtilen esaslar çerçevesinde teşvik primi olarak yatırımcılara ödenir.


Teşvik primi başvurusu Teşvik Belgesi, Yerli Global Liste (Müsteşarlık tarafından onaylanmış), Fatura asılları ile yatırımın bulunduğu yerin valiliğine yapılır. Müsteşarlık tarafından verilen teşvik belgelerinde gösterilen yatırım mallarının ithalinde ödenmesi gereken katma değer vergisi, bu verginin fiilen indirilmesinin mümkün olacağı tarihe kadar ertelenir. Yatırımın teşvik belgesinde öngörüldüğü şekilde gerçekleşmemesi halinde, ertelenen vergi saptanan yıllar için faizi ile birlikte alınır. Erteleme süresince zaman aşımı işlemez~

3.3 Uluslararası Finans Pazarlarından Borçlanma

1960’lı yıllarda Euro-pazarların gelişmesi özellikle büyük firmalar, çok uluslu şirketler için yeni finansman olanakları yaratmıştır. Euro-Pazarlar serbestçe değiştirilebilir ulusal paraların ulusal sınırlar dışında ve ulusal para otoritelerinin düzenlemelerinden bağımsız olarak serbestçe dolanımda bulundukları, ödünç verme işlemlerine konu oldukları bütünleşmiş bir para ve sermaye pazarları olarak

tanımlanmaktadır. Son derece dinamik ve hızlı bir gelişme gösteren Euro-pazarların büyüklüğü 1960 yılında 1 milyar dolar iken, günümüzde trilyonlarca dolan aşkın bir boyuta ulaştığı tahmin edilmektedir.
Euro-pazarların kendilerine özgü ayırıcı özellikleri bulunmaktadır. Söz konusu pazarlardan sağlanacak kredilerin bazı özellikleri şöyle ortaya konabilir. [10]
1. Faiz haddi genellikle değişken olup her altı ayda bir, piyasadaki gelişmelere göre saptanmaktadır.
2. Faiz haddi, bankalar arası faiz haddine (LIBOR - London Interbank Offred Rate) kredinin süresi ve taşıdığı risk derecesine göre bir pay (spread) eklenmesi sureti ile belirlenmektedir.
3. Kredilerin vadesi normal olarak 10 yıldan daha kısadır. Bu pazarlarda 5-7 yıl süreli krediler ağırlık taşımaktadır.
4. Kredilerin tutarı yüksektir. Uluslararası finans pazarlarında tek bir bankadan borçlanılabileceği gibi~ bankaların oluşturacağı bir bankalar konsorsiyumundan da borç alınabilmektedir.
Tek bir uluslararası bankadan kredi almanın basitlik , sürat ve daha esnek olma gibi üstünlükleri bulunmaktadır. Ancak kredi gereksinmesinin tutarı yüksekse veya gelecekte yeni krediler alınması öngörülüyorsa, bankaların konsorsiyum suretiyle verecekleri krediler tercih edilebilir. Konsorsiyum kredilerinde, gelecekte yeni krediler sağlanabilme olanağı da yüksek olmaktadır.
Uluslararası finans pazarlarından borçlanmanın bazı çekici yönleri bulunmaktadır.
1. Bu krediler genellikle A.B.D. doları cinsinden sağlanmaktadır.
2. Borçluya çoğu kez, çoklu para seçimi olanağı tanınmaktadır. Borçlu böylece sağlayacağı döviz cinsi geliri ile, ödeyeceği döviz cinsi arasında uyum sağlamak olanağını elde ettiği gibi, almış olduğu krediyi başka bir döviz cinsi üzerinden de ödeyebilmektedir.
3. Kredinin süresi geri ödeme (taksit süreleri yatırım projesinin fon yaratma olanakları ile uyumlu hale getirilebilmektedir.
4. Diğer finansman kaynaklarına kıyasla daha fazla esneklik sağlanabilmektedir.

5. Genellikle, belirli malları satın alma ve belirli bir ülkeden satın alma koşullarına bağlı olmaksızın kullanılabilmektedir.


6. Kredi kolaylıkla ve kısa sürede sağlanabilmektedir.
Buna rağmen anılan kredilerin bazı sakıncalı yönleri bulunmaktadır.
1. Faiz haddi değişken olduğu için, gelecekteki yükleri kesinlikle tahmin edilememektir.
2. Bankalar konsorsiyumundan sağlanan kredilerin maliyeti genellikle, ödenen komisyonlar nedeniyle, yüksek olmaktadır.
3. Kredinin süresi ,uzun süreli yatırım projelerine göre kısa olmakta ve 10 yılı pek aşmamaktadır.
4. Söz konusu krediler kur (devalüasyon) riski taşımaktadır.
Ülkemizde dışarıdan kredi alınası ve dış kredi kullanımı genelde Türk Parasının Kıymetinin Korunmasına ilişkin mevzuat çerçevesinde düzenlenerek, ekonomik hayattaki gelişmelere ve izlenen politikalara göre dış kredi kullanımına ilişkin esaslar değiştirilmektedir.
1980’li yılların sonlarından itibaren sermaye hareketlerinin serbestleştirilmesi doğrultusunda dış kredi kullanım koşulları kolaylaştırılmış, 1990 yılında 32 saydı kararda yapılan değişiklikle , Türkiye’ de yerleşik kişilerin yurt dışından nakdi ve gayri nakdi kredi alımlarını düzenleyen esaslar liberalleştirilmiş . T.C. Merkez Bankası ve bankaların uluslararası piyasalarda dövizle işlem yapmaları tümüyle serbest bırakılmıştır.

4. GEMİ YATIRIM PROJELERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ


Bu bölümde yatırım projesinin unsurları hakkında bilgi verilip, statik ve dinamik sayısal proje değerlendirme yöntemleri tanıtılacaktır.


4.1 Yatırım Projesinin Unsurları
Yatırım kararı uzun bir araştırma süreci sonunda alınır. Karar alma süreci yatırım fikrinin doğuşu ile başlayıp; proje düzenleme, değerlendirme, onaylama aşamalarını izler. Proje kontrol aşamasının ardından başarı değerlendirme ve geliştirme önerileriyle karar alma süreci sona erer. Bir yatırım kararı modelinde yer alması gereken unsurlar şunlardır:
1- Yatırım için gereken ilk harcama miktarı ve daha sonra yapılmasıgerekenharcamalar.
2- Yatırım projesinin uygulanması sonucunda elde edilecek nakit girişi .
3- Projenin kabulü halinde işletmenin net nakit girişinde oluşacak artış.
4- Nakit çıkış ve girişlerinin ne zaman oluşacağına ait bilgi.
5- Projenin ömrü ve değerlendirmede uygulanacak kriter.
Bu unsurlar kısaca aşağıdaki şekilde açıklanabilir:
1-. ilk Yatırım
İlk yatırım kavram olarak bir denizcilik şirketinin gemi sahibi olmak için ayırdığı fondur. Bu projeden bir nakit girişi elde edilmeye başlanıncaya kadar birikecek tüm nakit akışlarım kapsar.
İster gider kabul edilerek bilançoya alınan olsun. ister her türlü nakit çıkışı ilk yatırım miktarına dahil edilmelidir.

2- Projenin Hurda Değeri


Gemi, kara ve hava ulaşım araçları gibi yatırımlarda malın satıldığında gelecek olan para yatırımın hurda değeridir. Çalışma sermayesine bağlanan para hurda değerin tamamı olabilir. Ayrıca, bazı yatırımlarda yatırım projesi için arsa ve bina satışından elde olunacak fonun hurda değer olarak dikkate alınması gerekir.
3- Net Nakit Girişi
İlk yatırım projenin başlangıcındaki fon çıkışı, projenin hurda değeri de projenin ömrü sonundaki nakit girişidir. Ayrıca, projenin ömrü boyunca denizcilik işletmesine getireceği nakit girişleri de vardır. Projenin sağlayacağı net nakit girişi ile ilgili olarak belirtilmesi gereken bazı hususlar şöyledir:

i - Nakit girişi projenin sağlayacağı gelir ile karıştırılmamalıdır. Gelir kavramı nakit girişi kavramına oranla oldukça belirsiz bir kavramdır. Gelirin belirlenmesi bakımından hasılatın hangi dönemde ortaya çıktığına ilişkin güçlükler, proje ile ilgili olup kar/zarara atılan veya varlık olarak değerleme yöntemleri ve hangi giderlerin stok maliyetine dahil edileceği ve hangilerinin edilmeyeceğine ilişkin uygulama gelire oranla nakit girişi kavramının tercih edilmesine gerekçe olarak öne sürülebilir.


ii - Nakit girişi denizcilik işletmesinin projeyi kabulü halinde, kabul etmemiş olması haline oranla sağlanan ek nakit girişidir.
4- Nakit Akışlarının Oluştuğu Dönemlerin Belirlenmesi
Bir yatırım projesi ile ilgili nakit çıkışı projenin başlangıcında oluşur. Bu çıkış önceden de açıklandığı gibi ilk yatırım tutarıdır. Genel olarak basit örneklerde ilk yatırıma cari dönem içinde yapıldığı varsayılır. Bu olayı basitleştirici bir varsayımdır. Uygulamada yatırım harcamasının gelir getirir hale gelmesi çoğu kez cari yılı aşar.
Projeye konu geminin hurda değeri veya projenin ömrü sonunda işletmeye geri dönecek nakit girişi elbette analizde en son yıl içinde işletmeye dönmüş olarak hesaba alınacaktır.
Denizcilik işletmesinin projeden sağladığı diğer nakit girişlerinin ait olduğu yılların dikkatle belirlenmesine gerek vardır. Basit örneklerde projenin sağladığı nakit girişinin bütün yıllar üzerinden aynı olduğu varsayılır. Aslında nakit girişleri genel olarak yıllar

itibarı ile aynı düzeyi her zaman koruyamaz ve yıldan yıla değişir. Hangi yıllarda nakit girişinin ne kadar olduğu yatırım kararı üzerinde büyük etkiye sahiptir.


Nakit akışının ait olduğu dönem belirlenirken genel olarak yıl içinde dağılışı üzerinde durulmayıp nakit giriş ve çıkışlarının yıla eşit olarak dağıldığı kabul edilir. Bu hesaplama açısından yapılmış bir varsayımdır. Aksi taktirde devamlı faiz hesabı gerekir ki hesaplama bakımından bu düşünüş tarzı hem oldukça karışık hem de sonuçlara etkisi bakımından pek maddi fark yapmayacak bir yaklaşımdır. Gerektiğinde yıldan küçük dönemler ayrıca dikkate alınabilir. [18]
5- Projenin Ömrü
Yatırım kararı modellerinde üzerinde durulması gereken diğer bir nokta ise projenin ömrüdür. Bu süre asgari bir yıldır. Yıldan daha kısa dönemde geri dönecek yatırımlar sermaye bütçeleşmesinin dışında tutulmaktadır. Projelerin azami ömrü olabildiğince sağlıklı olarak belirlenmeye çalışılmalıdır.
Bu süre on yıl veya daha fazla olabilir. Ancak uygulamada süre on yılı aştığında belirsizlikler çok arttığı için bu süreyi aşan dönemlerde elde edileceği tahmin edilen nakit girişlerini de hesaba katmak karar üzerindeki etki bakımından ihmal edilecek kadar önemsiz hale gelmektedir. Bu nedenle, hesaplamalarda on yıl sınır kabul edilir.
6- Projeden Beklenen Verim Oram
Bu oran analizlerde belli bir oran olarak kabul edilir ve yatırımcının verisi olarak göz önünde tutulur.

4.2 Proje Değerlendirme Yöntemleri

Yatırım alternatifleri arasında seçim yapabilmek için değerlendirme yöntemleri kullanılır. Bu yöntemler iki ana grupta toplanır. Birinci grupta paranın zaman değerini temel alan yöntemler (dinamik yöntemler), ikinci grupta ise bunu dikkate almayan ve yaklaşık bilgi veren yöntemler (statik yöntemler) yer alır.
Her iki gruptan, verdikleri sonuçlar bakımından en çok tercih edilen yöntemler şöyledir:

1- Net Bugünkü Değer Yöntemi (Net Present Value).


2. İç Verim Oranı Yöntemi (Internal Rate of Return)
3. Karlılık İndeksi Yöntemi (Profitability Index)
4- Geri Ödeme Süresi (Payback Period)
Statik değerlendirme yöntemleri paranın zaman içindeki değer kaybını hesaba katmadıklarından tek dönemlik zaman boyutunda kullanılabilirler. Dinamik yöntemler bu sakıncaları ortadan kaldırırlar ve gelecekteki nakit giriş ve çıkışlarının bugünkü değere indirgenmesini esas alılar.
Bu nedenlerden ötürü, dinamik yöntemlerin verdikleri sonuçlar daha güvenilir olmakta ve tercih edilmektedir. Dinamik yöntemlerin dayandığı temel varsayımlar şunlardır:
i Amaç fonksiyonu kar maksimizasyonu ile belirtilmiştir ve eksiksiz işleyen sermaye pazarlarına dayanmaktadır.
ii - Sermaye, öz ve dış kaynak sermayesi sahiplerinin kredi şartlarına göre herhangi bir farklılaştırmaya tabi değildir.
iii - Sermaye gereksinmesi olanlar ve sermaye sunucuları pazara herhangi bir kısıtlama olmaksızın girebilirler. (free entry)
iv - Pazarın şeffaflığı nedeni ile tek bir faiz oranı söz konusudur. (Gerçekte ise bu varsayımların geçerli olmadığı belirtilmelidir. Zira faiz oranları farklılaşmakta, pazara sinirli giriş özgürlüğü bulunmaktadır.)

4.2.1 Net Bugünkü Değer Yöntemi (Net Present Value)


Bir yatırım projesinin ekonomik ömrü boyunca sağlaması beklenen nakit girişlerinin belirli bir ıskonto oranı (sermaye maliyeti) kullanılarak hesaplanan bugünkü değeri ile nakit çıkışlarının bugünkü değeri arasındaki fark projenin net bugünkü değeridir. Bu yöntem paranın zaman değerini dikkate aldığından bir dinamik değerlendirme yöntemidir.

NBD ;Yatırımın bugünkü değeri


K ; net bugünkü değer faktörü

M ; faaliyete geçilen yıl


N – M +1; projenin ömrü
NÇ ; yatırım harcamaları

NG ;net girdi


Net bugünkü değer yöntemi ile gemi yatırım projelerinin seçiminde kullanılan temel ölçü: net bugünkü değeri sıfırdan büyük, yani pozitif çıkan yatırım önerilerini kabul etmek ve negatif çıkanları ise ret etmektir.
Sermaye maliyeti kullanılan ıskonto oranına bağlı olarak değişir ve bir proje için her sermaye maliyeti ile farkI bir bugünkü değer bulunur.
Alternatif gemi yatırım projeleri arasında seçim yapılırken sermaye maliyeti ve ekonomik ömrü eşit projeler arasında net bugünkü değeri pozitif ve büyük olan proje tercih edilir. Farklı ekonomik ömürleri olan alternatif projelerde ise zaman etkisini gidererek bulunan net bugünkü değerle seçim yapılır.
farklı ömürleri olan projeleri değerlendirirken önce her projenin net bugünkü değeri hesaplanır. Ardından her projenin ömrü sonunda yenilendiği ve durumun sonsuza kadar aynı şekilde tekrarlandığı varsayılarak net bugünkü değeri bulunur.

4.2.2 İç Verim Oranı Yöntemi


İç verim oranı yöntemi de (Internal Rate of Return) paranın zaman değerini dikkate alan bir dinamik değerlendirme yöntemidir. Bir yatırım projesinin nakit çıkışlarının bugünkü değerini nakit girişlerinin bugünkü değerine eşitleyen ıskonto oranına iç verim oranı denir. Bu değerlendirmede daha çok yatırımın karlılık yönü üzerinde durulmaktadır.

r: İç Verim Oranı

NÇ ; yatırım harcamaları

NG ;net girdi


M ; faaliyete geçilen yıl
N – M +1; projenin ömrü

HD; hurda değeri


İç karlılık oranının hesaplanması şu şekilde yapılabilir:


1 - Sermaye maliyetine paralel olarak ıskontolu nakit akışları hesaplanır.
2 - Nakit akımlarının değerinin pozitif veya negatif olduğu belirlenir.

3 - Iskonto edilmiş nakit akımlarının değeri pozitif ise r1 ‘den daha yüksek başka bir r2 oranı hesaplanır. Net bugünkü d eğer negatif ise r1 ‘den daha küçük bir r:alınır.

Enterpolasyon ile tespit edilebilecek olan gerçek iç karlılık oranı nakit girişlerinin bugünkü değerini sıfıra eşitler ve bu iki oran arasındadır.


4.2.3 NBD Yöntemi ile İç Verim Oranı Yönteminin Karşılaştırılması
Net Bugünkü Değer Yöntemi (NBD) ve İç Verim Oranı (IVO) Yöntemi bir yatırım projesinin değerlendirilmesinde aynı yönde sonuç verirler. NBD yöntemi ile kabul edilen bir yatırım projesi IVO yöntemi ile de kabul edilir.
Ancak, iki veya daha çok sayıdaki alternatif yatırım projelerinin değerlendirilmesi ve yalnız birinin seçilmesi söz konusu olunca bu yöntemler farklı projelerin seçilmesine neden olabilirler. Özellikle projelerin nakit akımlarının zaman içinde dağılımı ve ekonomik ömürleri farklı olduğu zaman bu durum ortaya çıkmaktadır. [181
Net bugünkü değer yöntemi kullanılan ıskonto oranı üzerinden fonların tekrar yatırılacağını varsayarken, iç yerini yöntemi işletmeye dönen fonların IVO üzerinden yatırılacağını varsaymaktadır. Bu durumda akla gelen ilk soru bu iki yöntemden hangisinin kullanılmasının daha sağlıklı sonuç vereceğidir.
Bu durumda tercih genel olarak net bugünkü değer (NBD) yöntemi yönündedir. Çünkü iç verimi yöntemi kullanıldığında her projenin iç verimi farklı olduğundan değişik projeler için işletmeye dönen fonlar farklı oranlar üzerinden tekrar yatırılmış

gibi işlem görecektir. Net bugünkü değer yönteminde ise işletmeye gelen nakit daima aynı oran üzerinden değerlendirilir.


Projeler arasında bir seçim yapmanın gerekli olduğu durumlarda projelerin IVO hesaplanarak, işletmenin projeler için kullandığı fonların sermaye maliyeti ile karşılaştırılması gerekir. Projelerin IVO ayrı ayrı sermaye maliyetinden yüksekse aşağıdaki sıralama izlenerek projeler yeniden değerlendirilmelidir. [21]
1- Projelerin nakit akışları arasındaki fark, yıllar itibarı ile hesaplanır.
2- Bulunan fark için IVO hesaplanır.
3 - Hesaplanan IVO sermaye maliyetinden yüksek ise, ıskonto işlemi uygulanmadan önceki nakit akışı dikkate alınarak, ilk IVO değerine bakılmadan toplam nakit girişi fazla olan proje seçilir.

4.2.4 Karlılık İndeksi Yöntemi (Profitability Index)


Bu yöntem yatırım projelerinin değerlendirilmesinde kullanılan dinamik yöntemlerden birisidir ve nakit girişlerinin bugünkü değerinin nakit çıkışlarının bugünkü değerine oranlanması ile bulunur.
Karlılık İndeksi = Fayda / Maliyet
Karlılık indeksi “1” ‘den büyük olan yatırım projeleri kabul edilir. Daha önce açıklanan net bugünkü değer yöntemine göre bir projenin kabulü için gerekli koşul, nakit girişlerinin bugünkü değerinin proje maliyetine eşit ya da ondan büyük olmasıdır.

Bu yönteme göre iki projenin değerlendirilmesi şu şekilde yapılır:


A PROJESİ (TL) B PROJESİ (TL)
Nakit Çıkışlarının Bugünkü Değeri 12,000,000 $ 3.500,000 $
Nakit Girişlerinin Bugünkü Değeri 15,360,000 S 5.000.000 $
Net Bugünkü Değer 3,3 60.000 S 1.500,000 $
Karlılık İndeksi 1.28 1.42

B projesinin karlılık indeksi daha büyük çıkmıştır. Bunun anlamı daha yüksek karlılık sağlayacak olmasıdır. Net bugünkü değer yöntemi ile farklı büyüklükteki projelerin değerlendirilmesinde ortaya çıkan güçlükler karlılık indeksi yöntemi ile ortadan kaldırılır.

Bu yönteme göre projeler değerlendirilirken işletmenin sermaye bütçesindeki
kısıtlamalar ve küçük projeye yapılan yatırımın katlanma özelliği önem kazanmaktadır.
Denizcilik işletmesi için bir sermaye kısıtlaması söz konusu iken. B projesine aynı şartlarda bir kaç kez yatırım yapılabiliyorsa B projesi avantajlıdır.
Eğer bir sermaye kısıtlaması söz konusu değil ve B projesinin sadece bir defa gerçekleşmesi mümkün ise, işletme geri kalan sermayesini de değerlendirmek amacı ile net bugünkü değer yöntemine göre seçim yapar. Diğer bir deyişle karlılık indeksinin sonuçları bazen net bugünkü değer yöntemi ile çelişebilir ve böyle durumlarda net bugünkü değer yöntemine göre karar verilir.

4.2.5 Geri Ödeme Süresi Yöntemi (Payback Period)


Yatırım projesinin nakit çıkışlarını, nakit girişleri ile geri ödeyecek zaman sürecine geri ödeme süresi denir. Maliyet ve gelirlerin yıllar itibarı ile sabit olduğu varsayılırsa gen ödeme süresi aşağıdaki gibi hesaplanır.
Geri Ödeme Süresi = Toplam Nakit Çıkışı / Yıllık Nakit Girişleri
(Yatırılan Sermaye)
Bu yöntemin mantığı yatırımların kendi kendini finanse etmesidir. Bu nedenle amortizasyon süresi en kısa olan proje daha avantajlı kabul edilir. Eğer söz konusu olan tek bir projenin değerlendirilmesi ise, hesaplama sonucu bulunan amortizasyon süresi karar organının öngördüğü maksimum ödeme süresinden küçük olmalıdır.

5. FİNANSSAL KİRALAMA

5.1 Tanım

Finanssal kiralamanın (leasing) dünyada bilinen ilk uygulamalar Sümerler zamanında M.Ö. 2000’li yıllarda tarım araçları kiralamasından görüldü. Daha sonraki Roma dönemlerinde leasing uygulamaları artarken ortaçağda arazi ve binalar leasinge konu oldu.


Modem anlamı ile leasing, 1930 yılında Amerika’da yaşanan ekonomik krizden sonra finansman güçlüklerini aşmak amacıyla ortaya çıktı. Bugünkü anlamı ile ilk leasing şirketi 1952 yılında Amerika’da kuruldu, 1960’lı yıllarda Avrupa ve Japonya’da yayılmaya başladı.
Büyük sermaye birikimleri olmadan yeni teknoloji kullanımını destekleyen ve ekonomik büyümeyi sağlayan leasing, gelişmiş (ilkelerde sabit sermaye yatırımlarının yüzde 30’luk bir bölümünü finanse eder hale geldi Kelime anlamı olarak kiralama anlamına gelen leasing, bir kiralama şirketinin kiracı durumundaki bir şirketin ihtiyaçlarına uygun malı satın alıp, bunu belli bir süre için kiracı şirketin kullanımına vermesi işlemidir. European Leasing Association kiralamayı şu şekilde tarif etmektedir: ‘finanssal kiralama, belirli bir süre için kiralayan ve kiracı arasında imzalanan, kiracı tarafından seçilip kiralayan tarafından satın alınan bir malın mülkiyetini kiralayanda, kullanım hakkım kiracıda bırakan bir sözleşme olup; malın kullanımı belli bir kira ödemesi karşılığında kiracıya bırakılmıştır.~
5.2 Finanssal Kiralama Mevzuatının Genel Hatları

3226 sayılı Finanssal Kiralama Kanununun ana hatları aşağıda sunulmuştur:

1.Sözleşmeye taşınır veya taşınmazlar konu olabilir. Patent gibi fikri haklar. kiralama sözleşmenize konu olamazlar.

2. Finanssal kiralama bedeli ve ödeme dönemleri taraflarca sabit veya değişken belirlenebilir. Ödemeler Türk Lirası ya da Merkez Bankası’nca alım satımı yapılabilen yabancı para cinsinden yapılabilir.


Yabancı para ile yapılan finanssal kiralama sözleşmelerinde meydana gelebilecek aşırı kur artışları, mahkemeler tarafından sözleşmenin revizyonu için yeterli sayılmamaktadır.[19]
3. Sözleşme en az 4 yıl müddetçe fesh edilemez.
4. Sözleşmenin düzenlemesi noterlikçe yapılır.
5. Kiracı, sözleşme süresince finanssal kiralamaya konu malın kullanıcısı olup sözleşmenin amacına uygun olarak maldan her türlü faydayı temin etme hakkına sahiptir.
Kiracı mali kullanırken gerekli itinayı göstermek zorundadır. Sözleşmede aksine bir hüküm yok ise kiracı malın bakım, onarımından sorumludur ve meydana gelecek tüm giderlere katlanır.
6. Malın sözleşme süresince hasar ve ziyan sorumluluğu kiracıya aittir. Bu sorumluluk ödenen sigorta miktarının karşılanmayan kısmı ile sınırlıdır.
7. Kiracı mal üzerindeki kullanım hakkını bir başkasına devredemez.
8. Finanssal kiralama şirketi, mülkiyeti kendisine ait olan malı sözleşme süresince sigorta ettirmek zorundadır. Sigorta primlerinin ödenmesi kiracıya aittir.
9. Kiracının iflası halinde, iflas memuru, finanssal kiralama konusu malların tefrikine karar verir. mas memurunun bu kararına karşı yedi gün içerisinde itiraz edilebilir.
10. Sözleşme, kararlaştırılan sürenin dolmasıyla son bulur. Ancak taraflar anlaşırsa üç ay önceden bildirilmesi kaydıyla mevcut ya da yeni şartlarla sözleşme uzatılabilir.
11. Sözleşme, şirketin sona ermesi, kiracının iflası veya işletmesini tasfiye etmesi hallerinde, sözleşmede aksine bir hüküm yoksa sona erer.
12. Kiralayan. finanssal kiralama bedelini ödemede zorlanan kiracıya verdiği otuz günlük süre içinde de kira ödenmez ise sözleşmeyi feshedebilir.

13. Sözleşme sona erdiğinde sözleşmeden doğan satın alma hakkını kullanmayan ve bu hakkı bulunmayan kiracı, finanssal kiralamaya konu mali derhal geri vermekle mükelleftir.


14. Sözleşmenin kiracı tarafından feshi halinde kiracı malı iade ile birlikte vadesi gelmemiş finanssal kiralama bedellerini ödemek yükümlülüğü altında olduğu gibi kiralayanın bunu aşan zararından da sorumludur.
Sözleşme kiralayan tarafından feshedilirse. kiracı mali geri vermekle beraber uğradığı zararın tazminini kiralayandan talep edebilir.
Sermaye kiralaması olarak da adlandırılan finanssal kiralama, makine ve teçhizatın mülkiyet hakkını yasal olarak kiralayana, ekonomik acıdan kiralanan varlık üzerindeki kontrolü kiracıya devreden ve kiracıyı varlığın fiili sahibi haline getiren uzun süreli bir Leasing türüdür.
Kiralayan tarafından kiraya verilmek amacı ile satın alınan malın, fiyatını ve fiyatı etkileyen diğer maliyet unsurlarının tümü kiracı tarafından kiralayana ödenmek zorundadır. Kiralama dönemi sonunda mal kiracıya sembolik bir bedel karşılığı devredilir.

5.3 Makro Açıdan Finanssal Kiralama

Finanssal kiralamanın ülke ekonomisi açısından önemli yararları bulunmaktadır. Finanssal kiralama yöntemiyle ülkeye getirilen makine, araç gereç ülkenin üretim imkanlarım arttırarak mal ve hizmet artışı sağlar.

Finanssal kiralama işleminde finanssal kiralamayı yapan. diğer bir deyişle kiralayan firma açısından bu işlemden elde edilecek yararlar şunlardır.
1. Finanssal kiralama amaçlı makine alımı dolayısı ile ortaya çıkan amortisman.yeniden değerleme, yatırım indirimi. katma değer vergisi indirimi gibi vergi avantajlarından tümüyle kiralayan firma yararlanır. Bu alanda yapılan çalışmalara göre. %50 kar marjı ile çalışan satıcı firmaların KDV açısından nötr kalabilmeleri için aylık satışlarının azami %35,7 1 ‘ini finanssal kiralama işlemlerine yöneltmesi gerekmektedir.
2. Kiralayan şirket. düşük maliyetle edindiği bir fonu, yatırım mali bazında kristalize ederek daha uygun bir kar marjı bağlamında plase eder. Finanssal kiralama şirketlerinin temelde bir finansman kuruluşu olmaları bu nedenledir.
3. Tahsis edilen krediler amacına uygun olarak kullanıldığı için yatırım, mevcut kapasiteyi arttırır.
Leasing işlemi ile yatırımın tamamına finansman sağlanabilirken, malın teslim alınmasına kadar yapılan her türlü harcama, varsa ithalat ve gümrük masrafları bile toplam finansmana dahil edilebilir.
Leasing uygulamaları kiralama konusu ekipmanın temini açısından üç temel gruplandırma altında incelenebilir.
1. Kiralayanın., kiralayacağı ekipmanları doğrudan satıcı veya üreticiden temin ederek kiracıya kiraladığı Doğrudan Leasing’.
2. Kiracı tarafından sahip olunan bir ekipmanın kiralayana satılıp ve aynı ekipmanın kiracıya tekrar kiralandığı ‘Satış ve Geriye Kiralama’.

Bu yöntem genellikle işletme sermayesi ihtiyacı olan firmalar tarafından kullanılır.


3. Bir leasing işlemine konu olan malın. leasing sözleşmesinin geçerliliğini korumak kaydıyla, kiracı tarafından üçüncü bir tarafa kiralandığı ‘Ait Leasing’.
Bu yöntem genellikle ülkeler arasındaki vergi ve fön maliyetleri farklarından yararlanmak amacı ile yapıldığı için kiralayan ve kiracı farklı ülkelerde yerleşiktir.

Yüklə 376,92 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin