İk-dr-2002-0002 İnsani kalkinma poliTİkalari ve tüRKİye üzerine bir deneme hazirlayan: Mİne yilmazer danişman: prof. Dr. HaliL ÇİVİ aydin 2002



Yüklə 3,49 Mb.
səhifə58/65
tarix12.01.2019
ölçüsü3,49 Mb.
#94877
1   ...   54   55   56   57   58   59   60   61   ...   65
    Bu səhifədəki naviqasiya:
  • SUMMARY

ÖZET


Kalkınma ekonomisi ana bilim dalı 1950’li yıllarda doğmuştur. Bu bilim dalı ile ilgili modeller, genellikle gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki nicel ve nitel farklılıkları incelemeye yöneliktir. Geleneksel kalkınma kuramlarında daha çok maddi yetersizliklerle ilgilenilmiş ve büyüme sorunu çözüldüğünde, diğer sorunların da giderileceği varsayılmıştır. Bu bağlamda, geleneksel kuramcılar, kalkınmanın hesaplanmasında genellikle kişi başına gelir düzeyi ile sınırlı kalmıştır.

1970’li yıllardan itibaren geleneksel kalkınma anlayışının yetersizliği üzerine yapılan yorumlar artmaya başlamıştır. Kalkınma literatüründe, insan merkezli yaklaşımlar adı verilen bu eleştiriler kapsamında, birçok insani sorun tartışılmaya başlanmıştır. İnsan merkezli yaklaşımlar bağlamında, insani potansiyellerin gerçekleştirilmesi, yaşam kalitesinin iyileştirilmesi ve insani özgürlüklerin artırılması hedeflenmiştir. İnsani kalkınma görüşüne göre, eğer bir ülkede ekonomik büyüme ile birlikte yoksulluk düzeyi düşüyorsa, gelir daha adil dağılıyorsa, devlet sosyal harcamalarını artırıyorsa, hukuk sistemi ve demokratik kurumlar daha etkin bir şekilde işliyorsa, insani kalkınmadan söz edilebilir.

İnsani kalkınma politikalarının önceliklerinin belirlenmesi ve uygulanması aşamasında, bu alanlarda somut veriler bulunması gerekmektedir. Bir ülkenin kalkınma başarısının ölçümünde farklı yöntemler kullanılmıştır. Ancak, ekonomik, sosyal, kültürel ve politik kalkınmanın tüm alanlarında somut verilere ulaşmak oldukça zordur. Bu nedenle, insani kalkınmayı en iyi şekilde yansıtabilecek göstergeler kullanılmaya çalışılmıştır. Bu çalışmalar içinde en önemlisi Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP)’nin hesapladığı İnsani Kalkınma Endeksi (HDI)’dir.

Bu çalışmada, insan merkezli kalkınma yaklaşımları çerçevesinde yeni bir endeks ölçümü gerçekleştirilmiştir. Bu endekse Yaşamın Yetkinliği Endeksi (YYE) adı verilmiştir. YYE, ekonomik, sosyal ve politik alandaki 16 değişken kullanılarak hesaplanmıştır. Gerçekleştirilen analiz iki aşamadan oluşmaktadır. İlk aşama, Türkiye’de 1985-1999 döneminde her üç endeksin gelişimi incelenmiştir. Analizin ikinci aşamasında, 1999 yılı itibariyle 32 ülkeyi kapsayan bir sıralama gerçekleştirilip, ülkeler arasında karşılaştırmalar yapılmıştır.

Endeks ölçümünde temel amaç, HDI’nden daha kapsamlı bir ölçüm yaparak, Türkiye’deki insani kalkınma politikalarının farklı bakış açısıyla değerlendirilmesini sağlamaktır. Elde edilen sonuçlar, YYE’nin ülkelerin insani kalkınma performansını yansıtmada HDI kadar başarılı olduğunu göstermektedir.

Ekonomik, Sosyal ve Politik Endekslerin detaylı bir şekilde değerlendirmesi ile elde edilen sonuçlara göre, Türkiye’de ekonomik ve politik istikrarsızlık, baskıcı örf ve adetler, anayasal sorunlar, insan hakları ihlalleri, kamunun sosyal yatırımlardaki yetersizliği gibi nedenlerle insani değerler ikinci planda kalmaktadır.

Diğer ülkelerle karşılaştırıldığında, Türkiye’nin insani kalkınma performansının yıllar itibariyle giderek iyileştiği, ancak bu iyileşmenin yetersiz kaldığı görülmektedir. Türkiye’de insani kalkınma konusunda bireylerin bilinçlenmesini sağlamak ve insani kalkınma politikalarının belirlenmesinde geniş halk kitlelerinin, kurumların, sivil toplum kuruluşlarının, politikacıların ve üniversitelerin katılımının sağlanması gerekmektedir.


SUMMARY


The discipline of development economics has been developed in the 1950’s. The models in this discipline are generally concerned with analyzing qualitative and quantitative differences in both developed and developing countries. Traditional development theories focused mostly on material insufficiency and it was assumed that when the problems pertaining to development were solved, other problems would also be eliminated. In this context, traditional theories have been limited to income per capita in the study of development.

After the 1970’s, the traditional development theory has been criticized by a group of scholars who underlined the inadequacy of the traditional approach to development. This new group of critics, which are often called as “human-centric” theories, emphasized the humanitarian side of development. In the center of these theories are the realization of human capacity, increasing the quality of life, and widening the scope of basic rights and freedoms.

According to the human development approach, in a country, together with economic development, if there is a decrease in poverty, if income is equally distributed, if the state is increasing its social expenditures, and finally, if the legal system and democratic institutions are operating more effectively, then, we can talk about human development in that country.

During the process of determining the priorities of human development policies, there must be concrete evidence in these areas. However, it is difficult to obtain a concrete evidence in all the areas of political, economic, social and cultural development. For this reason, some indicators which can best measure human development are used. The most important of these measurements is the Human Development Index (HDI) measurement by the United Nations Development Program (UNDP).

This study prepared a new index measurement inspired by the “human-centric” approach, which is called the “Life Capacity Index (LCI).” LCI was calculated by using 16 different variables in social, economic, and political areas. The analysis consists of two steps: In the first step, the development of three indexes is examined in the period of 1985-1999 in Turkey. In the second step, as of 1999, a list involving 32 countries was formed and a cross-national comparison was made.

The main purpose of index measurement is to evaluate human development policies in Turkey from a different viewpoint by using a more extensive measurement. The findings obtained from this study show that LCI is as successful as HDI in measuring human development performance.

According to the findings evaluated in detail in the light of the Economic, Social, and Political Indexes, human values stayed well behind the standards in Turkey for reasons such as economic and political instability, oppressive customs, human rights violations, and insufficient public investments.

When compared to other countries, it can be said that Turkey’s human development performance has been getting better over the years; however, it is still inadequate. For a better human development performance, individuals should be educated and the more extensive participation of the masses, institutions, civil society organizations, politicians, and universities in decisions on human development policies should be made possible.




Yüklə 3,49 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   54   55   56   57   58   59   60   61   ...   65




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin